Loading...

KALPTENİMAN K-Ö HARFİ DİNİ YAZILAR


KALPTENİMAN K-Ö HARFİ DİNİ YAZILAR

[TOP]

20.261 Kardeşlerimiz Biz Bu Sitede Nefsin Tehlikelerini Bildirmek İçin Varız.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kardeşlerimiz Biz Bu Sitede Nefsin Tehlikelerini Bildirmek İçin Varız.

Kardeşlerimiz Biz Bu Sitede Nefsin Tehlikelerini Bildirmek İçin Varız.

 
Kardeşlerimiz;
Yazılarımıza ilgi gösterip yazdığınız için sizden Hz. ALLAH razı olsun. İnanın ki bu sitede yazan sizleri çok seviyorum bazı fikir uyuşmazlığımız olsa da önemi yok hepinizden iman fışkırıyor. Hepinizden ALLAH razı olsun adedinizi arttırsın. Hepimiz Hakk ve hakikati doğru bildiğimizi duyurmaya çalışıyoruz. İnanıyorum ki çok faydalı yazışmalar oluyor ve inanıyorum ki bu yazışmalardan Hz. ALLAH(c.c) razıdır. Çünkü bazı kardeşlerimiz şirk felaketinden sakındırmaya, sinsi şeytanın tuzaklarını duyurmaya gayret ediyor. Bazı kardeşlerimiz ise şeytanın işbirlikçisi şuursuz akılsız nefsin Hz. ALLAH’ın koyduğu yasakları nasıl çiğnediğini bu tuzaklardan nasıl kurtulacağımızı tarif ediyorlar.
Aklı olan her nasihatten kendisine lazım olan bilgiyi alır. Bu yaşı 70'i bulan amcanız da yıllarımı Hz. ALLAH ile nasıl gönül bağı kurulur diye araştırma çalışması ile geçirdim. İlk başta kuranı kerim ve sünneti seniyye üzerinde yaşam sürerek imanımı güçlendirmeye gayret ettim. Fakat nefsimin şeytana uymasına engel olamadım. Kendimi ibadet ve taata veriyorum fakat çok geçmeden günah işliyorum.
 
Bu işin sırrını keşfetmek nefsime hakim olmak onun idaresini kontrolüme almak istiyordum. Hz. ALLAH’a canı gönülden yalvardım. "Ya Rabbi beni nefsimin şerrinden koru. Onun idaresini bana ver. Ona ibadet yaptırabileyim. Sana iman ettirebileyim." Bu dualarıma cevap gelmesi uzun sürmedi. Tarikatları sevmememe rağmen bize tarikata girmek nasip oldu. Mürşidimiz bize nasihat ettikçe ibadet ve taatlarımız arttı. Ruh halimizde de, daha evvel hissetmediğimiz haller meydana gelmeye her geçen gün iman gücüm artmaya başladı. Kesinlikle hiç şüphesiz Hz. ALLAH’ın var olduğuna canı gönülden iman ettim. Bu hal daha evvel yoktu. Artık ibadet yapmak zorluğu yoktu. Aksine zevk haline geldi. Hâlbuki evvelden namazlarımı üşenerek, nefsimi zorlayarak kılıyordum. Nefsim iman etmişti. Bunu kesinlikle anlamıştım. Bu halimi de Hz. ALLAH’ın beni rehberini buldurmasına borçluyum.
 
Bu hali yaşamayan kardeşlerimizden ricam:
Ne olur bu yola düşmanca hareket etmekten hakarete varan sözler kullanmaktan vazgeçin. Hz. ALLAH’ın veli kullarını tahkir edip küçük görmeyin.
 
Kardeşlerimiz;
Ben bu sitede bu halleri duyurmak için varım. Böyle bir yolun olduğunu, bu yolda nefsin terbiye gördüğünü yaşamış görmüş olarak duyuruyorum.
Duyan nasibi kadar duyar.
Duymazsa nefsine uyar. Nefsini ilah edinir. Ömrünü öyle bitirir.
Hz. ALLAH cümlemizi şuursuz nefsimizin şeytana uyup bizleri helak etmesinden muhafaza etsin İnşaALLAH.
 
Selamı Aleyküm.
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI YERDİR.(Nazirat Süresi -40,41)
 
Kalpteniman
 
 
 
 

[TOP]

20.262 Kendini Rezil Edip Küçük Düşürme.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kendini Rezil Edip Küçük Düşürme.

Kendini rezil Edip küçük düşürme...


Ey kardeş.
Sana verilen vücudun sahibi Hz. ALLAHtır.
Onu sana seni imtihan etmek için Verdi.
Seni çok ağır bir imtihan bekliyor.
İçinde ise her şeye meyilli münafık bir kuvvet var.
O öyle bir kuvvet ki ona izin verdiğin Zaman her kötülüğü yapar.
Zerre Kadar merhameti,  dini imanı ve iradesi yoktur.
Çok sinsidir kendinden başkasını tanımaz yalnız kendine çalışır.
Gaflete düştüğün ona değer verdiğin zaman yandın demektir.
Onun tek bir derdi var yiyecek içecek iktidar olacak en büyük benim diyecek.
Bu güç bütün yaratılmış varlıkların hepsinde mevcuttur.
Fakat en çok hayvanatta var..
Onlar yerler içerler devamlı cinsi münasebet yaparlar.
Onlar yasak bilmezler. İdrak ve düşünme kabiliyetleri de yoktur.
 
Şimdi sana gelelim ey kardeş.
Hz. ALLAH (c.c) seni insan olarak yarattı, sana  akıl ve düşünce kabiliyeti verdi.,
Hayvanlar ne kadar hata yapsalar hoş görülür hayvandır çünkü .!
Fakat sen en güzel bir biçimde yaratılan insansın. Aklın var çünkü.!
İçindeki şuursuz hayvani nefsinin tuzaklarına düşmemelisin.
Akıl ve dimağını bozacak maddeleri vücuduna sokmıyacaksın.
Seni günaha sokacak, şehvetini azdıracak sahnelerden gözlerini kaçıracaksın.
Eğer bakarsan yakanı kurtaramazsın günaha girmekten kurtulamazsın.
 
Bilki hayvani nefs doymaz sen ona verdikçe o senden yine ister.
Köpek ise hayvan olmasına rağmen, birkaç kemikle doyar sana bekçilik yapar.
Senin içindeki hayvan ise seni kandırmak için şeytanın bekçiliğini yapar.
 
Ne yapacaksın aklını kullanacaksın onun maskarası olmıyacaksın.
Hz. ALLAH’a dayanacak  ALLAH’ın emirlerini yapacaksın.
Aksi takdirde, ona ve şeytana uyarsan hem bu dünyada hem ahirette  kaybedenlerden olursun.
Nefsine uyanlar daha ahirete gitmeden bu dünyada rezil rüsva oluyorlar haysiyetlerini kaybediyorlar.
Hele iktidar olma azmiyle yalan söyleyenlerin vay haline!!
24 haziran mitinglerinin sergilendigi  bu günlerde
kendini rezil eden muhalefetin igrenc hallerini
ibretle seyrediyoruz. 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi böyle bir muhalefetin iktidar olmasindan  muhafaza etsin İnşaALLAH.
 
Ayeti kerime:
"Ey insanlar şüphe yok ki, ALLAH’ın hesap günü hakkındaki vaadi gerçektir,
O halde sakın sizi nefsiniz dünyaya dalıp aldatmasın.
O çok aldatıcı şeytan da ALLAH’ın affına güvendirerek sizi aldatmasın."

(Fatır- 5)
 
Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.263 Kainatın Altı Günde Yaratılması

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kainatın Altı Günde Yaratılması

Kâinatın Altı Günde Yaratılmasının Esrarı.


Kâinatın yaratılışının altı günde olduğunu Yüce ALLAH Kur’an-ı Kerimde açıkça ifade etmektedir.
Peki, sizce burada bir işaret yok mudur? '' ALLAH gökleri ve yeri yarattı '' diyede bize tebliğ edemez miydi?
Böyle olsaydı imanımızda bir eksiklik mi olacaktı? Neden '' ALLAH gökleri ve yeri altı günde yarattı '' diyerek yaradılışı neden bir zamana bağlama ve bir taahhüde gerek duydu acaba?
Amaç kendini övmek olsaydı yeri ve göğü göz açıp kapayıncaya kadar yarattı demez miydi, yoksa ALLAH bundan aciz miydi?
Yoksa düşünen akıl sahipleri için bir işaret mi verdi?
 
Kur’an-ı Kerimde insanın yaratılışına dair 6 ayet, niteliksiz çamurdan yaratıldığına ait 6 ayet, bu çamurun niteliklerine dair de 6 ayet vardır. Elbette bu büyük hikmetleri ve sırları içinde saklamaktadır.
 
İnsanın ilk yaratılışı altı safhada olduğu gibi, anne karnında yaratılışı da altı safhada cereyan etmektedir. Ayrıca insan psikolojik ve ruhsal olarak da altı temel karaktere ayrılmaktadır. Tabi ki Âlemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı ve ilk yaratılanın Nur-i Muhammedîye olduğu İnsan-ı Kamil ve Hakk'ın yeryüzündeki halifesi sevgili Peygamberimizin zahirinde vukuu bulan olayların batınında bizlere bir delil ve ibret ve hikmet olması için ALLAH’ın yaratılıştaki mührü bulunacak.
Bu mühür altı da olabilir ama amaç mühür değil mührün sahibidir ve burada ki Hakk'ın tecellisidir.
 
Varlık ALLAH’ın tanınmasını sağlarken, mahlûkat içinde akıllı ve şuurlu olarak yaratılan insanın da görevi ALLAH’ı tanımaktır. ALLAH’ı iman ile tanıyarak yaratılış amacına hizmet eden insan ebedi saadeti kazanır. Yaratılışın gayesi ve amacı yaratıcıyı tanımaktır.
 
“Ben gizli bir hazine idim, bilinmek ve tanınmak istedim mahlûkatı yarattım”
 
ALLAH’ın hazineleri ise isimlerinde gizlidir. Çünkü mükemmel benzersiz gizli bir cemal kendi güzelliklerini aynada görmek ve güzelliğinin derecelerini şuurlu ve kendine âşık olanların gözleri ile de görünmek ve bilinmek ister.
Bu da kendisinin isim ve sıfatlarını görerek eserlerini bilen, anlayan ve öven, takdir edenlerin varlığını gerektirir. Yüce ALLAH da kâinatı yaratarak kendi hazinelerini ortaya çıkardı. İnsanı yaratarak bu eserlerin sahibi, yaratıcısını bilmek ve iman ile tanımak, ibadet ile itaat etmeyi gerekli kıldı.
Cenabı Hakkın bizlerin gerçekleri bilip anlamamız için, O' nu daha iyi tanıyabilmemiz ve yanlış şeylere sapmamamız için bizlere rehber olarak gönderdiği o yüce Kuran-ı Azimüşandan alacağız. Tabiki bütün emirleri, ilimleri, nurları ve bilgileri… O bizim en büyük kaynağımızdır ve yaratılmış bütün ilimlerin zabıt altına alındığı hikmet dolu olan,  Hakk'ın büyük akıla emrettiği levhaya yazılmış hikmet dolu sözleridir. .
 
Cenab-ı ALLAH bizleri sadece namaz kılalım, oruç tutalım, zekat verip hacca gidelim diye yaratmış olsaydı Kuran 'a ve onca peygambere ne hacet vardı?
Hiç düşündünüz mü ilk inen ayet neden '' ALLAH’ın adı ile oku '' dur acaba? Maksat yat kalk namaz kıl olsaydı ilk inen ayet '' namazı kılın, zekatı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin. '' ayeti olması lazım değil miydi?
Buradaki hikmeti anlamak lazım. Sadece '' oku '' da denmemiştir dikkat ederseniz '' ALLAH’ın adı ile oku '' ALLAH’ı bilerek, tanıyarak, onun izni ile oku denmiştir.
Çünkü İnsan-ı Kamil Hakk'ın yeryüzündeki halifesi ise bizde ona yakışır bir şekilde halife olmak için gayret etmeliyiz ve O'nun biz Âdemoğluna ilk ayeti olan '' ALLAH’ın adı ile oku '' emrini es geçip diğerlerini yapmaya kalkarsak durumumuz ruhu olmayan vücuda benzer ve yaptıklarımız ezberden ve taklitçilikten öteye geçemez.
 
ALLAH görünmek ve bilinmek ister. Hazreti Ali keremellahü veçhe Efendimiz görmediğim varlığa inanmam derken eserleri ile görünen Hz. ALLAH’ı gördüğünü ifade etmek istemişti. Kişi de aynaya baktığı zaman sonsuz sanat eseri olan suretini gördüğü zaman bu harikulade yaratılmış bedenin ustasına âşık olur. O'na canı gönülden secde eder bilir ki bu bedeni yaratan ölümsüz bedeni de yaratmaya muktedirdir.
 
Bu da kendisinin isim ve sıfatlarını görerek eserlerini bilen, anlayan ve öven, takdir edenlerin varlığını gerektirir. Bu da yaratılanları araştırıp, olanları okuyup, öğrenip, düşünen, kalben O'na iman edip, ibadetini elinden geldiğince yapmaya çalışarak O'nu layıkı ile tanımaya, bilmeye çalışarak varlığının amacını ortaya koyan İnsan-i Kamil olmayı gerektirir. Yoksa 6 rakamının aritmetikte 7 den 8 den farkı yoktur, amaç 6 değil, Amaç zahiren bilinen ve görünen şeylerin ardındaki batınındaki ALLAH (c.c) bizlere hayretler içerisine düşüren hikmetlerini idrak edebilmektir. Yoksa kitabımızı içinde ne olduğunu anlamadan bilmeden bir roman gibi okumak değil. Onun için yeni intisap etmiş bir müride şeyhi kuran okutmaz. Sebebi imansız okuyacaktır. Mürşidi onun Ruhunu verdiği zikir dersleri ile diriltir imanı kemale erince kuranı eline verir şimdi oku der.
Doğrusunu ALLAH bilir.
 
Kalpteniman
 
 
 
 
 

[TOP]

20.264 Kurban Bayramı Sohbeti

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kurban Bayramı Sohbeti

Kurban bayramı sohbeti( 25-10-2012  perşembe )


Bismillahirrahmanirrahim
Muhterem kardeşlerimiz hoş geldiniz
Hz.  ALLAH(c.c) cümlemizi  hoş gelenlerden   Ahirete hoş göçenlerden  eylesin .
Kardeşlerim Hz. ALLAH’ımıza sonsuz şükürler olsun bizleri bu kurban bayramına
kavuşturdu.  bu vesile ile mübarek kurban bayramınızı kutlar
Gelecek bayramlara da sağlık sıhhat ve afiyetle kavuşmamızı  cenabı ALLAH’tan 
niyaz ederiz.
Bu bayrama kavuşamadan ahirete göçen cümle ümmeti muhammede de ALLAH (c.c)
Rahmet eylesin.
Kardeşlerim  dünyaya geldik ahirete gitmek için  başkaca bir seçeneğimiz yoktur.
Hz. ALLAH (c.c)  bizleri yaratmazdan evvel dünyayı ve ahireti yarattı ve iki kapı açtı.
Birisi ana karnından dünyaya çıkış, diğeri ise dünya karnından ahirete dönüş.
Ve biz bu ilahi sistemin dışında hareket edemiyoruz.
İtiraz etmeye de sahibi salahiyetimiz  yok etsekte değişen hiç bir şey yok.
 
Şimdi  bir düşünelim geçmişten günümüze kadar insanlar  dünyaya gelirken
kendi iradesinin dışında geliyor , Ahirete dönüşte de kendi iradesinin dışında
dönüyor.
Ayeti kerimede: "Ey inkar edenler sizi biz yarattık halâ tasdik etmeyecekmisiniz  gördünüz rahimlere döktüğünüz meniyi onu siz mi düzgün bir insan suretine çeviriyorsunuz yoksa biz mi yaratıyoruz aranızda ölümü dirimi biz takdir ettik biz dilediğimiz şeyi yerine getirmekten aciz değiliz.
Sizi ortadan kaldırıpta başka bir biçimde yaratmaya da gücümüz yeter.
her halde meniden ve kandan ilk yaratılışınızı bilirsiniz.
Fakat ahirette tekrar yaratılacağınızı da düşünmeli değil misiniz?" (Vakıa -57-63)

 Kardeşler:
Anamızın karnında  meniden kan pıhtısı, ondan da ete ve kemiğe bürünen,  Hz. ALLAH tarafından üfürülen ruhla birleşen bedenimiz, dokuz ay on gün  dolar dolmaz
annemizin  doğum sancıları neticesinde istesek te istemesek te kendimizi
dünyanın içinde bulduk.
Bize anne baba  adında iki hizmetçi de hazır bulduk.
Vücudumuza yarayışlı besinlerle hazırlanmış  süt ise annemizin  göğsünde
depolanmış. 
Annemiz bizi emzirdi yıkadı temizledi, gecelerini uykusuz geçirdi.
Ve görevlerini seve seve yaptılar hasta olmayalım diye  türlü fedakarlıklara
katlandılar.
Biz bu hadiseleri, anamızın karnındakiler olsun dünyaya çıktığımızda olsun hiç birini hatırlamıyoruz kendimizin iradesi dışında dünyanın bir kapısından içeri girmiş
olduk   Hz. ALLAH (c.c) cümlemize hayırlı ömür sürmemizi nasip etsin inşaALLAH.
Şimdi yaşayan bizler hızlı bir şekilde dünyanın çıkış kapısına doğru gitmekteyiz.
Bize sormadan dünyaya çıkaran kainatın yaratıcısı sahibimiz yine bize sormadan
dönüş kapısından ahirete alacaktır. Ve sırası gelenleri almaktadır..
 
Kardeşlerim,  Hz. ALLAH  (c.c) bizleri dünyaya  kendisini tanıtmak ona kulluk yapmamız
için çıkardı  Ayeti kerimede:  "O hanginizin daha güzel kulluk yapacağını imtihan
etmek için ölümü ve hayatı yaratandır."
buyuruyor. (Mülk- 2)
Biz yaratılmış bütün insanlar imtihandayız. .
öyle bir imtihan ki,, Devlet başkanı ona emanet edilen halkı ile.
İşveren  çalıştırdığı işçi ile, çalışan işçi ise çalışması ile, ev reisi eşi ve yavrularının
bakimi ile, Evlad ana babasına saygı ve sevgide,  
Fakat en mühimi  kulun kendisini insan şeklinde yaratan ve ona can veren  yoktan var eden sahibine yapacağı kullukta imtihana çekildiğidir.
Biz bu dünya hayatında bunun için varız ve çoğu insanlar bu hakikatin farkında
değiller nefslerine uymuşlar yiyeyim içeyim giyeyim gezeyim  diyerek ömür
geçiriyorlar. halbuki her geçen zamanın onu ahiretin giriş kapısına yaklaştırdığını
oradan geçip yaptığı işlerin hesabını vereceğine  bir türlü  hazırlanmıyor.
 
Kardeşlerim, biz bize verilen bedenimizin bütün organları ile imtihana çekilmekteyiz.
Hz.   ALLAH (c.c)  ayeti kerimesinde buyuruyor, o bir söz atmaya dursun onun sözlerini  kaydeden katip meleklerim var yazıyorlar bir gün karşısında çıkarılacaktır.
buyurduğuna göre elimize dilimize gözümüze  ve enmühümü kalbimize çok dikkat
etmeliyiz.
Çok iyi bilelim ki akıl irademizi nefsimize kaptırırsak şeytanın askeri olduk demektir
şeytan da bize yuları takar o meyhane senin bu kumarhane senin bu zina hane
senin gezdirir durur kazandığın alın terini haram yerlerde bitirir.
Bu hale düştüğümüz zaman da evdeki eşimize annemize babamıza düşman
oluruz kalplerini kırarız.
bu vesile ile Hz. ALLAH’ın lanetini kazanırız Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi ve evlatlarımızı
böyle felaketlerden korusun.
 
Kardeşlerim diyeceksiniz ki ey hoca anlatıyorsun da çareyi söyle  de bilelim kendimizi koruyalım.
Kardeşlerim çare  iyiyi kötüyü nefsi şeytanı yaratan Hz. ALLAH’a canı gönülden
tevbe ile yardım istemekle olur.
Size yemin ederim  Hz.  ALLAH’a kalpten iman eden ona halis niyetle yalvaran
Ona kullukta kusur etmeyen işlerine nefsi karıştırmayan kulunun duasını Hz.
ALLAH kesinlikle kabul eder ve onu hususi himayesine alır kılına zarar getirmez.
Fakat iyi anlamanızı istirham ediyorum.
Nefs karışmayacak nefs karıştımı nefsle namaz kıldığı için namazı dahi kabukla
şayan olmaz çünkü nefs riyayı gösterişi sever onun için riya ile yapılan namaz oruç
hacc zekat hepsi ibadet yapıldığı zannedilir Hz. ALLAH katında kabahat olur kul
bunun farkında olmaz Hz. ALLAH yapılması gereken ibadetler kullara gösteriş için yapılırsa  HZ.  ALLAH o ibadetleri kabul eder mi? çok hassas bir nokta.
İrademizi Hz. ALLAH’ın emirleri doğrultusunda kullandığımız zaman nefs ayrılmış olur.
bize zarara veremez. İşte o zaman biz ibadetlerimizi yalnız Hz. ALLAH için yaparız.
Fakat,  haset  kin kibir  riya şehvet küpü olan,  tasavvufta yedi başlı ejderha adı
verilen nefse uyarsak şeytanın askeri olur dünya hayatını ve ahiret hayatını
zindana çeviririz ALLAH muhafaza etsin.
Bakın çevrenize nefsine uymuş aklına gelen her işi yapan kişilerin hem kendilerine hemde yakınlarına yaptığı zararları.
Ayeti kerimede: "Beni anın ki ben de sizi anayım Bana şükredin ki nimetlerimi arttırayım"  (Bakara- 152)

Hz. ALLAH cümlemizi nefsin her türlü kötülüklerinden muhafaza etsin inşaALLAH.
AMİN

Kalpteniman
 
 
 

[TOP]

20.265 Kabir Evine Giden Yol.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kabir Evine Giden Yol.


Kabir Evine Giden Yol


 
Fani olan dünya evinde baki değiliz. Ebedi olan ahiret evine gitmeye ve bilhassa elimizde mevcut olan bütün mal ve eşyadan sadece bir kefen kadarını alıp diğerlerini terk etmeye mahkûmuz. Kiralık evlerde oturan kiracıların ev taşırken bütün eşyalarını beraberinde götürüp sevdiği mallardan hiç bir şeyi bırakmayacağı herkesçe bilindiği halde, her şeye muhtaç olan kabir evine gidenlerin sevgili eşyalarından kısmen olsun bir şey beraberinde götürmemeleri gerçekten hayret ve dehşet verici bir durumdur. Cenabı Fahri Kâinat (s.a.v) Efendimiz buyuruyor ki; “Hanginiz var ki varisinin malı ona malından daha sevgili olsun.” buyurdukları zaman Ashabı kiram radiyALLAH’u anhum “Ya Resulullah içimizde hiç kimse yoktur ki kendi malı başkasının malından sevimli olmasın.” dediler. Bunun üzerine (s.a.v) Efendimiz buyurdular ki; “önce gönderdiği kendisinin malıdır. Geriye bıraktığı varisinin malıdır. (Buhari)
 
Diğer hadisi şerifinde ise şöyle buyuruyor: "Bir insan öldüğünde amel defteri kapanır. Yalnız sadaka-i cariyesi, ilmi bir eseri, kendisine dua eden hayırlı bir evladı olan kimsenin amel defteri kapanmaz."( Müslim)
Ah dünyaya dört elle sarılan her şeye sahip olma arzusunda olan biz kullar! Ne zaman uyanacağız kabirde mi? Hz. ALLAH(c.c) ölmeden evvel uyananlardan eylesin Amin.
Velhamdü Lillahi Rabbil Âlemin.
 
Kalpteniman
 

 

 
 

[TOP]

20.266 Kadir Mısır Oğlunun Yanlış Tespitlerine Cevap.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kadir Mısır Oğlunun Yanlış Tespitlerine Cevap.

Kadir Mısıroğlu’n Yanlış Tespitlerine Cevap.

 
Kurtuluş yavrum;
Kadir Mısıroğlu’nun videoya yaptığı bu hakaret konuşmaya geçtiğimiz yaz hakikat dergisiyle
ona cevap verdik sen üzülme.
Aylar önce cevabını aldı o kendini alim görüyor fakat batin
ilminden bihaberdir ki muhterem Ömer Öngüt efendiyi yanlış görüyor.
kendisi zahirden bakıyor kafa gözü ile görüyor, kafa kulağı ile duyuyor.
Hz. ALLAH’ın nuru ile nurlanmış veli ise kalp gözü ile görüyor, kalp kulağı ile duyuyor.
Kadir Mısıroğlu’nda da bu yok gördüğünü duyduğunu söylüyor hadisenin özünü bilmediği için doğru zannettiğini söylüyor.
Sana daha evvel yazdım ben yirmi üç senedir mübarek zatı muhterem ile beraberdim
çok gerçekler gördüm O mübarek zatın Fethullah hocanın durumunu bize açıklarken
kafamız tam olarak almamıştı. Bir gün yanında oturuyordum şöyle anlattı:
Bu gece murakabeye daldım Fethullah düşünürken gözlerimin önüne haç görüntüsü
geldi bildiğiniz put şekliydi. Onun bu sözleri bize çok tuhaf gelmişti çünkü nur cemaatini
Efendi hazretleri seviyordu talebelerini teheccüd kaldırıyor diye onu övüyordu.
O bu hadiseyi anlattığı iki bin yılları civarında ise Fethullah hoca türkiyede aktif çalışma içindeydi başka dinlerle işi yoktu islâm dinimize sımsıkı bağlıydı.
 
Vaktaki yahudi ve Hristiyanlarla toplantılara katıldı Efendi hazretleri  ona
seni dergiye basacağım sen dinden çıktın dedi, Fethullah hocadan özür geldi ve Efendi
hazretleri basım evine, aman diyene kılıç çekilmez basmayın derken ben yanındaydım.
Ne zaman ki sözünde durmadı Nurcular narcı oldu diye kitaplara ve dergilere konu oldu. Biz cemaat olarak inandık fakat halkın anlaması çok zor bir meseleydi.
Çok tenkitlere hakaretlere uğradık konuyu kabullenemeyen birçok kardeşimiz bizi
terk etti.
Hatta kadir Mısıroğlu o zamanlar Fethullah hocaya hakaret ediyor diye Efendi hazretlerine hakaret üzerine hakaret yağdırıyordu.
Şimdi ise karşı çıktığı cahil dediği Muhterem Ömer ÖngütEfendi hazretlerinin tenkit ettiği fikirlerini tasdik ediyor, gördü mü hem kendisi hem peşinden gidenler kimin cahil olduğunu ?
 
Vidyoda sallayıp atıp tutuyor ona kâfir diyor buna kâfir diyor diye,
Sebeplerini neden anlatmıyor anlatsana, kendi anlamadı ki neyi anlatsın.
Rahmetli Erbakan refah partisinden olmayanlar patates dinindendir deyince ona sen din mi kurdun bir tek din var İnneddine indALLAH’ül islâm sen dinden çıktın dedi.
Süleymancıların lideri kemal kaçar Faiz alınabilir dedi ona da sen dinden çıktın dedi. Rahmetli Cemalettin Kaplan Almanya’da Türkiye’nin aleyhinde çalışmalar yapıyordu kendini halife tayin etti onu da sapıklıkla itham etti.
O devrin diyanet başkanı Nuri yılmaz dini nikah şart değil dedi ona de sen saptın dedi.
Kendisi veli gelmiyecek demedi İrşad memuru hakkı çekinmeden savunan veli gelmiyecek mehdiyi bekleyin diye beyanları bıraktı ahirete göçtü.
Kendisini karalayan derin Devlet adamıdır diye dava açan Fethullah gurubunu sizi Hz. ALLAH’a havale ediyorum dedi samanyolu televizyonuna da size tazminat davası açmıyacağım Yalnız mahkeme kararını televizyonunuzda yayınlayacaksınız dedi ve yayınlattı sitemizde var.
Biz de ona bu yakıştırmaları yapan aşağılayıp yanındakileri güldüren rahmetli ömer efendiye hakaretler yağdıran kadir mısıroğlu’nu Hz. ALLAH’a havale ediyoruz neye lâyıksa karşılığını bulsun İnşaALLAH.
Fethullah gurubu buldu çünkü!!
 

Kalpteniman
 
 
 

[TOP]

20.267 Kim Zengin, Kim Fakir.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kim Zengin, Kim Fakir.
 

Kim zengin, Kim fakir.
 
Kim zengin Kim fakir?
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor ve nefsin idaresi altına giren kullarına duyuruyor.
Bismillâhirrahmanirrahim:
"Ya eyyühennasü, Entümül fukaraü İlâllah VALLAH’ül Ganiyyül Hamidü.
Ey insanlar ! Siz ALLAH’a muhtaçsınız ALLAH ise her şeyden müstağnidir.
Her hamda lâyıktır. "(Fatır 15 )

 
O böyle duyuruyor fakat sağlığı, maddesi, gençliği yerinde olan duyabiliyor mu?
Çok zor, hele yüksek makam sahibi ise, şöhretliyse, halkın pışpışladığı biriyse işi daha
çok zorlaşıyor.
Hele iş yeri sahibiyse çalışan kişinin ibadet yapmasına bile karşı çıkar.
Kendisine verilen imkânların bir gün gelecek kendisinden alınacağını aklına getirmek
şöyle dursun hayalinden dahi geçirmiyor.
Öyle gurura kapılır ki herkese tepeden bakar herkesi küçük görür.
Kendinin emanetçi olduğunu bir gün gelecek kendinin sandığı bütün varlığının
gerçek ölümsüz varlık olan Hz. ALLAH’a kalacağını, düşünemez.
Ne zaman düşünür?
Gençlik bitince, el ayak tutmayınca, gözler kararınca, mirasçılar malları bölüşünce
kendisinin fakir olduğunu anlıyor fakat iş işten geçiyor.
Fakat yeryüzünde yaşayan şuurlu imanlı çok mümin kardeşlerimiz var.
Bunlar ne gençliğine ne sağlığına ne de malına güvenmiyorlar her şeyin Hz. ALLAH’a ait
olduğunu biliyorlar bu emanet güçleri Hz. ALLAH’ın rızasına uygun olarak kullanıyorlar.
 
Ne mutlu kendinin hiç olduğunu, her şeyin Hz. ALLAH’a ait olduğunu bilenlere.
Hz ALLAH (c.c) bize ikram ettiği nimetlerinin O'na ait olduğunu, O'nun Gani bizim fakir
olduğumuzu bize unutturmasın inşaALLAH.

Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.268 Kul Kalpten Sığınmazsa Hz. ALLAH Rahmet Kapılarını Açmaz.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kul Kalpten Sığınmazsa Hz. ALLAH Rahmet Kapılarını Açmaz.

 


Kul Kalpten Sığınmazsa Hz. ALLAH Rahmet Kapılarını Açmaz..


 
Hz. ALLAH (c.c) Biz kullarına çok yakın olduğunu bildirdiği halde, Dünya bizi çeşitli işlerle meşgul edip onun ile aramıza perde olduğundan, O Kudret sahibi ile yakınlık kuramıyoruz. Bu sebep ile de onun Varlığını fark edemiyoruz. Hele Maddi ve Sağlık durumu iyi olanlar,
 
ihtiyaç sahibi olmadıkları için, O yüceler yücesi ile irtibat kuramıyorlar. Ancak, madde sıkıntısı veya hastalık gibi bir durum ile karşılaştıkları zaman Onun yardımına ihtiyaç duydukları, daha doğrusu Nefsleri sıkıştığı zaman, Ona sığındıklarından, aradaki perdeler kalkar ve bu sebep ile de, biraz imanı olanlar bile Hz. ALLAH’ı hatırlarlar.
 
Ondan istekte bulunurlar. Onun için Kul sıkışmadan Hızır yetişmez sözünü, Kul sıkışmadan, Hz. ALLAH’I bulamaz olarak değiştirebiliriz.
Gerçeği de bu olmalı, Çünkü gelmiş geçmiş ALLAH dostlarının yaşantılarını incelediğimizde, onların rahat yaşam biçiminden çok sıkıntılı Hayatı tercih ettiklerini görüyoruz.
 
Bu sıkıntılı Hayat tarzı da hiç birimizin nefsine uygun gelmlyor.Aslında gerçekten nefsani düşünceyi bir kenara koysakta düşünsek, bizler en çok sıkıntıda olduğumuz zaman Hz. ALLAH’ı Hatırlamış bizi sıkıntıdan kurtarması için ona sığınmış,
Ve bu vesile ile ona ibadet yapma gereğini duyup yapmakla ona kavuşmuşuzdur. Hatırıma çoğumuzun bildiği Leyla ile mecnunun hikayesi geldi.
Mecnunu, mecnun yapan leylanın sevgisiydi o sevgi ile ile yanıp tutuştuğu bir zamanda Leylayı beklerken diliyle Leylam, leylam, diye söylerken, dili sürçtü.
 
Mevlam, Mevlam diye söylemeye başlayınca, gönlü mevlaya kaydı leyla gelip mecnun ben geldim deyince de git leyla ben mevlamı buldum dedi Hakk Aşığı oldu. Hz. ALLAH’a kavuşmanın en kestirme yolu da bu olmalıdır.
 
Şimdi kalkıpta Hz. ALLAH’ımızdan sıkıntı mı isteyelim kesinlikle Hayır.
Ölüm ile sınırlı bir Hayat yaşadığımızı unutmayıp, her zaman ona muhtaç olduğumuzu düşünerek sığıntı halinde olmamız bile O'nunla olmak demektir.
Onun için Aklımızı kullanarak bizlere ahireti hatırlatacak Cenaze merasimlerinde bulunmak Hastaları ziyaret ederek gözlerimizi örten Dünya perdesini aralaya bilir, nefsimize Hz. ALLAH’ı hatırlatabiliriz.
 
Gerçek şu ki, olayların gelişmesi Akıla gelen düşünceler ile başlar. Çünkü, akıla ve hayale ne gelirse nefs onu arzu eder.
 
Misal olarak, midesi aç olan biri aklına hayaline yemekleri getirmese, aşırı şekilde açlık sıkıntısı yaşamaz.
Fakat güzel yemekler hayal eder onları düşünürse, iştahı daha çok kabarır.
Hele aklına şehvetini azdıracak hayalleri getirir ise, içinde ki hayvani nefsi azdığı zaman ona mani olması imkansızlaşır.
 
Onun için irademize hakim olabilmemiz için Akli düşüncemizi Hayırlı görüntüler ile meşgul etmeliyiz ki şeytan bize musallat olup nefsimizi azdırmasın.
İşte, elimizdeki bilgisayar, bu cihazın içinde, Hayırlı şeyler de var şerli şeyler de var.
Biz bu cihazı Hayra da kullanabiliriz şerre de. aklına şerri getirirsen nefsin o tarafa yönlenir, aklına hayırlı düşünceler getirirsen nefsin o tarafa yönlenir.
Ve kesinlikle bilin ki, siz bu cihazla da imtihan oluyorsunuz
 
Size Canı gönülden tavsiyemdir ki, aklınızı hayırlı düşünceler ile  doldurup meşgul edin.
Gözlerinize nefsinizin azacağı bir şey göstermeyin. ancak  o  takdirde günaha girmekten kurtulur Hz. ALLAH’ın sevgisini kazanırsınız.
Hepimiz biliyoruz ki, Her yaptığımız işler ile imtihana tabi tutuluyoruz.
İşte Hele işbirlikçi Şeytan ve Nefsin tuzağına düşmemek için En kuvvetli destek Hz. ALLAH’ı Hatırlayıp ona sığınmaktan meydana gelir.
Ona sığınan Onu bulur Ona sığınmayan Nefsini Şeytanın kucağına atar.
Yani kul ne zaman Maddi manevi sıkışırsa Sahibine müracaat etmeli ondan yardım dilenmelidir.
Yardımın gelmemesi mümkün değildir.
Eğer gelmiyorsa bağlantıda bozukluk vardır.
 
İnanan dikkat eder günaha girmez Hz. ALLAH’ın rızasını kazanır.
İnanmıyan ise, Nefsini azdırarak günah işler Ruhunu karartır şeytanı sevindirir seç seçebildiğini.
Bu arada her ne şekilde olursa olsun her sıkıldığımızda kalp kapımızı Yüce Rabbimize samimi şekilde açarsak O Bizim yardımımıza gelecektir.
Biz bunu yaşadık ve gördük. Hz. ALLAH cümlemizin Ruhumuzu galip Nefsimizi Mağlup etsin. Amin.
 
VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN..
 
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed...
 
Kalpten İnan Ey Müslüman
 
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.269 Kader Konusu

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kader Konusu



Kader Konusu

 
Hz. ALLAH(c.c) ayeti kerimesinde; "O hanginizin daha güzel amel işleyeceğini imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır." (mülk-2) buyuruyor ve yarattığı bütün kullarına duyuruyor. Hz. ALLAH(c.c). Böyle buyurduğu için demek oluyor ki, her kul yapacağı her işte hürdür. Çünkü imtihan olacak kişi serbest olmalıdır ki yapacağı, doğru ve yanlışla kendini ispat edebilsin. Aksi takdirde sınavın kıymeti ve gayesi kalmaz. Buradaki en hassas nokta şudur ki kulun nefsiyle imtihan olmasıdır. Yani, arzu ve istekleri ile denenmeye tabi tutulmasıdır. Bu bir gerçektir ki her ferdin önünde bütün işlerin kapıları açıktır. Her nefsine uyan kişinin nefsi hangi işe yönelir ise ona o yolun kapısı açılır. Günaha yönelen günah işler, sevaba yönelen sevap işler. Fakat hangi işleri yaparsa Hz. ALLAH’ın izni ile yapmaktadır. Çünkü Her şey onun İmtihan takdiri ile olmaktadır. Düzenleyici o olduğuna göre her şey onun müsaadesi ile olmaktadır. Kulu istiyor o müsaade ediyor kulu nefsine uyuyor zina ediyor. O müsaade ediyor kulu nefsine uyuyor insanları katlediyor o müsaade ediyor. Mani olmaya kalksa imtihanın ne değeri kalır.
Yalnız şu var ki yine de ezeli ilmi ile hangi kulunun nefsine uyacağını hangi kulunun nefsine uymayacağını ezeli takdirinde biliyor. Yalnız mahşer gününde kulun mazeret bulamaması için kuluna karışmıyor. Konunun daha iyi anlaşılması için ilk yaratılışımız olan ruhlar Âlemine dönelim. Hz. ALLAH(c.c) ruhlarımızı yarattığı zaman bütün ruhlara sordu. Ben kimim, bütün ruhlar “Sen bizim Rabbimizsin .”dediler. Hz. ALLAH(c.c) buyurdu ki Sizleri dünyaya indireceğim. Bizi dünyaya indirmesindeki maksat ise, nefsimizle imtihan etmek ve bilmemiz içindir. Yoksa Hz. ALLAH’ın öğrenmesi için değildir. O ayeti kerimesinde buyuruyor ki; "Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Şüphesiz ki, ALLAH göğüslerin özünü bilendir. Yaratan bilmez olur mu hiç? O, Latiftir her şeyi bilendir. O her şeyden haberdardır." (mülk- 13,14) Her şeyin özünü bilen, yarattığı kulunun yapacağı işlerin sonucunu bilmez mi? Kulunun günah işlemesini istemez, şeytana uyan kuluna ise karışmaz. Esasen yarattığı kullarının nefsine uyacak olanları da, nefsine uymayacak olanları da evvelden biliyordu. Bunun aksini düşünen dinden çıkar, kafir olur. Onun için Resulullah (s.a.v) Efendimiz, kader mevzunda, derine dalmamayı tavsiye etmişlerdir. Fazla ileriye gidilirse zındıklık husule getirir. Şeytan işini kadere havale etti. Yalvarma lüzumunu hissetmedi, kafir oldu. Âdem aleyhisselam ise hatayı kendinde nefsinde aradı. Tevbe, istiğfar etti. Mevla’da onu affetti. Kul bütün iyilikleri Hz. ALLAH’tan, yaptığı kötülükleri ise, kendi nefsinden bilecektir. Ayeti kerimede; "Onlar ALLAH’ın öyle kullarıdır ki, çirkin bir günah işledikleri yahut nefislerine zulüm yaptıkları zaman ALLAH’ı hatırlayarak hemen günahlarının affedilmesini isterler. Günahları ise ALLAH’tan başka kim bağışlayabilir? Birde onlar işledikleri günah üzerinde bilip dururken ısrar etmeyenlerdir."(Ali İmran-135)
 
Lütfen bu mevzuda fazla derine dalmayalım. Akıl dengemiz bozulmasın. Bilgisayar misali beynimize
Virüsler dolmasın. Kalbimize ve aklımıza sahip çıkalım. Sapıtanlar böyle sapıtıyor. Ondan sonra şeytanın askeri oluyor ve başkalarının da imandan kopmasına vesile oluyorlar. Diyeceksiniz ki herkes layık olduğu yere gidecektir.
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizin akıbetini hayırlı etsin. Zatına kul, Habibine ümmet etsin.
 
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Âlemin.
ALLAH’ümme Salli Ala Seyyidina Ve Nebiyyina Muhammedin Ve Ala Ali Muhammed.

Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.270 Kafirlerin Rahatı

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kafirlerin Rahatı

 


Kafirlerin Rahat Yaşamları

 
Bismillahirrahmanirrahim
"VALLAH’ü bima teğmelüne basir.
ALLAH yaptıklarınızı görmektedir. "(Ali imran/156)

Diğer bir Ayeti kerimede ise:
"La, yegurunneke tekallübüllezine keferu fil biladi.
İnkar edenlerin refah içinde diyar, diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın."(Ali imran/196)

"Sakın kendilerini denemek için Dünya Hayatının süsü olarak geçimlikler verdiğimiz kimselere gözlerini dikme, Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir. "(Taha/131)
Hz. ALLAH(c.c) yukarıda geçen ayeti kerimlerle kafirlerin rahat yaşamalarının imanlı kullarını şaşırtmaması için uyarıyor. Kafirlerin rahat yaşamaları bitmeye mahkum olan dünya için olduğundan önemsiz olduğunu, önemli olan ölümsüz ahiret hayatındaki cennet rızıkları olduğunu, mümin kullarının dikkatini bu çok önemli olan hususa çekmektedir.
Diğer Ayeti kerimede ise:
"İnkar edeni de az bir müddet geçindiririm buyuruyor. "(Bakara /150)
Az bir müddetten maksat hepimizin bildiği gibi dünya hayatı geçip giden bir zaman olduğundan önemsiz oluyor. Ancak, Ahiretin tükenmeyen nimetlerini kazanmak için verilen bir fırsat olduğu içinde çok önemlidir.
Diğer bir Ayeti kerimede ise:
"3. Rabbinizden mağfiret dileyiniz ve O’na tevbe ediniz ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin."(Hud/3)
Mümin bir kulun da rahat bir yaşam sürmesi yine Hz. ALLAH’a sığınarak bol tevbe etmesi ile mümkün olabileceğini bu ayeti kerimeden anlamış oluyoruz.
Tevbe ettiği halde sıkıntıdan kurtulamayanlar ise, tevbenin şartlarını yerine getiremeyenlerdir. Tevbenin en önemli şartı kalpten gelen bir sığınma ve gözyaşı ile yapılan tevbedir. Yalnız dil ile yapılan tevbenin hiç bir faydası yoktur. Gözyaşı ise pişmanlık duymaktır. Hal tevbesidir. En tesirlisi de bu tevbedir. Kendini bu hale getiren samimi kul istediği hayırlı şeylerin bir zaman sonra gerçekleştiğini gözleri ile görecektir. Deneyiniz...
Kula rahmet kapısı açıldığı zaman ise Rabbisinden isteyeceği en önemli şey Rabbisinin rızası olmalıdır. Ondan bu ikramı aldığı zaman ise her şeye sahip olmuş olur.
Hz. Musa Aleyhisselam bir münacatında. “Rabbim bana nasihat et. “dedi.
Hz ALLAH’ta ona, “sana benden beni istemeni tavsiye ederim.” Buyurdu.
Hz. Musa, bu suali Hz. ALLAH’a dört kere tekrar etti ve her defasında aynı cevabı aldı.” SANA BENDEN BENİ İSTEMENİ TAVSİYE EDERİM. “
Akıllı o kimsedir ki. Hz. ALLAH’tan, Hz. ALLAH’ın sevgisini ister. Birde şu var ki, kafirlerin lüks içinde yaşamaları bizi etkilemesin. Rahman olan Hz. ALLAH mümin kafir demeden rızıklandırıyor. Müminlere ise, Rahim ismi şerifi ile tecelli ederek bitmeyen nimetler hazırlamıştır.
Hz. ALLAH cümlemizi onun yüce rızasını ve sonsuz nimetlerini kazanan kullarından eylesin. Amin.
 Vel Hamdü Lillahi Rabbil Âlemin.
ALLAH’ümme Salli Ala Seyyidina Ve Nebiyyina Muhammedin Ve Ala Ali Seyyidina Muhammed.
Yalnız Hz. ALLAH için çalış.
Nefsin için çalışma ki karşılığını göresin...

Kalpteniman

.
 
 

[TOP]

20.271 Kalp Körlüğü

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kalp Körlüğü




Kalp Körlüğü


 
Vücudun gözü olduğu gibi kalbin de gözü var. Vücut gözü dıştan gelen mikroplar vesilesi ile hasta olur. Eğer doktora gidilmez önlem alınmaz ise daha da kötüye gider ve kör olma tehlikesi başlar. Muhakkak tedavi olması gerekiyor. Kalbinde gözü olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsan isterse görmeyen kalp gözünün görmesini sağlayabilir. Vücut gözünü dıştan gelen mikroplar kirlettiği ve hastalandırdığı gibi, kalp gözünü de günahlar kirletip hasta ediyor. Eğer günah işlemeye devam edilir ise kalbi kararır, kalp gözü kapanır, madde sevgisi çoğalır, maneviyatı azalır, ibadet ve taattan uzaklaşmaya başlar.
 
Bu tehlikeye düşen insanın yapacağı iş: Aklını başına alıp kendine çeki düzen vermesi lazım. Bilmelidir ki, kendisi her geçen gün şeytanın tuzağına düşmektedir.
 
Hele İnternet başında oturan kardeşim, her bastığın tuşa dikkat et. Bil ki kendi kaderini kendin hazırlıyorsun. Nedenini sen çok iyi biliyorsun. Hele çat pat işlerinde şeytanın tuşuna basarsan yakanı kaptırır, sonrasında da yakanı kurtaramazsın.
Hz. ALLAH(c.c) senin önüne her iki yolu da koymuş istediğini seçebilirsin. İstersen şeytan yolunu, istersen Rahman yolunu. Aklın ile nefsin ile denenmedesin. Hz. ALLAH(c.c) parmak uçlarına hürriyetini vermiş. İster Rahmanın konuşulduğu sohbet odasını açan tuşlarına, istersen şeytanın nefsini azdıracağı günah odasının tuşlarına basabilirsin. Sana tavsiyem bu makinenin başına eüzü ve besmele çekmeden oturma, bil ki eğer gaflete düşersen telafisi imkansız zarara uğrarsın.
 
Kalbin kirlenir ve kalp gözün kör olur. Sözümüz İmanlı kişilere imansızlara sözümüz yok. Netice olarak gözlerini müstehcen görüntülerden uzak tut. Kalbindeki imanını bozacak sohbetleri dinleme. Böyle bir hataya düşmüş isen derhal tevbe et. Senin her halini takip eden Hz. ALLAH’tan özür dile.
Hz. ALLAH(c.c) Ayetlerinde:
 
Bismillahirrahmanirrahim.
"Resulüm! Kullarım sana beni sorunca haber ver ki, ben onlara yakınım. Benden isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul ederim. Öyleyse onlar da benim dâvetime uysunlar ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulsunlar. Onlardan tevbe edenler pişmanlık duyanlar gizlediklerini açıklıyanlara ise, Ben onların tevbesini kabul ederim ben tevbeleri çok kabul eden ve çok rahmet edenim."(Bakara/160)
"Öyleyse siz beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin."(Bakara/152)
48. O gün yer başka bir yerle, gökler de başka göklerle değiştirilir. Bütün insanlar tek ve Kahhar olan ALLAH’ın huzuruna çıkarlar."(İbrahim/48) 
49. Resulüm! Kullarıma benim çok bağışlayıcı ve merhamet edici olduğumu haber ver.
50. Fakat benim azabım da çok acıklı bir azaptır."(Hicr/49,50)
SadakALLAH’ül Azim.
 

Hz. ALLAH(c.c) cümlemizin Ruhumuzu galip nefsimizi mağlup etmemizi nasip etsin.
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Âlemin.
ALLAH’ümme Salli Ala Seyyidina Ve Nebiyyina Muhammedin Ve Ala
Ali Muhammed.
 
Kalpteniman

 

 

 
 

[TOP]

20.272 Kabağın Sahibi Var

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kabağın Sahibi Var

Kabağın Sahibi Var.

 
Vaktiyle bir derviş, nefsi ile mücadele etmeye karar verir.
Fakat iş yamalı bir hırka giymekle olmamaktadır.
 
Bundan sonra kendine reva görülen her türlü kem sözü, her türlü kötü  davranışı hoş görmeye çalışacaktır.
Usule uygun hareket eden derviş soluğu berberde alır.
 
Berberden kendisini traş etmesini ister..
Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar. Derviş aynadan durumu  izlemektedir.
Başının bir kısmı tamamen kazınmıştır.
 
Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mi yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri.
Doğruca dervişin yanına gider, basının kazınmış kısmına okkalı bir tokat  atar ve şaklabanlık yaparak: "Kalk 'len kabak, kalk da tıraşımızı olalım!" diye kükrer.
 
Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz olması gerektir.
Kaideyi bozmaz  derviş.
Hiç ses etmez, usulca kalkar yerinden.
 
Berber mahcup olur ama,korkmustur da. Sesini çıkartamaz.
 
Kabadayı, dervişin kalktığı koltuğa oturur, berber trasa baslar derviş kenarda bekler.
 
Traş sırasında da devamlı olarak dervişi aşağılayıp alay etmeye devam eder;
Kabak aşağı, kabak yukarı.
Tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar.
 
Henüz birkaç metre gitmiştir ki,
gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıya çarpar.
Kabadayı orada acılar içinde yerde yatmaktadır. Görenler çığlığı basarlar.
 
Berber ise şaşkındır.
Bir bu kötü manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyari sorar:  "derviş  beddua mı ettin ne? "
 
Derviş mahzun ve düşünceli bir şekilde cevap verir:
"VALLAHi asla gücenmedim ona.
Hatta hakkimi da helal etmiştim..
. "
 
"kabağın bir sahibi var. O gücenmiş olmalı."
 
Kalpteniman

 
 

[TOP]

20.273 Kalp İle Kılınan Namaz İnsanı Evliya Yapar

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kalp İle Kılınan Namaz İnsanı Evliya Yapar

Kalp İle Kılınan Namaz İnsanı Evliya Yapar

 
Hz. ALLAH’a inanan bir insan namaza başladığı zaman namazda okuyacağı duaların ifade ettiği manaların özünü beynine yazmalı, namaz içinde her okuduğu duanın manasını aklından geçirmelidir. Namaza duracak olan kişi padişahın huzuruna çıkar şekilde edep ve saygı ile çıkmalı aklını da kötü fikirlerden uzaklaştırmalı. Bilmeli ki manevi gizli kameralar onun her halini çekmektedir.
 
Namazın başında okunan ilk dua sübhaneke duasıdır bu duanın öz manası ise kısa olarak şöyle:
 
"ALLAH’ım, sana hamd ederim senin hiç bir eksiğin olmadığını bütün kalbimle tasdik ederim."
Besmele den sonra Fatihayı okurken ise:
"Elhamdü lillahi rabbil Âlemin" derken, "yapılan bütün hamd ve övgüler sanadır ALLAH’ım." diye aklından geçirecek.
"Errahmanirrahim" der demez, "Sen Rahman ve Rahimsin." diye aklından geçirecek.
"Maliki yevmiddin" der demez, "Sen her günün tek sahibisin ALLAH’ım." diye kalbinden geçirecek.
"İyyake, nağbudü ve iyya kenestain." Der demez, "ALLAH’ım yalnız sana kulluk yaparım yalnız senden yardım dilerim diye aklından geçirecek."
"İhdinassıratal mustakim" der demez, "ALLAH’ım ne olur beni dosdoğru yolda bulundur, sabit kıl." diye aklından geçirecek.
"Sıratallezine en amte aleyhim, gayril magduğu aleyhim veleddallin." Der demez, "Sapıkların yolunda bulundurma doğru yolda bulundur." diyecek ve ardından "Amin" diyecek.
Ardından okunacak sürenin de manası düşünülerek okunması gerekir. Fakat Fatiha suresi her rekâtta okunduğu için fazileti ve bereketi de çok fazla olduğundan onun manasının özünü her Müslüman aklına yazmalıdır.
 
Ruküye eğildiği zaman da, "Sübhane Rabbiyel Azim" dedikten sonra ise, "Sonsuz Yüce Rabbim senin hiç bir eksiğin ve kusurun yoktur." diye aklından geçirecek.
"Semi ALLAH’ü limen hamide" derken de, "ALLAH’ım sen Hamdımı işitirsin." Diye aklından geçirecek.
"Rabbena lekel hamd" dedikten sonra ise, "Hamdım sanadır ALLAH’ım." diye düşünecek.
İşte her beş vakit namazını bu samimi ifadeler ile hayâ ve edeple kılabilen insanın salih kullar arasına katılacağına inanıyorum.
Hz. ALLAH(c.c) cümlemizi kendisine yakışır şekilde ibadet yapmamızı nasip etsin. Amin.
Vel hamdü Lillahi rabbil Âlemin.
 
ALLAH’ümme Salli Ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve Ala Ali Muhammed.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.274 Kurban Kesmenin Önemi

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kurban Kesmenin Önemi

Kurban Kesmenin Önemi

 
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
"Rabbin için Namaz kıl Kurban kes. "(Kevser 2) buyuruyor.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz ise Hadisi şerifinde:
"Hali vakti yerinde olupta kurban kesmeyen Namazgahımıza gelmesin." buyuruyor.(İbni mace)
 
Bütün semavi dinlerde kurban kesmek İnsanı ALLAH’a yaklaştıran ve ulaştıran bir ibadet sayılmıştır.
Kuranı kerimde, Adem aleyhisselamın oğullarının kurban kesmelerinden bahsedilmektedir.
Ayeti kerimede:
"Biz her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hacc 34) buyruluyor.
Diğer bir Ayeti kerimede ise:
"Kesilen kurbanlık hayvanların ne etleri, ne de kanları ALLAH’a ulaşmaz. ALLAH’a ulaşacak olan sizin takvanızdır."(Hacc 37)

Resulullah sallALLAH’u Aleyhi vesellem Efendimiz ise Hadisi şeriflerinde:
"Hiç bir kul kurban günü ALLAH katında kan akıtmaktan daha güzel bir şey yapamaz,
Zira kesilen hayvan, Kıyamet günü boynuzları ile, kılları ile, tırnakları ile gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce, ALLAH katında yüce bir mertebeye ulaşır. Öyle ise gönül hoşnutluğu ile bu emri ifa edin." (Tirmizi)

Kurban kesmek malla yapılan bir fedakarlıktır.
Bir müslüman kurban kesmekle, Can da dahil olmak üzere, bütün her şeyini ALLAH yolunda feda etmeye hazır olduğunu göstermiş olmaktadır.
Diğer taraftan kurban kesmek nefsani arzularını kesmenin bir işaretidir.
Hz. ALLAH celle celalehü keseceğimiz kurbanlarımızı İndi İlahide kabul olmasını nasip etsin İnşaALLAH.
 
Bu vesile ile Sitedeki kardeşlerimin ve cümle Ümmeti Muhammedin Mübarek kurban bayramını kutlar İslam Alemine ve devletimize Hayırlara, selamete, ve huzura vesile olmasını Cenabı ALLAH’ımızdan dilerim.
 
Kalpten iman.
Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.275 Kainatın Sahibini Tanımak

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kainatın Sahibini Tanımak

Kâinatın Sahibini Tanımalıyız

 
Kâinatın sahibini tanımak ona iman etmek onu yüceltmek her aklı başında olan insanların kesinlikle uyması gereken mecburi vazifesidir.
Bunu yapmayan dinsiz sayılır ve kafir sınıfına ayrılır.
 
Akıllı olan insan zekasını çalıştırdığı zaman peygamberlerin getirdiği kitaplardan haberdar olmasa, bile dünyayı döndüren, insanları hayvanları yürüten, bitki çeşitlerini büyüten, sonsuz kudret ve ilim sahibi bir idareci olan Hz. ALLAH'ını bilebilir bulabilir.
 
Bu çok zor değil, insan düşünse ki, dünyaya her gelen misafir olarak geliyor bir müddet sonra helalleşip ahiret yolculuğuna çıkıyor.
Kurulu sistem ise hiç şaşırmadan devam ediyor.
Gecenin ardından gündüzün gelmesi, ilkbaharı yaz ayının, yaz ayını, sonbahar, sonbahar ayını kış ayının takip edip gitmesi bu sistemi kuran birinin var olduğunun ispatı olmuş oluyor.
 
Büyük bir fabrika gören bir insan nasıl ki, Dünya menfaati için o tesisi kuran patronu arayıp soruyor ve irtibat kuruyorsa, aynı insan gözüyle gördüğü fevkalade yaratılan kâinat Fabrikasının Patronu olan, Hz. ALLAH(c.c) ile irtibata geçmiyor.
Manevi kör olan gözlerini açamıyor hâlbuki bilse ona verilen kalbi ile hissedebilir kalp gözü ile görebilir. Onun sırrı ise şudur.
 
Kalbimizde iki kapı vardır bir kapısı dahile ki melekût âlemine, diğer kapı ise harice yani beş hislere açılır.
Kalbin dış âlemle temasını sağlayan beş duyu organımız olan, gözlerimiz ile dünyayı görüp, ayaklarımız ile yürüyüp, ellerimiz ile tutarak, dilimiz ile tadarak, kulaklarımız ile duyarak, dünya ile temasa geçiyor.
 
İşte biz bu halde iken kalp kapımızın melekûta açılan kapısı kapalı kalıyor. Haliyle manevi durumumuz da zayıf oluyor. Gayb âlemimiz de kapalı kalıyor. Melekût âlemini görmek için kalbimizin dünyaya açılan kapısını kapatır, dünya tat ve lezzetlerini aklımızdan çıkarıp kalbimizi ahiret hayatına çevirir de sonsuz yaratıcımız olan Hz. ALLAH'ın sanat eserlerini düşünmeye başlarsak, bize melekût kapısı açılır gönlümüze iman dolmaya başlar.
 
Çünkü kalbin her iki âleme yönelip ikisini birlikte seyretmesi mümkün değil bir tarafı kapalı olduğu için aynada görüntü olduğu gibi.
Ancak kalpte ALLAH'ın sevgisinden başka şeyler olmadığı zaman gayb âlemi açılır.
 
İnsanların yanılgısı buradan başlıyor çünkü insanların çoğunluğu kalbin beş hisler olan kapısından dünyanın güzelliklerine dalmış, yeme, içme, giyme, gezme ile ömrünü geçiriyor.
Bu sebeple de gaybın esrarına muttali olamıyor ancak ibadet ve zikir ile Hz. ALLAH’a yönelse yaratanın sevgisi kalbine dolsa, beş hislerin kapısını kapadığı derece kadar melekût kapısı da kendisine aralanır.
 
Fakat burada kendisine en büyük engel beş hisleri temsil eden nefsidir.
Onun yapısı toprak, su, hava, ateş olduğu için onu dünyaya açılan kapıdan almak çok zor mücadeleyi gerektirir.
 
Ancak kişinin Hz. ALLAH'a sığınması ve kendisinin azim ve gayreti ile mümkün olur.
 
Hz. ALLAH(c.c) Ayeti kerimesinde:
“Kulum bir kere hazmetti mi biz yolları açarız.” buyuruyor.
 
Bu ilahi vaat dünya nimetleri için de, ahiret nimetleri için de geçerlidir, burada kulun seçim yolu önemlidir. Kul seçimini dünya için yapıyor, azim ve gayretini o yöne kullanıyorsa tabidir ki, beş hisler olan dünya nimetlerinin kapısı ona açılacaktır.
 
Marifetname kitabının 142 inci sahifesinde bu konuyu daha güzel ifade eden açıklama var onu buraya almayı lüzumlu gördüm aynen şöyle:
 
"Ey aziz, eylülle demişlerdir ki, eğer kalbini ilgilendiği fena şeylerden keser, nefsini kötü alışkanlıklardan men eder ve tam bir tevekkülle ALLAH’A teslim olup bütün işlerini ona havale edersen, başına gelen bazı sıkıntılara tahammül edip sabrın şerbetini içer, kazaya rıza gösterir, telaş ve heyecandan kaçınır, nefsin arzularına gem vurursan ki, bu çok güç bir iş, acı bir ilaç, ağır bir yük taşlı bir yoldur.
 
Fakat tariki müstakim olan dosdoğru bir yoldur, sonu saadet ve nimetlerle doludur.
Çok bilgili bir doktor düşünün suspusluktan kıvranan hastasını bir bardak su içmekten men ediyor veya ona öyle bir şurup içiriyor ki, acısından bütün vücudu titriyor ve içmekten tiksinti duyuyor.
 
Şimdi düşünün, doktorun hastasına bu muamelede bulunması düşmanlığından veya ona eziyet etmek isteyişinden mi, yoksa hastasını sıhhate kavuşturmak istemesinden mi, doktor biliyor ki, hasta arzu ettiği şeyleri yer veya içerse ölecek onun iyileşmesi şifası onları yememek yemiş ise kusturmak ve midesini boşaltmak ile mümkündür.
 
Onun için doktor hastasının lezzetini değil sıhhatini düşünür. Sabırlı olan hasta da doktora teslim olur her dediğini yaparsa sıhhatine kavuşacaktır.
 
İşte kullarına şefkatli ve rahim olan her hallerini bilen gani, âlim, kerim ve kuvvetli koruyucu cömert olan cenabı Hak senin nefsinin işine gelmeyen aç durup oruç tutmanı, haram yiyeceklerden uzak durmanı, vücudunu sarhoş eden içkilerden içmemeni emretmesi de belki seni şeytanın tuzaklarından kurtarmak, ölümsüz âlemdeki nimetlere kavuşman içindir.
 
Dilediğin kadar yiyecek içecek mal ve mülk vermemiş ise muhtaç olduğun şeylerden kısıntı yapmış ise, bil ki bunları senin düzelmen ve iyiliğin için yapmıştır inan ki sende bu emirleri yerine getirirsen, onun yanında aziz ve muhteremsin sana yüksek makam ikram edilecektir.
 
Seni veliler mertebesine çıkarmakta ve onlara verdiği nimetlerden sana da ihsan edecektir, yeter ki sen sabır ve şükret ta ki sabrın acıları içinde onun yüce sevgisinin huzurunu tadasın."

Nasihati yapılmış. ALLAH'IN selamı bize bu öğütleri bırakan velilerin ve cümle Muhammed ümmeti üzerine olsun.
 
Bu nasihatlerden anlaşılan mana şudur ki, Hz. ALLAH(c.c) sevdiği kuluna melekût kapısını açmak istediği zaman onun dünyaya olan sevgisini sıkıntılar vererek kırıyor soğutuyor ki ahiret kapısı olan melekût kapısına dönsün. Hz. ALLAH(c.c) cümlemize melekût kapısında gaybın sırlarını seyreden kullarından olmamızı nasip etsin.
 
Bir gün gelecek rabbimize kavuşacağız gitmezden önce hazırlık yapmalıyız.
Ayeti kerimesinde ahirette yeniden yaratılışımızı şöyle haber veriyor,
 
Artık kıyamet kopmuş. İsrafil tarafından birinci defa sura üfürülmüştür de ALLAH’ın dilediği Cebrail Azrail Mikail ve İsrafil müstesna olmak üzere göklerde kim var yerde kim varsa
Ölmüştür. Sonra sura tekrar ikinci defa üfürülmüştür. Bu defa kabirlerinden kalkmışlar bakınıp duruyorlar. Acaba kendilerine ne yapılacaktır. Mahşer yeri rabbinin nuru ile aydınlanmıştır.
Amel defterleri sağ ve sol ellere konmuş,  peygamberler ve şahitler kullar arasında adaletle hüküm verilmektedir. Hem onlar asla zulüm görmezler ve kâfir ne iş yaptı ise karşılığı tamamen verilmiştir. ALLAH onların yaptıklarını en iyi bilendir.
 
Kâfir olanlar bölük bölük cehenneme sürülür nihayet oraya vardıklarında kapıları açılır. Bekçileri onlara şöyle derler size içinizden peygamber gelip de rabbinizin ayetlerini okumadı mı?
 
Sizi bu gününüze kavuşmakla korkutmadı mı? Onlar evet geldi fakat biz inanmamıştık derler onlara melekler tarafından şöyle denilir “Girin cehennemin kapılarından ebediyen kalmak
Üzere işte bu büyüklük taslıyanların yeri ne kötüdür.” Rablarına itaat edenler ise bölük bölük cennete gönderilir. Nihayet oraya varıp cennetin kapıları açılınca bekçileri şöyle derler:
“Selamet size tertemizsiniz artık ebedi olarak kalmak üzere girin oraya.”
Cennetlik olanlar şöyle derler: Hamd olsun o ALLAH’a ki, bize olan vaadini yerine getirdi ve bizi cennet yerine mirasçı kıldı. Cennette istediğimiz yere konuyoruz işte dünyada ALLAH için güzel amel yapanların mükâfatı ne güzel! Bir de melekleri görürsün ki, rablerini hamd ile tesbih ederek arşın etrafını kuşatmışlardır. O kimseler arasında adaletle hüküm verilmiştir de şöyle konuşmaktadırlar: Hamd âlemlerin rabbi olan ALLAH’adır.
(Zümer 68 den 75 e Kadar.)
SadakALLAH’ülazim.
 
Hz ALLAH cümlemizi cennetine aldığı kullarından etsin. Muhterem kardeşlerimiz, kalbimizin iki kapısı var demiştik, bir kapısı dünyaya, bir kapısı ahirete açılıyordu.
 
Bu durumda yapacağımız iş, kalbimizi dünyaya çevirdiğimizde helal ve haramlara dikkat eder, nefsimizi bu perhizlere alıştırırsak. Hz. ALLAH bize rahmet kapılarını açar. O’nun sevgisi kalbimizde bambaşka olur ve Ahiret kapısından bizlere nurlu ışıklar sızmaya, kalbimize nur dolmaya başlar.
Kesinlikle bilin ki, Hz. ALLAH(c.c) bu imkânı bütün kullarına tanımıştır çünkü O: “GAFURDUR RAHİMDİR.”
 
Mademki yaşıyoruz bizlere tanıdığı bu fırsatları değerlendirelim dünyada ve Ahirette huzurlu hayat yaşayalım.
 
Hz. ALLAH(c.c) cümlemizi görünen ve görünmeyen bütün tehlikelerden muhafaza etsin. Dünyada ve Ahirette selamet versin.
 
VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ÂLEMİN.
ALLAH’ümme Salli Alâ Seyyidina Ve Nebiyyina Muhammedîn Ve Alâ Ali Muhammed.
 
Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.276 Kıyame Süresi

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kıyame Süresi


 

Kıyâme Süresi

 


Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillâhirrahmanirrahim

1.Kıyamet gününe yemin ederim.
2. Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz).
3. İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır? 4. Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.
5. Fakat insan önündekini (kıyameti) yalanlamak ister.
6. "Kıyamet günü ne zamanmış?" diye sorar.
7. İşte, göz kamaştığı,
8.Ay tutulduğu,
9.Güneşle ay bir araya getirildiği zaman!
10. O gün insan, "Kaçacak yer neresi!" diyecektir.
11. Hayır, hayır! (Kaçıp) sığınacak yer yoktur!
12. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.
13. O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.
14. Artık insan, kendi kendinin şahididir.
15. İsterse özürlerini sayıp döksün.
16. (Resulüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.
17. Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.
18. O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.
19. Sonra şüphen olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir.
20. Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini) seviyorsunuz da,
21. Ahireti bırakıyorsunuz.
22. Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır.
23. Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir).
24. Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır;
25. Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felâkete uğratılacağını sezeceklerdir.
26. Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır, 27. "Tedavi edebilecek kimdir?" denir.
28. (Can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar.
29. Ve bacak bacağa dolaşır.
30. İşte o gün sevk edilecek yer, sadece Rabbinin huzurudur.
31. İşte o, (Peygamber'in getirdiğini) doğru kabul etmemiş, namaz da kılmamıştı.
32. Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.
33. Sonra da çalım sata sata yürüyerek kendi ehline (taraftarlarına) gitmişti.
34. Lâyıktır (o azap) sana, lâyık!
35. Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık!
36. İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!
37. O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (sperm) değil miydi?
38. Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken ALLAH onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti.
39. Ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti.
40. Peki (bunları yapan) ALLAH'ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi?
SadakALLAH’ül Azim.
Tefekkür etmeniz için yazdık kardeşlerim.

Kalpteniman


 

 
 

[TOP]

20.277 Kim Deli. Kim Akıllı.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kim Deli. Kim Akıllı.


Kim Deli. Kim Akıllı?

 
Kendini akıllı zanneden imansızlar inananlara deli ahmak gözüyle bakıyor
onları cahil geri zekalı olarak görüyorlar.
Elleri ile tuttuklarına gözleri ile gördüklerine inanıyorlar gözleri ile görmedikleri
Hazreti ALLAH'ı inkâr ediyorlar.
Oysaki elleri ile tutmadıkları gözleri ile görmedikleri o kadar şeylere inanıyorlar ki.
farkında olamıyorlar.
En canlı örnek nefestir ruhtur akıldır.
Seslerimiz lezzetler kokular şekil ile görülmüyor elle tutulmuyor.
Kendilerini yüksek akıl sahibi görenler kendilerine sonsuz akıl sahibi tarafından
ikram edilen akıllarını elle tutabiliyor gözle görebiliyorlar mı?
Veya bu kişiler akıllı mıdırlar deli midirler işin aslı nedir kim akıllı kim deli
ancak kâinatı tefekkür etmekle meydana çıkar.
Akıllı o kişidir ki elden kaçanı değil ebedi olanın peşinde koşar.
Açık bir gerçek var ki bu yaşadığımız dünya süratle geçen bir hayal her şeyiyle
meydanda kendini akıllı görenler aslında  gayba inanmamakla ebedi hayatı kaçırmakla
akılsız duruma düşmektedirler.
Kendini akıllı zanneden imansız zümreyi aklımızın yettiği kadar akıl süzgecinden
geçirdik bunlar ebedi hayata talip olmamışlar eğer akıllarını kullanmazlar böyle ölürlerse
ebedi kayba uğrayacaklardır.
Kendilerini akıllı inananları akılsız görenleri kendi inançları ile baş başa bırakalım  ve onlar
için hazreti ALLAH’a niyazda bulunalım inşaALLAH onlara da hidayet nasip olsun.
İnsan olarak şöyle düşünelim kim ne derse inandığımız için bize deli diyorlarsa bu onların
takdiridir biz inanalar hazreti ALLAH’ın takdirine bakarız ebedi hayata talibiz inşaALLAH.
Hazreti ALLAH’ın bunca mucizelerini görmeyen emirlerini duymayan akıllı geçinen
delileri Hazreti ALLAH’a havale ediyoruz.
 

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.278 Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH;

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH;

Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"İnkâr edenleri de az bir müddet geçindiririm."(Bakara 126) buyuruyor.
 
İmanı ve aklı kıt olan bazı insanlar imansız kişilerin zevk ve sefa içinde
yiyip içmeleri gezip dolaşmalarından dolayı dinden imandan tamamen çıkıyorlar
ve Hazreti ALLAH’ı inkâr ediyorlar.
Hazreti ALLAH’ın gaffar ismi celilini bilmedikleri için O'nun dünya hayatında inanan
inanmayan bütün kullarını ayırt etmeden rızıklandırdığını bilmiyorlar.
Ahiret hayatında ise yalnız inanan kullarını rızıklandıracağından da haberleri yok
Eğer kurana inansalar ilimlerini arttırsalar Hazreti ALLAH’ın ilâhi nizamını öğrenecekler
imanlarını koruyacaklar dünya ve ahiret selâmetine kavuşacaklardır.
Yukarıda geçen Ayeti kerimede inkâr edeni de az bir müddet geçindiririm buyurması
ise dünyayı kast ediyor dünya hayatının az bir zaman dilimi olduğuna dikkat çekiyor.
Öyle değil midir kardeşler dünya hayatı bir göz kapama gibi geçmiyor mu yaşlılıklar bunun
farkında da gençlere sesleniyoruz bakın geçmiş yıllarınıza her geçen gün ve geceler
dün gibi değil mi?
Öyle bir hayat yaşıyoruz bir dakika sonrasını yaşayıp yaşayamayacağımızı garanti olarak
bilemiyoruz. Adam ağzına lokmayı atıyor nefes borusu tıkanıyor yutamadan ruhunu teslim
ediyor. Çok sevdiğimiz yakınımız bisiklete bindi pedalı çeviremeden yere yıkıldı ve oracıkta
ruhunu teslim etti. dünyanın az bir geçimlik olduğunu çeşitli ibretlerle görebiliriz.
Dünya hayatı biz insanlar için az bir zaman dilimidir istersen yüz yıl yaşa bitmeye mahkum
bir zaman fakat biz insanlar aldanıp gidiyoruz.
Diğer bir Ayeti kerimede ise;
"İnkâr edenlerin refah içinde diyar diyar dolaşması sakın seni aldatmasın."(Al-i imran 196)
Buyurması bizlere aynı gerçeği sunuyor.
Gençlere sesleniyoruz hani siz kariyerinizi yükseltmek için sınava girersiniz kazanırsanız
gün gelir yüksek mevki sahibi olursunuz. derslerinize yeteri kadar çalışmaz önem vermezseniz
imtihanı kazanamaz istediğiniz makama gelemezsiniz.
İşte bu çalışmalar imtihanlar da az bir dünya geçimidir kaybedince ne kadar üzülüyoruz değil mi?
Fakat ahiret geçimi bitmeyen bir geçimdir sefa da ebedi cefa da ebedi, dünya ise az bir geçimlik
sefa da olsa bitiyor cefa da olsa bitiyor arada ne kadar büyük fark var.
Dünyada kariyer sahibi ol bitici de olsa ol çünkü yaşıyorsun kul olarak Hazreti ALLAH’ın sunduğu nimetlerden faydalan O Hazreti ALLAH ki yiyin için şükredin nimetimi arttırırım buyuruyor fakat sonu olan bir hayattır.
Ölümsüz hayat olan ahiret hayatının yanında hükmü sıfırdır.
Akıllı ona deriz ki dünya hayatının bitmeye mahkum süsünü lüksünü kazanmak için sınavlara hazırlandığı kadar biraz da bize sunulan bitmeyen tükenmeyen ahiret hayatının süsüne lüksüne talip olur ahirette bize sorulacak ahiret suallerine çalışır bu çalışmalar dünya suallerini kazanmamıza da vesile olur.
Çünkü ahret nimetlerini kazanmak isteyenleri de Hazreti ALLAH destekler yeter ki derslerimize çalışalım O'na inanalım O'na güvenelim Hazreti ALLAH’a inanır O'na güvenirsek bir taşla iki kuş vururuz misali hem dünya hayatını hem ebedi ahiret hayatını kazanırız inşaALLAH. Amin.
 
Kalpteniman











 







 
 
 

[TOP]

20.279 Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.


Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.

 
Hazreti ALLAH (c.c) bizleri imtihan etmek için birçok hastalıklar yaratmıştır.
Bu hastalıkların ortadan kalkması için alternatif olarak şifalar devalar ve
o şifaları bize ulaştıracak tabipler halketmiştir.
Onun için her kim hasta olduğunda umutsuzluğa kapılmamalı şifasını aramalıdır.
Başta sabırlı olarak  Hazreti ALLAH’a isyan etmeden O'na tevbe ederek O'ndan yardım
dilemelidir.
 
Fakat başta tevbe diyoruz çünkü bilmeden Hazreti ALLAH’ın gönlünü incitmiş olabileceğimizden
evvelâ O'nun yüce gönlünü kazanmalıyız temizlenmiş olarak O'na yalvarmalıyız.
Geçmiş yıllarda Viyana’da sığır eti satan ve tavuk eti satan iki tüccar vardı biz
onların bizlere verdikleri sözlü teminat üzerine et almayı düşündük ve istihare namazı
kıldık fakat istiharede onların yalan söylediğini anladık et almaktan vaz geçtik.
 
Kendilerine giderek besmelesiz hayvan kesmemelerini eğer bunu yaparlarsa dinden
çıkabileceklerini Hazreti ALLAH’ın emirlerini uygulamadıkları için ağır hastalığa yakalanabileceklerini
söyledik onlara "Hazreti ALLAH’ın Ayetlerine inanan müminler iseniz üzerine ALLAH’ı ismi anılmış besmele ile kesilmiş hayvanlardan yiyin." ( Enam -118) ayeti kerimeyi hatırlattık  bize çok darıldılar nefslerine uyarak bildikleri gibi çalışmalarını yaptılar.
Birkaç zaman sonra duyduk ki ikisi de kanser hastalığına yakalanmışlar.
 
Şimdi ise yaşadığımız beldede kasabı uyarmıştık ona bakın sizin sözünüze inanarak
kestiğiniz etinizi yiyoruz vebalini size yüklüyoruz dedik, içiniz rahat etsin dedi onları tanıyanlar
da kefil oldular biz de oradan alışveriş yaptık.
 
Bu yıl geldik et almak için kasaba gittik kendisi yok başkalarına devretmiş kendisi hasta olmuş o yüzden kasap dükkanını devretmiş. cuma namazından çıkıp eve geliyorken  yolda karşılaştık geçmiş olsun hasta olmuşsun deyince, bir hastalığım yoktu birdenbire oldu doktorlar şifası yok diyorlar dedi.
Bizde öyle şey olmaz şifasız dert yoktur siz şifanızı arayın dedik teselli ettik bol tevbe etmesini tavsiye
ettik çünkü tevbesiz dua kabul olmaz hasta şifa bulmaz başka yol vermemiş hazreti ALLAH.
 
Esasen besmelesiz hayvan kesen  kurana iman etmiyordur kurana iman etmeyen Hazreti ALLAH’a
iman etmiyordur.O gibi insanların kestikleri murdardır yenmez imanı olan ise besmele çekmeden hayvan kesmez.
Şimdi kasap dükkanını yeni devralan sahipleri ile konuştuk kesin söz verdiler besmelesiz kesmediklerini bize kanıtladılar onlardan alışveriş yapıyoruz inşaALLAH hayırlı olur.
Bakalım ileride neler göreceğiz.
 
Kalpteniman







 
 

[TOP]

20.280 Kalbe Virüs Dolarsa

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kalbe Virüs Dolarsa

Kalbe Virüs Dolarsa

 
İnsanın gönlü nerede ise o oradadır neyi beğendi ise o onunladır.
Gönül telefon hattı kime bağlı ise o hattaki kişi ile bağlantı halinde olur.
Ve o kişi avizeden akseden sesten başkasına kulak verip duyamaz duysa da aklına dolduramaz.
Kalp ise öyle bir ilahi kutu ki, içindeki çıkmadan başkası giremez.
Onun için bizler kalplerimize çok dikkat etmeliyiz kalbimizdeki imanımızı zedeliyecek fikir ve düşünceleri kalbimize sokmamalı, kalbimizi öldürmemeliyiz.
 
Kalp ise zararlı fikir ve düşüncelerle dolduğu zaman artık onu boşaltmak ve hayırlı bilgileri doldurmak çok zorlaşır.
Ancak Hz. ALLAH’ın yardımı ile kurtulur.
Hz. ALLAH (c.c) İse ayeti kerimesinde:
"ALLAH yaptıklarınızı görmektedir. "(Ali imran 156) buyuruyor.
 
Bu bir ilahi emirdir ve kullarına teminattır ve çok büyük bir fırsattır.
 
Biz kulları ise en büyük hazinelerden biri olan kalbimizin şeytanın ektiği nifak tohumlarını def etmesi için ona samimi şekilde sığınmıyoruz ki kalbimizi virüs misali pisliklerden temizlesin.
Nasıl ki, bilgisayarı virüsler sardığı zaman program karışıyor. İnsanın kalbini de dengesiz fikirler sardığı zaman yanlış düşünceler fikirler üretilmeye başlar ve hatalar ile ömür sürer.
Çünkü aklını kullanamadı kalbini şeytana mesken etti.
Bu durumda olan insana ne anlatırsan anlat hiç bir şey duyuramazsın çünkü, bilgisayar misali kalp ve ona bağlı olan beyin programında karışıklık var.
 
Bu durumda yapılacak iş kalbi ve beyni yaratan Hz. ALLAH’a sığınıp kalp hattını ona bağlayıp onunla olmaktır Çünkü hakiki Mürşid Hz. ALLAH'tır.
 
Ayeti kerimede,,
"Yoksa bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar Hayır işitiriz ve yanlarında bulunan elçilerim de her yaptıklarını yazmaktadır." (Zuhruf 80)
 
Hatırıma gençliğimde yaşadığım bir olayı hatırladım bu mevzuya uyuyor diye yazıyorum. sene 1965 yılları idi,
İskenderun da çalışıyordum Ramazan ayı yaşım ise
yirmi altı civarında idi.
Aylardan da temmuz veya Ağustos ayları sıcak ortalığı kavuruyor işimiz icabı açık havada çalışıyoruz birkaç arkadaş haricinde çoğu iş arkadaşlar oruç tutmuyordu.
 
Hele içlerinde biri vardı ki, tutmadığı halde tutanlara saygısızlık yapıyor rahatsız ediyordu biz ise Hz. ALLAH’a sığınır sabır ediyorduk.
 
Bir gün, elinde bir bardak ayran hem içiyor hem bizler ile alay ediyordu.
Adam tekin biri değildi küfür yememek için susuyorduk. Nihayet bir arkadaş dayanamadı yeter ulan ALLAH’tan korkmuyorsan kuldan utan be deyince, ben senin ALLAH’ını kitabını diyerek bastı küfürü. hepimiz şaşkın şekilde birbirimize baka kaldık.
 
İşte tam o anda içimden bir sesle, Hey Yüce ALLAH’ım, Her şeyi görüyor her şeyi duyuyorum buyuruyorsun bu insan bu mübarek ramazan günü zatına küfür ediyor ve bizim Huzurumuzu bozuyor sustur şunu be ALLAH’ım dedim.
Ve çalışama devam ettim.
 
İki üç saat sonra paydos oldu iş yerinden ayrılırken önümüzü kesen bir su akıntısı vardı her gelip geçerken onun üstünden atlıyorduk yine atlıyorduk.
Sıra o iğrenç küfürü yapan kişiye geldi hoplayıp atlar atlamaz odunun kırıldığı zaman çıkardığı sese benzeyen ses duyduk ardından da acı bir feryat başladı.
 
Çünkü ayak bilekten kırılmıştı. hepimiz şaşkın haldeydik çünkü kaç aylardır o akıntıdan hoplayıp geçtik kimseye bir şey olmadı.
 
Bu basit yerden atlamakla ayağın kırılmasına her kez gibi ben de şaşırmıştım.
Ancak arkadaşların böyle basit bir yerden atlamakla ayak kırılır mı dediklerinde, kendi kendime, sen ne demiştin,
Ey ALLAH’ım her şeyi duyuyor her şeyi görüyorum buyuruyorsun bu ise zatına küfrediyor sustur şunu dedin ya, Hz. ALLAH karşılık verdi anlamıyormusun dedim.
Ve Hz. ALLAH’ın her şeyi gördüğüne herşeyi duyduğuna imanıma iman katıldı.
 
Anlatmak istediğim kalp hattı çok önemli. Hz. ALLAH (c.c) kalplerimizi yanlış fikir ve düşüncelerden temizlesin zatının muhabbeti ile doldursun amin.
 
Velhamdü lillahi Rabbil alemin.
 
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed.

Kalpteniman

 

 

 

 
 

[TOP]

20.281 Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor muyuz?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor muyuz?
 

Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor Muyuz?

 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede buyuruyor ki:
"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın."(Bakara 195)
 
Bu gün saat 11 de mescidi açmak için evden çıktım karşı tarafa geçmek
için sol tarafa baktım bir araba süratle geliyordu.
 
Kendi kendime dedim ki önünü kesen stop tabelâsında nasılsa
duracak, ayrıca benim geçtiğimi de görüyor burası da mahalle arası
düşüncesi ile ben hızlı bir şekilde yoldan karşıya geçmek üzere
yürümeye başladım.
 
Fakat o da ne adam öyle bir geliş geliyor ki,
Bir an da yanımda bitti ben kendimi karşı kaldırıma seri şekilde
atmasaydım şu anda yazdığım bu yazıyı yazamaz olacaktım.
Aslını sorarsanız ben kendimi atmadım beni Hz. ALLAH’ın koruyucu
meleği attı gerçek budur.
Ben 71 yaşını doldurmuş bir dedeyim bizde öyle zıplıyacak güç yok.
Demek ömrümüz varmış Hz. ALLAH’a sonsuz şükürler olsun.
 
Şimdi ise kardeşlerime ne yazayım derken bu günkü yaşadığım
hadise bu gecenin konusu oldu.
 
Ben şöyle düşünüyorum biz insanlar kendimizi insanların idaresine
merhametine bırakmakla kendimizi tehlikeye mi atmaktayız.
Çünkü Hz. ALLAH’ın (c.c) bizi her uyarmasında bir hikmet var
kaldı ki, üzerime süratle gelen de kendisini tehlikeye attı.
 
Şöyle diyesim geliyor, halka güvenme Hakka güven ki kurtul.
Bir Ayeti kerimede ise:
"Bütün tedbirlerinizi alın."(Nisa 71) buyuruyor.
Tedbirlere gelince zahiri tedbir,
Sağlını zararlı yiyecek ve içeceklerden korumak.
 
Batıni tedbirler ise;
Hz. ALLAH’ın rızasını kazanmak ve Onun manevi
korumasının içinde olmayı başarmak.
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi hıfzı himayesine aldığı kullarından eylesin inşaALLAH. Amin.

Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.282 Kurumuş Yeryüzünün Canlanması

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kurumuş Yeryüzünün Canlanması

Kurumuş Yeryüzünün Canlanması

 
Ayeti kerime:
"Yeryüzünü kurumuş ölmüş görürsünüz,
Fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz Zaman
harekete geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkilerden
çift, çift yetişir."( Hacc 5)

 
Renkleri ve güzellikleri ile, adları ve kokuları ile, şekilleri
ve faydaları ile, birbirinden değişik insanın içine ferahlık veren,
bakanların hoşuna giden her türlü bitki bitirir.
Ölü yeryüzünü diriltip ondan bu çeşitli bitkileri yetiştirmişse,
aynı şekilde insanları da ölümlerinden sonra diriltir.
 
Ayeti kerimede:
"Bu böyledir, Muhakkak ki ALLAH tek gerçektir,
Ölüleri O diriltiyor ve O her şeye kadirdir." (Hacc 6)

 
Hesaba gelmeyen her türlü şeyleri gayb hazinesinden bağışlayan
Hz. ALLAH (c.c) bütün buyrukları işleri hikmetlidir.
Hikmetinin güzellikleri varlıklar üzerinde apaçık görülür.
 
Yegane hacet kapısı O'nun kapısıdır.
Bütün ihtiyaçlar O'na arz olunur.
Bütün  istek ve ihtiyaçları O verir.
Dilekleri yalnız ve yalnız O  yerine getirir.
Dilediği kulunun hacetini yerine getirir, dilemediği kulunun
hacetini geciktirir.
Dilediğinin hacetini cevapsız bırakır.
 
Ayeti kerimede;
"Göklerin ve yerin mülkü tasarrufu ALLAH’ındır
ne dilerse yaratır."( Şura 49 )

 
Biz kullara düşen O'nun kapısında umutla beklemektir.
 
Hatemi veli Ömer Öngüt Efendi Hz.


 
 

[TOP]

20.283 Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun.

Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun...


Nefse uymada kaybolmak var,
Mütevazi hayatta kendine gelmek var.
Kendine gelirsen Rabbini bulursun,
kendini kaybedersen Hakkı da kaybetmiş olursun.
Bu sözümüz çok mühimdir fakat nefsimiz lüks hayat istiyor.
Mahviyeti tercih edersen var olan
her şeyin Hazreti ALLAH’a ait olduğunu, kendinin ise hiç olduğunu bilir nefsine Rabbini bildirmiş olursun.
Tevazu sahibi olursan büyük Hazreti ALLAHtır dersin kendinin küçük hükümsüz bir varlık olduğunu kalbinle tasdik edersin.
Hazreti ALLAH’tan nur isteriz, amma bu nura kavuşmak için helâl lokma şart.
Helâl lokma ile ihlaslı bir ubudiyet lâzımdır.
Bundan sonra Cenâb-ı Hakk o lokmayı nur yapar.
Nurdan hikmet usule gelir.
O zaman insan Hakka yakın olur.
Hakk ile konuştuğu zaman da halk memnun olur.
Maneviyat çöküntüsü yaşayanlar helâl lokmaya dikkat etmediklerinden o hale düşüyorlar.
Ne kaybediyorsak hep boğazımıza dikkat etmediğimizden kaybediyoruz.
Boğaza süzgeç takmadıkça itimat edin hikmet usule gelmez.
Mümkün olduğu Kadar şüphe ettiğiniz kimselerin yemeğini yemeyin.
Perhizdeyim deyin yemeyin eğer yerseniz zarar görürsünüz.
İşin başı helâl lokmadır bunu beyninize yazın.
 
Hatemi Veli Hazretleri.

 
 

[TOP]

20.284 Kur'an Ve Sünnet.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kur'an Ve Sünnet.

Kuran Ve Sünnet
 
Ayeti kerimede ;
"Resulüm! Biz sana da Kur'anı indirdik ki, kendilerine indirileni
insanlara açıklayasın."(Nahl 44)

 
ALLAH’u Teâla Kur'anı keriminde Namazın farz olduğunu bildirdi.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz ise ALLAH’u Teâladan aldığı vahiy ve
ilham ile namazın vakitlerini, rekatlarını, adap ve erkanını ve nasıl kılınacağını
hem anlattı, hem de müslümanların gözü önünde kıldı.
 
Hadisi şerifinde:
"Beni namaz kılarken nasıl görmüşseniz, siz de öylece
kılınız."
(Buhari
) buyurdu.
Oruç ayeti kerimesi nazil olunca, müslümanlar Ramazan orucunun
farz olduğunu anladılar ve oruçlarını tuttular.
Fakat oruçlu olduğunu unutarak yenilen veya içilen bir şeyin orucu
bozup bozmayacağı hakkında Ayeti kerimelerde açık bir hüküm yoktu.
 
Kur-anı kerimde zekatın farz olduğu bildirilmekteydi.
Ancak ne kadar malı olana zekat farz olduğu, hangi mallardan zekat verileceği
nisap miktarları belli değildi.
Hacc da böyledir.
Ayeti kerimelerde temiz olan şeylerin helal, pis olan şeylerin de haram olduğu
haber verilmiş, fakat bunların neler olduğu bildirilmemiştir.
 
Bütün bunları birer birer izah eden Resul-i Ekrem (s.a.v)  Efendimizin Hadisi
şerifleri ve sünneti seniyyesidir.
İnsanları dünya saadetine ve ahiret selametine ulaştıracak ne varsa hepsini
açıklamış, geriye bir şey bırakmamıştır.
 
Hadisi şerifinde:
"Sakın sizden birinizi emrettiğim veya nehyettiğim hususlardan biri kendisine
ulaşınca, Koltuğuna yaslanıp, Bilmiyorum! Biz ALLAH’ın kitabında ne bulursak
ona uyarız derken bulmayayım."(Tirmizi)

 
Bütün bu izahlardan anlaşılıyor ki, Kur'anı kerim ve Sünneti seniyyeyi birbirinden
ayırmak mümkün değildir.
 
Sözler ve notlar Ömer Öngüt Efendi. 
 

 
 

[TOP]

20.285 Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.


Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.
     
 
Hazreti ALLAH (c.c). Ayeti kerimesinde buyuruyor ki:
 
"İYİLİKLE KÖTÜLÜK BİR OLMAZ.
SEN KÖTÜLÜĞÜ EN GÜZEL ŞEYLE SAV.EN GÜZEL ŞEKİLDE ÖNLE.
O ZAMAN BAKARSIN Kİ SENİNLE ARANIZDA DÜŞMANLIK OLAN KİMSE,
SANKİ SICAK BİR DOST OLUVERMİŞTİR. "(Fussilet 34)

 
Kötülüklere aynı davranışla cevap verenler kötü dedikleri kimselerden farklı olmadıklarını
göstermiş olurlar.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz ise Hadisi şeriflerinde:
"Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz.
Akrabayı koruyup gözeten kimse, kendisiyle ilgi kestikleri zaman bile,
onlara iyilik yapmaya devam edendir."(Buhari)

 
İyilik etmenin başlıca üç şekli vardır.
Birincisi iyiliğe iyiliktir. Yani yapılan bir iyiliğe en azından teşekkür etmek.
Bu ise insanın en tabii görevidir.
Bundan daha değerlisi, iyiliğe benzeri bir iyilikle karşılık vermektir.
İkincisi, karşılık beklemeden iyilik etmektir.
Böyle davrananlar diğerlerinden üstün kimselerdir.
Üçüncü ise kötülük edene iyilik etmektir iyiliklerin en değerlisi budur.
 
Ashabı kiramın Resulullah (s.a.v)  Efendimizle bir sohbetleri anında şöyle bir
konuşma geçtiği nakledilir.
Ashabı kiramdan bir zat Resulullah Efendimize hitaben,
Ya Resulullah biz amcanızın oğlu aliye karşı sizin çok sevginiz olduğunu seziyoruz.
bunun sebebi nedir diye sorduklarında?
Resulullah Efendimiz soruyu soran kişiye sana birisi kötülük yapsa ona nasıl karşılık verirsin diyor.
İyilik yaparım ya Resulullah diyor.
Resulullah Efendimiz adam yine kötülük yaparsa deyince?
yine iyilik yaparım ya Resulullah diyor.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz, adam iyilikten anlamıyor yine kötülük yapıyor buyurunca?
O zaman bende kötülük yaparım buyuruyor.
Bunun üzerine Resulullah (s.a.v)  Hazreti Ali Efendimizin huzuruna getirilmesini bu konudan bahsedilmemesini emrediyor.
Hazreti Ali Efendimize haber veriyorlar ve huzura geliyor.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz Hazreti Ali keremellahü veche Efendimize soruyor.
Ya Ali sana birisi kötülük yapsa ona ne yaparsın ? iyilik yaparım ya Resulullah.
Adam iyilikten anlamıyor yine kötülük yapıyor? yine iyilik yaparım ya Resulullah.
Fakat adam nankör anlamıyor yine kötülük yapıyor buyurunca yine iyilik yaparım buyuruyor.
Ve Resulullah (s.a.v) Efendimiz kaç defa sordu ise Hazreti Ali Efendimiz aynı cevabı veriyor.
Bundan sonra Resulullah (s.a.v)  Efendimiz soruyu soran kişiye,
anladınız mı  ben Aliyi neden çok sevdiğimi buyuruyor.
 
Şöyle bir söz var. Çok anlamlı:.
İyiliğe iyilik her kişinin kârıdır.
Kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır.
Er demek yiğit adam demektir.
Hazreti ALLAH cümlemizi kötülüğe karşı iyilikle karşılık verenlerden eylesin.
 
Hatemi Veli Hazretleri.

 
 

[TOP]

20.286 Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.

Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"Kötü tuzak ancak sahibine dolanır."(Fatır 43)


Hazreti ALLAH'ın bu ibretlik emri ilâhisi  her an her toplulukta zuhur
etmektedir ve kim kime tuzak kurarsa sonuçta aynı tuzak kendine
dönmektedir.
Örnek mi istersiniz eğer en yakınlarınızdan başlayıp etrafınızda olanları
araştırdığınız zaman çok çeşit ibretler görürsünüz..
Eğer Hazreti ALLAH'ın emirlerine uyar kendiniz için istemediklerinizi başkaları
için istemezseniz hayatınız boyunca başınız belâya girmez huzurlu ömür yaşarsınız.
Fakat haset, riya, kibir sahibi iseniz herkesten üstün olma hastalığınız varsa başınız
sıkıntıdan kurtulmaz.
Aile bağlarında düşündüğümüzde, bir hanım kendisini eşinden üstün gördüğünde
gün gelir kendisi küçük duruma düşer.
Bir işçi düşünün kendisini üstün görüp patronunu küçük gördüğünde kendisini iş
yerinin dışında görür çünkü bunlar gizli tuzaklardır.
Yakından tanıdığımız bir yakınımız var kendisi çok zeki akıllı fakat nefsinin kötülüklerinden
kurtulamamış her girdiği işten atıldı, işe başlıyor kendini kabul ettiriyor işi öğrenir öğrenmez
gizli plânlara başlıyor çalıştığı işyerine rakip firma kurmaya çalışıyor bunu duyan patronu da
onun işine son veriyor ona dedik ki iyi niyetli ol karşındaki insana hainlik yaparsan bu sana
dönecektir çünkü kim kime tuzak kurarsa Hazreti ALLAH (c.c) gün gelir aynı tuzağı yapanın başına getiriyor.
Günümüzde ise devlet olarak halk olarak canlı örneğini yaşıyoruz, kendilerine çözüm süreci adı
altında barış eli uzatılanlar bu iyi niyete ihanet ettiler tuzaklar kurdular nihayette kurdukları tuzaklar ayaklarına dolandı perişan oldular.
Şehitler verdik inşaALLAH cennettedirler ya onların oyununa gelen askeri polisi katledenler nerede
cehennemi zümeradadırlar inşaALLAH.
O yolun uzantıları olan meclisi kirletenler de dokunulmazlıklarının kalkması vesilesi ile cezalarını bulacaklardır inşaALLAH.
Bizlere bu sevinci yaşatan başta Reisi cumhurumuz olmak üzere millet vekillerimizden Hazreti ALLAH razı olsun inşaALLAH.
Selâmıaleyküm.

Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.287 Kötü Ruhları Kovmak İçin Okunulacak Dua.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kötü Ruhları Kovmak İçin Okunulacak Dua.

 


 
KÖTÜ RUHLARI ETRAFIMIZDAN DEF ETMEK İÇİN HZ. ALLAH’A SIĞINARAK OKUNULACAK DUA:


Bu duayı evinizin bütün odalarında Hz. ALLAH’a sığınarak okuyun.
"ALLAH'ım kovulmuş şeytanların şerrinden, İnsan şeytanları ve cin şeytanlarının şerrinden, büyücülerin, üfürükçülerin, sihir yapanların şerrinden ve yaratıklarının şerrinden sana sığınırız.
Euzübilllahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim.
 
Hassentü nefsi bil hüsnüllezi esasühü ve babühü la ilahe illALLAH Muhammedürresulullah vehitanehü Selamınkavlenminrabbirrahim ve dairetühü. Lehüminbeyni yedeyhi vemin halfehü yahfezünehü. Min emrillah Ahfiznı.
 
Euzübillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. ALLAH’ü lâ ilahe illa hüvel Hayyul Kayyum.Lâ te huzühü sinetivvelanevm lehü mafissemavati vema fil erdı menzellezi yeşfeu indehu illa bi izni, yağlemu mabeyne eydihim vema halfehüm vela yuhitune bişey inminilmihi İllabi maşae vesia kürsüyyühüssemavati vel erdı Vela yehüdühü hıfzühüma vehüvel Aliyyül Azim.
 
Bismillahirrahmanirrahim
Kul HuvALLAH’ü ehad, ALLAH’üssamed lemyelid velem yulet velem yeküllehü kufüven ehad.
 
Bismillahirrahmanirrahim
Kul Euzübi Rabbil felakı minşeri ma halakı vemin şerri gasiğın iza vegabı vemin şerrinneffaasati fil u kadi. Vemin şerri hasidin iza hasedi.
 
Bismillahirrahmanirrahim
Kul Euzübi Rabbinnas Melikinnas İlahinnas min şerril vesvasil hannas elleziyü vesvisü fisudurinnas minel cinneti venn(a.s)
 
Hassentü nefsü bil Hayyul Kayyum. Ellezi La yemutu ebeden defasu annissue. Vel eza bil elfi elfi elfi La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim. Vesallellehu ala Seyyidina Muhammedin ve ala Alihi ve sahbihi vesellim."

Amin. velhamdü lillahi rabbil alemin.
 
Kalpteniman

 
 
 
 

[TOP]

20.288 Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. ALLAH Tarafından Bildirilen Emirleri.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. ALLAH Tarafından Bildirilen Emirleri.



Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. Allah Tarafından Bildirilen Emirleri.


Hz. ALLAH’ın bütün kainatı yarattığını içinde yaşattığı melekleri cinleri insanları hayvanları bitkileri rızıklandırdığını bir zaman sonra öldüreceğini ve bir süre sonra tekrar dirilteceğine inanmak biz kullarına emrettiği en önemli emridir.
 
Bu ilahi emirlerini ise bize dört büyük kutsal kitapları ile özellikle en son gönderdiği kitabımız kuranı kerim ki, içinde daha evvel yaşayan peygamberlerimizin özel hayatlarından ve çalışmalarından ibretler anlatılmaktadır.
 
Ne yazık ki, içine şeytan giren insanlar bu kurtuluşa ve selamete vesile olacak ilahi emirlere inanmamış kendisini insan şekline sokan yaratanını , gönderdiği peygamberlerini ve getirdikleri kitaplarını inkar etmiş kafir olmuşlardır.
 
Hz. ALLAH’aA sonsuz şükürler olsun ki, bize inanmayı kalpten iman etmeyi nasip etti bizi mesuliyetten kurtardı.
 
Sizde gözünüzü açın şeytanın oyununa gelmeyin ebedi felakete uğramayın sizi ve görünen bütün varlıkları yaratana inanın kalpten tasdik edin ve onun sonsuz kudretine güvenin ihtiyacınızı ona arz edin gelişmeleri takip edin ibretle göreceksiniz ki, ihtiyaçlarınız belirli bir vakit sonra görülecektir.
 
Bu işleri yaparken gökten melek indirmiyor insanları birbirine yardım ettiriyor kendisini ise gizliyor işleri perde arkasından idare ediyor yani kullarının ihtiyaçlarını kullarını çalıştırarak görüyor.
Geçmişte emeklilik konusunda haksızlığa uğradım sıkıntımın kalkması için devamlı yalvardım duam bir türlü kabul olmuyordu halbuki konsoloslukta çalışma müşaviri  memur Türkiyeden gelmiş böyle problemler ile ilgileniyordu, ona gitmiyor işimi halletmesi için devamlı Hz. ALLAH’a yalvarıyordum .
 
Netice bir gece rüyamda tanımadığım bir kişinin yanına gittiğimi ona evraklar verdiğimi gördüm. uyanınca anladım ki, benim o kişiye gitmem lazım ve vakit geçirmeden gittim o yetkili memura durumumu anlattım ankaraya telefon açtı problemi halletti benim sıkıntıdan kurtulmama sebep oldu.
Bu olayı iyice düşünürsek Hz. ALLAH kullarına yardımlarını kulları ile yapıyor cezayı hak etmiş kullarına ise kulları ile ceza veriyor ve hayat bu sistemle devam ediyor olayları dikkat ile takip ederseniz bu geçekleri görürsünüz.
 
Geçmiş mübarek zatların sözleri var , diyorlar ki, ALLAH rızıklarını kul eli ile dağıtır. ALLAH şifasını kul eli ile verir. ALLAH intikamını kul eli ile alır.
 
Kardeşler, şuna kesinlikle inanın ki , Hz. ALLAH’a inanan onun emirlerine uyan kendisini garanti altına almıştır. bu halini devam ettirdiği müddetçe kimsenin hakkına tecavüz etmediği takdirde, kendisinin de hakkına tecavüz edilmeyecek.
Kimsenin canını yakmadığı müddetçe onun da canı yanmayacak intikam ateşinden uzak olacaktır bunu kesinlikle böyle bilin.
 
Kesinlikle doğru olduğuna inanmamız gereken görüşümüz şu olmalı, insanlara zulüm yapan , gelecek günlerinde kendisine, kendisi için zulüm hazırlığı yapmıştır. İnsanlara iyilik yapan gelecek günlerinde kendisine iyi günleri hazırlamıştır.
 
Çünkü Hz. ALLAH (c.c) insanların kaderlerini yaptıkları işlere göre tanzim ediyor, dünya için çalışmasında olsun ahiret için olsun yaptığı işlerin karşılığını buluyor o sonuç ise onun kaderi oluyor.
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde buyuruyor ki:
"KENDİ ELLERİNİZLE KENDİNİZİ TEHLİKEYE ATMAYIN." (Bakara 195)
Kardeşler, Dünya ateşinde yanmamak için kimseyi haksız yere incitmemek canını yakmamak lazım , bu işi yapan bilsin ki, kendisini tehlikeye atmıştır.
 
Gelecek günlerde, yaptığının aynısı ile karşılaşacak yaktığı can gibi kendi canı da yanacaktır.
Bu sözleri aklınıza yazın ve hiç unutmayın bu hususta çok dikkatli olun nefsinize hakim olun tedbiri elden bırakmayın . çünkü Hz. ALLAH (c.c) hayırlı akıbet ve kötü akıbet hazırlığını kullarının kendi iradelerine vermiştir. bunu kesinlikle bilin.
Biz kulları ne yaparsak onun karşılığını buluyoruz. Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde :
"BÜTÜN TEDBİRLERİNİZİ ALIN" (Nisa 71) buyuruyor.
 
Demektir ki, biz kulları tedbir almazsak kendimizi korumazsak kendi kaderimizi hazırlamış oluyoruz gelecek sıkıntılı günlerin sorumlusu da biz olmuş oluyoruz .
Dünya yaşamında sistem böyle de ahiret hayatında başka mı, ahiret hayatı için de sistem aynı hele orası ölümsüz dünya, orası için daha çok tedbirli olmak lazım, ya ebedi selamet, ya ebedi felaket hayat var .
 
Her iki dünya için de iyi ve kötü akıbeti kazanmada kullarını kendi iradelerinde serbest bırakan Hz. ALLAH (c.c) ben sizlere akıl verdim iyi ve kötüyü ayırt edecek irade verdim tedbir almanızı emrettim ve siz nefsinize uydunuz benim emrime uymadınız çekin cezanızı diyecektir.
 
Kullar da hiç bir mazeret bulamayacaklar cezalarını çekeceklerdir. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi böyle akıbetten muhafaza buyursun.
 
Muhterem kardeşlerim, Dikkat ederseniz sizlere hep yaşanmış hayattan ibretler anlatıyoruz ve Hz. ALLAH’ın emirlerini duyuruyoruz  fakat anlamanızı istediğim gerçeği bir daha izah etme lüzumunu görüyorum.
 
Dünyaya gelen her insan söylediği sözler ile yaptığı işler ile geleceğini hazırlamaktadır fakat bunun farkında değildir.
Onun için ağzınızdan çıkan sözlerde haktan yana konuşun . yaptığınız işlerde de adaletli olun geleceğinizi hayırlı şekilde hazırlamış olursunuz.
 
Muhterem kardeşlerim,
Aklı başında görünen, kendini modern çağa uyduran insanlar gurubunun Hz. ALLAH’ı inkar etmek için çeşitli bahaneler aradıklarını görüyoruz. ve bu tip imansız insanların tabiat kanunu doğa kanununda direttiklerini ve her şeyin doğanın eseri olduğunu savunduklarını görüyoruz.
 
Ve bu imansız insanlar geçmişte de, ALLAH diyemeden öldüler inkar ettiklerinin yanına gittiler.
Bu insanlar her şeyi ALLAH yarattı deseydiler ne kaybederlerdi ALLAH’a inananlarla alay ettiler onları geri zekalı gördüler.
 
Şu zamanda dahi bu tipler çoğunlukta, sizden rica ediyorum bu tiplere rastladığınızda bunların tesirine girmeyin bilin ki, bu tip insanlar şeytanın askeridirler.
Ve bu bedbaht insanlara ne anlatsan fayda vermiyor. Şahsım adına bu insanlara şaşıyorum kendilerine verilen akıllarını neden tam olarak kullanamıyorlar ve her şeyi tabiat kanunu doğa kanunu yapıyor şartlanmasına kapılıyorlar. Doğa dediklerine o sistemi kim yarattı ?
 
Oysa ki, ALLAH diye bir yaratıcı var doğa ve tabiat sistemini o yarattı deseler daha mantıklı olmaz mı idi . O, sonsuz kudret sahibi ALLAH ki, kendinin varlığından haberdar etti . ve ayeti kerimesinde şöyle buyurdu:
 
"EY, İNKAR EDENLER SİZİ BİZ YARATTIK HALA TASDİK ETMEYECEKMİSİNİZ GÖRDÜNÜZ MÜ RAHİMLERE DÖKTÜĞÜNÜZ MENİYİ ONU SİZ Mİ DÜZGÜN BİR İNSAN SURETİNE GETİRİYORSUNUZ YOKSA BİZ Mİ ONU YARATIYORUZ ARANIZDA ÖLÜMÜ BİZ TAKDİR ETTİK BİZ DİLEDİĞİMİZ ŞEYİ YERİNE GETİRMEKTEN ACİZ DEĞİLİZ SİZİ ORTADAN KALDIRIP DA BİLMEYECEĞİNİZ BİR BİÇİMDE YARATMAYA DA GÜCÜMÜZ YETER HER HALDE İLK YARATILIŞINIZI BİLİRSİNİZ FAKAT TEKRAR YARATILACAĞINIZI DA DÜŞÜNMELİ DEĞİL MİSİNİZ." (vakıa 57-62)
 
Ey görünen ve görünmeyenlerin rabbi, biz sana inandık iman ettik, bizi analarımızın karınlarında insan şekline getiren sensin ,bizi öldürüp yeni beden ile yaratacak yine sensin Biz böyle inanıyoruz ve yaşıyoruz.
Ne olur bu imanımızı kuvvetlendir ve sabit yap imanımız ebedi olsun hiç bir zaman bozulmasın .
"HASBÜNALLAH’Ü
VENIĞMEL VEKİL NİĞMEL MEVLA VENİĞMENNASİR GUFRANEKE RABBENA VE İLEYKELMASİR."

 
Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor ki:
 
"ALLAH’TAN BAŞKA YARDIMCI EDİNENLERİN DURUMU KENDİSİNE YUVA YAPAN ÖRÜMCEĞİN MİSALİ GİBİDİR HALBUKİ BİLSELER EVLERİN EN ÇÜRÜĞÜ EN DAYANAKSIZI ÖRÜMCEK YUVASIDIR."(Ankebut 41)
 
Muhterem kardeşlerim Ayeti kerimede geçen hakikati anlayın. Hz. ALLAH (c.c) kendisinden başkasını dost edinenlerin bağlı oldukları varlıkları örümcek yuvasına benzetmektedir.
 
Şimdi biz de samimiyet ile geçmişimizi düşünelim nice imparatorluklar nice padişahlıklar ömürleri sona erince ellerindeki varlıklar örümcek yuvası gibi dağılmıştır.
 
Kibir ile gezdirdikleri vücutları da örümcek yuvası gibi dağılmadı mı, günümüzde ise hükümet ve iktidarlar gelip geçmektedir iktidara geçen oturduğu koltuğun emanet olduğunu unutuyor belirlenen zaman geldiğinde elinden alınıyor başkasına veriliyor.
Kendisinin zannedip bağlandıkları şeyler ise hayalde kalıyor.
 
Fakat yaratılmış bütün varlıkların Hz. ALLAH'a ait olduğuna ve emanet olduğuna inanan insan onlara kalpten bağlanmaz onların kendisi için birer imtihan aracı olduğuna inanır ve adaletli hareket ederek ona tanınan süreyi tamamlar imtihanı kazanır.
 
Çünkü o, Hz. ALLAH’ı dost edinmiş kendisine emanet olarak verilenlerin gerçek sahibine geri vereceğine inanmıştı.
 
İktidarları veren Hz. ALLAH (c.c) alan Hz. ALLAH (c.c) ömrümüz ve yaşamamız da iktidar dönemi gibidir. sahibimiz tarafından bize hayat hakkı veriliyor çeşitli işler ile de imtihan oluyoruz ve zamanı gelince bizlerden bu iktidar alınıyor .
 
Bize verilenlere gönül bağlamamış onları bize verene gönül bağlamış, isek hiç bir sıkıntımız olmıyacaktır.
İşte Hz. ALLAH’ı dost edinmenin şaheserliği . kendisine verilenleri bırakacağı mal ve örümcek ağı olarak gören insanın üzüntüsü olur mu.
 
Çünkü nefsimizin taptığı her bir şey yok olup gidiyor.
Hz. ALLAH .(c.c) cümlemizi bu gerçekleri görmemizi çok iyi anlamamızı nasip etsin .
 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede:
 
"İNSANLAR İÇİNDE ÖYLELERİ VARDIR Kİ, ALLAH’TAN BAŞKASINI ,
ALLAH’I SEVER GİBİ SEVERLER ALLAH’A İMAN EDENLERİN ALLAH’A SEVGİLERİ İSE HER ŞEYDEN SAĞLAMDIR." (Bakara 165)

 
Diğer bir ayeti kerimesinde ise yüceler yücesi olan rabbimiz şöyle buyurmaktadır.
Estaizübillah.
"SİZE İÇİNİZDEN PEYGAMBERLER GÖNDERDİK SİZE AYETLERİMİZİ OKUYOR SİZİ MANEVİ KİRLERDEN PAKLIYOR.
SİZE KİTAP VE HİKMETİ ÖĞRETTİĞİ GİBİ HİÇ BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ DE SİZE ÖĞRETİYOR.
ARTIK BENİ ANIN Kİ , BENDE SİZİ ANAYIM BANA ŞÜKÜR EDİN NİMETLERİMİ İNKAR ETMEYİN. " (Bakara 151-152.)

 
Ey yüceliğinin sonu olmayan, ALLAH’ımız ne olur bizi zatını zikir ederek zatına şükür ederek yaşat ve ömrümüzü bu hal ile bitirmeyi nasip eyle, akıllı insanın yapacağı dua budur çünkü , Hz. ALLAH’ın adını anmakla O'nun ile irtibat halinde olunur.
 
Nimetlerine şükretme ile onun yüce gönlünü kazanır ve rızkının artmasını garantilemiş olur insanlar arasındaki yardımlaşmalarda da bu türlü olaya tanık oluyoruz.
 
Yardım sever bir vatandaş, kendisinden yardım isteyen birisine yardım eder yardım alan muhtaç insan yardım edenin gönlüne hoş gelecek sözler ile teşekkür ederse onun kalbini kazanır,  muhtaç olan kişi ona yine yardım talebinde bulunduğunda istediğinden daha fazla yardım alır .
 
Fakat nankörlük yapmış ise yapılan iyiliği umursamamış saygısız davranmış ise oradaki yardım kesilir .
Hz. ALLAH (c.c) ise Ayeti kerimesinde;
 
"EĞER ŞÜKREDERSENİZ NİMETİMİ ARTTIRIRIM."  buyuruyor ve  nimetlerine karşılık şükür bekliyor. Şükür edene ise nimetlerini bulması için hayırlı sebep yaratır.
 
Nankör insana ise çeşitli engeller çıkararak sebepleri buldurmaz onu cezalandırır.
Hele o kişi tembel ise daha çok sıkıntı çeker.
İnsan dünyasını güzel yaşamak ahireti kazanmak istiyorsa onu insan olarak yaratan yüceler yücesi olan sahibini her zaman yüceltsin zikretsin, verdiği nimetlerine de daima şükretsin. 
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemize onu zikretmeyi nimetlerine de şükretmeyi nasip etsin . amin. Amin. Amin.
VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN. 
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED.

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.289 Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH’da Ondan Razı Olur.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH’da Ondan Razı Olur.


Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH Da Ondan Razı Olur.

 
ALLAH’ü Telânın her türlü hükmüne razı olmak hoşnutluk göstermek
amellerin en faziletlisi ahlâkın en güzelidir.
 
Hadisi şerifte:
"Kul hayrıyla şerriyle kadere inanmadıkça, kendine hayır ve şerden isabet edecek şeyi atlatamayacağını, hayır ve şerden kaçacak olan  şeyi de yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz." (Tirmizi-2145)
 
Dünyaya imtihan için gelmiş bulunuyoruz.
Muhakkak bir imtihana tabi tutulacağız.
ALLAH’ü Tealâ neler yapacağımızı ilmi ezelisinde biliyordu
bizi bilsin diye de imtihan sahasına gönderdi.
 
Hadisi şerifte şöyle buyruluyor:
"İptilâların çokluğu iptilaların büyüklüğü ile beraberdir.
ALLAH’ütealâ bir topluluğu sevdiği zaman şüphesiz ki onları iptilâlarla imtihan eder
kim ki rıza gösterirse ALLAH’ın rızası o kimseyedir.
Kim de öfkelenirse ALLAH’ın gazabı o kimseyedir. "(İbni-Mace-4031)

 
En hiddetli iptilâlar Peygamberlere gelir.
Sonra iman derecesine göre diğer müminlere gelir.
ALLAH’ü Tealâ her müslümana bir iptilâ taksim etmiştir.
Ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor:
"ANDOLSUN Kİ  MALLARINIZA VE CANLARINIZA  İPTİLÂLAR
VERİLEREK İMTİHAN OLUNACAKSINIZ."(Al-i imran-186)

 
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz diğer bir hadisi şerifinde:
"Kim ALLAH’ın takdir ve taksiminden razı olursa,
ALLAH da ondan razı olur buyuruyor "(Câmi'üssağir)

 
Not: yukarıda neşredilen yazı hakikat takvim yaprağından alıntıdır.
 
Bu ilâhi emirlere göre çok sabırlı olmamız isyan etmememiz gerekmektedir.
Bir gün gelecek bu sıkıntılar kalkacak devletimiz ve halkımız huzurlu günlere
kavuşacağız inşaALLAH.
 

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.290 Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın.(Bakara-195) Bütün Tedbirlerinizi Alın.(Nisa -71)

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın.(Bakara-195) Bütün Tedbirlerinizi Alın.(Nisa -71)


"Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın."(Bakara-195) "Bütün Tedbirlerinizi Alın. "(Nisa 71)

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.
Bütün tedbirlerinizi alın."
buyuruyor. (Bakara 195 Nisa 71)
 
Bize düşen her işe kalkışımızda aklımızı kullanarak Hazreti ALLAH’a
sığınarak bütün tedbirlerimizi almaktır.
Bunu yaptığımız zaman Hazreti ALLAH’ın izniyle hiç bir sıkıntı yaşamayız.
 
Başımıza ne sıkıntı geliyorsa ihmaller yüzünden geliyordur kendimizi kınayıp
tüh neden dikkatli hareket etmedim neden tedbir almadım da faydası olmuyor.
Adam kışın yola çıkıyor yolculuk yapacağı arabasının kontrolünü yapmıyor
yazlık lastikleri ile yola çıkıyor kendi kendini tehlikeye atıyor yanına yedek mazot
almıyor yolda açık  benzin istasyonu bulamıyor arabanın içinde şaşkın şaşkın yardım
bekliyor.
Geçmiş yıllarda böyle bir hadise ile karşılaşmıştık.
Şöyle ki Avusturya’dan Türkiyeye bir arkadaşımızın münibisiyle on ikinci ayda yola çıktık
ona güveniyorduk çünkü yıllardır kara yolu ile türkiyeye gidip geliyordu.
 
Yola çıktık Yugoslavya’yı geçtik bulgara girdik her şey güzel gitti mazotun durumu nedir
deyince şu anda yeterli mazotumuz var dedi bu arada akşam ezanı geçti yatsı girdi.
O yeterli mazotumuz var demesine rağmen biz huzurlu değildik çünkü dışarıda eksi on beş
derece soğuk vardı kar diz boyuydu.
 
Bir ara açık benzin istasyonun yanından geçiyorken ona ne olur ne olmaz yedek mazot alalım
yolumuza devam edelim deyince,  ilerideki benzin istasyonundan hem depoyu ful yaparız hemde
yedek mazot alırız deyince tamam dedik yola devam ettik.
 
Bu arada arabanın mazotu azaldı bizim şoförümüz yol kenarlarında bulunan benzin istasyonlarını
aramaya başladı maalesef onun güvendiği benzin istasyonları hepsi kapalıydı ne kadar yol gittiysek
hiç bir benzinciye rastlayamıyorduk.
 
Ona dedik ki şu anda kullandığımız mazot bitince araba stop ederse kalorifer de çalışmadığı zaman
arabada donar kalırız yollarda tek bir araba geçmiyor ki yardım isteyelim.
Ve nihayet korktuğumuz başımıza geldi arabanın mazotu bitti araba stop etti kaloriferde durdu
arabanın içinde şaşkın şekilde kalakaldık.
 
Arabanın içinde altı kişi kendi nefeslerimizle ısınmaya gayret ediyorduk öyle olunca münibüsün
camları buhar yüzünden buz tutmaya başladı ve biz hazreti ALLAH’tan yardım beklemeye başladık.
Hatırladığım kadar bir saat kadar soğuktan titredik öyle olduk ki takdiri ilâhi olacak burada
donup öleceğiz.
Tam ümidimizi kesmişken münibüsün camından elektrik feneri ışığın bize geldiğini gördük.
Bulgar polisiymişler kapıyı açtık bizim çaresiz halimizi gördüler bize arabalarında bulunan
yedek mazot tankerinden mazot verdiler bizi peşlerine takıp bildikleri gece açık olan bir benzin
istasyonuna getirdiler mazotumuzu aldık yedek tanker mazot da aldık kalorifer çalışınca da
ısındık yolumuza devam ettik kapı kuleye gelince kendi vatanımızın lokantasında çorbamızı içerken
sanki yeniden dünyaya gelmiş gibi mutlu olduk.
 
Yukarıda geçen Hazreti ALLAH’ımızın emirleri bizim bu duruma düşmememiz içindir
Anlattığımız küçük ihmaller daha büyük ihmallerde de Hazreti ALLAH cümlemizi
muhafaza etsin inşaALLAH.
 
Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.291 Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,;İşte Onlar Azabın İçindedirler.(Rum-16)

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,;İşte Onlar Azabın İçindedirler.(Rum-16)


"Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,; İşte Onlar Azabın İçindedirler."(Rum-16)

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"Kâfir olup ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince,
işte onlar azabın içinde hazır bulundurulurlar."(Rum-16)

 
Hazreti ALLAH’a iman et, ahirete döneceğini bil hazırlık yap ateşten  kurtul.
Yeter ki şeytanın aklına hükmetmesine Hazreti ALLAH’a sığınarak mani ol.
Aklını ona verdiğin zaman bil ki o seni kandıracaktır çünkü her şerre meyilli bir
nefsin var.
 
Geçen akşam çok sevdiğim bir yakınım ile manevi sohbete daldık.
Konu Hazreti ALLAH’a ihlâsla ibadet yapma ve şeytanın nasıl mani olmaya çalıştığı
üzerinde idi.
Dedi ki , ne zaman  Hazreti ALLAH’a samimi candan   ibadet yapmaya  başlasam şeytan
aklıma çeşitli fikirler düşünceler getiriyor dengemi bozuyor.
Ne yapsam şaşkın vaziyetteyim bana öyle geliyor ki Hazreti ALLAH ibadetlerimi kabul etmiyor
fakat ibadetlerime önem vermeden yaptığım zaman daha kolay oluyor acaba taklidi mi yapsam
diye düşünüyorum deyince ona dedik ki zaten şeytanın aradığı da budur ruhsuz namaz kıldırmak ibadetlerinizi boşa çıkarmak istiyor.
 
Bir düşün candan  yapılmayan hangi işte hayır var, derslerini dikkatli yapmazsan azim etmezsen başarılı olabilir misin.
İşte bunun gibi Hazreti ALLAH’a yaptığın amellerinde gönülden yapmazsan şeytanı sevindirir ruhunu sıkıntıya sokarsın içine daral gelir huzurun kaçar.
İbadetleri lâkayıt yaptığın zaman nefsin sefa ruhun ise azap görür durum bundan ibaret.
 
Ruhunun rahat etmesini ibadetlerinin kabul olmasını istersen dünyayı arkana at.Hazreti ALLAH’ın ALLAH lâfzını ve kâbeyi gözünün önünde tutmaya öylece ibadet yapmaya azim et o zaman şeytan yakanı bırakır denemesi kolay dedim.
Ey Rabbimiz şeytanı bizden ve bütün sevdiklerimizden uzaklaştır yanımızdan ve içimizden kov
bir zamanlar nasıl ki yanınızdan kovmuştunuz aynen öylece bizim yanımızdan ve içimizden def eyleyin yarabbi.
Amin Velhamdülillâhi Rabbil Alemin.
 
Kalpteniman





















 

 
 
 

[TOP]

20.292 Kim Salih Amel İşlerse Kendi Lehinedir Kim De Kötülük Yaparsa Kendi Aleyhinedir ALLAH Kullarına Zulmedici Değildir

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kim Salih Amel İşlerse Kendi Lehinedir Kim De Kötülük Yaparsa Kendi Aleyhinedir ALLAH Kullarına Zulmedici Değildir


Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.
 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"Kötü tuzak ancak sahibine dolanır."(Fatır -43)
 
Hazreti ALLAH’ın bu ibretlik emri ilahisi  her an her toplulukta zuhur
etmektedir ve kim kime tuzak kurarsa sonuçta aynı tuzak kendine
dönmektedir.
Örnek mi istersiniz eğer en yakınlarınızdan başlayıp etrafınızda olanları
araştırdığınız zaman çok çeşit ibretler görürsünüz..
Eğer Hazreti ALLAH’ın emirlerine uyar kendiniz için istemediklerinizi başkaları
için istemezseniz hayatınız boyunca başınız belâya girmez huzurlu ömür yaşarsınız.
Fakat haset, riya, kibir sahibi iseniz herkesten üstün olma hastalığınız varsa başınız
sıkıntıdan kurtulmaz.
Aile bağlarında düşündüğümüzde, bir hanım kendisini eşinden üstün gördüğünde
gün gelir kendisi küçük duruma düşer.
Bir işçi düşünün kendisini üstün görüp patronunu küçük gördüğünde kendisini iş
yerinin dışında görür çünkü bunlar gizli tuzaklardır.
Yakından tanıdığımız bir yakınımız var kendisi çok zeki akıllı fakat nefsinin kötülüklerinden
kurtulamamış her girdiği işten atıldı, işe başlıyor kendini kabul ettiriyor işi öğrenir öğrenmez
gizli plânlara başlıyor çalıştığı işyerine rakip firma kurmaya çalışıyor bunu duyan patronu da
onun işine son veriyor ona dedik ki iyi niyetli ol karşındaki insana hainlik yaparsan bu sana
dönecektir çünkü kim kime tuzak kurarsa Hazreti ALLAH (c.c) gün gelir aynı tuzağı yapanın başına getiriyor.
Günümüzde ise devlet olarak halk olarak canlı örneğini yaşıyoruz, kendilerine çözüm süreci adı
altında barış eli uzatılanlar bu iyi niyete ihanet ettiler tuzaklar kurdular nihayette kurdukları tuzaklar ayaklarına dolandı perişan oldular.
Şehitler verdik inşaALLAH cennettedirler ya onların oyununa gelen askeri polisi katledenler nerede
cehennemi zümeradadırlar inşaALLAH.
O yolun uzantıları olan meclisi kirletenler de dokunulmazlıklarının kalkması vesilesi ile cezalarını bulacaklardır inşaALLAH.
Bizlere bu sevinci yaşatan başta Reisi cumhurumuz olmak üzere millet vekillerimizden hazreti ALLAH razı olsun inşaALLAH.
Selamı Aleyküm.

Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.293 Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir.


Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir!

 
Hazreti ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
"Biz bulutları ölü bir yere sürüp onunla toprağı ölümünden sonra
diriltiriz.
İşte ölümden sonra diriliş de böyledir."(Fatır-9)

 
Gaybı inkâr eden ahirete inanmayan bir kişinin ölü maneviyatının dirilmesi de
ancak Hazreti ALLAH’ın o kula rahmetini akıtması maneviyatını diriltmesiyle mümkündür.
Başka bir deyimle. Bir kulun Hazreti ALLAH’a iman etmesi O'na ibadet yapması hazreti
ALLAH tarafından o kula bir mucizesidir.
 
Hazreti ALLAH’a iman etmek ibadet yapmak her kula nasip değildir nefsi ve şeytanı manidir.
Şeytanlaşmış insanlar manidir.
İşte bu amansız düşmanlara rağmen bir kul Hazreti ALLAH’a iman edip ibadet yapabiliyorsa bilsin ki  bu ona Rabbi tarafından verilen bir mucizedir.
Ve kendisine verilen iman nimeti için Hazreti ALLAH’a şükretmesi gerekmektedir.
Çünkü Hazreti ALLAH’ın rızasına kavuşmak kerametten üstündür.
 
Kalpteniman



 
 

[TOP]

20.294 Kalp Huzurunu Bulmanın Anahtarı

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kalp Huzurunu Bulmanın Anahtarı



Kalp huzuruna kavuşmak için çareler !

Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
"Hiç şüphe yok ki kalpler ancak zikrullahla itminana kavuşur huzur bulur." (Rad-28)

Kardeşim karnın acıkınca onu doyuruyorsun nefsini rahatlatıyorsun fakat
içinde yine bir boşluk ve huzursuzluk var alkol alıyorsun geçici bir rahatlama
ayılınca yine boşlukta kalıyorsun bu da yetmiyor zina kumar madde bağımlılığı
ne yaparsan yap yine içinde huzursuzluk doyumsuzluk devam ediyor değil mi?

Merak edip hiç düşündün mü bu huzursuzluk neden hasıl oluyor.
Nefsinin istek ve arzularını ihmal etmiyorsun fakat yine içindeki boşluk devam ediyor
her şeyin var huzurun yok sebebi ise sahibin olan Hazreti ALLAH’tan uzaksın.
O'nu hatırlamıyor O'nu anmıyorsun O'na secde etmiyorsun.
Oysa ki O seninle beraber geziyor her anın onunla oluyor sen ise nefsinin emrindesin.
O  yarattığı ve kendinden verdiği ruhun beslenmesini istiyor sen ise içinde sana emanet
olarak verilen ruhunu aç bırakıyorsun sıkıntın bundan kaynaklanıyor bunu anlamak
zor değil .
Yukarıda astığımız ayeti kerimede geçen ilahi emre uy Hazreti ALLAH’a inan ve onu kalbinde an
huzura kavuş dene bir kaybın olmaz farkı hemen anlıyacaksın.
Kurtulanlar bu yolla kurtulmuşlar huzura kavuşmuşlardır. Hazreti ALLAH (c.c) yardımcın olsun
kardeşim.
Hep ölümlülerin peşinde koştun bundan sonra ölümsüz tek bir olan Hazreti ALLAH’ın peşinde koş.
Selamı aleyküm.

Kalpteniman








 
 

[TOP]

20.295 KADİR GECESİ

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
KADİR GECESİ




KADİR GECESİ

 

 


Hazreti ALLAH’a sonsuz şükürler olsun ki bu sene de kadir gecesine kavuşmayı nasip etti.
Hazreti ALLAH bu mübarek gece hakkında şöyle buyuruyor ve biz kullarına duyuruyor.
(Estaizübillâh):
“Şüphesiz ki biz kuranı kadir gecesinde indirdik, Resulüm kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
Melekler ve Ruh Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. O gece tanyeri 
yeri ağarmasına kadar bir selâmdır esenliktir..”(Kadir 1-2-3-4-5)

Resulullah (s.a.v) Efendimiz bu gece hakkında şöyle buyuruyorlar:
“Kim bütün seneyi hazreti ALLAHın rızasında yaşayarak geçirirse kadir gecesine erer. “(Müslim-762-)

Hazreti ALLAH (c.c) ise Ayeti kerimesinde :
"Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et. "(Hicr-99)

Demek oluyor ki biz kullar her gecemizi Hazreti ALLAH’ın rızasında geçirirsek kadir gecemizi buluruz.
Bu durumu da yaşamak zor olduğuna göre devlet ve halk olarak kadir kabul edilen geceyi inanarak geçirsek. Hazreti ALLAH bize o geceyi yaşatır inşaALLAH yeter ki kalbimizle iman edelim.

Bu gecede kaza namazı ile birlikte çokça tevbe edelim ALLAH’ı zikredelim .Ahiretteki yakınlarımıza dua gönderelim .Onlar da ahiretten bize dua etsinler inşaALLAH.
Bu geceyi boş geçirenlere yazıklar olsun. Çünkü kainatın sultanı olan Hazreti ALLAH hazinesinden ikramda bulunuyor gaflete dalan da yatıp uyuyor..
Hazreti ALLAH (c.c) bizlere bu mübarek geceyi ihya etmeyi O'nun yüceler yücesi gönlünü kazanmamızı , gelecek yıllarda da böyle mübarek gecelere sevdiklerimizle, bizi sevenlerle kavuşmamızı nasip etsin 

 

inşaALLAH.

VELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ALEMİN... 

Kalpteniman

 

Yusuf .


[TOP]

20.296 Lâ İlâhe İllALLAH.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Lâ İlâhe İllALLAH.





Lâ İlâhe İllALLAH.
 
Resulullah (s.a.v). Efendimiz şöyle buyurmuştur:
 
Benim ve benden önceki nebilerin söylediği en üstün kelâm:
"Lâilâhe illALLAH'tır."
 
Hz. ALLAH (c.c) zatı alisine eş koşulmasını şiddetle yasaklamıştır. Bu emri ilâhisini kuranı Azimüşanda defalarca arz etmiştir. Çok ince bir yol tıpkı sırat köprüsü gibi kıldan ince kılıçtan keskin.
 
Akıllı insan ağızından çıkan söze çok dikkat edecek Hz. ALLAH’a eş koşabilecek sözleri söylemekten elinden geldiğince sakınacak. Gönlünün sevdiği her şeyi Hz. ALLAH’a ait olduğunu bilerek sevecek. Hiç bir şeyi ilâhlaştırmayacak bu bir mürşid de bir peygamber de olsa onları Hz. ALLAH’ın görevlendirdiği kulları olarak görecek.
 
Şöyle bir düşünelim.
Dünya dönmesi için Hz. ALLAH’a muhtaç. Güneş ve ay hareket etmesi için Hz. ALLAH’a muhtaç. Melekler cinler insanlar nebatad ve hayvanlar Hz. ALLAH’a muhtaç. O zaman ne demek kalıyor ":Lâilâhe illALLAH. ALLAH'tan başka İlâh yok."
 
Hz. ALLAH(c.c) Âdem aleyhisselâmı ve devamında kullarını uyarmak kendisini bildirmek için Peygamberler gönderdi. Resulullah (s.a.v). Efendimizi Âlemlere rahmet olarak gönderdi devamında da onun izinde giden vekillerini gönderdi. Hepsi Hz. ALLAH’ın verdiği görevleri yaptılar ve ahirete göçtüler. Fakat Resulullah (s.a.v). Efendimiz ahirete göçmesine rağmen görevine devam ediyor. Kıyamet kopuncaya Kadar da devam edecek ehlince de bu hakikat malumdur. Bilmeyen inkâr edebilir. O kendisini ilgilendirir. Bu hakikate vakıf olan nur peygamberi ile gönül bağı kuranlara ne mutlu bu sevgi kişiyi Hz. ALLAH’ın sevgisine çeken en sağlam kulptur. Fakat çok da hassas bir sevgidir kişi bu sevgiye tutulduğu zaman ilâhi sınırı bozmayacak Resulullah (s.a.v). Efendimizin Hz. ALLAH’ın yarattığı kulu olduğunu unutmayacaktır. O nur peygamber (s.a.v), ki Hz. ALLAH’ın nurudur Hz. ALLAH(c.c) yüce adının yanına Onun adını yazdı Muhammedürresulullah. Şerefi yüce Peygamber biz O'na biat ettik teslim olduk. Ondan akseden nurla nurlandık. Ona sonsuz salâtı selâmlar olsun.
 
ALLAH’ÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALÂ ALİ MUHAMMED.
 
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.297 Lokomotif

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Lokomotif





Lokomotif

 
Seksen vagonlu bir tren düşünün bu vagonlardan her birisini bir öndeki vagonun çektiği zannediliyor. Fakat gerçekten bakıldığında en öndeki lokomotifin hepsini çektiği görüldüğünde, lokomotifi kim çekiyor diye bir soru sorabilir misin?
Zira çeken fakat çekilmeyen bir lokomotif olmazsa trendeki nizam bozulur ve hareket meydana gelmez.
 
Bir elma, elma fabrikası olan ağaçtan üretilmektedir. Bu ağaç ise kâinat fabrikasında inşa edilmiştir. Eğer elma ağacını da kâinatın da nihayetsiz bir ilim ve kudret sahibinin eseri kabul edilmezse, kâinat fabrikasına da bir fabrika icap edecek mesele bir noktaya dayandırılmadan sürüp gidecektir.
 
Bir er emri onbaşıdan, oda çavuşundan, oda As subayından, oda üsteğmen, oda yüzbaşı, yüzbaşı da binbaşı nihayet en üst rütbeli Padişahtan alırlar. Şimdi kalkıpta Padişah emri kimden alır diye bir sual sorabilir misin? Zira Padişahta birinden emir alsa, ona Padişah denir mi? Hüküm sahibi olur mu? Gerçek Padişah ise emir veren fakat emir almıyandır.
 
Verilen bu misallerden anlaşılacağı üzere mahlûkatın bir birini silsileler halinde meydana getirmesi mümkün değildir. Onları birbirleri sıra hareket ettiren ve düzenliyen kendisi yaratılmamış ezeli ve ebedi var olan emir veren fakat emir almayan kudret sahibinin varlığı zaruridir.
 
Evet, bu hakikatler bütün açıklığı ile ortada dururken, Cenabı Hakkı haşa "kim yarattı?" diye sual soranlar sadece cahilliklerini ortaya koymuş olanlardır.
Ayeti kerimede;
ALLAH göklerin ve yerlerin nurudur. (Nur/35)
Buyuruyor.
Hatemi veli ne güzel söylemiş:
"Kâinat bir ceset Hz. ALLAH ise ruhtur."
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed.
 
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.298 Lokman Aleyhisselam

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Lokman Aleyhisselam

Lokman Aleyhisselam
 
Lokman Aleyhisselamın Lisanından Hikmet Pırıltıları
Lokman Aleyhisselamın oğluna yaptığı tavsiyelerden bir kısmı şöyledir:
Ölü kalpleri diriltmelisin, Fakirlerle oturmalısın, Sultan meclisinden sakınmalısın, fakir kimselerle tanışmalısın, köleleri azat etmelisin, garipleri konaklatmalısın, fakiri zengin kılmalısın, şerefli kimselerin şerefini korumalısın, büyük kimselerin ululanmasını arttırmalısın, İlim hikmet maldan daha iyidir. Ticaret anında iyi bir sermayedir.
 
Ey oğlum, insanlar üçe ayrılır.
Üçte biri ALLAH içindir.
Üçte biri nefsi içindir.
Üçte biri de kabirdeki kurtlar içindir.
ALLAH’a olan üçte bir onun ruhudur.
Nefsine olan üçte bir onun amelidir.
Kurtlara olan üçte bir ise onun cismidir.
 
İnsanların en şerlisi kimdir diye sorulmuştu. Kendisini halkın kötü görmesine aldırış etmeyen kimsedir. Dört zamanda dört şeyi korumak, iki şeyide hatırdan çıkarmamak, iki şeyi de tamamen unutmaya çalışmak lazımdır.
Korunacak şeyler; Namazda gönül, halk arasında dil, yeme içme arasında ağız, bir kimsenin evine girdiğinde ise göz.
Hiç hatırdan çıkarılmayacak şeyler; ALLAH’ü Teâlâ’nın azameti ve ululuğu ile ölüm.
Unutulması gereken şeyler; Bir kimseye yaptığın iyilik ve kardeşlerinden gördüğün kötülük.
 
Hz. ALLAH Celle Celâlehü cümlemizi böyle mühim tavsiyeleri tutanlardan etsin.
Velhamdü lillahi rabbil Âlemin.
 
Kalpteniman


 
 

[TOP]

20.299 Lumumba

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Lumumba
 

Lumumba;

Bazı insanlar doğuştan rengi siyah olarak
doğarlar bu halde doğan insanlar diğer insanlara nazaran tevazu sahibidirler.
Çünkü beyaz tenli isanlar tarafindan horlandiklari icin nefsleri kırıktır bu yüzden Hz. ALLAH’a yakın olurlar ibadet ve taat ile ömür geçirirler.
Fakat bu hali kabullenmiyenler gururunu kıramıyanlar ise şeytanın vesvesesi ile Hz. ALLAH’a asi olurlar neden ben böyleyim neden beyaz değilim neden sakatım
diyerek Hz. ALLAH’a isyan ederler imtihanı kaybederler dinden çıkarlar.
 
Diğeri ise bu ALLAH’tandır der rengine hasta haline sakat haline şükreder
Hz. ALLAH da ona sabır verir onu kendine çeker gönlünü nurlandırır takva
sahibi ilim sahibi yapar kendine bağlı olan kullarından sayar zaman gelir ona
şifasını verir sıkıntısını da alır selamete çıkarır.
 
Askerliğimde sene 1961 ankara Mamak’ta muhabere telsiz kursu görüyordum.
Yakın arkadaşım vardı rengi siyahi idi.
O zamanlarda türkiyeye Afrika ülkelerinden birinin devlet başkanı vardı ismi
Lumumba idi bu arkadaşım da renk olarak onu andırıyordu.
 
Bu sebeple insanları lakapla çağırmayı marifet sayanlar bu arkadaşımızı
Lumumba diye çağırıyorlar o ise bu hitaptan kahroluyor bana geliyor
göz yaşı ile anlatıyordu o kadar üzülüyordu ki, göz yaşı döküyordu
onu teselli etmekte çaresiz kalıyordum çünkü intihar etmeyi düşünüyordu.
 
Buluştuğumuz bir gün öğle namazını beraber kıldık inanınız Hz. ALLAH’a
o arkadaşım için yalvardım ALLAH’ım bu kulun içine genişlik ver kalbine huzur ver
Şeytanın vesvese onu sarmış sen de görüyorsun be ALLAH’ım ne olur onu ve onun
gibi vesveseye kapılanları koru diye canı gönülden yalvardım.
 
Ona musallat olan onu alaylı sözleri kullanarak Lumumba diye çağıran arkadaşlarla
da konuşup ikaz ettim siz böyle çağırmaya devam ederseniz arkadaşımız intihar
edecek deyince onlar da onu kendi adıyla çağırmaya başladılar ve işler yoluna girdi.
 
Terhis olduk yıllar geçti yıllar sonra haberleştik kendisi dergahlarda sohbet
ediyor insanları irşad ediyor bir olan ALLAH’a davet ediyor..
Yani hastalık, sakatlık, siyahlık, kişinin gurunu kırar bu Hz. ALLAH’ın gizli bir sermayesidir
çünkü nefsinin kırılmasına kendini fazla beğenmemesine vesile olur ve o kişi
bu sermayeyi iyi değerlendirdiği takdirde en kestirme yoldan Hz. ALLAH’ı bulur.
Fakat bu sebepler o kişinin nefsini kırmamış ise azgınlık devam ediyorsa
şeytanın vesvesesi ile isyana kalkar neden bunlar beni buldu der dinden imandan
çıkar.
Tabii bunlar çok ağır imtihanlar Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi ağır imtihanlara tabi tutmasın.
 

Kalpteniman


Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA
MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI YERDİR.
(Nazirat Süresi 40-41)
 
 
 
 

[TOP]

20.300 Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?

Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?

 
Her şeyin özünü bilen Hz. ALLAH(c.c) her kulunun özünü bilir.
 
Putlara tapan onlardan medet umanları, gönderdiği peygamberini ve getirdiği tevhit dinini kabul etmeyen müşriklerin kalbini bilmez mi? Gönderdiği dinini ve peygamberini kabul eden gece gündüz kalbi zikir ve cehri zikir ile yaşayan kullarını müşriklerle bir tutar mı?
 
Sizleri tefekküre davet ediyorum ve soruyorum. Hz. ALLAH'ın veli kullarına uyanları benzettiğiniz putlar ve o putlara
tapan müşrikler, Hz. ALLAH’ın veli kulları ve o veliye uyanlar gibi gece gündüz ibadet yapıyorlar mıydı? Resulullah (s.a.v) Efendimizin izinde gidiyorlar mıydı?
 
Son dine inanan ve o dini getiren Peygamber (s.a.v) Efendimize uyanları rabıtayı bahane ederek müşriklere benzetirken içinizde rahatsızlık hissetmiyor musunuz?
 
Hakk din ve son peygamber geldiği halde inanmayan ve peygamberi inkâr eden sapık kavme gelen ayeti kerimeleri kafanıza göre yorumlayarak
özü sözü ALLAH ve Resulü olan insanlara gelmiş gibi göstermekten utanmıyor musunuz? Bu inadınızdan ne zaman vaz geçeceksiniz.
 
Lâ ilâhe İllALLAH demeyi kabul etmeyen müşrikleri, sabah akşam Lâ ilâhe İllALLAH zikri ile ALLAH zikri ile yaşayan nefsini terk edip ruhunu kuvvetlendiren Hz. ALLAH’a âşık olanları bir gören zihniyete yazıklar olsun.
 
Nefsi vücudunda hakim Ruhu baygın kafasına uygun yazarların kitaplarını delil gösteren kişiye yazıklar olsun.
 
Sen ey şaşkın kişi tasavvufa gir nefsine düşman ol ruhunu dirilt ondan sonra gel konuş. Canlı cenazesin haberin yok kutsal kitabımızı da alet etmekten vazgeç. Her şeyden haberdar olan Hz. ALLAH (c.c) kendisine âşık kullarını peygamberine sadakatle bağlı kullarını müşrik olarak görür mü?
 
Ölü ruhunu dirilt ki ölmeyen ruhları gör. Ölü ruh ile yaşadığın için diri ruhları göremiyorsun. Hakiki Hakk yolcusu bir kişi şeytanı cini meleği tanır.
Çünkü nefsini vücudundan atmıştır vücudunda Ruhu hakimdir. İşte böyle yaşayanlara şeytan ve yandaşları düşmandır.
Kandırdığı kişileri bu veli kullara düşman yapar. Onları şeytan yolundaymış gibi gösterir. Şeyhleri put ona uyanları da müşrik gösterir.
 
Elinde de müşriklere gelen ayeti kerimeler, İslam’ı kabul etmeyen Yahudilere ve hahamlara ve hahamlara uyanlara gelen ayeti kerimeler. Rabıtayı da bahane ederek kandırdığı alimleri de kullanarak Hakk âşıklarını saptırmaya çalışıyor.
 
Şeytana ve nefsine uyan kendini alim gören bu insanlar ve imamları iftira ettikleri bu güzel insanların hesabını vereceklerdir.
 
Mürşidi kâmil müridine ALLAH lâfzı çektirir. Yani zatından başka ilah olmayan ismi şerifi ile Hz. ALLAH’ı zikretmesini emreder.
Kendisine ALLAH lâfzı şerifini vird edinmesini, Peygamber (s.a.v) Efendimizin yolundan gitmesini öğreten bu güzel insana uyan müşrik, uyduğu da put olur mu?
 
Cahiliyet devrinde müşrikler böylemi yaşıyorlardı da bu mübarek insanları onlara benzetiyorsunuz.
Yaptığınız iftiraların cezasını muhakkak çekeceksiniz.
 
 Kalpteniman

 
 

[TOP]

20.301 Meleklerin İnsanı Namaza Uyandırması

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Meleklerin İnsanı Namaza Uyandırması

 



Melerklerin İnsanı Namaza Uyandırması

Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede:
"Ey iman edenler, ALLAH'tan korkun.Herkes yarına ne hazırladığına baksın.ALLAH'tan korkun çünkü ALLAH bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Haşr 18)

Akıllı müslüman her gece gündüz yaptığı işlerin muhasebesini yapacak.
Benim yaptığım her hareketi takibe memur ettiği melekleri var.
Ne yaparsam gizli kameralar çekiyor diyecek.
Yaptığı kötü amellerine tevbe edecek.
Yatağına huzur içinde yatacak.

Resulullah (s.a.v) Efendimiz hadisi şeriflerinde:
"Hesaba çekilmezden evvel kendinizi hesaba çekiniz." buyuruyor. (Tirmizi)

Her şeyi gözetleyen melekler olduğuna göre, kişi yatağında eşiyle yatarken
dahi edebini muhafaza etmesi lazım.
Yatağına yattığı zaman "Euzübi kelimatillahittaammeti minşerri ma HalekALLAHü,
Euzübi kelimatillahittaammeti min şerri ma Haleka ve şere e ve bere e.
Euzübi kelimatillahittaameti min külli şeytanin veammetin vemin külli aynin laammetin."
Dualarını okumayı ihmal etmemeli.

Biz bu duaları yapmadan yatmayız.
bir gece öyle bir uyku bastı ki bu duaları yapmadan yattım.
Derin uykuya dalmıştım manada, beyaz gömleğimi temizlikçiye
vermişim almaya gidiyorum.
Temizlikçinin dükkanına giriyorum bakıyorum gömleğim temizlenmiş
duvarda askıda asılı duruyor.
Görevliye gömleğimi almaya geldim verirmisiniz deyince,
Bana duvardaki saati gösteriyor şimdi saat beşbuçuk sen şimdi git
saat altıda gel tamammı diyor ve ben uyanıyorum saata bakıyorum
saat tam beş buçuk hemen fırlıyorum abdest alıyorum sabah namazımı
kılıyorum.
Eğer o rüya olmasaydı uyuyup kalacak namazımı kaçıracaktım.
Bu Hz. ALLAH'ın kuluna bir lütfu değil mi?
Sonsuz şükürler olsun yüceler yücesi Rabbime....
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.302 Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor

Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
 
Muhterem kardeşlerim,
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
 
"KAFİR OLANLAR BİLE, BİRBİRLERİNİN DOSTUDURLAR EĞER SİZ BUNU YAPAMAZSANIZ YERYÜZÜNDE FİTNE VE BÜYÜK BİR KARGAŞALIK OLUR. "(Enfal-73)
 
Buyururken, Biz ise ne hallere düştük. Resulullah (s.a.v) Efendimiz Ahirete irtihal ettikten sonra başlayan Şii, Sünni tartışmaları bu günlere kadar geldi ve herhâlde kıyamete kadar devam edecek.
Çünkü, Şeytan kıyamete kadar insanların aralarına düşmanlık sokacağına yemin etmiştir. Ve biz müslümanlar onun bu tuzağına düşmüş durumdayız. Yahudi ve Hristiyanların birbirlerine dost oldukları kadar biz müslümanlar, Mezhep kavgaları yüzünden birbirimize dost olamadık, yukarıdaki ayeti kerimede geçen fitne ve kargaşalara kapıldık. Ne olacak bu halimiz ne zaman uyanacağız.
Gün geçmiyor ki, Televizyon ve internet ekranlarında Şii, ve Sünni düşmanlığını körükleyen Ukubet ve bölücü yazılar çıkmasın. Bunu Hepimiz biliyoruz ki, geçmişte yaşayan Alimlerin kusurlarını bu
Zamana taşıyıp teşhir etmek, geçmiş yıllarda biz müslümanların arasına fitne sokmaktan başka bir şey kazandırmadığı gibi bundan sonra da düşmanlık ve nefretten başka bir şey kazandırmıyacaktır. Hz. ALLAH (c.c) ise ayeti kerimesinde:
"İNSANLAR İÇERİSİNDE MÜMİNLERE EN ŞİDDETLİ DÜŞMAN OLARAK YAHUDİLERİ BULURSUN." (Maide 82)
Buyururken bizim düştüğümüz duruma bakın, Gerçek can düşmanı olan Yahudileri bıraktık birbirimize düşman olduk. yazdığımız yazılar ile yıkıcı eleştirilerle şeytanı sevindirdiğimizin farkına varamıyoruz.
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
  "HEPİNİZ TOPLUCA SIMSIKI ALLAH’IN İPİNE SARILIN PARÇALANIP AYRILMAYIN."( ali-i İmran 103) buyuruyor.

Biz ise Senlik benlik yaparak parçalara bölündük Yahudiye lokma olduk. Bırakalım Muaviye’nin yezittin yaptığı işleri. Seyit kutbun ve Humeyni’nin yanlış fetvalarının tartışmalarını. onlar çoktan hesaba çekildiler eğer doğru fetva vermişler ise, cennete yanlış fetva vermişler ise, cehennemi boylamışlardır.
 
Bir de şu var ki Humeyni’ye atfedilen bir fetva var ki çok iğrenç, o fetvayı ekrana taşıyıp teşhir eden bilsin ki, büyük mesuliyet altına girmiştir. Sebebi ise, birincisi o kişiye iftira atılmış ise onu teşhir eden de o günaha ortak olmuştur.
İkinci mesuliyet ise, bu uygunsuz çirkin fetvayı duyan cahil insanların, Humeyni gibi birisi bu fetvayı verdiğine göre demek ki bu işin çıkar bir yolu varmış der ve o iğrenç işi yaparsa, o kişilerin günahlarına da ortak olur. Onun için İnsan ağzından çıkan söze çok dikkat etmelidir. Yapıcı yazılar yazalım yıkıcı beyanatlardan kaçınalım. Yazıklar olsun kerbela vakasının tellallığını yaparak müslümanları bölenlere. Yazıklar olsun onları şefkat ile karşılamayıp doğru yola davet etmeyen Sünnilere.
Hz. ALLAH (c.c) Bütün İslam Alemini ve, Devletimizi her çeşit bölücülükten muhafaza ederek birik beraberlik içinde yaşamamızı nasip etsin. Amin.
 
Vel Hamdülillahi Rabbil Alemin. ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed.
 
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.303 Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor

Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
 
Muhterem kardeşlerim,
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
 
"KAFİR OLANLAR BİLE, BİRBİRLERİNİN DOSTUDURLAR EĞER SİZ BUNU YAPAMAZSANIZ YERYÜZÜNDE FİTNE VE BÜYÜK BİR KARGAŞALIK OLUR. "(Enfal-73)
 
Buyururken, Biz ise ne hallere düştük. Resulullah (s.a.v) Efendimiz Ahirete irtihal ettikten sonra başlayan Şii, Sünni tartışmaları bu günlere kadar geldi ve herhâlde kıyamete kadar devam edecek.
Çünkü, Şeytan kıyamete kadar insanların aralarına düşmanlık sokacağına yemin etmiştir. Ve biz müslümanlar onun bu tuzağına düşmüş durumdayız. Yahudi ve Hristiyanların birbirlerine dost oldukları kadar biz müslümanlar, Mezhep kavgaları yüzünden birbirimize dost olamadık, yukarıdaki ayeti kerimede geçen fitne ve kargaşalara kapıldık. Ne olacak bu halimiz ne zaman uyanacağız.
Gün geçmiyor ki, Televizyon ve internet ekranlarında Şii, ve Sünni düşmanlığını körükleyen Ukubet ve bölücü yazılar çıkmasın. Bunu Hepimiz biliyoruz ki, geçmişte yaşayan Alimlerin kusurlarını bu
Zamana taşıyıp teşhir etmek, geçmiş yıllarda biz müslümanların arasına fitne sokmaktan başka bir şey kazandırmadığı gibi bundan sonra da düşmanlık ve nefretten başka bir şey kazandırmıyacaktır. Hz. ALLAH (c.c) ise ayeti kerimesinde:
"İNSANLAR İÇERİSİNDE MÜMİNLERE EN ŞİDDETLİ DÜŞMAN OLARAK YAHUDİLERİ BULURSUN." (Maide 82)
Buyururken bizim düştüğümüz duruma bakın, Gerçek can düşmanı olan Yahudileri bıraktık birbirimize düşman olduk. yazdığımız yazılar ile yıkıcı eleştirilerle şeytanı sevindirdiğimizin farkına varamıyoruz.
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
  "HEPİNİZ TOPLUCA SIMSIKI ALLAH’IN İPİNE SARILIN PARÇALANIP AYRILMAYIN."( ali-i İmran 103) buyuruyor.

Biz ise Senlik benlik yaparak parçalara bölündük Yahudiye lokma olduk. Bırakalım Muaviye’nin yezittin yaptığı işleri. Seyit kutbun ve Humeyni’nin yanlış fetvalarının tartışmalarını. onlar çoktan hesaba çekildiler eğer doğru fetva vermişler ise, cennete yanlış fetva vermişler ise, cehennemi boylamışlardır.
 
Bir de şu var ki Humeyni’ye atfedilen bir fetva var ki çok iğrenç, o fetvayı ekrana taşıyıp teşhir eden bilsin ki, büyük mesuliyet altına girmiştir. Sebebi ise, birincisi o kişiye iftira atılmış ise onu teşhir eden de o günaha ortak olmuştur.
İkinci mesuliyet ise, bu uygunsuz çirkin fetvayı duyan cahil insanların, Humeyni gibi birisi bu fetvayı verdiğine göre demek ki bu işin çıkar bir yolu varmış der ve o iğrenç işi yaparsa, o kişilerin günahlarına da ortak olur. Onun için İnsan ağzından çıkan söze çok dikkat etmelidir. Yapıcı yazılar yazalım yıkıcı beyanatlardan kaçınalım. Yazıklar olsun kerbela vakasının tellallığını yaparak müslümanları bölenlere. Yazıklar olsun onları şefkat ile karşılamayıp doğru yola davet etmeyen Sünnilere.
Hz. ALLAH (c.c) Bütün İslam Alemini ve, Devletimizi her çeşit bölücülükten muhafaza ederek birik beraberlik içinde yaşamamızı nasip etsin. Amin.
 
Vel Hamdülillahi Rabbil Alemin. ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed.
 
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.304 Kim Deli. Kim Akıllı.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kim Deli. Kim Akıllı.


Kim Deli. Kim Akıllı.
 
Kendini akıllı zanneden imansızlar inananlara deli ahmak gözüyle bakıyor
onları cahil geri zekalı olarak görüyorlar.
Elleri ile tuttuklarına gözleri ile gördüklerine inanıyorlar gözleri ile görmedikleri
Hazreti ALLAH'ı inkâr ediyorlar.
Oysaki elleri ile tutmadıkları gözleri ile görmedikleri o kadar şeylere inanıyorlar ki.
farkında olamıyorlar.
En canlı örnek nefestir ruhtur akıldır.
Seslerimiz lezzetler kokular şekil ile görülmüyor elle tutulmuyor.
Kendilerini yüksek akıl sahibi görenler kendilerine sonsuz akıl sahibi tarafından
ikram edilen akıllarını elle tutabiliyor gözle görebiliyorlar mı?
Veya bu kişiler akıllı mıdırlar deli midirler işin aslı nedir kim akıllı kim deli
ancak kâinatı tefekkür etmekle meydana çıkar.
Akıllı o kişidir ki elden kaçanı değil ebedi olanın peşinde koşar.
Açık bir gerçek var ki bu yaşadığımız dünya süratle geçen bir hayal her şeyiyle
meydanda kendini akıllı görenler aslında  gayba inanmamakla ebedi hayatı kaçırmakla
akılsız duruma düşmektedirler.
Kendini akıllı zanneden imansız zümreyi aklımızın yettiği kadar akıl süzgecinden
geçirdik bunlar ebedi hayata talip olmamışlar eğer akıllarını kullanmazlar böyle ölürlerse
ebedi kayba uğrayacaklardır.
Kendilerini akıllı inananları akılsız görenleri kendi inançları ile baş başa bırakalım  ve onlar
için hazreti ALLAH’a niyazda bulunalım inşaALLAH onlara da hidayet nasip olsun.
İnsan olarak şöyle düşünelim kim ne derse inandığımız için bize deli diyorlarsa bu onların
takdiridir biz inanalar hazreti ALLAH’ın takdirine bakarız ebedi hayata talibiz inşaALLAH.
Hazreti ALLAH’ın bunca mucizelerini görmeyen emirlerini duymayan akıllı geçinen
delileri Hazreti ALLAH’a havale ediyoruz.
 

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.305 Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH;

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH;

Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH
 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"İnkâr edenleri de az bir müddet geçindiririm."(Bakara 126) buyuruyor.
 
İmanı ve aklı kıt olan bazı insanlar imansız kişilerin zevk ve sefa içinde
yiyip içmeleri gezip dolaşmalarından dolayı dinden imandan tamamen çıkıyorlar
ve Hazreti ALLAH’ı inkâr ediyorlar.
Hazreti ALLAH’ın gaffar ismi celilini bilmedikleri için O'nun dünya hayatında inanan
inanmayan bütün kullarını ayırt etmeden rızıklandırdığını bilmiyorlar.
Ahiret hayatında ise yalnız inanan kullarını rızıklandıracağından da haberleri yok
Eğer kurana inansalar ilimlerini arttırsalar Hazreti ALLAH’ın ilâhi nizamını öğrenecekler
imanlarını koruyacaklar dünya ve ahiret selâmetine kavuşacaklardır.
Yukarıda geçen Ayeti kerimede inkâr edeni de az bir müddet geçindiririm buyurması
ise dünyayı kast ediyor dünya hayatının az bir zaman dilimi olduğuna dikkat çekiyor.
Öyle değil midir kardeşler dünya hayatı bir göz kapama gibi geçmiyor mu yaşlılıklar bunun
farkında da gençlere sesleniyoruz bakın geçmiş yıllarınıza her geçen gün ve geceler
dün gibi değil mi?
Öyle bir hayat yaşıyoruz bir dakika sonrasını yaşayıp yaşayamayacağımızı garanti olarak
bilemiyoruz. Adam ağzına lokmayı atıyor nefes borusu tıkanıyor yutamadan ruhunu teslim
ediyor. Çok sevdiğimiz yakınımız bisiklete bindi pedalı çeviremeden yere yıkıldı ve oracıkta
ruhunu teslim etti. dünyanın az bir geçimlik olduğunu çeşitli ibretlerle görebiliriz.
Dünya hayatı biz insanlar için az bir zaman dilimidir istersen yüz yıl yaşa bitmeye mahkum
bir zaman fakat biz insanlar aldanıp gidiyoruz.
Diğer bir Ayeti kerimede ise;
"İnkâr edenlerin refah içinde diyar diyar dolaşması sakın seni aldatmasın."(Al-i imran 196)
Buyurması bizlere aynı gerçeği sunuyor.
Gençlere sesleniyoruz hani siz kariyerinizi yükseltmek için sınava girersiniz kazanırsanız
gün gelir yüksek mevki sahibi olursunuz. derslerinize yeteri kadar çalışmaz önem vermezseniz
imtihanı kazanamaz istediğiniz makama gelemezsiniz.
İşte bu çalışmalar imtihanlar da az bir dünya geçimidir kaybedince ne kadar üzülüyoruz değil mi?
Fakat ahiret geçimi bitmeyen bir geçimdir sefa da ebedi cefa da ebedi, dünya ise az bir geçimlik
sefa da olsa bitiyor cefa da olsa bitiyor arada ne kadar büyük fark var.
Dünyada kariyer sahibi ol bitici de olsa ol çünkü yaşıyorsun kul olarak Hazreti ALLAH’ın sunduğu nimetlerden faydalan O Hazreti ALLAH ki yiyin için şükredin nimetimi arttırırım buyuruyor fakat sonu olan bir hayattır.
Ölümsüz hayat olan ahiret hayatının yanında hükmü sıfırdır.
Akıllı ona deriz ki dünya hayatının bitmeye mahkum süsünü lüksünü kazanmak için sınavlara hazırlandığı kadar biraz da bize sunulan bitmeyen tükenmeyen ahiret hayatının süsüne lüksüne talip olur ahirette bize sorulacak ahiret suallerine çalışır bu çalışmalar dünya suallerini kazanmamıza da vesile olur.
Çünkü ahret nimetlerini kazanmak isteyenleri de Hazreti ALLAH destekler yeter ki derslerimize çalışalım O'na inanalım O'na güvenelim Hazreti ALLAH’a inanır O'na güvenirsek bir taşla iki kuş vururuz misali hem dünya hayatını hem ebedi ahiret hayatını kazanırız inşaALLAH. Amin.
 
Kalpteniman











 







 
 
 

[TOP]

20.306 Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.


Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.
 
Hazreti ALLAH (c.c) bizleri imtihan etmek için birçok hastalıklar yaratmıştır.
Bu hastalıkların ortadan kalkması için alternatif olarak şifalar devalar ve
o şifaları bize ulaştıracak tabipler halketmiştir.
Onun için her kim hasta olduğunda umutsuzluğa kapılmamalı şifasını aramalıdır.
Başta sabırlı olarak  Hazreti ALLAH’a isyan etmeden O'na tevbe ederek O'ndan yardım
dilemelidir.
 
Fakat başta tevbe diyoruz çünkü bilmeden Hazreti ALLAH’ın gönlünü incitmiş olabileceğimizden
evvelâ O'nun yüce gönlünü kazanmalıyız temizlenmiş olarak O'na yalvarmalıyız.
Geçmiş yıllarda Viyana’da sığır eti satan ve tavuk eti satan iki tüccar vardı biz
onların bizlere verdikleri sözlü teminat üzerine et almayı düşündük ve istihare namazı
kıldık fakat istiharede onların yalan söylediğini anladık et almaktan vaz geçtik.
 
Kendilerine giderek besmelesiz hayvan kesmemelerini eğer bunu yaparlarsa dinden
çıkabileceklerini Hazreti ALLAH’ın emirlerini uygulamadıkları için ağır hastalığa yakalanabileceklerini
söyledik onlara "Hazreti ALLAH’ın Ayetlerine inanan müminler iseniz üzerine ALLAH’ı ismi anılmış besmele ile kesilmiş hayvanlardan yiyin." ( Enam -118) ayeti kerimeyi hatırlattık  bize çok darıldılar nefslerine uyarak bildikleri gibi çalışmalarını yaptılar.
Birkaç zaman sonra duyduk ki ikisi de kanser hastalığına yakalanmışlar.
 
Şimdi ise yaşadığımız beldede kasabı uyarmıştık ona bakın sizin sözünüze inanarak
kestiğiniz etinizi yiyoruz vebalini size yüklüyoruz dedik, içiniz rahat etsin dedi onları tanıyanlar
da kefil oldular biz de oradan alışveriş yaptık.
 
Bu yıl geldik et almak için kasaba gittik kendisi yok başkalarına devretmiş kendisi hasta olmuş o yüzden kasap dükkanını devretmiş. cuma namazından çıkıp eve geliyorken  yolda karşılaştık geçmiş olsun hasta olmuşsun deyince, bir hastalığım yoktu birdenbire oldu doktorlar şifası yok diyorlar dedi.
Bizde öyle şey olmaz şifasız dert yoktur siz şifanızı arayın dedik teselli ettik bol tevbe etmesini tavsiye
ettik çünkü tevbesiz dua kabul olmaz hasta şifa bulmaz başka yol vermemiş hazreti ALLAH.
 
Esasen besmelesiz hayvan kesen  kurana iman etmiyordur kurana iman etmeyen Hazreti ALLAH’a
iman etmiyordur.O gibi insanların kestikleri murdardır yenmez imanı olan ise besmele çekmeden hayvan kesmez.
Şimdi kasap dükkanını yeni devralan sahipleri ile konuştuk kesin söz verdiler besmelesiz kesmediklerini bize kanıtladılar onlardan alışveriş yapıyoruz inşaALLAH hayırlı olur.
Bakalım ileride neler göreceğiz.
 
Kalpteniman







 
 

[TOP]

20.307 Kalbe Virüs Dolarsa

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kalbe Virüs Dolarsa

Kalbe Virüs Dolarsa
 
İnsanın gönlü nerede ise o oradadır neyi beğendi ise o onunladır.
Gönül telefon hattı kime bağlı ise o hattaki kişi ile bağlantı halinde olur.
Ve o kişi avizeden akseden sesten başkasına kulak verip duyamaz duysa da aklına dolduramaz.
Kalp ise öyle bir ilahi kutu ki, içindeki çıkmadan başkası giremez.
Onun için bizler kalplerimize çok dikkat etmeliyiz kalbimizdeki imanımızı zedeliyecek fikir ve düşünceleri kalbimize sokmamalı, kalbimizi öldürmemeliyiz.
 
Kalp ise zararlı fikir ve düşüncelerle dolduğu zaman artık onu boşaltmak ve hayırlı bilgileri doldurmak çok zorlaşır.
Ancak Hz. ALLAH’ın yardımı ile kurtulur.
Hz. ALLAH (c.c) İse ayeti kerimesinde:
"ALLAH yaptıklarınızı görmektedir. "(Ali imran 156) buyuruyor.
 
Bu bir ilahi emirdir ve kullarına teminattır ve çok büyük bir fırsattır.
 
Biz kulları ise en büyük hazinelerden biri olan kalbimizin şeytanın ektiği nifak tohumlarını def etmesi için ona samimi şekilde sığınmıyoruz ki kalbimizi virüs misali pisliklerden temizlesin.
Nasıl ki, bilgisayarı virüsler sardığı zaman program karışıyor. İnsanın kalbini de dengesiz fikirler sardığı zaman yanlış düşünceler fikirler üretilmeye başlar ve hatalar ile ömür sürer.
Çünkü aklını kullanamadı kalbini şeytana mesken etti.
Bu durumda olan insana ne anlatırsan anlat hiç bir şey duyuramazsın çünkü, bilgisayar misali kalp ve ona bağlı olan beyin programında karışıklık var.
 
Bu durumda yapılacak iş kalbi ve beyni yaratan Hz. ALLAH’a sığınıp kalp hattını ona bağlayıp onunla olmaktır Çünkü hakiki Mürşid Hz. ALLAH'tır.
 
Ayeti kerimede,,
"Yoksa bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar Hayır işitiriz ve yanlarında bulunan elçilerim de her yaptıklarını yazmaktadır." (Zuhruf 80)
 
Hatırıma gençliğimde yaşadığım bir olayı hatırladım bu mevzuya uyuyor diye yazıyorum. sene 1965 yılları idi,
İskenderun da çalışıyordum Ramazan ayı yaşım ise
yirmi altı civarında idi.
Aylardan da temmuz veya Ağustos ayları sıcak ortalığı kavuruyor işimiz icabı açık havada çalışıyoruz birkaç arkadaş haricinde çoğu iş arkadaşlar oruç tutmuyordu.
 
Hele içlerinde biri vardı ki, tutmadığı halde tutanlara saygısızlık yapıyor rahatsız ediyordu biz ise Hz. ALLAH’a sığınır sabır ediyorduk.
 
Bir gün, elinde bir bardak ayran hem içiyor hem bizler ile alay ediyordu.
Adam tekin biri değildi küfür yememek için susuyorduk. Nihayet bir arkadaş dayanamadı yeter ulan ALLAH’tan korkmuyorsan kuldan utan be deyince, ben senin ALLAH’ını kitabını diyerek bastı küfürü. hepimiz şaşkın şekilde birbirimize baka kaldık.
 
İşte tam o anda içimden bir sesle, Hey Yüce ALLAH’ım, Her şeyi görüyor her şeyi duyuyorum buyuruyorsun bu insan bu mübarek ramazan günü zatına küfür ediyor ve bizim Huzurumuzu bozuyor sustur şunu be ALLAH’ım dedim.
Ve çalışama devam ettim.
 
İki üç saat sonra paydos oldu iş yerinden ayrılırken önümüzü kesen bir su akıntısı vardı her gelip geçerken onun üstünden atlıyorduk yine atlıyorduk.
Sıra o iğrenç küfürü yapan kişiye geldi hoplayıp atlar atlamaz odunun kırıldığı zaman çıkardığı sese benzeyen ses duyduk ardından da acı bir feryat başladı.
 
Çünkü ayak bilekten kırılmıştı. hepimiz şaşkın haldeydik çünkü kaç aylardır o akıntıdan hoplayıp geçtik kimseye bir şey olmadı.
 
Bu basit yerden atlamakla ayağın kırılmasına her kez gibi ben de şaşırmıştım.
Ancak arkadaşların böyle basit bir yerden atlamakla ayak kırılır mı dediklerinde, kendi kendime, sen ne demiştin,
Ey ALLAH’ım her şeyi duyuyor her şeyi görüyorum buyuruyorsun bu ise zatına küfrediyor sustur şunu dedin ya, Hz. ALLAH karşılık verdi anlamıyormusun dedim.
Ve Hz. ALLAH’ın her şeyi gördüğüne herşeyi duyduğuna imanıma iman katıldı.
 
Anlatmak istediğim kalp hattı çok önemli. Hz. ALLAH (c.c) kalplerimizi yanlış fikir ve düşüncelerden temizlesin zatının muhabbeti ile doldursun amin.
 
Velhamdü lillahi Rabbil alemin.
 
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed.

Kalpteniman

 

 

 

 
 

[TOP]

20.308 Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor muyuz?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor muyuz?
 

Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor Muyuz?

 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede buyuruyor ki:
"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın."(Bakara 195)
 
Bu gün saat 11 de mescidi açmak için evden çıktım karşı tarafa geçmek
için sol tarafa baktım bir araba süratle geliyordu.
 
Kendi kendime dedim ki önünü kesen stop tabelâsında nasılsa
duracak, ayrıca benim geçtiğimi de görüyor burası da mahalle arası
düşüncesi ile ben hızlı bir şekilde yoldan karşıya geçmek üzere
yürümeye başladım.
 
Fakat o da ne adam öyle bir geliş geliyor ki,
Bir an da yanımda bitti ben kendimi karşı kaldırıma seri şekilde
atmasaydım şu anda yazdığım bu yazıyı yazamaz olacaktım.
Aslını sorarsanız ben kendimi atmadım beni Hz. ALLAH’ın koruyucu
meleği attı gerçek budur.
Ben 71 yaşını doldurmuş bir dedeyim bizde öyle zıplıyacak güç yok.
Demek ömrümüz varmış Hz. ALLAH’a sonsuz şükürler olsun.
 
Şimdi ise kardeşlerime ne yazayım derken bu günkü yaşadığım
hadise bu gecenin konusu oldu.
 
Ben şöyle düşünüyorum biz insanlar kendimizi insanların idaresine
merhametine bırakmakla kendimizi tehlikeye mi atmaktayız.
Çünkü Hz. ALLAH’ın (c.c) bizi her uyarmasında bir hikmet var
kaldı ki, üzerime süratle gelen de kendisini tehlikeye attı.
 
Şöyle diyesim geliyor, halka güvenme Hakka güven ki kurtul.
Bir Ayeti kerimede ise:
"Bütün tedbirlerinizi alın."(Nisa 71) buyuruyor.
Tedbirlere gelince zahiri tedbir,
Sağlını zararlı yiyecek ve içeceklerden korumak.
 
Batıni tedbirler ise;
Hz. ALLAH’ın rızasını kazanmak ve Onun manevi
korumasının içinde olmayı başarmak.
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi hıfzı himayesine aldığı kullarından eylesin inşaALLAH. Amin.

Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.309 Kurumuş Yeryüzünün Canlanması

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kurumuş Yeryüzünün Canlanması

Kurumuş Yeryüzünün Canlanması
 
Ayeti kerime:
"Yeryüzünü kurumuş ölmüş görürsünüz,
Fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz Zaman
harekete geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkilerden
çift, çift yetişir."( Hacc 5)

 
Renkleri ve güzellikleri ile, adları ve kokuları ile, şekilleri
ve faydaları ile, birbirinden değişik insanın içine ferahlık veren,
bakanların hoşuna giden her türlü bitki bitirir.
Ölü yeryüzünü diriltip ondan bu çeşitli bitkileri yetiştirmişse,
aynı şekilde insanları da ölümlerinden sonra diriltir.
 
Ayeti kerimede:
"Bu böyledir, Muhakkak ki ALLAH tek gerçektir,
Ölüleri O diriltiyor ve O her şeye kadirdir." (Hacc 6)

 
Hesaba gelmeyen her türlü şeyleri gayb hazinesinden bağışlayan
Hz. ALLAH (c.c) bütün buyrukları işleri hikmetlidir.
Hikmetinin güzellikleri varlıklar üzerinde apaçık görülür.
 
Yegane hacet kapısı O'nun kapısıdır.
Bütün ihtiyaçlar O'na arz olunur.
Bütün  istek ve ihtiyaçları O verir.
Dilekleri yalnız ve yalnız O  yerine getirir.
Dilediği kulunun hacetini yerine getirir, dilemediği kulunun
hacetini geciktirir.
Dilediğinin hacetini cevapsız bırakır.
 
Ayeti kerimede;
"Göklerin ve yerin mülkü tasarrufu ALLAH’ındır
ne dilerse yaratır."( Şura 49 )

 
Biz kullara düşen O'nun kapısında umutla beklemektir.
 
Hatemi veli Ömer Öngüt Efendi Hz.


 
 

[TOP]

20.310 Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun.

Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun...


Nefse uymada kaybolmak var,
Mütevazi hayatta kendine gelmek var.
Kendine gelirsen Rabbini bulursun,
kendini kaybedersen Hakkı da kaybetmiş olursun.
Bu sözümüz çok mühimdir fakat nefsimiz lüks hayat istiyor.
Mahviyeti tercih edersen var olan
her şeyin Hazreti ALLAH’a ait olduğunu, kendinin ise hiç olduğunu bilir nefsine Rabbini bildirmiş olursun.
Tevazu sahibi olursan büyük Hazreti ALLAHtır dersin kendinin küçük hükümsüz bir varlık olduğunu kalbinle tasdik edersin.
Hazreti ALLAH’tan nur isteriz, amma bu nura kavuşmak için helâl lokma şart.
Helâl lokma ile ihlaslı bir ubudiyet lâzımdır.
Bundan sonra Cenâb-ı Hakk o lokmayı nur yapar.
Nurdan hikmet usule gelir.
O zaman insan Hakka yakın olur.
Hakk ile konuştuğu zaman da halk memnun olur.
Maneviyat çöküntüsü yaşayanlar helâl lokmaya dikkat etmediklerinden o hale düşüyorlar.
Ne kaybediyorsak hep boğazımıza dikkat etmediğimizden kaybediyoruz.
Boğaza süzgeç takmadıkça itimat edin hikmet usule gelmez.
Mümkün olduğu Kadar şüphe ettiğiniz kimselerin yemeğini yemeyin.
Perhizdeyim deyin yemeyin eğer yerseniz zarar görürsünüz.
İşin başı helâl lokmadır bunu beyninize yazın.
 
Hatemi Veli Hazretleri.

 
 

[TOP]

20.311 Kur'an Ve Sünnet.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kur'an Ve Sünnet.

Kuran Ve Sünnet
 
Kuran ve Sünnet
Ayeti kerimede ;
"Resulüm! Biz sana da Kur'anı indirdik ki, kendilerine indirileni
insanlara açıklayasın."(Nahl 44)

 
ALLAH’u Teâla Kur'anı keriminde Namazın farz olduğunu bildirdi.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz ise ALLAH’u Teâladan aldığı vahiy ve
ilham ile namazın vakitlerini, rekatlarını, adap ve erkanını ve nasıl kılınacağını
hem anlattı, hem de müslümanların gözü önünde kıldı.
 
Hadisi şerifinde:
"Beni namaz kılarken nasıl görmüşseniz, siz de öylece
kılınız."
(Buhari
) buyurdu.
Oruç ayeti kerimesi nazil olunca, müslümanlar Ramazan orucunun
farz olduğunu anladılar ve oruçlarını tuttular.
Fakat oruçlu olduğunu unutarak yenilen veya içilen bir şeyin orucu
bozup bozmayacağı hakkında Ayeti kerimelerde açık bir hüküm yoktu.
 
Kur-anı kerimde zekatın farz olduğu bildirilmekteydi.
Ancak ne kadar malı olana zekat farz olduğu, hangi mallardan zekat verileceği
nisap miktarları belli değildi.
Hacc da böyledir.
Ayeti kerimelerde temiz olan şeylerin helal, pis olan şeylerin de haram olduğu
haber verilmiş, fakat bunların neler olduğu bildirilmemiştir.
 
Bütün bunları birer birer izah eden Resul-i Ekrem (s.a.v)  Efendimizin Hadisi
şerifleri ve sünneti seniyyesidir.
İnsanları dünya saadetine ve ahiret selametine ulaştıracak ne varsa hepsini
açıklamış, geriye bir şey bırakmamıştır.
 
Hadisi şerifinde:
"Sakın sizden birinizi emrettiğim veya nehyettiğim hususlardan biri kendisine
ulaşınca, Koltuğuna yaslanıp, Bilmiyorum! Biz ALLAH’ın kitabında ne bulursak
ona uyarız derken bulmayayım."(Tirmizi)

 
Bütün bu izahlardan anlaşılıyor ki, Kur'anı kerim ve Sünneti seniyyeyi birbirinden
ayırmak mümkün değildir.
 
Sözler ve notlar Ömer Öngüt Efendi. 
 

 
 

[TOP]

20.312 Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.


Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.     
 
Hazreti ALLAH (c.c). Ayeti kerimesinde buyuruyor ki:
 
"İYİLİKLE KÖTÜLÜK BİR OLMAZ.
SEN KÖTÜLÜĞÜ EN GÜZEL ŞEYLE SAV.EN GÜZEL ŞEKİLDE ÖNLE.
O ZAMAN BAKARSIN Kİ SENİNLE ARANIZDA DÜŞMANLIK OLAN KİMSE,
SANKİ SICAK BİR DOST OLUVERMİŞTİR. "(Fussilet 34)

 
Kötülüklere aynı davranışla cevap verenler kötü dedikleri kimselerden farklı olmadıklarını
göstermiş olurlar.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz ise Hadisi şeriflerinde:
"Akrabasının yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş sayılmaz.
Akrabayı koruyup gözeten kimse, kendisiyle ilgi kestikleri zaman bile,
onlara iyilik yapmaya devam edendir."(Buhari)

 
İyilik etmenin başlıca üç şekli vardır.
Birincisi iyiliğe iyiliktir. Yani yapılan bir iyiliğe en azından teşekkür etmek.
Bu ise insanın en tabii görevidir.
Bundan daha değerlisi, iyiliğe benzeri bir iyilikle karşılık vermektir.
İkincisi, karşılık beklemeden iyilik etmektir.
Böyle davrananlar diğerlerinden üstün kimselerdir.
Üçüncü ise kötülük edene iyilik etmektir iyiliklerin en değerlisi budur.
 
Ashabı kiramın Resulullah (s.a.v)  Efendimizle bir sohbetleri anında şöyle bir
konuşma geçtiği nakledilir.
Ashabı kiramdan bir zat Resulullah Efendimize hitaben,
Ya Resulullah biz amcanızın oğlu aliye karşı sizin çok sevginiz olduğunu seziyoruz.
bunun sebebi nedir diye sorduklarında?
Resulullah Efendimiz soruyu soran kişiye sana birisi kötülük yapsa ona nasıl karşılık verirsin diyor.
İyilik yaparım ya Resulullah diyor.
Resulullah Efendimiz adam yine kötülük yaparsa deyince?
yine iyilik yaparım ya Resulullah diyor.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz, adam iyilikten anlamıyor yine kötülük yapıyor buyurunca?
O zaman bende kötülük yaparım buyuruyor.
Bunun üzerine Resulullah (s.a.v)  Hazreti Ali Efendimizin huzuruna getirilmesini bu konudan bahsedilmemesini emrediyor.
Hazreti Ali Efendimize haber veriyorlar ve huzura geliyor.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz Hazreti Ali keremellahü veche Efendimize soruyor.
Ya Ali sana birisi kötülük yapsa ona ne yaparsın ? iyilik yaparım ya Resulullah.
Adam iyilikten anlamıyor yine kötülük yapıyor? yine iyilik yaparım ya Resulullah.
Fakat adam nankör anlamıyor yine kötülük yapıyor buyurunca yine iyilik yaparım buyuruyor.
Ve Resulullah (s.a.v) Efendimiz kaç defa sordu ise Hazreti Ali Efendimiz aynı cevabı veriyor.
Bundan sonra Resulullah (s.a.v)  Efendimiz soruyu soran kişiye,
anladınız mı  ben Aliyi neden çok sevdiğimi buyuruyor.
 
Şöyle bir söz var. Çok anlamlı:.
İyiliğe iyilik her kişinin kârıdır.
Kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır.
Er demek yiğit adam demektir.
Hazreti ALLAH cümlemizi kötülüğe karşı iyilikle karşılık verenlerden eylesin.
 
Hatemi Veli Hazretleri.

 
 

[TOP]

20.313 Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.

Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"Kötü tuzak ancak sahibine dolanır."(Fatır 43
)

Hazreti ALLAH'ın bu ibretlik emri ilâhisi  her an her toplulukta zuhur
etmektedir ve kim kime tuzak kurarsa sonuçta aynı tuzak kendine
dönmektedir.
Örnek mi istersiniz eğer en yakınlarınızdan başlayıp etrafınızda olanları
araştırdığınız zaman çok çeşit ibretler görürsünüz..
Eğer Hazreti ALLAH'ın emirlerine uyar kendiniz için istemediklerinizi başkaları
için istemezseniz hayatınız boyunca başınız belâya girmez huzurlu ömür yaşarsınız.
Fakat haset, riya, kibir sahibi iseniz herkesten üstün olma hastalığınız varsa başınız
sıkıntıdan kurtulmaz.
Aile bağlarında düşündüğümüzde, bir hanım kendisini eşinden üstün gördüğünde
gün gelir kendisi küçük duruma düşer.
Bir işçi düşünün kendisini üstün görüp patronunu küçük gördüğünde kendisini iş
yerinin dışında görür çünkü bunlar gizli tuzaklardır.
Yakından tanıdığımız bir yakınımız var kendisi çok zeki akıllı fakat nefsinin kötülüklerinden
kurtulamamış her girdiği işten atıldı, işe başlıyor kendini kabul ettiriyor işi öğrenir öğrenmez
gizli plânlara başlıyor çalıştığı işyerine rakip firma kurmaya çalışıyor bunu duyan patronu da
onun işine son veriyor ona dedik ki iyi niyetli ol karşındaki insana hainlik yaparsan bu sana
dönecektir çünkü kim kime tuzak kurarsa Hazreti ALLAH (c.c) gün gelir aynı tuzağı yapanın başına getiriyor.
Günümüzde ise devlet olarak halk olarak canlı örneğini yaşıyoruz, kendilerine çözüm süreci adı
altında barış eli uzatılanlar bu iyi niyete ihanet ettiler tuzaklar kurdular nihayette kurdukları tuzaklar ayaklarına dolandı perişan oldular.
Şehitler verdik inşaALLAH cennettedirler ya onların oyununa gelen askeri polisi katledenler nerede
cehennemi zümeradadırlar inşaALLAH.
O yolun uzantıları olan meclisi kirletenler de dokunulmazlıklarının kalkması vesilesi ile cezalarını bulacaklardır inşaALLAH.
Bizlere bu sevinci yaşatan başta Reisi cumhurumuz olmak üzere millet vekillerimizden Hazreti ALLAH razı olsun inşaALLAH.
Selâmıaleyküm.

Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.314 Kötü Ruhları Kovmak İçin Okunulacak Dua.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kötü Ruhları Kovmak İçin Okunulacak Dua.

 


 
KÖTÜ RUHLARI ETRAFIMIZDAN DEF ETMEK İÇİN HZ. ALLAH’A SIĞINARAK OKUNULACAK DUA:

Bu duayı evinizin bütün odalarında Hz. ALLAH’a sığınarak okuyun.
"ALLAH'ım kovulmuş şeytanların şerrinden, İnsan şeytanları ve cin şeytanlarının şerrinden, büyücülerin, üfürükçülerin, sihir yapanların şerrinden ve yaratıklarının şerrinden sana sığınırız.
Euzübilllahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim.
 
Hassentü nefsi bil hüsnüllezi esasühü ve babühü la ilahe illALLAH Muhammedürresulullah vehitanehü Selamınkavlenminrabbirrahim ve dairetühü. Lehüminbeyni yedeyhi vemin halfehü yahfezünehü. Min emrillah Ahfiznı.
 
Euzübillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. ALLAH’ü lâ ilahe illa hüvel Hayyul Kayyum.Lâ te huzühü sinetivvelanevm lehü mafissemavati vema fil erdı menzellezi yeşfeu indehu illa bi izni, yağlemu mabeyne eydihim vema halfehüm vela yuhitune bişey inminilmihi İllabi maşae vesia kürsüyyühüssemavati vel erdı Vela yehüdühü hıfzühüma vehüvel Aliyyül Azim.
 
Bismillahirrahmanirrahim
Kul HuvALLAH’ü ehad, ALLAH’üssamed lemyelid velem yulet velem yeküllehü kufüven ehad.
 
Bismillahirrahmanirrahim
Kul Euzübi Rabbil felakı minşeri ma halakı vemin şerri gasiğın iza vegabı vemin şerrinneffaasati fil u kadi. Vemin şerri hasidin iza hasedi.
 
Bismillahirrahmanirrahim
Kul Euzübi Rabbinnas Melikinnas İlahinnas min şerril vesvasil hannas elleziyü vesvisü fisudurinnas minel cinneti venn(a.s)
 
Hassentü nefsü bil Hayyul Kayyum. Ellezi La yemutu ebeden defasu annissue. Vel eza bil elfi elfi elfi La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim. Vesallellehu ala Seyyidina Muhammedin ve ala Alihi ve sahbihi vesellim."

Amin. velhamdü lillahi rabbil alemin.
 
Kalpteniman

 
 
 
 

[TOP]

20.315 Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. ALLAH Tarafından Bildirilen Emirleri.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. ALLAH Tarafından Bildirilen Emirleri.



Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. Allah Tarafından Bildirilen Emirleri.

Hz. ALLAH’ın bütün kainatı yarattığını içinde yaşattığı melekleri cinleri insanları hayvanları bitkileri rızıklandırdığını bir zaman sonra öldüreceğini ve bir süre sonra tekrar dirilteceğine inanmak biz kullarına emrettiği en önemli emridir.
 
Bu ilahi emirlerini ise bize dört büyük kutsal kitapları ile özellikle en son gönderdiği kitabımız kuranı kerim ki, içinde daha evvel yaşayan peygamberlerimizin özel hayatlarından ve çalışmalarından ibretler anlatılmaktadır.
 
Ne yazık ki, içine şeytan giren insanlar bu kurtuluşa ve selamete vesile olacak ilahi emirlere inanmamış kendisini insan şekline sokan yaratanını , gönderdiği peygamberlerini ve getirdikleri kitaplarını inkar etmiş kafir olmuşlardır.
 
Hz. ALLAH’aA sonsuz şükürler olsun ki, bize inanmayı kalpten iman etmeyi nasip etti bizi mesuliyetten kurtardı.
 
Sizde gözünüzü açın şeytanın oyununa gelmeyin ebedi felakete uğramayın sizi ve görünen bütün varlıkları yaratana inanın kalpten tasdik edin ve onun sonsuz kudretine güvenin ihtiyacınızı ona arz edin gelişmeleri takip edin ibretle göreceksiniz ki, ihtiyaçlarınız belirli bir vakit sonra görülecektir.
 
Bu işleri yaparken gökten melek indirmiyor insanları birbirine yardım ettiriyor kendisini ise gizliyor işleri perde arkasından idare ediyor yani kullarının ihtiyaçlarını kullarını çalıştırarak görüyor.
Geçmişte emeklilik konusunda haksızlığa uğradım sıkıntımın kalkması için devamlı yalvardım duam bir türlü kabul olmuyordu halbuki konsoloslukta çalışma müşaviri  memur Türkiyeden gelmiş böyle problemler ile ilgileniyordu, ona gitmiyor işimi halletmesi için devamlı Hz. ALLAH’a yalvarıyordum .
 
Netice bir gece rüyamda tanımadığım bir kişinin yanına gittiğimi ona evraklar verdiğimi gördüm. uyanınca anladım ki, benim o kişiye gitmem lazım ve vakit geçirmeden gittim o yetkili memura durumumu anlattım ankaraya telefon açtı problemi halletti benim sıkıntıdan kurtulmama sebep oldu.
Bu olayı iyice düşünürsek Hz. ALLAH kullarına yardımlarını kulları ile yapıyor cezayı hak etmiş kullarına ise kulları ile ceza veriyor ve hayat bu sistemle devam ediyor olayları dikkat ile takip ederseniz bu geçekleri görürsünüz.
 
Geçmiş mübarek zatların sözleri var , diyorlar ki, ALLAH rızıklarını kul eli ile dağıtır. ALLAH şifasını kul eli ile verir. ALLAH intikamını kul eli ile alır.
 
Kardeşler, şuna kesinlikle inanın ki , Hz. ALLAH’a inanan onun emirlerine uyan kendisini garanti altına almıştır. bu halini devam ettirdiği müddetçe kimsenin hakkına tecavüz etmediği takdirde, kendisinin de hakkına tecavüz edilmeyecek.
Kimsenin canını yakmadığı müddetçe onun da canı yanmayacak intikam ateşinden uzak olacaktır bunu kesinlikle böyle bilin.
 
Kesinlikle doğru olduğuna inanmamız gereken görüşümüz şu olmalı, insanlara zulüm yapan , gelecek günlerinde kendisine, kendisi için zulüm hazırlığı yapmıştır. İnsanlara iyilik yapan gelecek günlerinde kendisine iyi günleri hazırlamıştır.
 
Çünkü Hz. ALLAH (c.c) insanların kaderlerini yaptıkları işlere göre tanzim ediyor, dünya için çalışmasında olsun ahiret için olsun yaptığı işlerin karşılığını buluyor o sonuç ise onun kaderi oluyor.
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde buyuruyor ki:
"KENDİ ELLERİNİZLE KENDİNİZİ TEHLİKEYE ATMAYIN." (Bakara 195)
Kardeşler, Dünya ateşinde yanmamak için kimseyi haksız yere incitmemek canını yakmamak lazım , bu işi yapan bilsin ki, kendisini tehlikeye atmıştır.
 
Gelecek günlerde, yaptığının aynısı ile karşılaşacak yaktığı can gibi kendi canı da yanacaktır.
Bu sözleri aklınıza yazın ve hiç unutmayın bu hususta çok dikkatli olun nefsinize hakim olun tedbiri elden bırakmayın . çünkü Hz. ALLAH (c.c) hayırlı akıbet ve kötü akıbet hazırlığını kullarının kendi iradelerine vermiştir. bunu kesinlikle bilin.
Biz kulları ne yaparsak onun karşılığını buluyoruz. Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde :
"BÜTÜN TEDBİRLERİNİZİ ALIN" (Nisa 71) buyuruyor.
 
Demektir ki, biz kulları tedbir almazsak kendimizi korumazsak kendi kaderimizi hazırlamış oluyoruz gelecek sıkıntılı günlerin sorumlusu da biz olmuş oluyoruz .
Dünya yaşamında sistem böyle de ahiret hayatında başka mı, ahiret hayatı için de sistem aynı hele orası ölümsüz dünya, orası için daha çok tedbirli olmak lazım, ya ebedi selamet, ya ebedi felaket hayat var .
 
Her iki dünya için de iyi ve kötü akıbeti kazanmada kullarını kendi iradelerinde serbest bırakan Hz. ALLAH (c.c) ben sizlere akıl verdim iyi ve kötüyü ayırt edecek irade verdim tedbir almanızı emrettim ve siz nefsinize uydunuz benim emrime uymadınız çekin cezanızı diyecektir.
 
Kullar da hiç bir mazeret bulamayacaklar cezalarını çekeceklerdir. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi böyle akıbetten muhafaza buyursun.
 
Muhterem kardeşlerim, Dikkat ederseniz sizlere hep yaşanmış hayattan ibretler anlatıyoruz ve Hz. ALLAH’ın emirlerini duyuruyoruz  fakat anlamanızı istediğim gerçeği bir daha izah etme lüzumunu görüyorum.
 
Dünyaya gelen her insan söylediği sözler ile yaptığı işler ile geleceğini hazırlamaktadır fakat bunun farkında değildir.
Onun için ağzınızdan çıkan sözlerde haktan yana konuşun . yaptığınız işlerde de adaletli olun geleceğinizi hayırlı şekilde hazırlamış olursunuz.
 
Muhterem kardeşlerim,
Aklı başında görünen, kendini modern çağa uyduran insanlar gurubunun Hz. ALLAH’ı inkar etmek için çeşitli bahaneler aradıklarını görüyoruz. ve bu tip imansız insanların tabiat kanunu doğa kanununda direttiklerini ve her şeyin doğanın eseri olduğunu savunduklarını görüyoruz.
 
Ve bu imansız insanlar geçmişte de, ALLAH diyemeden öldüler inkar ettiklerinin yanına gittiler.
Bu insanlar her şeyi ALLAH yarattı deseydiler ne kaybederlerdi ALLAH’a inananlarla alay ettiler onları geri zekalı gördüler.
 
Şu zamanda dahi bu tipler çoğunlukta, sizden rica ediyorum bu tiplere rastladığınızda bunların tesirine girmeyin bilin ki, bu tip insanlar şeytanın askeridirler.
Ve bu bedbaht insanlara ne anlatsan fayda vermiyor. Şahsım adına bu insanlara şaşıyorum kendilerine verilen akıllarını neden tam olarak kullanamıyorlar ve her şeyi tabiat kanunu doğa kanunu yapıyor şartlanmasına kapılıyorlar. Doğa dediklerine o sistemi kim yarattı ?
 
Oysa ki, ALLAH diye bir yaratıcı var doğa ve tabiat sistemini o yarattı deseler daha mantıklı olmaz mı idi . O, sonsuz kudret sahibi ALLAH ki, kendinin varlığından haberdar etti . ve ayeti kerimesinde şöyle buyurdu:
 
"EY, İNKAR EDENLER SİZİ BİZ YARATTIK HALA TASDİK ETMEYECEKMİSİNİZ GÖRDÜNÜZ MÜ RAHİMLERE DÖKTÜĞÜNÜZ MENİYİ ONU SİZ Mİ DÜZGÜN BİR İNSAN SURETİNE GETİRİYORSUNUZ YOKSA BİZ Mİ ONU YARATIYORUZ ARANIZDA ÖLÜMÜ BİZ TAKDİR ETTİK BİZ DİLEDİĞİMİZ ŞEYİ YERİNE GETİRMEKTEN ACİZ DEĞİLİZ SİZİ ORTADAN KALDIRIP DA BİLMEYECEĞİNİZ BİR BİÇİMDE YARATMAYA DA GÜCÜMÜZ YETER HER HALDE İLK YARATILIŞINIZI BİLİRSİNİZ FAKAT TEKRAR YARATILACAĞINIZI DA DÜŞÜNMELİ DEĞİL MİSİNİZ." (vakıa 57-62)
 
Ey görünen ve görünmeyenlerin rabbi, biz sana inandık iman ettik, bizi analarımızın karınlarında insan şekline getiren sensin ,bizi öldürüp yeni beden ile yaratacak yine sensin Biz böyle inanıyoruz ve yaşıyoruz.
Ne olur bu imanımızı kuvvetlendir ve sabit yap imanımız ebedi olsun hiç bir zaman bozulmasın .
"HASBÜNALLAH’Ü
VENIĞMEL VEKİL NİĞMEL MEVLA VENİĞMENNASİR GUFRANEKE RABBENA VE İLEYKELMASİR."

 
Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor ki:
 
"ALLAH’TAN BAŞKA YARDIMCI EDİNENLERİN DURUMU KENDİSİNE YUVA YAPAN ÖRÜMCEĞİN MİSALİ GİBİDİR HALBUKİ BİLSELER EVLERİN EN ÇÜRÜĞÜ EN DAYANAKSIZI ÖRÜMCEK YUVASIDIR."(Ankebut 41)
 
Muhterem kardeşlerim Ayeti kerimede geçen hakikati anlayın. Hz. ALLAH (c.c) kendisinden başkasını dost edinenlerin bağlı oldukları varlıkları örümcek yuvasına benzetmektedir.
 
Şimdi biz de samimiyet ile geçmişimizi düşünelim nice imparatorluklar nice padişahlıklar ömürleri sona erince ellerindeki varlıklar örümcek yuvası gibi dağılmıştır.
 
Kibir ile gezdirdikleri vücutları da örümcek yuvası gibi dağılmadı mı, günümüzde ise hükümet ve iktidarlar gelip geçmektedir iktidara geçen oturduğu koltuğun emanet olduğunu unutuyor belirlenen zaman geldiğinde elinden alınıyor başkasına veriliyor.
Kendisinin zannedip bağlandıkları şeyler ise hayalde kalıyor.
 
Fakat yaratılmış bütün varlıkların Hz. ALLAH'a ait olduğuna ve emanet olduğuna inanan insan onlara kalpten bağlanmaz onların kendisi için birer imtihan aracı olduğuna inanır ve adaletli hareket ederek ona tanınan süreyi tamamlar imtihanı kazanır.
 
Çünkü o, Hz. ALLAH’ı dost edinmiş kendisine emanet olarak verilenlerin gerçek sahibine geri vereceğine inanmıştı.
 
İktidarları veren Hz. ALLAH (c.c) alan Hz. ALLAH (c.c) ömrümüz ve yaşamamız da iktidar dönemi gibidir. sahibimiz tarafından bize hayat hakkı veriliyor çeşitli işler ile de imtihan oluyoruz ve zamanı gelince bizlerden bu iktidar alınıyor .
 
Bize verilenlere gönül bağlamamış onları bize verene gönül bağlamış, isek hiç bir sıkıntımız olmıyacaktır.
İşte Hz. ALLAH’ı dost edinmenin şaheserliği . kendisine verilenleri bırakacağı mal ve örümcek ağı olarak gören insanın üzüntüsü olur mu.
 
Çünkü nefsimizin taptığı her bir şey yok olup gidiyor.
Hz. ALLAH .(c.c) cümlemizi bu gerçekleri görmemizi çok iyi anlamamızı nasip etsin .
 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede:
 
"İNSANLAR İÇİNDE ÖYLELERİ VARDIR Kİ, ALLAH’TAN BAŞKASINI ,
ALLAH’I SEVER GİBİ SEVERLER ALLAH’A İMAN EDENLERİN ALLAH’A SEVGİLERİ İSE HER ŞEYDEN SAĞLAMDIR." (Bakara 165)

 
Diğer bir ayeti kerimesinde ise yüceler yücesi olan rabbimiz şöyle buyurmaktadır.
Estaizübillah.
"SİZE İÇİNİZDEN PEYGAMBERLER GÖNDERDİK SİZE AYETLERİMİZİ OKUYOR SİZİ MANEVİ KİRLERDEN PAKLIYOR.
SİZE KİTAP VE HİKMETİ ÖĞRETTİĞİ GİBİ HİÇ BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ DE SİZE ÖĞRETİYOR.
ARTIK BENİ ANIN Kİ , BENDE SİZİ ANAYIM BANA ŞÜKÜR EDİN NİMETLERİMİ İNKAR ETMEYİN. " (Bakara 151-152.)

 
Ey yüceliğinin sonu olmayan, ALLAH’ımız ne olur bizi zatını zikir ederek zatına şükür ederek yaşat ve ömrümüzü bu hal ile bitirmeyi nasip eyle, akıllı insanın yapacağı dua budur çünkü , Hz. ALLAH’ın adını anmakla O'nun ile irtibat halinde olunur.
 
Nimetlerine şükretme ile onun yüce gönlünü kazanır ve rızkının artmasını garantilemiş olur insanlar arasındaki yardımlaşmalarda da bu türlü olaya tanık oluyoruz.
 
Yardım sever bir vatandaş, kendisinden yardım isteyen birisine yardım eder yardım alan muhtaç insan yardım edenin gönlüne hoş gelecek sözler ile teşekkür ederse onun kalbini kazanır,  muhtaç olan kişi ona yine yardım talebinde bulunduğunda istediğinden daha fazla yardım alır .
 
Fakat nankörlük yapmış ise yapılan iyiliği umursamamış saygısız davranmış ise oradaki yardım kesilir .
Hz. ALLAH (c.c) ise Ayeti kerimesinde;
 
"EĞER ŞÜKREDERSENİZ NİMETİMİ ARTTIRIRIM."  buyuruyor ve  nimetlerine karşılık şükür bekliyor. Şükür edene ise nimetlerini bulması için hayırlı sebep yaratır.
 
Nankör insana ise çeşitli engeller çıkararak sebepleri buldurmaz onu cezalandırır.
Hele o kişi tembel ise daha çok sıkıntı çeker.
İnsan dünyasını güzel yaşamak ahireti kazanmak istiyorsa onu insan olarak yaratan yüceler yücesi olan sahibini her zaman yüceltsin zikretsin, verdiği nimetlerine de daima şükretsin. 
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemize onu zikretmeyi nimetlerine de şükretmeyi nasip etsin . amin. Amin. Amin.
VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN. 
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED.

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.316 Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH’da Ondan Razı Olur.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH’da Ondan Razı Olur.


Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH Da Ondan Razı Olur.

 
ALLAH’ü Telânın her türlü hükmüne razı olmak hoşnutluk göstermek
amellerin en faziletlisi ahlâkın en güzelidir.
 
Hadisi şerifte:
"Kul hayrıyla şerriyle kadere inanmadıkça, kendine hayır ve şerden isabet edecek şeyi atlatamayacağını, hayır ve şerden kaçacak olan  şeyi de yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz." (Tirmizi-2145)
 
Dünyaya imtihan için gelmiş bulunuyoruz.
Muhakkak bir imtihana tabi tutulacağız.
ALLAH’ü Tealâ neler yapacağımızı ilmi ezelisinde biliyordu
bizi bilsin diye de imtihan sahasına gönderdi.
 
Hadisi şerifte şöyle buyruluyor:
"İptilâların çokluğu iptilaların büyüklüğü ile beraberdir.
ALLAH’ütealâ bir topluluğu sevdiği zaman şüphesiz ki onları iptilâlarla imtihan eder
kim ki rıza gösterirse ALLAH’ın rızası o kimseyedir.
Kim de öfkelenirse ALLAH’ın gazabı o kimseyedir. "(İbni-Mace-4031)

 
En hiddetli iptilâlar Peygamberlere gelir.
Sonra iman derecesine göre diğer müminlere gelir.
ALLAH’ü Tealâ her müslümana bir iptilâ taksim etmiştir.
Ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor:
"ANDOLSUN Kİ  MALLARINIZA VE CANLARINIZA  İPTİLÂLAR
VERİLEREK İMTİHAN OLUNACAKSINIZ."(Al-i imran-186)

 
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz diğer bir hadisi şerifinde:
"Kim ALLAH’ın takdir ve taksiminden razı olursa,
ALLAH da ondan razı olur buyuruyor "(Câmi'üssağir)

 
Not: yukarıda neşredilen yazı hakikat takvim yaprağından alıntıdır.
 
Bu ilâhi emirlere göre çok sabırlı olmamız isyan etmememiz gerekmektedir.
Bir gün gelecek bu sıkıntılar kalkacak devletimiz ve halkımız huzurlu günlere
kavuşacağız inşaALLAH.
 

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.317 Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın.(Bakara-195) Bütün Tedbirlerinizi Alın.(Nisa -71)

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın.(Bakara-195) Bütün Tedbirlerinizi Alın.(Nisa -71)


"Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın."(Bakara-195) "Bütün Tedbirlerinizi Alın. "(Nisa 71)

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.
Bütün tedbirlerinizi alın."
buyuruyor. (Bakara 195 Nisa 71)
 
Bize düşen her işe kalkışımızda aklımızı kullanarak Hazreti ALLAH’a
sığınarak bütün tedbirlerimizi almaktır.
Bunu yaptığımız zaman Hazreti ALLAH’ın izniyle hiç bir sıkıntı yaşamayız.
 
Başımıza ne sıkıntı geliyorsa ihmaller yüzünden geliyordur kendimizi kınayıp
tüh neden dikkatli hareket etmedim neden tedbir almadım da faydası olmuyor.
Adam kışın yola çıkıyor yolculuk yapacağı arabasının kontrolünü yapmıyor
yazlık lastikleri ile yola çıkıyor kendi kendini tehlikeye atıyor yanına yedek mazot
almıyor yolda açık  benzin istasyonu bulamıyor arabanın içinde şaşkın şaşkın yardım
bekliyor.
Geçmiş yıllarda böyle bir hadise ile karşılaşmıştık.
Şöyle ki Avusturya’dan Türkiyeye bir arkadaşımızın münibisiyle on ikinci ayda yola çıktık
ona güveniyorduk çünkü yıllardır kara yolu ile türkiyeye gidip geliyordu.
 
Yola çıktık Yugoslavya’yı geçtik bulgara girdik her şey güzel gitti mazotun durumu nedir
deyince şu anda yeterli mazotumuz var dedi bu arada akşam ezanı geçti yatsı girdi.
O yeterli mazotumuz var demesine rağmen biz huzurlu değildik çünkü dışarıda eksi on beş
derece soğuk vardı kar diz boyuydu.
 
Bir ara açık benzin istasyonun yanından geçiyorken ona ne olur ne olmaz yedek mazot alalım
yolumuza devam edelim deyince,  ilerideki benzin istasyonundan hem depoyu ful yaparız hemde
yedek mazot alırız deyince tamam dedik yola devam ettik.
 
Bu arada arabanın mazotu azaldı bizim şoförümüz yol kenarlarında bulunan benzin istasyonlarını
aramaya başladı maalesef onun güvendiği benzin istasyonları hepsi kapalıydı ne kadar yol gittiysek
hiç bir benzinciye rastlayamıyorduk.
 
Ona dedik ki şu anda kullandığımız mazot bitince araba stop ederse kalorifer de çalışmadığı zaman
arabada donar kalırız yollarda tek bir araba geçmiyor ki yardım isteyelim.
Ve nihayet korktuğumuz başımıza geldi arabanın mazotu bitti araba stop etti kaloriferde durdu
arabanın içinde şaşkın şekilde kalakaldık.
 
Arabanın içinde altı kişi kendi nefeslerimizle ısınmaya gayret ediyorduk öyle olunca münibüsün
camları buhar yüzünden buz tutmaya başladı ve biz hazreti ALLAH’tan yardım beklemeye başladık.
Hatırladığım kadar bir saat kadar soğuktan titredik öyle olduk ki takdiri ilâhi olacak burada
donup öleceğiz.
Tam ümidimizi kesmişken münibüsün camından elektrik feneri ışığın bize geldiğini gördük.
Bulgar polisiymişler kapıyı açtık bizim çaresiz halimizi gördüler bize arabalarında bulunan
yedek mazot tankerinden mazot verdiler bizi peşlerine takıp bildikleri gece açık olan bir benzin
istasyonuna getirdiler mazotumuzu aldık yedek tanker mazot da aldık kalorifer çalışınca da
ısındık yolumuza devam ettik kapı kuleye gelince kendi vatanımızın lokantasında çorbamızı içerken
sanki yeniden dünyaya gelmiş gibi mutlu olduk.
 
Yukarıda geçen Hazreti ALLAH’ımızın emirleri bizim bu duruma düşmememiz içindir
Anlattığımız küçük ihmaller daha büyük ihmallerde de Hazreti ALLAH cümlemizi
muhafaza etsin inşaALLAH.
 
Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.318 Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,;İşte Onlar Azabın İçindedirler.(Rum-16)

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,;İşte Onlar Azabın İçindedirler.(Rum-16)


"Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,; İşte Onlar Azabın İçindedirler."(Rum-16)

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"Kâfir olup ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince,
işte onlar azabın içinde hazır bulundurulurlar."(Rum-16)

 
Hazreti ALLAH’a iman et, ahirete döneceğini bil hazırlık yap ateşten  kurtul.
Yeter ki şeytanın aklına hükmetmesine Hazreti ALLAH’a sığınarak mani ol.
Aklını ona verdiğin zaman bil ki o seni kandıracaktır çünkü her şerre meyilli bir
nefsin var.
 
Geçen akşam çok sevdiğim bir yakınım ile manevi sohbete daldık.
Konu Hazreti ALLAH’a ihlâsla ibadet yapma ve şeytanın nasıl mani olmaya çalıştığı
üzerinde idi.
Dedi ki , ne zaman  Hazreti ALLAH’a samimi candan   ibadet yapmaya  başlasam şeytan
aklıma çeşitli fikirler düşünceler getiriyor dengemi bozuyor.
Ne yapsam şaşkın vaziyetteyim bana öyle geliyor ki Hazreti ALLAH ibadetlerimi kabul etmiyor
fakat ibadetlerime önem vermeden yaptığım zaman daha kolay oluyor acaba taklidi mi yapsam
diye düşünüyorum deyince ona dedik ki zaten şeytanın aradığı da budur ruhsuz namaz kıldırmak ibadetlerinizi boşa çıkarmak istiyor.
 
Bir düşün candan  yapılmayan hangi işte hayır var, derslerini dikkatli yapmazsan azim etmezsen başarılı olabilir misin.
İşte bunun gibi Hazreti ALLAH’a yaptığın amellerinde gönülden yapmazsan şeytanı sevindirir ruhunu sıkıntıya sokarsın içine daral gelir huzurun kaçar.
İbadetleri lâkayıt yaptığın zaman nefsin sefa ruhun ise azap görür durum bundan ibaret.
 
Ruhunun rahat etmesini ibadetlerinin kabul olmasını istersen dünyayı arkana at.Hazreti ALLAH’ın ALLAH lâfzını ve kâbeyi gözünün önünde tutmaya öylece ibadet yapmaya azim et o zaman şeytan yakanı bırakır denemesi kolay dedim.
Ey Rabbimiz şeytanı bizden ve bütün sevdiklerimizden uzaklaştır yanımızdan ve içimizden kov
bir zamanlar nasıl ki yanınızdan kovmuştunuz aynen öylece bizim yanımızdan ve içimizden def eyleyin yarabbi.
Amin Velhamdülillâhi Rabbil Alemin.
 
Kalpteniman





















 

 
 
 

[TOP]

20.319 Kim Salih Amel İşlerse Kendi Lehinedir Kim De Kötülük Yaparsa Kendi Aleyhinedir ALLAH Kullarına Zulmedici Değildir

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kim Salih Amel İşlerse Kendi Lehinedir Kim De Kötülük Yaparsa Kendi Aleyhinedir ALLAH Kullarına Zulmedici Değildir


Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"Kötü tuzak ancak sahibine dolanır."(Fatır -43)
 
Hazreti ALLAH’ın bu ibretlik emri ilahisi  her an her toplulukta zuhur
etmektedir ve kim kime tuzak kurarsa sonuçta aynı tuzak kendine
dönmektedir.
Örnek mi istersiniz eğer en yakınlarınızdan başlayıp etrafınızda olanları
araştırdığınız zaman çok çeşit ibretler görürsünüz..
Eğer Hazreti ALLAH’ın emirlerine uyar kendiniz için istemediklerinizi başkaları
için istemezseniz hayatınız boyunca başınız belâya girmez huzurlu ömür yaşarsınız.
Fakat haset, riya, kibir sahibi iseniz herkesten üstün olma hastalığınız varsa başınız
sıkıntıdan kurtulmaz.
Aile bağlarında düşündüğümüzde, bir hanım kendisini eşinden üstün gördüğünde
gün gelir kendisi küçük duruma düşer.
Bir işçi düşünün kendisini üstün görüp patronunu küçük gördüğünde kendisini iş
yerinin dışında görür çünkü bunlar gizli tuzaklardır.
Yakından tanıdığımız bir yakınımız var kendisi çok zeki akıllı fakat nefsinin kötülüklerinden
kurtulamamış her girdiği işten atıldı, işe başlıyor kendini kabul ettiriyor işi öğrenir öğrenmez
gizli plânlara başlıyor çalıştığı işyerine rakip firma kurmaya çalışıyor bunu duyan patronu da
onun işine son veriyor ona dedik ki iyi niyetli ol karşındaki insana hainlik yaparsan bu sana
dönecektir çünkü kim kime tuzak kurarsa Hazreti ALLAH (c.c) gün gelir aynı tuzağı yapanın başına getiriyor.
Günümüzde ise devlet olarak halk olarak canlı örneğini yaşıyoruz, kendilerine çözüm süreci adı
altında barış eli uzatılanlar bu iyi niyete ihanet ettiler tuzaklar kurdular nihayette kurdukları tuzaklar ayaklarına dolandı perişan oldular.
Şehitler verdik inşaALLAH cennettedirler ya onların oyununa gelen askeri polisi katledenler nerede
cehennemi zümeradadırlar inşaALLAH.
O yolun uzantıları olan meclisi kirletenler de dokunulmazlıklarının kalkması vesilesi ile cezalarını bulacaklardır inşaALLAH.
Bizlere bu sevinci yaşatan başta Reisi cumhurumuz olmak üzere millet vekillerimizden hazreti ALLAH razı olsun inşaALLAH.
Selamı Aleyküm.

Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.320 Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir.


Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir!

 
Hazreti ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
"Biz bulutları ölü bir yere sürüp onunla toprağı ölümünden sonra
diriltiriz.
İşte ölümden sonra diriliş de böyledir."(Fatır-9)

 
Gaybı inkâr eden ahirete inanmayan bir kişinin ölü maneviyatının dirilmesi de
ancak Hazreti ALLAH’ın o kula rahmetini akıtması maneviyatını diriltmesiyle mümkündür.
Başka bir deyimle. Bir kulun Hazreti ALLAH’a iman etmesi O'na ibadet yapması hazreti
ALLAH tarafından o kula bir mucizesidir.
 
Hazreti ALLAH’a iman etmek ibadet yapmak her kula nasip değildir nefsi ve şeytanı manidir.
Şeytanlaşmış insanlar manidir.
İşte bu amansız düşmanlara rağmen bir kul Hazreti ALLAH’a iman edip ibadet yapabiliyorsa bilsin ki  bu ona Rabbi tarafından verilen bir mucizedir.
Ve kendisine verilen iman nimeti için Hazreti ALLAH’a şükretmesi gerekmektedir.
Çünkü Hazreti ALLAH’ın rızasına kavuşmak kerametten üstündür.
 
Kalpteniman



 
 

[TOP]

20.321 Kalp Huzurunu Bulmanın Anahtarı

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Kalp Huzurunu Bulmanın Anahtarı



Kalp huzuruna kavuşmak için çareler < BR>
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
"Hiç şüphe yok ki kalpler ancak zikrullahla itminana kavuşur huzur bulur." (Rad-28)

Kardeşim karnın acıkınca onu doyuruyorsun nefsini rahatlatıyorsun fakat
içinde yine bir boşluk ve huzursuzluk var alkol alıyorsun geçici bir rahatlama
ayılınca yine boşlukta kalıyorsun bu da yetmiyor zina kumar madde bağımlılığı
ne yaparsan yap yine içinde huzursuzluk doyumsuzluk devam ediyor değil mi?

Merak edip hiç düşündün mü bu huzursuzluk neden hasıl oluyor.
Nefsinin istek ve arzularını ihmal etmiyorsun fakat yine içindeki boşluk devam ediyor
her şeyin var huzurun yok sebebi ise sahibin olan Hazreti ALLAH’tan uzaksın.
O'nu hatırlamıyor O'nu anmıyorsun O'na secde etmiyorsun.
Oysa ki O seninle beraber geziyor her anın onunla oluyor sen ise nefsinin emrindesin.
O  yarattığı ve kendinden verdiği ruhun beslenmesini istiyor sen ise içinde sana emanet
olarak verilen ruhunu aç bırakıyorsun sıkıntın bundan kaynaklanıyor bunu anlamak
zor değil .
Yukarıda astığımız ayeti kerimede geçen ilahi emre uy Hazreti ALLAH’a inan ve onu kalbinde an
huzura kavuş dene bir kaybın olmaz farkı hemen anlıyacaksın.
Kurtulanlar bu yolla kurtulmuşlar huzura kavuşmuşlardır. Hazreti ALLAH (c.c) yardımcın olsun
kardeşim.
Hep ölümlülerin peşinde koştun bundan sonra ölümsüz tek bir olan Hazreti ALLAH’ın peşinde koş.
Selamı aleyküm.

Kalpteniman








 
 

[TOP]

20.322 KADİR GECESİ

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
KADİR GECESİ




KADİR GECESİ

 


Hazreti ALLAH’a sonsuz şükürler olsun ki bu sene de kadir gecesine kavuşmayı nasip etti.
Hazreti ALLAH bu mübarek gece hakkında şöyle buyuruyor ve biz kullarına duyuruyor.
(Estaizübillâh):
“Şüphesiz ki biz kuranı kadir gecesinde indirdik, Resulüm kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
Melekler ve Ruh Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. O gece tanyeri 
yeri ağarmasına kadar bir selâmdır esenliktir..”(Kadir 1-2-3-4-5)

Resulullah (s.a.v) Efendimiz bu gece hakkında şöyle buyuruyorlar:
“Kim bütün seneyi hazreti ALLAHın rızasında yaşayarak geçirirse kadir gecesine erer. “(Müslim-762-)

Hazreti ALLAH (c.c) ise Ayeti kerimesinde :
"Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et. "(Hicr-99)

Demek oluyor ki biz kullar her gecemizi Hazreti ALLAH’ın rızasında geçirirsek kadir gecemizi buluruz.
Bu durumu da yaşamak zor olduğuna göre devlet ve halk olarak kadir kabul edilen geceyi inanarak geçirsek. Hazreti ALLAH bize o geceyi yaşatır inşaALLAH yeter ki kalbimizle iman edelim.

Bu gecede kaza namazı ile birlikte çokça tevbe edelim ALLAH’ı zikredelim .Ahiretteki yakınlarımıza dua gönderelim .Onlar da ahiretten bize dua etsinler inşaALLAH.
Bu geceyi boş geçirenlere yazıklar olsun. Çünkü kainatın sultanı olan Hazreti ALLAH hazinesinden ikramda bulunuyor gaflete dalan da yatıp uyuyor..
Hazreti ALLAH (c.c) bizlere bu mübarek geceyi ihya etmeyi O'nun yüceler yücesi gönlünü kazanmamızı , gelecek yıllarda da böyle mübarek gecelere sevdiklerimizle, bizi sevenlerle kavuşmamızı nasip etsin 

 

inşaALLAH.

VELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ALEMİN... 

Kalpteniman

.


[TOP]

20.323 Lâ İlâhe İllALLAH.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Lâ İlâhe İllALLAH.





Lâilâhe İllallah.

 
Resulullah (s.a.v). Efendimiz şöyle buyurmuştur:
 
Benim ve benden önceki nebilerin söylediği en üstün kelâm:
"Lâilâhe illALLAH'tır."
 
Hz. ALLAH (c.c) zatı alisine eş koşulmasını şiddetle yasaklamıştır. Bu emri ilâhisini kuranı Azimüşanda defalarca arz etmiştir. Çok ince bir yol tıpkı sırat köprüsü gibi kıldan ince kılıçtan keskin.
 
Akıllı insan ağızından çıkan söze çok dikkat edecek Hz. ALLAH’a eş koşabilecek sözleri söylemekten elinden geldiğince sakınacak. Gönlünün sevdiği her şeyi Hz. ALLAH’a ait olduğunu bilerek sevecek. Hiç bir şeyi ilâhlaştırmayacak bu bir mürşid de bir peygamber de olsa onları Hz. ALLAH’ın görevlendirdiği kulları olarak görecek.
 
Şöyle bir düşünelim.
Dünya dönmesi için Hz. ALLAH’a muhtaç. Güneş ve ay hareket etmesi için Hz. ALLAH’a muhtaç. Melekler cinler insanlar nebatad ve hayvanlar Hz. ALLAH’a muhtaç. O zaman ne demek kalıyor ":Lâilâhe illALLAH. ALLAH'tan başka İlâh yok."
 
Hz. ALLAH(c.c) Âdem aleyhisselâmı ve devamında kullarını uyarmak kendisini bildirmek için Peygamberler gönderdi. Resulullah (s.a.v). Efendimizi Âlemlere rahmet olarak gönderdi devamında da onun izinde giden vekillerini gönderdi. Hepsi Hz. ALLAH’ın verdiği görevleri yaptılar ve ahirete göçtüler. Fakat Resulullah (s.a.v). Efendimiz ahirete göçmesine rağmen görevine devam ediyor. Kıyamet kopuncaya Kadar da devam edecek ehlince de bu hakikat malumdur. Bilmeyen inkâr edebilir. O kendisini ilgilendirir. Bu hakikate vakıf olan nur peygamberi ile gönül bağı kuranlara ne mutlu bu sevgi kişiyi Hz. ALLAH’ın sevgisine çeken en sağlam kulptur. Fakat çok da hassas bir sevgidir kişi bu sevgiye tutulduğu zaman ilâhi sınırı bozmayacak Resulullah (s.a.v). Efendimizin Hz. ALLAH’ın yarattığı kulu olduğunu unutmayacaktır. O nur peygamber (s.a.v), ki Hz. ALLAH’ın nurudur Hz. ALLAH(c.c) yüce adının yanına Onun adını yazdı Muhammedürresulullah. Şerefi yüce Peygamber biz O'na biat ettik teslim olduk. Ondan akseden nurla nurlandık. Ona sonsuz salâtı selâmlar olsun.
 
ALLAH’ÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALÂ ALİ MUHAMMED.
 
Kalpteniman

 
 
 
 

[TOP]

20.324 Lokomotif

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Lokomotif





Lokomotif

 
Seksen vagonlu bir tren düşünün bu vagonlardan her birisini bir öndeki vagonun çektiği zannediliyor. Fakat gerçekten bakıldığında en öndeki lokomotifin hepsini çektiği görüldüğünde, lokomotifi kim çekiyor diye bir soru sorabilir misin?
Zira çeken fakat çekilmeyen bir lokomotif olmazsa trendeki nizam bozulur ve hareket meydana gelmez.
 
Bir elma, elma fabrikası olan ağaçtan üretilmektedir. Bu ağaç ise kâinat fabrikasında inşa edilmiştir. Eğer elma ağacını da kâinatın da nihayetsiz bir ilim ve kudret sahibinin eseri kabul edilmezse, kâinat fabrikasına da bir fabrika icap edecek mesele bir noktaya dayandırılmadan sürüp gidecektir.
 
Bir er emri onbaşıdan, oda çavuşundan, oda As subayından, oda üsteğmen, oda yüzbaşı, yüzbaşı da binbaşı nihayet en üst rütbeli Padişahtan alırlar. Şimdi kalkıpta Padişah emri kimden alır diye bir sual sorabilir misin? Zira Padişahta birinden emir alsa, ona Padişah denir mi? Hüküm sahibi olur mu? Gerçek Padişah ise emir veren fakat emir almıyandır.
 
Verilen bu misallerden anlaşılacağı üzere mahlûkatın bir birini silsileler halinde meydana getirmesi mümkün değildir. Onları birbirleri sıra hareket ettiren ve düzenliyen kendisi yaratılmamış ezeli ve ebedi var olan emir veren fakat emir almayan kudret sahibinin varlığı zaruridir.
 
Evet, bu hakikatler bütün açıklığı ile ortada dururken, Cenabı Hakkı haşa "kim yarattı?" diye sual soranlar sadece cahilliklerini ortaya koymuş olanlardır.
Ayeti kerimede;
ALLAH göklerin ve yerlerin nurudur. (Nur/35)
Buyuruyor.
Hatemi veli ne güzel söylemiş:
"Kâinat bir ceset Hz. ALLAH ise ruhtur."
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed.
 
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.325 Lokman Aleyhisselam

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Lokman Aleyhisselam

Lokman Aleyhisselam<
BR> 
Lokman Aleyhisselamın Lisanından Hikmet Pırıltıları
Lokman Aleyhisselamın oğluna yaptığı tavsiyelerden bir kısmı şöyledir:
Ölü kalpleri diriltmelisin, Fakirlerle oturmalısın, Sultan meclisinden sakınmalısın, fakir kimselerle tanışmalısın, köleleri azat etmelisin, garipleri konaklatmalısın, fakiri zengin kılmalısın, şerefli kimselerin şerefini korumalısın, büyük kimselerin ululanmasını arttırmalısın, İlim hikmet maldan daha iyidir. Ticaret anında iyi bir sermayedir.
 
Ey oğlum, insanlar üçe ayrılır.
Üçte biri ALLAH içindir.
Üçte biri nefsi içindir.
Üçte biri de kabirdeki kurtlar içindir.
ALLAH’a olan üçte bir onun ruhudur.
Nefsine olan üçte bir onun amelidir.
Kurtlara olan üçte bir ise onun cismidir.
 
İnsanların en şerlisi kimdir diye sorulmuştu. Kendisini halkın kötü görmesine aldırış etmeyen kimsedir. Dört zamanda dört şeyi korumak, iki şeyide hatırdan çıkarmamak, iki şeyi de tamamen unutmaya çalışmak lazımdır.
Korunacak şeyler; Namazda gönül, halk arasında dil, yeme içme arasında ağız, bir kimsenin evine girdiğinde ise göz.
Hiç hatırdan çıkarılmayacak şeyler; ALLAH’ü Teâlâ’nın azameti ve ululuğu ile ölüm.
Unutulması gereken şeyler; Bir kimseye yaptığın iyilik ve kardeşlerinden gördüğün kötülük.
 
Hz. ALLAH Celle Celâlehü cümlemizi böyle mühim tavsiyeleri tutanlardan etsin.
Velhamdü lillahi rabbil Âlemin.
 
Kalpteniman


 
 

[TOP]

20.326 Lumumba

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Lumumba
 

Lumumba;

Bazı insanlar doğuştan rengi siyah olarak
doğarlar bu halde doğan insanlar diğer insanlara nazaran tevazu sahibidirler.
Çünkü beyaz tenli isanlar tarafindan horlandiklari icin nefsleri kırıktır bu yüzden Hz. ALLAH’a yakın olurlar ibadet ve taat ile ömür geçirirler.
Fakat bu hali kabullenmiyenler gururunu kıramıyanlar ise şeytanın vesvesesi ile Hz. ALLAH’a asi olurlar neden ben böyleyim neden beyaz değilim neden sakatım
diyerek Hz. ALLAH’a isyan ederler imtihanı kaybederler dinden çıkarlar.
 
Diğeri ise bu ALLAH’tandır der rengine hasta haline sakat haline şükreder
Hz. ALLAH da ona sabır verir onu kendine çeker gönlünü nurlandırır takva
sahibi ilim sahibi yapar kendine bağlı olan kullarından sayar zaman gelir ona
şifasını verir sıkıntısını da alır selamete çıkarır.
 
Askerliğimde sene 1961 ankara Mamak’ta muhabere telsiz kursu görüyordum.
Yakın arkadaşım vardı rengi siyahi idi.
O zamanlarda türkiyeye Afrika ülkelerinden birinin devlet başkanı vardı ismi
Lumumba idi bu arkadaşım da renk olarak onu andırıyordu.
 
Bu sebeple insanları lakapla çağırmayı marifet sayanlar bu arkadaşımızı
Lumumba diye çağırıyorlar o ise bu hitaptan kahroluyor bana geliyor
göz yaşı ile anlatıyordu o kadar üzülüyordu ki, göz yaşı döküyordu
onu teselli etmekte çaresiz kalıyordum çünkü intihar etmeyi düşünüyordu.
 
Buluştuğumuz bir gün öğle namazını beraber kıldık inanınız Hz. ALLAH’a
o arkadaşım için yalvardım ALLAH’ım bu kulun içine genişlik ver kalbine huzur ver
Şeytanın vesvese onu sarmış sen de görüyorsun be ALLAH’ım ne olur onu ve onun
gibi vesveseye kapılanları koru diye canı gönülden yalvardım.
 
Ona musallat olan onu alaylı sözleri kullanarak Lumumba diye çağıran arkadaşlarla
da konuşup ikaz ettim siz böyle çağırmaya devam ederseniz arkadaşımız intihar
edecek deyince onlar da onu kendi adıyla çağırmaya başladılar ve işler yoluna girdi.
 
Terhis olduk yıllar geçti yıllar sonra haberleştik kendisi dergahlarda sohbet
ediyor insanları irşad ediyor bir olan ALLAH’a davet ediyor..
Yani hastalık, sakatlık, siyahlık, kişinin gurunu kırar bu Hz. ALLAH’ın gizli bir sermayesidir
çünkü nefsinin kırılmasına kendini fazla beğenmemesine vesile olur ve o kişi
bu sermayeyi iyi değerlendirdiği takdirde en kestirme yoldan Hz. ALLAH’ı bulur.
Fakat bu sebepler o kişinin nefsini kırmamış ise azgınlık devam ediyorsa
şeytanın vesvesesi ile isyana kalkar neden bunlar beni buldu der dinden imandan
çıkar.
Tabii bunlar çok ağır imtihanlar Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi ağır imtihanlara tabi tutmasın.
 

Kalpteniman


Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA
MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI YERDİR.
(Nazirat Süresi 40-41)
 
 
 
 

[TOP]

20.327 Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?

Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?

 
Her şeyin özünü bilen Hz. ALLAH(c.c) her kulunun özünü bilir.
 
Putlara tapan onlardan medet umanları, gönderdiği peygamberini ve getirdiği tevhit dinini kabul etmeyen müşriklerin kalbini bilmez mi? Gönderdiği dinini ve peygamberini kabul eden gece gündüz kalbi zikir ve cehri zikir ile yaşayan kullarını müşriklerle bir tutar mı?
 
Sizleri tefekküre davet ediyorum ve soruyorum. Hz. ALLAH'ın veli kullarına uyanları benzettiğiniz putlar ve o putlara
tapan müşrikler, Hz. ALLAH’ın veli kulları ve o veliye uyanlar gibi gece gündüz ibadet yapıyorlar mıydı? Resulullah (s.a.v) Efendimizin izinde gidiyorlar mıydı?
 
Son dine inanan ve o dini getiren Peygamber (s.a.v) Efendimize uyanları rabıtayı bahane ederek müşriklere benzetirken içinizde rahatsızlık hissetmiyor musunuz?
 
Hakk din ve son peygamber geldiği halde inanmayan ve peygamberi inkâr eden sapık kavme gelen ayeti kerimeleri kafanıza göre yorumlayarak
özü sözü ALLAH ve Resulü olan insanlara gelmiş gibi göstermekten utanmıyor musunuz? Bu inadınızdan ne zaman vaz geçeceksiniz.
 
Lâ ilâhe İllALLAH demeyi kabul etmeyen müşrikleri, sabah akşam Lâ ilâhe İllALLAH zikri ile ALLAH zikri ile yaşayan nefsini terk edip ruhunu kuvvetlendiren Hz. ALLAH’a âşık olanları bir gören zihniyete yazıklar olsun.
 
Nefsi vücudunda hakim Ruhu baygın kafasına uygun yazarların kitaplarını delil gösteren kişiye yazıklar olsun.
 
Sen ey şaşkın kişi tasavvufa gir nefsine düşman ol ruhunu dirilt ondan sonra gel konuş. Canlı cenazesin haberin yok kutsal kitabımızı da alet etmekten vazgeç. Her şeyden haberdar olan Hz. ALLAH (c.c) kendisine âşık kullarını peygamberine sadakatle bağlı kullarını müşrik olarak görür mü?
 
Ölü ruhunu dirilt ki ölmeyen ruhları gör. Ölü ruh ile yaşadığın için diri ruhları göremiyorsun. Hakiki Hakk yolcusu bir kişi şeytanı cini meleği tanır.
Çünkü nefsini vücudundan atmıştır vücudunda Ruhu hakimdir. İşte böyle yaşayanlara şeytan ve yandaşları düşmandır.
Kandırdığı kişileri bu veli kullara düşman yapar. Onları şeytan yolundaymış gibi gösterir. Şeyhleri put ona uyanları da müşrik gösterir.
 
Elinde de müşriklere gelen ayeti kerimeler, İslam’ı kabul etmeyen Yahudilere ve hahamlara ve hahamlara uyanlara gelen ayeti kerimeler. Rabıtayı da bahane ederek kandırdığı alimleri de kullanarak Hakk âşıklarını saptırmaya çalışıyor.
 
Şeytana ve nefsine uyan kendini alim gören bu insanlar ve imamları iftira ettikleri bu güzel insanların hesabını vereceklerdir.
 
Mürşidi kâmil müridine ALLAH lâfzı çektirir. Yani zatından başka ilah olmayan ismi şerifi ile Hz. ALLAH’ı zikretmesini emreder.
Kendisine ALLAH lâfzı şerifini vird edinmesini, Peygamber (s.a.v) Efendimizin yolundan gitmesini öğreten bu güzel insana uyan müşrik, uyduğu da put olur mu?
 
Cahiliyet devrinde müşrikler böylemi yaşıyorlardı da bu mübarek insanları onlara benzetiyorsunuz.
Yaptığınız iftiraların cezasını muhakkak çekeceksiniz.
 
 Kalpteniman

 
 

[TOP]

20.328 Meleklerin İnsanı Namaza Uyandırması

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Meleklerin İnsanı Namaza Uyandırması

 



Meleklerin İnsanı Namaza uyandırması

Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede:
"Ey iman edenler, ALLAH'tan korkun.Herkes yarına ne hazırladığına baksın.ALLAH'tan korkun çünkü ALLAH bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Haşr 18)

Akıllı müslüman her gece gündüz yaptığı işlerin muhasebesini yapacak.
Benim yaptığım her hareketi takibe memur ettiği melekleri var.
Ne yaparsam gizli kameralar çekiyor diyecek.
Yaptığı kötü amellerine tevbe edecek.
Yatağına huzur içinde yatacak.

Resulullah (s.a.v) Efendimiz hadisi şeriflerinde:
"Hesaba çekilmezden evvel kendinizi hesaba çekiniz." buyuruyor. (Tirmizi)

Her şeyi gözetleyen melekler olduğuna göre, kişi yatağında eşiyle yatarken
dahi edebini muhafaza etmesi lazım.
Yatağına yattığı zaman "Euzübi kelimatillahittaammeti minşerri ma HalekALLAHü,
Euzübi kelimatillahittaammeti min şerri ma Haleka ve şere e ve bere e.
Euzübi kelimatillahittaameti min külli şeytanin veammetin vemin külli aynin laammetin."
Dualarını okumayı ihmal etmemeli.

Biz bu duaları yapmadan yatmayız.
bir gece öyle bir uyku bastı ki bu duaları yapmadan yattım.
Derin uykuya dalmıştım manada, beyaz gömleğimi temizlikçiye
vermişim almaya gidiyorum.
Temizlikçinin dükkanına giriyorum bakıyorum gömleğim temizlenmiş
duvarda askıda asılı duruyor.
Görevliye gömleğimi almaya geldim verirmisiniz deyince,
Bana duvardaki saati gösteriyor şimdi saat beşbuçuk sen şimdi git
saat altıda gel tamammı diyor ve ben uyanıyorum saata bakıyorum
saat tam beş buçuk hemen fırlıyorum abdest alıyorum sabah namazımı
kılıyorum.
Eğer o rüya olmasaydı uyuyup kalacak namazımı kaçıracaktım.
Bu Hz. ALLAH'ın kuluna bir lütfu değil mi?
Sonsuz şükürler olsun yüceler yücesi Rabbime....
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.329 Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor

Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor

 
Muhterem kardeşlerim,
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
 
"KAFİR OLANLAR BİLE, BİRBİRLERİNİN DOSTUDURLAR EĞER SİZ BUNU YAPAMAZSANIZ YERYÜZÜNDE FİTNE VE BÜYÜK BİR KARGAŞALIK OLUR. "(Enfal-73)
 
Buyururken, Biz ise ne hallere düştük. Resulullah (s.a.v) Efendimiz Ahirete irtihal ettikten sonra başlayan Şii, Sünni tartışmaları bu günlere kadar geldi ve herhâlde kıyamete kadar devam edecek.
Çünkü, Şeytan kıyamete kadar insanların aralarına düşmanlık sokacağına yemin etmiştir. Ve biz müslümanlar onun bu tuzağına düşmüş durumdayız. Yahudi ve Hristiyanların birbirlerine dost oldukları kadar biz müslümanlar, Mezhep kavgaları yüzünden birbirimize dost olamadık, yukarıdaki ayeti kerimede geçen fitne ve kargaşalara kapıldık. Ne olacak bu halimiz ne zaman uyanacağız.
Gün geçmiyor ki, Televizyon ve internet ekranlarında Şii, ve Sünni düşmanlığını körükleyen Ukubet ve bölücü yazılar çıkmasın. Bunu Hepimiz biliyoruz ki, geçmişte yaşayan Alimlerin kusurlarını bu
Zamana taşıyıp teşhir etmek, geçmiş yıllarda biz müslümanların arasına fitne sokmaktan başka bir şey kazandırmadığı gibi bundan sonra da düşmanlık ve nefretten başka bir şey kazandırmıyacaktır. Hz. ALLAH (c.c) ise ayeti kerimesinde:
"İNSANLAR İÇERİSİNDE MÜMİNLERE EN ŞİDDETLİ DÜŞMAN OLARAK YAHUDİLERİ BULURSUN." (Maide 82)
Buyururken bizim düştüğümüz duruma bakın, Gerçek can düşmanı olan Yahudileri bıraktık birbirimize düşman olduk. yazdığımız yazılar ile yıkıcı eleştirilerle şeytanı sevindirdiğimizin farkına varamıyoruz.
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
  "HEPİNİZ TOPLUCA SIMSIKI ALLAH’IN İPİNE SARILIN PARÇALANIP AYRILMAYIN."( ali-i İmran 103) buyuruyor.

Biz ise Senlik benlik yaparak parçalara bölündük Yahudiye lokma olduk. Bırakalım Muaviye’nin yezittin yaptığı işleri. Seyit kutbun ve Humeyni’nin yanlış fetvalarının tartışmalarını. onlar çoktan hesaba çekildiler eğer doğru fetva vermişler ise, cennete yanlış fetva vermişler ise, cehennemi boylamışlardır.
 
Bir de şu var ki Humeyni’ye atfedilen bir fetva var ki çok iğrenç, o fetvayı ekrana taşıyıp teşhir eden bilsin ki, büyük mesuliyet altına girmiştir. Sebebi ise, birincisi o kişiye iftira atılmış ise onu teşhir eden de o günaha ortak olmuştur.
İkinci mesuliyet ise, bu uygunsuz çirkin fetvayı duyan cahil insanların, Humeyni gibi birisi bu fetvayı verdiğine göre demek ki bu işin çıkar bir yolu varmış der ve o iğrenç işi yaparsa, o kişilerin günahlarına da ortak olur. Onun için İnsan ağzından çıkan söze çok dikkat etmelidir. Yapıcı yazılar yazalım yıkıcı beyanatlardan kaçınalım. Yazıklar olsun kerbela vakasının tellallığını yaparak müslümanları bölenlere. Yazıklar olsun onları şefkat ile karşılamayıp doğru yola davet etmeyen Sünnilere.
Hz. ALLAH (c.c) Bütün İslam Alemini ve, Devletimizi her çeşit bölücülükten muhafaza ederek birik beraberlik içinde yaşamamızı nasip etsin. Amin.
 
Vel Hamdülillahi Rabbil Alemin. ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed.
 
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.330 Mizan.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mizan.

Mizan
 
Mizan
ALLAH’u Tealâlanın amelleri tartmak için mahşer meydanında kuracağı terazidir. Orada her şeyin kıymeti her şeyin değeri her sevap günahın ağırlığı ölçülür.
Hz. ALLAH(c.c) Ayeti kerimesinde buyuruyor ki:
"BİZ KIYAMET GÜNÜ ADALET TERAZİLERİ KURACAĞIZ. HİÇ KİMSE HİÇ BİR
HAKSIZLIĞA UĞRATILMAZ. YAPILAN BİR İYİLİK HARDAL TANESİ AĞIRLIĞINDA DA OLSA, ONU GETİRİR TARTIYA KOYARIZ. HESAP GÖRÜCÜ OLARAK BİZ YETERİZ. "(Enbiya47)     
                                                                                                                                                                                                                                                                 

Diğer bir Ayeti kerimede ise:
"KİM ZERRE KADAR BİR İYİLİK YAPMIŞSA ONUN MÜKÂFATINI GÖRÜR. KİM DE ZERRE KADAR KÖTÜLÜK YAPMIŞSA ONUN CEZASINI GÖRÜR."(Zilzal 7-8)                                                                 
Mizan gözle görülen iki gözlü bir terazidir, Bir zerre ile ağır basacak kadar hassastır. Mizanın tehlikesinden ancak dünyada nefsini hesaba çeken, duygu ve düşüncelerini, söz ve davranışlarını, amellerini ahkâm terazisi ile tartan kimselerle tevbeleri kabul edilenler kurtulurlar. Amelleri tartılacak olanlar, iyilikle kötülüğü birbirine karıştırmış olanlardır. İnkârcılar için tartı yoktur. Çünkü onların gidecekleri yer bellidir. Hiç isyan etmeyen sıddıklar ve şehitler de mizan ve hesap görmeden cennete gideceklerdir.                                                                     
 
Mizanda hasenatın en ağır geleni Kelime-i Şehadettir. ALLAH’u Tealâ dilerse ufacık bir iyiliği dağlar kadar büyüterek kulunu kurtarır. Haksızlık yapanlarla zulme uğrayanlar birbirleriyle karşılaştırılır. Hak sahipleri haklarını isterler. Hayvanlarda birbirlerinden ve hakları olan insanlardan haklarını isterler. Mahkeme-i Kübra’da İlâhi adaletin hükmü tamamen icra edildikten sonra ALLAH’u Tealâ buyuracak ki:
"EY GÜNAHKÂRLAR BUGÜN ŞÖYLE AYRILIN."(Yasin 59) buyuracak ve cehenneme sevkiyat başlıyacak. İşte bu an pişmanlıkların korkuların feryat ve figanların ayyuka çıktığı andır. Şefaat için yalvarışların yapılacağı an bu andır. Dünyada iken kendisini Hz. ALLAH’a sevdiren kullarının lâzım olduğu bir andır. İşte o günde Hz. ALLAH’ın sevdiği kulun peşine düşülür. Bu öyle bir kul olmalı ki Hz. ALLAH (c.c) onun istirhamını kabul ettiği birisi olmalı ki kişi kıpkızıl ateşten kurtulsun, yemyeşil cennete girebilsin.
Bu kul Hz. ALLAH’ın habibim dediği Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimizden başka kim olabilir. Hz. ALLAH Celle Celâlehü cümle ümmeti Muhammedî onun siyah sancağının altında toplanmamızı, mizan görmeden Cenneti Alâya girmeyi nasip etsin İnşaALLAH.
ALLAH’ümme salli alâ seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve Alâ Ali Muhammed.
 
Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.331 Meleklerin Duasını Almak.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Meleklerin Duasını Almak.

Meleklerin Duasını Alın..

.

Din kardeşinin bir işini yapana, melekler dua eder. O işi yapmaya giderken, her adımı için bir günahı af olur ve kıyamette çeşitli nimetlere kavuşur.
İbni Mace

Bazı kimseler, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak, onlara yardımcı olmak için yaratılmıştır.
İhtiyaç sahipleri bunlara başvurur. 
Bunlar için ahirette azap korkusu olmaz.[Taberani]
(Sözler)


 
 

[TOP]

20.332 Mertebe Hastalığından Kurtulmak Mümkün Mü?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mertebe Hastalığından Kurtulmak Mümkün Mü?


Mertebe Hastalığından kurtulmak Mümkün Mü
?
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
"ALLAH dilediği kimseyi zatına seçer, kendisine yönelen kimseye de hidayet eder."(Şura 13)
 
ALLAH’u Teâla kendisine çektiği kimseyi nefsin esaretinden kurtarır.
Onu kendisine çeker ve hürriyeti buldurur.
Mertebesinin gerektirdiği şekilde ıslah eder.
Edeplendirir,temizler ve teskiye eder.
ALLAH’u Teâla onu cud-u keremi ile nefsin esaretinden kurtarır.
Nefsiyle bağlantısını koparır.
Artık o içinde nefsin huylarından talep edebileceği tek bir huyu kalmaksızın hür olur.
O bağlı bulunduğu mertebe hastalığından da böylece kurtulur.
 
Hakim et-Tirmizi kuddise sirruh Hz. böyle buyuruyor:
"Kul azim ve gayretini Hz. ALLAH’a vakfederse Hz. ALLAH o kulu himayesi tasarrufu ilahiyyesine alır.Ancak o zaman araba kapıda, para kasada kesede kalır kalbe girmez."
 
Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA
MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI YERDİR.

(Nazirat Süresi 40-41)
 
Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.333 Mürşidi Putlaştırmak

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mürşidi Putlaştırmak


Mürşidi Putlaştıran Helâk Olur.

 
Hazreti  ALLAH (c.c) kendisine yaklaştırmak için çeşitli vesileler halk etmiştir.
Bunlardan en önemlisi  Hakka çağıran Mürşidi kâmillerdir.
Hakka gönülden iman etmek isteyen bir kul bu vesileye tutunursa
kalbinde hakiki iman filizleri yeşerir neşvi neva bulur.
 
Çünkü mürşidi ona nefsi ile nasıl mücadele edeceğini öğretir.
Onu nefsine tapmaktan kurtarır fakat bu arada mürşidine karşı
muhabbeti ve sevgisi artar mürşidine aşık olur bu haller çok güzel
hallerdir ifadeye sığmaz.
Burası fenafişşeyh makamıdır.
 
Bu makamda olan bazı müritler mürşidinin olağan üstü hallerinden
çok etkilenirler.
İşte bu durumda olanları mürşidi uyarmazsa şirk tehlikesi başlar.
Kâmil bir mürşid mürine bu Hallerin Hz. ALLAH’a ait olduğunu her olağan üstü
Hallerin ALLAH’tan geldiğini müridine duyurur onu dikkatli olmasını şirke düşmemesini
öğütler ve onu nasihatleri ile Fena firresul makamına çıkarır.
 
Ona hiç olmayı her şeyin Hz. ALLAH’a ait olduğunu nasihatleriyle duyurur iman ettirir.
Daha ileriye doğru müridin çalışma kabiliyetine göre  nasibi varsa Fena fillâh makamına çıkmasına vesile olur.
 
Fakat Fenafillâh makamına çıkmamış bir mürşid ise müridini yetiştiremez.
Kendi nefsini kontrol edemediği gibi müridinin nefsini de kontrol edemez.
Şeytan en çok alimlerle uğraştığı için nefsi terbiyesini bitmemiş  Alime musallat
olabileceğinden  bu çalışmaya müdahale eder ve hem müritlerin hem kendinin feci
sonunu hazırlar.
Nasıl olur bu diyeceksiniz, Mürid mürşidini putlaştırır şirke düşer helâk olur.
Mürşid de müritlerini şirke düşürdüğü kendini ilâhlaştırdığı için helâk olur
Çok tehlikeli durumlar var,
 
Maalesef bu felaketleri yaşayanları çok gördüm.
Adama senin başına gelen iptilâ  cezadır imtihan değil sen tevbe et ki şirkten kurtul
yanlıştasın diyorum o ise Hz. ALLAH benim sabrımı ölçüyor diyor.
Ve öyle sapık yollar var ki Adam yıllardır ceza görüyor o sapık yolda imtihan olduğunu zannediyor.
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi sapık yollara girmekten şirke batmaktan korusun inşaALLAH.
 
Kalpteniman


 
 

[TOP]

20.334 Mürşidi Kamili Düşünen Şirke Düşer Mi?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mürşidi Kamili Düşünen Şirke Düşer Mi?

Mürşidi Kamili Düşünmek Şirke Düşürür Mü?

 
Hazreti ALLAH (c.c) ikram edeceği nimetlerini belirli bir sebeple indiriyor.
Zahiri Rızıklardan başlarsak, Örneğin yağmurun yağmasına bulutu ve rüzgarı sebep kılmıştır.
Ve bu sebepler olmadığı takdirde yağmurun yağması beklenemez. Dünyayı aydınlatmada ise güneşi sebep kılmıştır.
 
Güneş olmadığı takdirde aydınlık beklenemez. Geceleri ise kullarının yol bulmaları için Ayı ve yıldızları sebep kılmıştır.
 
Buraya kadar gözle görünen zahiri nimetler,
Batıni nimetlere gelince ise, gözle görünmeyen iki cihan Güneşi Resulullah (s.a.v)  dır.
Ay ve yıldızlar ise, Ahirete irtihalinden sonra onun izini kalıbı kalıbına yolunda yürüyüp izini bozmadan takip ettirip sebep kıldığı nefsi için çalışmayan yalnız Hz. ALLAH için çalışan hakiki Alimlerdir.
 
Bu alimler iki cihan güneşi olan Resulullah (s.a.v)  den ışık alarak etraflarına nur saçmışlar saçmaya devam ediyorlar.
Kişinin gözü körse güneşi göremiyorsa burada hata kör olan kişidedir.
Görmeyenin yapacağı iş güneşi inkardır.
İşte Peygamberlik kapısının kapandığı bu ahir zamanda kullarının gaflete düşmemeleri için Dini tazelemeleri için Hz. ALLAH Hakiki alim olan mürşidi kamilleri sebep kılmıştır.
 
Nefsani bakan kör bakar ve gelen nuru göremez göremeyince de ilk yapacağı şey inkardır.
Bu Cılık yumurta kalpli insanlar manevi kör olan gözle baktıkları için, maddesel baktıkları için Hz. ALLAH’ın veli kullarını vesile kılarak saçtığı nuru göremiyorlar.
Göremeyince de düşman oluyorlar.
 
Şimdi insafla düşünelim, Hz. ALLAH (c.c) kullarına manevi kuvvet almaları için sebep gönderiyor nefsine ve cahil aklına uyan zalim de karşı çıkıyor ve bu insanlar da Hz. ALLAH ile savaş ettiklerinin farkında değiller ve ben bu zihniyette olan kişilerin akıbetlerinin çok kötü olarak sonuçlandığını gördüm.
Şirke düşüyorlar yaygarasına gelince, Peygamber (s.a.v)  Efendimiz zamanında asrı saadet devrinde onun gözünün içine bakan onun emirlerini bir bir uygulayan ashabı kiram şirke mi düşmüşlerdi.
Her zaman onun hayali ile yatıp kalkarlardı. Hz. ALLAH hayal edilemez çünkü onun eşi ve benzeri yoktur kul ne yapacak Hz. ALLAH’ın nurunu getireni duyuranın gözlerine bakacak ki içine nur dolsun. Ashabı kiram da Resulullah (s.a.v)  Efendimizin yüzüne baka baka sohbetlerini dinleye dinleye nurlandılar.
Çünkü Hz. ALLAH nurunun akmasına onu vesile kılmıştı.
Şimdi bu sözlerimize karşılık biri kalkıp onlar şirke düşmüştü diyebilir mi ?
İşte onun yolunda izini bozmadan yürüyen mürşidi kamiller de Resulullah (s.a.v)  akseden nuru dağıtıyorlar.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz zahiri olarak görünmüyor ki mübarek yüzünü görelim .
Bu ruhi ihtiyacımızı karşılamamız nurlanmamıza vesile olmaları için onları bizlere Hz. ALLAH (c.c) sunmuştur.
 
Kim ki onlara karşı geliyorsa Hz. ALLAH’ın ikramına karşı geliyordur.
Ve ne yazık ki bu büyük hatanın farkında değiller.
Şirk konusunda Kabeyi beytullahı örnek gösteriyorum  kullarının bir araya gelmeleri için kabeyi kendi evi manası olan Beytullahı diye tanıtan Hz. ALLAH, beytullahı tavaf ettirirken kullarını Haşa, şirke mi düşürüyor ?
Gözü kör kulağı sağır olanlar bu anlattıklarımızı ne duyarlar ne de görürler.
Yinede Hz. ALLAH bu gaflete düşen ALLAH’ın veli kullarını inkar edenlerin kör gözlerini ve sağır kulaklarını açsın Hakikati hem göstersin hemde duyursun İnşaALLAH..
 
Ayeti kerime: "Sadıklarla beraber olunuz."(Tevbe 119)
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.335 Müjdeli Bir Rüya

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Müjdeli Bir Rüya

Müjdeli Bir Rüya

 
Amine Validemiz hamileliğinin ilk günlerinde bir gece rüyasında vücudundan bir ışığın çıkarak her tarafa yayıldığını ve bu ışığın suriyenin muhteşem saraylarını bile aydınlattığını görmüştü.
Bir başka rüyasında ise; Sen bu ümmetin efendisine hamilesin. Onu dünyaya getirdiğinde her kötünün şerrinden bir olan ALLAH’a sığınırım de ve ona Muhammed adını koy denilmişti. İşte bu sebepledir ki Hadisi şerifte:
 
"Ben dedem İbrahimin duası, kardeşim isanın müjdesi ve annemin rüyasıyım."(Ahmed bin Hambel) buyurulmaktadır.  Onun bu gelişi ile İbrahim Aleyhisselam ve İsmail Aleyhisselamın dualarının icabet makamında kabul gördüğünü ALLAH-ü Teâla Ayeti kerimesinde haber vermiştir. Ayeti kerimede :" Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyacak, sizi tezkiye edecek temizleyecek size kitap ve hikmeti öğretecek bilmediklerinizi size öğretecek bir Peygamber gönderdik." (Bakara 151)
 
İnsan cinsinin yine beşer olarak bir Peygambere kavuşması ne büyük nimettir. ALLAH’u Teâlanın insanlara gönderdiği Peygamber, insandan başka diğer yaratıklarından olsaydı, insanlık adına büyük bir şeref olmazdı.
Resulullah sallALLAH’u aleyhi ve sellem Efendimiz bütün beşeriyeti hakk ve hakikatten haberdar etmek için ALLAH’u Tela tarafından beşeriyete en büyük bir nimettir. (Onu Kimseler Tarif Edemedi) Resulullah Aleyhisselam yaratılışça ve ahlakça bütün insanların en güzeli ve en mükemmeli idi.
Her uzvu tam ve mütenasip, endamı gayet latif. uzuna yakın orta boylu, mutedi ve biçimli idi. Bunula beraber yanında bulunanlardan daima uzun görünürdü. Mübarek tenleri beyaz da değil esmer de değil hafif pembe ile karışık nurani ve berrak bir beyazlıktaydı. Yüzündeki nur pırıl pırıl parlardı.
Batınındaki nur cisminde parlıyor, nurlu cisminin gölgesi bile yerde görünmüyordu. Ömründe hiç esnemedi. Bir yere giderken acelesiz telaşsız ve gayet temkinli gider, sağa sola bakmazdı.
Pek vakarlı olan yürüyüşü, sanki yüksekçe bir yerden aşağıya doğru iniyormuş gibi süratlice idi. Normal bir yürüyüşle yürür gibi görünmesine rağmen, yanında gidenler hızla yürüdükleri halde geri kalırlar ve ona yetişmekte güçlük çekerlerdi.
 
Gözleri kimsenin göremeyeceği mesafeden görür, kulakları çok uzak mesafeden ses alırdı. Öndekileri nasıl görürse, arkadakileri de görüyordu. ışıkta gördüğü gibi karanlıkta da görüyordu.
 
Saçını ve sakalını her vakit tarar, ve güzel kokular sürünürdü. Güzel koku sürünürse de, teninde ve terinde, pek hoş fıtri bir koku mevcuttu.
Mübarek eli ile bir çocuğun başını sığasa, o çocuk başka çocuklar arasında belli olurdu. Geçtiği yollar misk gibi kokularla dolar, geçtiği belli olurdu.
 
Terlediği zaman mübarek yüzünden inci gibi dökülen teri gül gibi kokardı. Konuşurken ön dişleri parlardı. Onun simasındaki mehabet ve güzellik, gören herkesi etkilerdi. Onu kimseler tarif edemedi. Onun yüksek vasıflarını görüp anlatmak, isteyenler. onun bir benzerini ne ondan evvel ne de ondan sonra göremediklerini, bilmediklerini itiraf ederlerdi. Bütün güzellikleri açıkta olmuş olsaydı, Asabı kiram RadiyALLAH’u anhümün ona bakmaya güçleri yetmezdi.
 
O insanların en güzeli ve en nurlu olanıydı. Hz. ALLAH celle celalehü cümlemizi ve cümle ümmeti Muhammedi ona tanınan şefaatten istifade etmemizi nasip etsin inşaALLAH.
 
Bu vesile O yüce peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v)  Efendimizin kutlu doğum haftası tüm islam Alemine hayırlı olsun. ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina
Muhammedin ve ala Ali Muhammed.

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.336 Mürşidi Kâmil Bir Işık Yakar.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mürşidi Kâmil Bir Işık Yakar.

Mürşidi Kâmil Bir Işık Yakar.

 
Mürşidi kâmil bir ışık yakar ve çekilir. Hatta eğer kâmil mürşid ise, müridin nefsini ruhundan ayırır. Mürid ruhu ile baş başa kalır artık o mürid kötü işlerden uzak kalır. İbadet yapma zikir çekme ona zevk haline gelir.
 
Nefs yok ki karşı çıksın ah! o hal ne güzel haldir! Yaşayan bilir. Dille yazıyla anlatılacak bir hal değildir.
 
O günler ne günlerdi. Gün gelir nefs içeriye verilir. Nefs ağlar sızlar biz seninle beraberdik al beni içeri der. Ruh zaten ona âşıktır ruh da ağlar beraber buluşurlar. Fakat vücuda girer girmez başlar icraatına hasetlik, fesatlık, şehvet azgınlığı başlar. Şu kadar var ki eski forsu sökmez. Çünkü ruh vücuda hakim olmuş onsuz geçen zamanda ibadete taata alışmıştır. Hepimiz biliyoruz ki ruhu ters yola çeken günahlara sürükleyen nefstir. Yani nefsin bundan sonraki terbiyesi müridin çalışmasına bırakılır.
 
Bu abiniz bu halleri yaşadı yaşadığı gerçekleri yazıyor.
Ah! Ne güzel günlerdi o günler!
O halleri yaşamamıza vesile olan Hatemi veli Hazretlerinden Hz. ALLAH(c.c) razı olsun İnşaALLAH...
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.337 Müflis Kimdir?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Müflis Kimdir?


Müflis Kimdir ?
 
Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)  Efendimiz Ashabına:
"Müflis kimdir bilir misiniz diye sordu.?

Ashabı kiram, Bize göre müflis parası olmayan ve malı bulunmayan
kimsedir."
dediler.
 
Bunun üzerine resulullah (s.a.v)  Efendimiz şöyle buyurdular:
"Benim ümmetimden müflis o kimsedir ki, kıyamet gününde namaz, oruç ve
zekatla ALLAH’ın huzuruna gelir.
Fakat kimine sövmüş, kimine iftira etmiş, kiminin malını almış,
kiminin kanını dökmüş, kimini de döğmüş.
Yaptığı iyilik ve sevaplarından bu hak sahiplerine dağıtılır.
Üzerinde olan haklar ödenmeden önce sevapları biterse hak sahiplerinin
günahları o kimseye yükletilir, sonra cehenneme atılır ." (Müslim:2581)
 

Ne büyük gaflettir ki bir taraftan kazanır diğer taraftan kaybeder cehennemlik olur.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi böyle bir akıbetten muhafaza eylesin inşaALLAH.
 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimede:
"Ayetlerimizi yalanlayan ve onlara iman etmeyi kibirlerine yediremeyenlere
göğün kapıları açılmaz.
Deve iğnenin deliğinden geçmedikçe de cennete giremezler."
(Araf:40)
 
Hazreti ALLAH (c.c) değil deveyi isterse bütün kâinatı iğnenin deliğinden kün
emri ile geçirir ancak biz O'nun huzuruna deve yükü günahla çıkmamaya dikkat
gösterelim bize düşen budur
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi ruhu galip nefsi mağlup olanlardan eylesin müflis
olanlardan eylemesin inşaALLAH. Amin
 
Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.338 Mürşidi Kamil İle Buluşmak

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mürşidi Kamil İle Buluşmak

Mürşidi Kamil İle Buluşmak

 
1989 Yılında sene izinimizi kullanmak için memleketimiz olan Adapazarı’na geldik.
Çok sevdiğim yeğenim ticari dükkân işletiyordu. Onu ziyaret etmek için dükkânına uğradım. Sakal bırakmış hoş bir hali vardı.
 
Daha evvelki hali pekiyi değildi, namaz kılmadığı gibi iman eksikliği vardı. Ona bu değişikliğin sebebini sordum: "dayıcığım bir ALLAH dostu tanıdım onun verdiği dersi yapıyorum sohbetlerine katılıyorum çok güzel bir insan, Düzce’de yaşıyor tavsiye ediyorum sende tanış dedi olur münasip bir zaman tanışırız." dedim.
Bir kaç gün sonra ona yine uğradığımda ise, dayı O Efendi tanıdığım bir ağabeyin evine davet edildi ben gideceğim istersen sende gel deyince beraber o mübarek insanı ziyarete gittik bizi odaya aldılar beklemeye başladık.
Birazdan kapı açıldı mübarekler göründüler biz ayağa kalktık geldiler benim oturduğum kanepenin yanına oturdular hal hatırımı sorduktan sonra pek çok dua ettiler. İçimden, ben bu nurlu yüzü daha evvel nerede gördüm acaba diye de düşünüyordum.
 
Bize zikir dersi tarif ettiler. Kalplerin anahtarı sözler ve notlar eserlerinin birinci ve ikinci ciltlerini ve sohbet kasetlerinden aldık biraz sonra da izin istedik ayrıldık.
 
Vakit geçirmeden günlük zikir dersine başladım. Yaptıkça içime huzur doluyordu. izinimizi bitti Viyana’ya döndük ibadet yaparken musallat olan zorluk kalkmıştı.
 
Kalp zikrine başlar başlamaz gözlerimden yaşlar akıyordu bunun muhakkak hikmeti olmalı idi aradığım yolu bulduğuma inanmıştım.
Kısa zaman sonra bu nurlu yolu etrafa duyurmak için içime inanılmaz arzu belirdi. İlk iş bu yolu temsil eden Almanya gurubu ile tanıştım. İhlaslı kardeşler idiler çalışmalarını bölücülüğün kalkması ümmeti Muhammedi ALLAH ve Resulü (s.a.v) yolunda birleştirmek için yapıyorlardı. Zaten Efendi Hazretlerimiz yazdığı eserlerinde dinimizi menfaat ve siyasete alet edenlere karşı sert eleştiri ve gereken ikazları yapıyordu.
 
Bizde temin ettiğimiz bu kitapları etrafa yaymaya gayret ediyorduk tek can olarak etrafa bu hakikatleri duyurmaya gayret ediyordum. Fakat çok emindim ki, Hz. ALLAH ve Resulü bu yolu beğeniyordur çünkü yolda ki, çalışmaların gayesi açıktı. Ne madde ne menfaat ne siyaset çalışması yapılmıyor kimseden hiçbir ücret istenmiyordu.
 
Yasini şerifin yirmi birinci ayeti kerimesinde geçen
"SİZDEN HİÇ BİR ÜCRET İSTEMİYENLERE UYUN ONLAR DOĞRU YOLDADIRLAR", ilahi emir tam manası ile tatbik ediliyor uygulanıyordu. Ve biz bu ilahi emri etrafımıza duyurmaya gayret ediyorduk. Kısa zaman sonra bu yola muhalif guruplar tarafından tepkiler gelmeye başladı.
 
Hatta siyasi partiye bağlı bir imam adresimizi öğrenmiş bize geldi içeri davet ettik:"Muhterem, bu kitapları siz mi dağıtıyorsunuz dedi biz de evet dedik iyi ama kardeşim şimdi Cihat zamanı, bir kenara çekilip zikir çekme zamanı değil ."dedi.
 
"Peygamber (s.a.v)  in hayatı Cihat ile geçti siz de cihat yapın, insanları zikir ile uyuşturmayın. dedi ve Cihatı teşvik eden ayet ve hadis okudu ve tarikata karşı içimizde tereddüt doğmasına sebep oldu. Birazdan da yolcu ettik gitti.
 
Yatacağım zaman iki rekât istihare namazı kıldım ve her şeyin özünü bilene Hz. ALLAH'a, Ya Rabbi dedim "muhakkak ki Sen her şeyi bilensin ne olur bana hangi yolu beğendiğini anlıyacağım şekilde malum et." diye gözyaşı ile yalvardım. Yüzümü kıble yönüne dönük şekilde yattım ve aynı anda kendimi deniz üzerinde yürür halde gördüm.
 
Önümde eski zaman kıyafetli iki kişi gidiyorlar ben ise onları takip ediyormuşum onların bana emri varmış sakın durma devamlı yürü eğer durursan batar ölürsün ben hem yürüyorum hem bu sözü hatırlıyorum.
Bir an kendi kendime durayım bakalım ne olacak dedim ve durdum ve aynı anda suya battım önümdeki yürüyenler beni tutup çıkardılar ve bana, "Senin takip ettiğin tarikatı aliye ALLAH yoludur bu yolda daima yürü eğer durursan dünya denizinde boğulursun." dediler ve uyandım.
Ve yine uykuya daldım ve bize gelen imamın bulunduğu caminin içindeki insanların halini gördüm hepsi başlarını masalara koymuşlar uykulu halde sarhoş gibiydiler ve ben uyandım.
Hem kendi yolumun içyüzünü hem onların yollarının iç yüzünü bana anlıyacağım şekilde gösteren sahibime şükrettim.
 
Bu rüya benden bütün tereddütleri kaldırmıştı.
Bu arada yolumuza katılanlar oldu bizim evde toplanıyor sohbet ve zikir yapıyorduk kısa zaman sonra da ibadetlerimizi yapacağımız mescidimizi Hz. ALLAH (c.c) bize hediye etti. 
Mescidimiz açılınca bizi hem sevinç hemde heyecan sardı nedeni ise gelenlere sohbet yapmak gereken bilgileri anlatmak lazımdı bizde ise o cesaret yoktu bilgi de yoktu.
 
Bir gece o endişeler ile uykuya yattım manada değişik bilmediğim bir yerdeyim, iki kişi önlerinde masa sandalyede oturuyorlar selam veriyorum yanlarına oturuyorum bize diyorlar ki: "Biz sana öğreteceğiz sen öğreneceksin sen durma çalışmaya devam et."
Bu rüyadan bir zaman sonra yine mana âleminde Efendi Hazretlerini meydanlık bir sahada beyaz bir çadırda yatıyor görüyorum yanına gidiyorum ve ondan kitap istiyorum Efendi Hazretlerimiz de yatağında doğrulup kendi eli ile beyaz kâğıda yazdığı notlarını bizim elimize verdi.
 
Bu rüyalardan sonra bize öyle bir azim ve gayret geldi ki, hazırladığım sohbetlere hayret ediyordum. Sohbet kasetleri dolduruyor ücretsiz dağıtıyordum. Zikirlerimiz feyiz ve bereketli geçiyordu Avusturya’nın birçok şehirlerine seferler tertip edip kitap dağıtıyorduk.
 
Hiç durmuyor boş vakitlerimde devamlı kitap okuyordum. Her okuduğumda yeni hakikatler öğreniyordum kafama takmıştım Efendi Hazretlerinin duyurmak istediği hakikatleri anlamaya çalışacaktım.
Bu arada günlük kalbi zikir dersimin adedini arttırdım çünkü ibadet yapmaya doyamıyordum.
Sene 1996 emekli oldum kendimi biraz daha ibadete verdim.
 
Artık nafile ibadetler olan namazları da kılabiliyordum. Bu rabbimin ikramı olan yapmamı nasip ettiği ibadetleri sizlere anlatmak ile kendimize bir paye çıkarmadığımızı kendimizi övmek için anlatmadığımızı bizi yaratan biliyor.
 
Size anlatmak istediğimiz şu ki: "Kul Hz. ALLAH’a ne kadar yaklaşmak ister ise Hz. ALLAH (c.c) de ona o derecede yaklaşır."
 
Hz. ALLAH (c.c)'nün İlahi nurunun kalbe dolması. !
 
Bir gece mana âleminde Efendi Hazretleri ile Medine’de Resulullah (s.a.v)  efendimizi ziyaret etmek için koşarken uyandım.
O rüyadan sonra peygamber efendimize olan sevgim bir kat daha arttı salatı selamlarımı da arttırdım onun mübarek ismini duyunca gözlerim yaşarıyordu.
Aradan bir zaman sonra rabbim bize hayatın en önemli hadisesini yaşattı.
 
Şöyle ki: Manada seher vaktinde bir yerde bulunuyorum etrafı seyrederken gökyüzünde parlak bir ışığın gezdiğini gördüm gözümü ışıktan ayıramıyordum bir zaman sonra ışık aşağıya doğru inmeye başladı ve bize yaklaştı etrafımda dönmeye başladı iyice dikkat ettiğimde ışık topunun içinde kuran yazıları gördüm.
İşte tam o esnada ışık topu kalbimin içine öyle bir dalış daldı ki sanki kalbimin içine ateş doldu acıdan yerlerde yuvarlanırken uyandım ve kalbim acıdan yanıyordu bu hadiseyi rabbimizin ilahi bir lütfu olarak kabul ettik.
 
Bu hadiseden sonra içimde Hz. ALLAH’A karşı tarif edilmeyecek sevgi ve muhabbet uyandı.
 
Ve o ilahi sevgi bu gün de artıyor eksilmiyor Rabbim arttırsın eksiltmesin bu sevgi ile Zatına kavuşmamızı nasip ve müyesser etsin.
ALLAH (c.c) nün sevgisi öyle bir sevgi ki, tarif etmek mümkün değil.
Sizin anlıyacağınız şekilde şöyle bir misal ile tarif edebilirim. Bir esir düşünün zindana atılmış ona hiç ummadığı bir zamanda oranın padişahı gelse onu oradan kurtarıp sarayına alsa ne kadar huzur duyar işte Hz. ALLAH (c.c) sevgisini içinde hisseden insan da aynı huzura kavuşur çünkü Hz. ALLAH (c.c) dünyayı yaratmış ki, insan aklının almıyacağı sanat eserleri ile görülüyor lezzetleri yeniliyor içiliyor.
 
Nefsimiz bu zevklere dalınca onları kendisine ikram edeni unutuyor o, lezzetlerin esiri oluyor gaflet uykusuna dalıyor.
İşte bu duruma düşen insanı Hazreti ALLAH (c.c) uyandırıp kendine çektiği zaman nefsinin esaretinden kurtulup ALLAH sevgisine kavuşunca her yerde Hz. ALLAH'ın kudretini görmeye başlar.
Bize çeşitli gıdalar yediriyor hasta olunca şifalar ihsan ediyor varlığından haberdar etmiş emirlerini duyuruyor dua edince istediğimizi ikram ediyor.
 
Böyle tükenmez güç sahibi ve muhakkak kendisine gideceğimiz bizi bizden çok seven Hz. ALLAH’ın sevgisi nasıl olmalı.
 
O ki ayeti kerimede: "FESTAİZ BİLLAH" bana sığın "FEFİRRUİLALLAH" bana kaçın buyuruyor.
Bizde En emin kucak onun rahmet ve merhamet kucağı olduğunu bilmeli kendimizi onun şefkat deryasına bırakmalıyız.
 
Öyle bir sonsuz güç sahibinin sevgisi de sonsuz oluyor ve hiç bir zaman yok olmayan sonsuz bir yaratıcıyı sevmek ne kadar şerefli sevgi.
 
ALLAH’Ü EKBER.
ALLAH sevgisine kavuşmamıza vesile olan böyle güzel veli kulları puta benzeten alim geçinen zalimler var sakın onlara inanmayın. Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde buyuruyor ki:
 
Estaizübillah,
"YARATTIKLARIMIZDAN ÖYLE BİR TOPLULUK DA VARDIR Kİ, ONLAR HAKKA İLETİRLER VE HAK İLE HÜKÜM VERİRLER. "(Araf 181.) 
 
Diğer bir ayeti kerimesinde ise:
"SADIKLAR İLE BERABER OLUN." (Tevbe 119) buyuruyor.
 
Sadık kullardan maksat Hz. ALLAH’ı sevenler olmalı değil midir? Hz. ALLAH cümlemizi sevdiği veli kulları ile beraber etsin onları bize sevdirsin sevmediği kullarını ise bizden uzak tutsun.
 
VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ÂLEMİN. ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VENEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ MUHAMMED.

Kalpteniman

 
 
 
 

[TOP]

20.339 Murdar Et!

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Murdar Et!

Murdar Et Yememek İçin Tek Çare


Muhterem kardeşlerim helal et yemek için kendi yiyeceğimiz etimizi kendimiz veya güvendiğimiz birine kestirirsek ALLAH’ın emrini yerine getirmiş oluruz tek çareyi bu yolla bulduk.
Size bir hadise anlatayım. Bulunduğumuz muhite helal kesim adı altında bir ticarethane açıldı.
Sahibi görünüşte çok ihlaslı biriydi.
Hayırlı olsuna gittik. Sahibi bize kesinlikle helal olduğunu şüphe etmememiz için çeşitli teminatlar gösterdi. Gerçekten de ikna olmuştum.
Çünkü hele tavuk kesim işi çok zahmetliydi. Cemaatimiz sorumluluğu bana yükledi sen alalım dersen alırız dediler. Bende bana yarına kadar müsaade edin dedim. Gayem istihare namazı kılıp Hz. ALLAH’a sığınmaktı.
 
O gece yatsı namazından sonra iki rekât istihare namazı kıldım Yarabbi bu günkü hadise sana malumdur ne olur bize helal dedikleri tavukların iç yüzünü göster dedim ve sağ tarafıma yattım. Ve kendimi Avusturya tıp fakültesinde ölülerin kaldığı bir odada gördüm.
Ölülerin sıralandığı yerlerde tavuklarda sıra sıra yatıyorlardı. Uyandım kendi kendime rüyayı tabir etmeye çalıştım.
 
Neden tıp fakültesinde ölüler diyeceksiniz.
Çünkü tam o zamanda kızım tıp fakültesinde okuyor ölüleri kesip biçiyorlardı imtihan veriyorlardı.
Hatta beni bir gün çalıştıkları odaya getirmiş ölüleri göstermişti.
İşte ben rüyamda tam o ölülerin kaldığı odayı ölülerin yanında da tavukları görmüştüm.
Bu rüyadan sonra gel şimdi o tavuklara helal de.
Tabiidir ki cemaatimizi teşkil eden kardeşlerime sakıncalı demekle yetindim.
Bundan sonra o kişinin kesim yerine gidenler gördüler ki tavukları kesen makinanın bıçağında besmele yazılı bu bıçakla kesilen tavukların helal olduğunu söylemişler.
 
Bizde kimseye itimat etmedik kendi etimizi kendimiz kesiyoruz. Hz. ALLAH cümlemize helal yiyip helal içmemizi nasip etsin.Amin.

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.340 Mıknatısın Gücü

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mıknatısın Gücü

Hz. Allah’ın Ruhunu Temizleyen Kulunu Kendine Çekmesi Ve Sevgi Bağı Kurması.


Mıknatısın Gücü: Mıknatıs kendisi gibi çekicilik vasfı taşıyan kendisine yaklaşan maddeleri çekiyor fakat etrafları temiz olursa , pislenmiş paslanmış maddeleri kendine yakın olsalar bile çekmez çünkü etrafını saran kir ve paslar kavuşmayı engelliyor.
 
Ağaç ve plastik türü maddeleri kendi yapısında olmadığı için çekmiyor dikkat edilirse mıknatısa kavuşmak isteyen parçacıklar temiz ve aynı maddeden olması lazım aksi takdirde mümkün değil. 
Biz insanların da içimizde taşıdığımız ruhlarımız var ve içimizde taşıdığımız , Hz. ALLAH’tan gelen bu cevherler her biri çekici güce sahiptirler.
 
Bu cevherleri içimize Hz. ALLAH (c.c) tertemiz olarak koydu .
fakat insanların bazısı bu değerli hazineyi kirletti çekicilik vasfını kaybettirdi o ulvi ruhun gönderilen sahibi ile sevgi kurması engellenmiş oldu.
Bazı insanlar ise imansızlık batağına düşerek ruhlarını öldürdüler ağaç sıfatına büründüler cehenneme yakıt oldular. 
 
Bazı insanlar ise içlerindeki cevheri günah işleyerek kirletmediği gibi, Hz. ALLAH’a ibadet ve zikirle ruhunu parlattı gönderen yüce kudreti ilahi ile muhabbet bağı kurdu dünyasında huzurlu yaşadı ahirette de ölümsüz bitmeyen cennet hayatının namzedi oldu.
 
Bu ne güzel bir akıbet Hz. ALLAH cümlemize ruhumuzu kirletmeden tertemiz olarak dünya hayatını bitirmemizi kendisine kavuşmamızı nasip etsin .
 
Muhterem kardeşlerim, siz de içinizde taşıdığınız ruhunuzu gaflete düşüp şeytana uyup günaha girip kirletmeyin böyle bir hata yaptığınızda ise hemen pişmanlık duyarak tevbe edin ve kalbinizi yıkayın. Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
"EY MÜMİNLER HEPİNİZ TEVBE EDİNİZ Kİ FELAHA ERESİNİZ."
(Nur 31)  buyuruyor. 
 
Felaha ermek , huzura ve selamete kavuşmak demektir.
Ne büyük mutluluktur ki kul pişman olmuş yaptığı günahlara karşı kalbiyle tevbe ediyor sahibi onu af ediyor kirlenen ruhu tevbe suyu ile yıkanıyor diğer bir ayeti kerimede ise;
"ALLAH’IN SİZİ BAĞIŞLAMASINI ARZU ETMEZ MİSİNİZ ALLAH ÇOK BAĞIŞLAYICI ÇOK MERHAMET EDİCİDİR. "(Nur 22) buyuruyor ve kullarını tevbe etmeye teşvik ediyor.
Çünkü kullarına karşı çok merhametli olduğunu kendisi haber veriyor ve diğer bir ayetinde de: "RAHMETİM HER ŞEYİ KUŞATMIŞTIR." (Araf,156.) buyuruyor.
 
Bizleri rahmet çemberinin içine alan sonsuz merhamet sahibi olan sahibimize tövbe edip şükretmemek ne büyük hata ve ne büyük nankörlüktür .
Bizi yaratan çeşitli nimetler veren kendisi olduğu halde ,nankörlük yapan günah işleyen kullarını af edeceğini haber veren yine kendisi oluyor .
Bu onun sonsuz merhamet sahibi olduğundandır.
Bir günahkar insan da bu fırsatı değerlendiremiyorsa kendisine yazık etmiş olur. Çünkü tövbe bu dünyada kabul edilir ahirette ise o şansı yoktur ve hiç bir özür kabul edilmeyecektir.
Akıllı kimse odur ki, ruhunu tövbe suyu ile yıkar , zikirle parlatır şükürle de rahatlatır huzura kavuşur.
Dikkat edersek göreceğiz ki Hz. ALLAH hep ikram ediyor nankör insanlar da devamlı isyan ediyor.
Düşünse ki taşıdığı vücudunu hazır buldu bu ona bir ikramı ilahi değil midir.
 
Dünyayı seyretmesine sebep olan gözleri kendisine ikram edilmiş nimet değimlidir.
 
Teneffüs ettiği hava yedirdiği gıdalar içirdiği sular onu yaratanın ikramı değil midir. 
Bu nimetleri Hz. ALLAH’tan başka kim verebilir.
Ve bu paha biçilmeyen nimetleri ikram eden sonsuz kudret ve azamet sahibi olan , bütün yaratılmış ruhların sahibi olan Hz. ALLAH (c.c) kullarından beklediği kendisine kulluk yapılması ve ikram ettiği nimetlerine şükür etmeleri ve öldükten sonra dirileceklerine inanmalarıdır . 
 
İşte her şeye aklı çalışan nankör insanların aklı burada duruyor , bu kadar kolay bir emri şerifi, şeytana ve nefsine uyarak yerine getirmiyor ebedi ölümsüz hayat olan ahiret dünyasını kaybediyor.
Ebedi felakete düşüyor,  ve bu imansız insanlar bu dünyada da huzuru bulamıyorlar.
 
Yine geçmişte yaşadığım bir hadiseyi hatırladım . işim icabı görüştüğüm bir arkadaş vardı  bazen dini konular açılır konuşurduk.
 
İmanı vardı zamanla bizimle irtibatı kesildi onu tanıyanlardan haber aldım ki imansız insanlarla irtibat kurmuş din kitap tanımıyormuş bir zaman sonra iş yerime ziyarete geldi.
 
Biraz konuştuktan sonra ben konuyu açtım evet dedi elimle tutmadığım gözümle görmediğim varlığa inanmam dedi.
Bende ona Hz. ALLAH’ın görünen ve görünmeyen nimetler yarattığını biz insanlar bazı nimetlerini akıl gözüyle görebilecek kabiliyette yaratıldığımızı bazılarımızın ise bu nimetten mahrum olduğumuzu söyleyince bana  öyleyse bana akıl gözü ile gördüğün varlıkları söyle dedi.
Bende, birincisi ruhumuz ikincisi nefes, elle de tutulmuyor gözle de görülmüyor üçüncüsü ise şimdi sana soruyorum sende akıl var mı yok mu , deyince durdu . şaşkın bakıyordu.
Bakma öyle dedim . anladım , varsa göster diyeceksin. deyince,
gözüm ile görmediğim elim ile tutmadığım varlığa inanmam diyorsun, fakat elin ile dokunamadığın gözün ile görmediğin aklının var olduğuna inanıyorsun.
Sence bu gerçek gözle görünmeyen varlıkların var olduğunun delili değil midir dedim. Elektriğin gücünden bahsettim gözle görülmüyor elle tutar isen canından olursun dedim .
Sana bir sual daha, içine çektiğin nefesini
gözle görüyor ellerinle tutabiliyor musun.
Biraz nefes almasan sağa sola atlamaya başlarsın nefes Hz. ALLAH’ın varlığına en büyük delildir dedim.
Bu anlattıklarının hiç birisi bana inandırıcı gelmiyor deyince, çok yazık sen ağaç olmuşsun ben sana hiç bir şey duyuramam dedim.
Çekti gitti bir zaman sonra duydum motor sıkletle giderken kaza yapmış yüzünün üzerine düşmüş yüzü parçalanmış insanların içine çıkamıyormuş, daha sonra da öldüğünü duydum.
Eğer tövbe etmeden gitti ise imansız gitti . Muhterem kardeşlerim, arkadaş seçerken çok dikkat etmelisiniz ve imansız kişilerle kesinlikle yakınlık kurmamalısınız.
Çünkü böyle insanların kalpleri kararmış ruhları ölmüştür ne misal verirsen ver kendi aklına uyar bir bahane bulur anlatılanları duymaz. kalbi bozulduğu için Hz. ALLAH’ın varlığına inanmaz ,peygamberi tanımaz çünkü onun ilahı şeytan olmuştur.
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi ve devam edecek neslimizi böyle kötü akıbetten muhafaza etsin . Ne acı gerçektir ki , gözleri görerek inkar ediyorlar o halde ölüyorlar ve inkar ettiklerinin yanına gidiyorlar.
Oraya gidince pişmanlık başlıyor fakat hiçte çaresi yok . Hz. ALLAH (c.c) saffat sure-i şerifinde cennette tahtlar üzerinde oturup karşılıklı sohbet eden mutlu kullarının konuşmalarını tarif ederken şöyle buyuruyor:
 
"ONLAR BİRBİRİNE DÖNÜP SORARLAR İÇLERİNDEN BİRİ , DÜNYADA İKEN BENİM BİR ARKADAŞIM VARDI BANA DERDİ Kİ SEN DE ÖLDÜKTEN VE TOPRAK OLDUKTAN SONRA TEKRAR DİRİLECEĞİNE SORGUYA ÇEKİLECEĞİNE İNANANLARDAN MISIN . ACABA O ARKADAŞIM NERDE DİYE SORAR, BİR DE BAKAR Kİ ONU CEHENNEMİN ORTASINDA GÖRÜR .VE DER Kİ YEMİN EDERİM Kİ EĞER SANA UYSAYDIM SEN BENİ DE HELAK EDECEKTİN EĞER RABBİMİN NİMETİ OLMASAYDI ŞİMDİ BEN DE ORADA OLACAKTIM."(Saffat 50, 51, 52,53,54,55,56,57
 
Muhterem kardeşlerim. Her şeyi yaratan meydana çıkardığı eserlerinin neler yapacaklarını bilen sahibimiz olacak olayları bizlere ahirete gitmeden evvel haber veriyor ve bizi böyle imansız arkadaşların tehlikesinden haberdar ediyor 
Onun için arkadaş seçerken çok dikkatli olun çünkü arkadaşının beğenmediğin ahlakını bile bir gün olur benimseyebilirsin o iyi ahlaklı ise iyiliğini , kötü ahlaklı ise, kötülüğü üzerine bulaşır çünkü alkol satanla beraber olana alkol kokusu bulaşır, esans satanla beraber olanın üzerine esans kokusu bulaşır.
İmanlı arkadaş cennete gitmene, imansız arkadaş ise cehenneme girmene sebep olur . diğer bir ayeti kerimede ise ;
 
"VAH BENİM BAŞIMA GELENE KEŞKE O İMANSIZI DOST EDİNMESEYDİM BANA GELEN DOĞRU YOLDAN VALLAHİ BENİ O SAPTIRDI."(furkan 28,29) dememek için imansız ahlaksız arkadaşlardan ateşten kaçar gibi kaçmak lazım.
Çünkü kötü arkadaş insanın dünya hayatını da perişan eder ahiret hayatını da.
 
Bize düşen bizi yoktan var edene sığınıp ibadet şükür ve zikir ile onun yüceler yücesi olan gönlünü kazanmak hem dünyada hem ahirette rahat etmektir.
En garanti dost Hz. ALLAH'TIR.. onun yolu da, kalbini ve ruhunu ter temiz tutmak onunla irtibat halinde olmaktır .
Yüceler yücesi olan sahibimiz bizleri zatına kul peygamber efendimize de ümmet etsin.
 
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ MUHAMMED..

Muhterem kardeşlerim. Kendimi bildim bileli kötü arkadaşlardan uzak durmaya gayret ettim ve bunun çok faydasını gördüm.
 
Genellikle ruhum hep sahibini aradı, genç yaşımda dahi her zaman yüceler yücesi olan kainatı var edene karşı içimde sevgi ve muhabbet vardı .
Fakat ne zahiri ne batini bilgiden haberim yoktu ancak ne öğreniyorsam kuranı kerim meallerinden ve hadisi şeriflerden öğreniyordum. 
Bir gün caminin birinde Cuma namazı kılıyoruz imam hutbeye çıktı Cuma sohbeti yapmaya başladı konu Hz. ALLAH’ın dünyayı nasıl yarattığı hakkında idi ve anlatmaya başladı .
 
Evvela bir isim söyledi , ALLAH (c.c) evvela bunu yarattı bundan sonra bir isim daha söyledi bunu yarattı ilk yarattığının üzerine koydu bundan sonra bir şey daha yarattı onun üzerine koydu ve bundan sonra dünyayı yarattı en üste koydu dedi ve biraz daha konuştuktan sonra sohbeti bitirdi .
 
Cuma namazı bitince ben hoca efendiye sordum , hocam dedim hutbede okuduğunuz sohbette geçen konuları hangi kitaptan aldığınızı bilmiyorum fakat size tavsiyem ne olur böyle konuları okumayın.
Bu sohbeti dinleyenin imanı zayıflar siz de biliyorsunuz ki insanlar artık dünyanın hiç bir bağlantı olmadan döndüğünü hiç bir şeyin üzerinde olmadığını biliyorlar.
Sende biliyorsun ki , Hz. ALLAH ayeti kerimede:
"ALLAH BİR ŞEYİN OLMASINI HÜKMETTİĞİ ZAMAN ONA SADECE OL DER O DA HEMEN OLUVERİR".  (Bakara 117) buyuruyorken bir şeyi yaratmak istediği zaman planlamaya tasarlamaya gerek görmeden ne isterse bir anda yaratabileceğini duyuruyor.
 
Sahsım olarak onun yarattığı eserlerinin üzerindeki sanatının şaheserliğini gördüğüm zaman bütün kalbim ile bunları yaratandan başka büyük yok.
İşte bütün kainatı yaratan ALLAH budur diyorum ve onun bir anda her istediğini yaratabileceğine bütün kalbim ile iman ediyorum .
 
Sizin yaptığınız sohbet ise onun sonsuz kudretine karşı ters düşüyor demiştim oda kabul etmişti.
 
Muhterem kardeşlerim.
Hz. ALLAH (c.c) ise ayeti kerimesinde:
"SANA GELEN HER İYİLİK ALLAH’TANDIR BÜTÜN KÖTÜLÜKLER İSE KENDİ NEFSİNDENDİR." (Nisa 79.) buyurması bizleri uyarmak içindir.
 
Dikkat eder isek nefis ibadetleri hiç sevmez onun istedikleri malum yesin içsin eğlensin benlik taslasın herkesi küçük kendini büyük görmek ister, yeri gelir ALLAH’ı inkar eder.
 
Kafirler gibi düşünür onun şerrinden ALLAH’a sığınmamız lazım eğer biraz gaflette olursak bizlere Hz. ALLAH’tan gelen iyiliklere mani olur ibadet yapmaktan kaçınır ahiret nimetlerinden mahrum bırakır.
 
Dünya rızkını kazanmak için işe gitmeye üşenir namerde muhtaç eder bütün hayırlı işlerden kaçınır fakat şeytani ve şehvani işlere geldiği zaman canavar kesilir yorgunluk diye bir şey hissetmez. 
Bizler de Hz. ALLAH’ın bizlere ikram ettiği iyiliklere kavuşmamız için içimizdeki bu canavarı bağlamanın çaresini aramamız lazım diye düşündük ve arayışa geçtik.
 
Hz. ALLAH (c.c) o mübarek yolu buldurunca nefsime sordum öldükten sonra dirilme işine tereddüt geçiriyorsun tam olarak teslim olmuyorsun , ölüp gittin de gördün mü ki , böyle inat ediyorsun. 
 
Ancak gider görürsün öyle konuşursun şu anda sen ancak zan ile karşı çıkıyorsun , sana gene soruyorum Hz. ALLAH (c.c) bizi yaratmadan evvel biz meninin içinde gözle görülmeyen tohumduk fakat  biz o halimizi de gözlerimiz ile görmediğimiz halde inkar etmiyoruz.
Çünkü gözlerimiz ile görüyoruz ki insanlar meni ve tohumdan yaratılmaya devam ediyor.
 
Fakat biz dünyaya gelmeden tohum halinde iken bize deselerdi ki siz babalarınızın bellerinden annelerinizin rahimlerine gireceksiniz.
Onların karınlarında siz evvela kan sonra et ve kemikler ile birleşerek insan olacaksınız deselerdi acaba inanır mıydın diye nefsime sorunca sükut etti huzura erdim ibadet lezzetine kavuştum.
 
Bu ibadet ve huzur yoluna girmeden geçen günlerimde imanımın yarım olduğuna kanaat getirdim.
Ve şimdi diyorum ki, bir insan gerek maddi gerek manevi kuvveti olan bitmeyen bir sonsuz kuvvet arıyorsa , Hz. ALLAH (c.c) ile irtibat kurması kesinlikle lazımdır onun ise yeryüzünde şubeleri vardır o şubelerin de müdürleri vardır oraya baş vuran müracaat edenleri manevi enerji hattına bağlarlar.
 
Onun içine iman enerjisi doldururlar sen buna şaşıyorsun şaşma her yapılan evin elektriği ve suyu o enerjilerin dağıtımını sağlayan şubelerin vasıtası ile yapıldığı o enerjilerin ise büyük barajlardan temin edilip dağıtıldığı gibi manevi enerjiler de Hz. ALLAH’tan peygamber efendimize onun vesilesi ile yeryüzünde ona tabi olan velilere dağıtılmakta o veliler vasıtası ile de onlara müracaat eden taliplere dağıtılmaktadır. 
 
ALLAH (c.c) bütün müminlerin böyle manevi şubelere müracaat etmelerini nasip ve müyesser etsin amin VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN .
 
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VENEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ MUHAMMED...
 
KALPTEN İNAN EY MÜSLÜMAN

Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.341 Mucize Keramet İstidraç

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mucize Keramet İstidraç

Mucize Keramet İstihraç

 
 (MUCİZE)
Mucize: Peygamber (a.s) Hazeratının ellerinde husule gelen harikulade hallerdir.
Mucize iki kısımdır.
1- ALLAH’u Teâlanın peygamberlerine nübüvvetlerini ispat için verdiği mucizelerdir.
2- İnsanların iman edebilmeleri için kendi arzuları üzerine peygamberlerden istedikleri mucizelerdir.
 
Birinci kısım mucizeye iman etmemenin cezası hemen verilmemiş, kendi arzuları ile mucize istedikleri halde inanmıyanlar kısa sürede helak olmuşlardır. Salih (a.s) 'ın devesi ikinci kısım mucizedendir.
Mucizelerin Peygamber (a.s) Efendilerimizle olan alakası, onların ellerinde zuhur etmesidir.
Hakikatte Hazreti ALLAH’ın ezeli ve ebedi kudretinin o andaki tezahüründen ibarettir.
Mucize onlardan başka hiç kimsede zuhur etmez.
Hazreti ALLAH Peygamber olarak vazifelendirdiği seçilmiş kullarının nübüvvetlerini halka ispat için onları mucizelerle desteklemiştir.
Bu seçkin insanlar mucize için en ufak bir meşakkat ve yorgunluk çekmedikleri gibi, uğraşıp didinmeye de gerek duymamışlardır.
Cenab-ı Fahr-i (s.a.v)  Efendimizin ayın ikiye bölünmesi için parmağı ile işaret etmesi, yağmur yağması için Rabbine dua etmesi, Mübarek parmaklarından suların fışkırması, İsa (a.s) ‘ın Hz. ALLAH’ın izniyle ölüleri diriltmesi, Süleyman (a.s) ‘ın kuş dilinden anlaması, Musa (a.s) ‘ın denizin yarılması için asası ile dokunması, Bilinen büyük mucizelerdendir.
(Keramet)
Keramet harikulade hallerin Cenabı hakkın izni ve iradesi ile veli kullarından sadır olmasıdır.
Hadisi şerifte:
"Müminin ferasetinden korkunuz çünkü o aziz ve celil olan ALLAH’ın nuru ile bakar." (Münavi)
Keramet o velinin tabi olduğu peygamber için de bir mucize sayılır.
Zira o keramet peygambere uymasının bir mükâfatı olarak kendisine bahşedilmiştir.
Keramet veli olmasının şartı değildir.
Peygamber efendilerimize mucize izhar etmek vacip olduğu gibi, Evliyaullah hazaratına da kerametlerini gizlemek vaciptir.
ALLAH dostları olan bu velileri keşif ve kerametleri ile takdir etmek doğru değildir.
Bir velide hiç keramet görülmeyebilir de.
(İstihraç)
İstihraç da keramet gibidir.
Fasık veya kafir bir kimsenin istediğine uygun olarak vaki olur.
Bir takım riyazetlerle ruh kuvvet buluyor nefsi tasarruf altına alıp eşyaya hakim olabilme kuvvetini elde ediyor.
 
Bu gibi haller o kişilerin istikamet üzere olduklarına delalet etmez.
Hiç bir kıymet ifade etmediği gibi, din ile iman ile ilgisi yoktur.
Kendilerini batırdıkları gibi, etraflarını da batırırlar.
Hadisi şerifte:
"Kulun günahlarına devam ve ısrar etmesine rağmen, ALLAH’ın ona dünyadan ne isterse vermekte olduğunu görürsen bil ki bu ona ALLAH’tan bir istihraçtır."
.(Ahmet bin Hambel)
Bu hal Hz. ALLAH’ın ona bir mekridir. O onu istemiş Hz. ALLAH da onu ona vermiştir fakat rızası yoktur..
 
Hatemi veli Hz.
Kalplerin anahtarı Sözler ve notlar 2, sahife, (104 105)  

 
 

[TOP]

20.342 Muhterem Ömer Öngüt Efendinin Samanyolu Tv De Yayınlanan Tekzip Kararı

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Muhterem Ömer Öngüt Efendinin Samanyolu Tv De Yayınlanan Tekzip Kararı


https://www.youtube.com/watch?v=GKvuTNIz_Vg
https://www.youtube.com/watch?v=cseDXuHGLZA

Bu akşam samanyolu haber bülteninde Ömer öngüt Efendinin. Düzeltme ve cevap haberi yayınlandı.



DÜZELTME VE CEVAP.
Samanyolu Tv (stv) Logosuyla yayın yapan televizyon kuruluşunun 01-02-2010 günü saat, 18,20 de gerçekleştirdiği Ana haber bülteni içersinde şahsımla ilgili olarak Silahlı kuvvetlerin içinde bulunduğu iddia edilen gayrimeşru oluşumun hazırda beklettiği irticai faaliyetler için zamanı gelince kullanacağı eleman olduğum ithamında bulunulmaktadır.

İlk defa Taraf gazetesinin 12- haziran 2009 tarihinde benzer bir yayın sebebiyle, Hakikat dergisinin Temmuz 2009 tarihli sayısında gerekli cevapları tavsilatı ile vermiş bulunmaktayım. O yazımda da beyan ettiğim gibi ne askeriyenin ne de bir başka bir birimin yönlendirmesi ile hareket ederim.

Bağlılığım yalnız ve yalnız Hazreti Allahadır. 85 yaşımda ömrümün son günlerine gelmiş bir mümin olarak hesabın Allah-u Tealaya verileceği bilinci içersindeyim. Bu bilinçle askeriye içersinde bulunduğu iddia edilen gayrımeşru bir oluşumun emir ve direktfleriyle hareket edeceğimi düşünmek ve bunu Tv ekranlarından habercilik kisvesi altında insanlara duyurmak beni ziyadesiyle mütessir etmiştir.

İftira sahiplerini Yaradana havale ediyorum.

Ömer Öngüt Efendi Hz.

 

 
 

[TOP]

20.343 Muvahhid İsimli Kardeşe Cevap

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Muvahhid İsimli Kardeşe Cevap

Muvahhit İsimli Kardeşe Cevap

 
Muvahhit: Fususul Hikem adlı eserde çok derin anlamlı manalar geçer bu deruni ilimleri
bilmeyenler hemen inkara baş vurur.
İbni tevmiyyenin yalan dediği konular da böyledir.
ALLAH ona da rahmet etsin bu deruni manalara o zatı muhteremin ilmi yetmediğinden
yalan saymış.
Hz. ALLAH ona bu halleri yaşatsaydı ancak o zaman anlardı.
Ben burada geçen şifreli sözleri anlıyorum.
Yalnız kendimi ibni tevmiyyeden ilimliyim diye kesinlikle bir iddiam yok.
İlim bir denizdir nasibi olan nasibi kadar alır.
Bana desen ki amca madem yaz bu şifreleri de biz de istifade edelim.
Ben de derim ki ben yazmış olsam bana olmıyacak hakaretler yağdırırsınız.
 
Bu konuya biraz olsun açıklık getiren bir Ayeti kerime yazayım:
"Yedi kat göğü ve yerden bir o kadarını yaratan ALLAH'tır.
ALLAH’ın fermanı bunların arasından iner ki,
Böylece ALLAH’ın her şeye kadir olduğunu her şeyi ilmiyle
ilmiyle kuşattığını bilesiniz."(Talak 12)

 
Abdullah bin Abbas (r.a) Hz. buyururlar ki:
"Eğer bu ayeti kerimenin tefsirini size yapsam,
beni mutlaka taş yağmuruna tutarsınız."

Kişi zahire bakar gördüğüne inanır.
Ayeti kerimenin de zahiri kısmı var batıni
kısmı var.
Hz. ALLAH istediğine duyurur.
 
Muvahhit Resulullah (s.a.v)  Efendimiz bir çok değerli insanların
rüyalarına girerek onlara bilgiler sunmuştur.
Muhyiddin ibni Arabi hazretlerine fususul hikemi öğrettiği gibi,
Şahı Nakşibend Muhammed bahaüddin Efendimize de
Evradı bahariyeyi ders ders öğretmiştir.
Sen Evradı bahariyeyi okumadı isen oku.
Ruhunun Hz. ALLAH’ın aşkıyla yanıp tutuştuğunu göreceksin.
 
Fakat ibni tevmiyyenin kitaplarını okumaya devam edersen
kendi kusurlarını unutup başkalarının kusurlarını teşhir etmekle
ömür sürersin bu da sana hiç bir şey kazandırmaz.
Gene de biz seni çok seviyoruz çünkü inandığın doğru bildiğini
duyurmaya çalışıyorsun Hakkı savunuyorsun.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.344 Münzevi Kardeşimize Cevap

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Münzevi Kardeşimize Cevap


Münzevi Kardeşimize Cevap.

 
Münzevi kardeşim biz kadir Mısıroğlu’nu milli görüşle beraber çalıştığı yıllardan beri tanıyoruz
siz ne zamandan beri tanıyorsunuz bilmiyorum zahiri ilmi dört dörtlük tarih ilmi aynı bilgili
bir kardeşimiz fakat tarikat ilmi yok mürşid terbiyesi altına girmemiş girmiş olsa Ömer Öngütefendi hakkında böyle aşağılayıcı sözler kullanmazdı Ahirete göçmüş bir zat hakkında böyle konuşmazdı.
yanlışını ispatlayın diyorsunuz Fethullah hocayı dinden çıktı sözünden dolayı eleştiren ömer efendiyi o zaman eleştiren Mısıroğlu yıllar sonra Fethullah hocayı eleştirmekle ömer efendiyi haklı çıkarmış
olmuyor mu. bu hadise bile ömer efendinin veli olduğunun ispatıdır.
kim onu tenkit ettiyse en nihayet gazaba uğradı.
Örnek olarak, çok tanınmış olduğu için yazıyorum savaş ay rahmetli programlar yapıyordu o aylarda
biz organ nakli haramdır kitaplarını Türkiye çapında dağıttık zahirde organ nakli helâl görünebilir.
Batinde ise ayeti kerimelere göre sakıncalı görülüyor.
İşte tam bu safhada rahmetli savaş ay rahmetli diyorum kendisi iyi bir insandı şeytana uydu Rahmetli
Efendi hazretlerimizin kılığına girerek organ nakli haramdır diyerek Onunla alay etti Onun sesini taklit
etti ve çok geçmedi savaş ayın sesi yok oldu biz bu olayın yakın şahidiyiz
Çünkü mübarek çok üzülmüştü onu Hz. ALLAH’a havale ediyorum demişti.
Münzevi kardeşim gözünü dört aç yanlış işlere bulaşma bir şeyin aslını araştır o şekilde konuş.
Daha evvel yazdığım mesajı da üşenme bir daha oku gerçekleri az sözle açıklamaya çalıştım.
silip silmemeyi senin vicdanına bırakıyorum nasıl istersen öyle yap

Selâmı Aleyküm

Kalpteniman


 
 

[TOP]

20.345 Mayınlı Tuzaklar

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mayınlı Tuzaklar


Mayınlı Tuzaklar

 
Sayın başbakanımız.
 
Her gün şehit haberleri bizi derinden yaralıyor Kahraman ordumuz Suriye topraklarında bulunan bölücüleri bombalıyor temizliyor diye haber alıyoruz bu güzel fakat kendi vatanımız içinde odaklanan bölücüleri bir türlü temizleyemiyoruz .

Örneğin Cizre’de Asker ve polisimiz gün geçmiyor ki şehit oluyorlar.

Asker veya Polis ne zaman teftişe çıksa mayınlı tuzağa uğruyorlar emniyet ve istihbarat zaafı mı var.?

Bölücüler askerin veya polisin ne zaman teftişe çıkacağını biliyor ve tuzağını kuruyor da, o zamana Kadar bizim istihbaratımız onların tuzak kurduklarını neden bilemiyorlar akıl almıyor bu işleri.

Tuzak kuran bölücüler havadan keşif helikopterleri ile takip edilemez mi insansız hava araçları ile resimleri çekilemez mi.
Bir çaresi olması lâzım

Asker veya polisimizi  teftişe kurbanlık gibi göndermeyelim yollan temizlendikten sonra gönderelim yazık askerimize yazık polisimize .

Selâm ve dua ile.

Kalpteniman



Mayın Tespit Cihazı: Yurtiçi ve Yurtdışı Tüm Tescil İşlemlerini Yaptırdım
 
 
 

[TOP]

20.346 Muhyiddin İbni Arabi ks. Hazretlerinin duyurduklari,

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Muhyiddin İbni Arabi ks. Hazretlerinin duyurduklari,



Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri
,
Kendilerini Hazreti Allaha vakfeden kullardan bahsediyor.
 
Bunların zahiri görünüşü, çardak ve maksurelerde hapis edildiği, burada ibadetle meşgul oldukları, ve yine burada farzlarla, nafile namazlarına devam gibi zahiri işlerle uğraştıkları bilinir. Bunlar adetlerini bozmazlar. Onların herkesin iyi bildikleri şeyleri yapmaya davet edilmeleri lüzumu
 
yoktur. Çünkü bunlar fesat ve kötülük bilmeyen kişilerdir. Bunlar gizliliğe sahiptir. Bunlar son derece emindirler. Gözleri
 
dünyaya ve insanlara kapalıdır.
 
Peygamber (s.a.v)  Efendimiz , bu noktayı işaret ederek dedi ki:
 
"Korkusu seri olan, kıldığı namazdan zevk alıp ALLAH’ın ibadetini iyice başaran, Gizli ve açık işlerde Rabbına itaatli olan, Büyük görünmemek bilinmemek, ibadetlerini göstermemek için gözden saklayan, mahremiyetlere, gizli ve aşikar tecavüz etmiyenler benim nazarımda en çok sevdiklerim bunlardır ve bunlar benim evliyamdır." buyuruyor.
 
Bu büyük ve ulu kişiler nefislerini terk ettikleri için bu yoldan artık hiç bir şekilde ayrılmazlar. Çünkü onlar bilirler ki, Hak Teâla onları hiç bir kimse için halk etmemiş ancak kendisi için halk etmiştir. Bu sebeple nefisleri her zaman ancak ALLAH için çalışır. Şayet Hak Teâla onlara halkın gözünde büyütmek için kendi arzuları ile bu yola girmiş olduklarını göstermek isteseydi Onu yapardı. Kim mani olabilirdi. Fakat bunları gizleyip, kapamakla bu ululuğu örtmüştü. Bunlar umumiyetle
  halkın gözünden saklanmayı ve ALLAH’a yönelmeyi tercih ederlerdi. Bu hal ve tesettür ile kendi nefislerinden dahi  ulaştıkları basamakları saklarlardı. ki, bunu baş kasına nasılgösterebilsinlerdi. Halk onunla konuşursa o da konuşur Çünkü Hak Teâlanın daima kendisini kolladığını bilir. Halktankendisine bir şey duyurulursa kendi de bildiğini onlara duyurur. İnsanlarla ve kalabalıkla ünsiyeti azdır. onlarla düşmez kalkmaz. ancak komşuları ile sık görüşür ki,
  onlar kendisinin ne işle meşgul olduğunu bilmesinler.
 
Küçüklerin gönlünü alır, dulların hayrına koşar, çocukları ile ailesi ile, ALLAH’ın rıza gösterdiği şekilde, onlarla meşgul olur.
 
hatta oynar ve onları oyalar. Onlarla mizah eder, ancak hakikati konuşur. Kendilerinden çıkma bir mevzuu başkalarından duyarsa o mevzuu terk ederek başka bir mevzuu ele alır.
 
bunu yapamazsa bildiği bir mevzuu üzerinde konuşur.
 
Çünkü bunlar kalpleriyle ALLAH’tan başka bir mefhumla
 
uğraşmadıklarından bununla kendilerini korudukları için,
 
bu ilahi basamaklara varmışlardır. Onlar ancak manen
 
Hak Teâla ile otururlar. Konuşmaları ALLAH rızasına uygundur.
 
Onlar her zaman Hak Teâlanın huzurunda ayaktadırlar.
 
Yalnız ALLAH’ın emirlerine bakarlar. Daimi olarak onlar
 
ALLAH rızası istikametinde hicrettedirler.
 
Ağızları nutukları lafzı celaldir. ALLAH’tan alırlar ona verirler.
 
Ve ona tevekkül ederler. ALLAH’ın nezdinde ikamet ederler.
 
Kendi nefislerinin dahi nerede olduğunu bilmezler. Onlar gaybın içinde saklıdırlar. Onlar Hak Teâlanın kuzularıdır.
 
Peygamberlerin bulunduğu sahada yemek yerler. ve bunlar
 
Peygamberlerin alimleridir, tabileridir. Ve onlara candan
 
bağlıdırlar. Onların çarşısının yegane müşterisidirler.
 
İşte bu ulu kişiler Peygamberlerin bulundukları durak ve basamakları bilir ve halleri de böyledir.
 
ALLAH doğruyu söyler ve hidayet yolunu kullarına gösterir.
 
Diyor. Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri.
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi kendisine böyle samimi iman eden  kullarından olmamızı nasip etsin . Amin.
 
Vel hamdü lillahi Rabbil alemin .
 
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed

Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.347 MUHARREM KARABAY VE ÜVEYSİLİK.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
MUHARREM KARABAY VE ÜVEYSİLİK.


Muharrem  Karabay ve üveysilik!

 

Savunduğunuz üves yolu yalnız size mahsus değildir.

Hazreti ALLAH’ı bir bilen Resulünü  Veysel Karani hazretleri gibi sevenleri de Hz. ALLAH, sizin yaşadığınız

hallerle yaşatıp duruyor.

Siz ise bu fevkalade halleri yalnızca siz yaşıyorsunuz zannediyorsunuz.

Bu yetmediği gibi Hazreti ALLAH’ın veli kullarını da aşağılıyorsunuz küstahça konuşuyor

hakaretler yağdırıyorsunuz.

Nefsiniz size galebe çalıyor farkında değilsiniz.

Tarikat ehliyle zamanın muhalifleri yeterince uğraşıyor kötülüyor .

Siz ise geçmiş evliyaların hikmetlerinden bahsediyorsunuz fakat onların varislerini cahil

gösteriyorsunuz bindiğiniz dalı kesiyorsunuz.

Bizden söylemesi vesselâm...

Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.348 Manevi Sıhhat.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Manevi Sıhhat.
MANEVİ SIHHAT.


Cenabı fahri kainat Sallellahü Aleyhi ve sellem Efendimiz:
"Sefer ediniz sıhhat bulunuz." buyuruyor.
 
Bu sıhhat iki türlü olabilir.
Nasıl ki vücudun sıhhate ihtiyacı varsa, Havaların değişmesi ile vücutta bir tebeddül husule geliyorsa, Ruhun da sıhhati ALLAH için hareket etmektir. Binaenaleyh çeşitli insanlar ile yalnız ALLAH için görüşülürse Hz. ALLAH manevi sıhhat bahşeder.
 
Bu manevi sıhhat ve gıdalar gizlidir. gözle görülmez Riya girmezse, bunların ücreti ahirette çok büyüktür. Hz. ALLAH (c.c) kazananlardan eylesin İnşaALLAH. Amin. Velhamdü lillahi Rabbil alemin.
 
Hatemi veli Hz.




 
 

[TOP]

20.349 Mübarek Kurban bayramı hakkında Sohbeti....

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Mübarek Kurban bayramı hakkında Sohbeti....
 


Kurban Bayramı Sohbeti

Muhterem Kardeşlerimiz Hoş Geldiniz

Hz. ALLAH (c.c) hoş gelenlerden ahirete hoş göçenlerden eylesin yarın keseceğimiz kurbanlarımızıda kabul ve makbul eylesin.
Kardeşler, Hz. ALLAH'a sonsuz şükürler olsun ki, bizleri bu yıl da kurban bayramına da kavuşturdu.bu vesileyle mübarek kurban bayramımızı tebrik eder gelecek bayramlarada Hz.Allah sağlık,sıhhat ve afiyetle cümlemizi sevdiklerimizle beraber kavuşmamızı nasip etsin.

Muhterem kardeşlerimiz Hz. ALLAH (c.c) ayeti kevser süresinde;
Fesalli li Rabbike ven har,  Rabbin için namaz kıl kurban kes" buyuruyor.Bizlerde Hz.ALLAH'ın emrini yerinegetirmek için kurban kesiyoruz.Bu emri şerifi yerine getirirken çok dikkatli olmalıyız.

Peygamber (s.a.v) Efendimiz hadisi şeriflerinde:

"Sizler yer yüzündeki canlılara şefkatli davranırsanız gökyüzündeki meleklerde hesap gününde size şefkatli davranmasi için Hz.Allaha niyazda bulunurlar.

Siz de gökyüzünde meleklerin size dua etmelerini, şefkatli davranmalarını arzu ederseniz yeryüzündekİ canlılara şevkatli davranınız." buyurmuştur.

Bu sebepledir ki kurbanlık hayvanın ayağını bağlayıp yere yatırdıkdan sonra bıçağını bilemeye başlayan adamı gören Allah resulü Efendimiz buyurmuştur ki:

"Ey Allahın kulu bu hayvanı sen iki defa mı öldürmek istiyorsun.Nedir bu merhametsizlik? " Devamında buyurmuştur ki: "hayvan kesecek kimse bıçağını önceden bilesin,unutmasın ki en uygun kesim hayvana en az acı veren kesimdir.

Siz yeryüzündeki canlılara merhametli olun ki gökyüzündeki meleklerde size merhametli davranmasıiçin Hz. ALLAH'a niyazda bulunsunlar." Bu hadisi şerifde tarif edilen hususa riayet edilmelidir.

Bu acıma şefkat gösterme olayı o kadar mühimdir ki kurbanın kesim anında kısa olarak Bismillah Allahu Ekber demekle yetinilir.Besmelinin devamında Allahu Tealının rahman ve rahim sıfatları vardır.Kurban kesimi sırasındaki durum ise bu iki sıfata zıt gibi göründüğünden o sıfatları zikretmedenBismillah Allahu Ekber diyerek kesimi bitirir.Merhamet ve şefkate zıt gibi görünen o anı uzatmamaya dikkat eder.Şayet aceleden veya heyecandan dolayı unuttuysa kestikden sonra Bismillah Allahu Ekber deyip hatasını telafe eder.

Fakat kurbanı kesen münafık biriyse inkardan dolayı kasten besmele çekmediyse bu et kurban olmaz eti de yenmez.Kurban dinin bir emri olarak kesildiğinden eti ve derisi dine karşı olan yerlere verilmez.Yani din kendi aleyhine kulanılır duruma getirilmez.hep dine saygılı yerler tercih edilir.

Ancak komşu hakkı unutulmaz komşu dini hayat yaşamasada hatta başka dinden olsada komşuya et ikramında bulunulur.Gönlü kazanılmaya gayret edilir.Kurbanı iyi kesen kim ise kesime layık olan da odur.Bu itibarla sahibi kesemiyorsa ehil olan birine kesdirmek gerekir.

Maksat hayvana eziyet etmemektir.

Ortak olunan kurbanın etini taksim ederken zorluk yoksa eti götürü usulü değilde tartı ile taksim etmek uygun olur.

Ortaklardan hiç birinin kalbine kendi hakkı olanı tam alamadığı ama öteki fazlasıyla aldı gibi bir vesvese gelmemelidir.
Bununla beraber hissesine düşen et miktarı ve kalitesi üzerinden fazlaca titizde olunmamalı Rabbimiz kabul buyursun diyerek gönülden helallaşmalıdır.
Hazreti Allah c.c. keseceğimiz kurbanlarımızı kabul buyursun .
Bu gün arefe kurban bayramına mahsus olan tekbirler bu sabah namazından bayramın dördüncü günü
ikindi namazına kadar devam edecektir her farz namazımızın sonunda.ALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER LAİLAHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER VELİLLAHİL HAMD
diyeceğiz. Yüceler yücesi  Allah'ımız kabul buyursun inşaAllah Amin.


Kalpteniman
.

[TOP]

20.350 Muhammed aleyhisselamsız kuran müslümanı olunmaz şaşkın mehmed okuyan aklını başına al hazreti muhammed aleyhisselamı inkar etme kuran muhammed aleyhisselamın gönlünden aktı şaşkın adam kendine gel. !!!( ).

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Muhammed aleyhisselamsız kuran müslümanı olunmaz şaşkın mehmed okuyan aklını başına al hazreti muhammed aleyhisselamı inkar etme kuran muhammed aleyhisselamın gönlünden aktı şaşkın adam kendine gel. !!!( ).
   
Muhammed aleyhisselamsız kuran müslümanı olunmaz şaşkın mehmed okuyan aklını başına al hazreti muhammed aleyhisselamı inkar etme kuran muhammed aleyhisselamın gönlünden aktı şaşkın adam kendine gel. !!!( )
Muhammed aleyhisselamsız kuran müslümanı olunmaz şaşkın mehmed okuyan aklını başına al hazreti muhammed aleyhisselamı inkar etme kuran muhammed aleyhisselamın gönlünden aktı şaşkın adam kendine gel. !!!( Yusuf ).

[TOP]

20.351 Nefse Göre Çalışmak İptiladır

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nefse Göre Çalışmak İptiladır

Nefse Göre Çalışmak İbtilâdır

 
Yüksekokul okuyan bir öğrenciyi düşünün nefsini sıkıştırmasa onu dinleyip internete takılsa derslerini ihmal eder sınıfta kalır veya kendisine verilen işlere gitmezse maddi sıkıntıya uğrar. Çünkü ibtilâ demek nefsin istemediği demektir. Nefs çalışmak istemez ona göre çalışmak ibtilâdır. Nefs ibadet yapmak istemez ona göre ibadet külfettir sıkıntıdır.
 
Nefs hayvandır durmadan yemek içmek ve cinsi münasebetle vakit geçirmek ister. Çalışıp yorulmak ona göre ibtilâdır.
Hz. ALLAH(c.c) cümlemizi nefsin eline bırakmasın.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.352 Niyeti Bozuk Olanın Kimseye Faydası Olmaz.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Niyeti Bozuk Olanın Kimseye Faydası Olmaz.

Niyeti Bozuk Olanın Kimseye Faydası Olmaz
.
 
Niyeti bozuk olanın her işi bozuktur o kişinin ne kendine ne etrafına faydası olmaz.
Niyeti bozuk olan bencildir egoisttir herkesin eksiğini arar kusurunu teşhir eder ve bu işten
galip ayrılırsa çok mutlu olur çünkü kendi üstün gelmiştir nefsi rahata kavuşmuştur.
Fakat ne hakkın ne de halkın sevgisine kavuşamaz inadının rahatıyla baş başa kalır.
Niyeti halis olan ise hem kendisini nurlandırır hem etrafa nur saçar çünkü onun gayesi
ALLAH’ın rızasıdır her hareketinin içinde Hz. ALLAH’ın rızası yatar.
Bu sebeple hem hakkın hem de halkın sevgisine mazhar olur.
Yaptığı irşadı gönülleri incitmeden yapar benim dediğim kesinlikle en doğrudur demez.
Her işe başladığında Hazreti ALLAH'a dayanır O'na güvenir Hazreti ALLAH'da onu destekler.
Bu gerçekleri yaşayarak görüyoruz .
Numune olarak sayın devlet başkanımızı görelim iyi niyeti ile hakka ve halka hizmet için 
çalışıyor Hazreti ALLAH'ın desteğiyle önüne çıkan bütün engelleri aşarak yürüyor..

Niyeti bozuk olan malum kişi ise yalan ve iftiralarla nefsiyle şeytanla çalışıyor hem dünyasını
hem ahiretini kaybediyor yerinde sayarak ömür sürüyor
Niyeti halis kişi ise, acaba ne yapsam en iyi amel hangisidir der hep iyi amel peşinde koşar.
Yaptığı çalışmalarında daima hakkı ve halkı düşünür hakkın rızasını halkın da refahını düşünür hiç birisini kendi nefsine maletmez Hazreti
ALLAH da onun destekleyicisi olur.
 
Hasani Basri hazretleri niyet üzerine çok dururdu soruldu ki:
Bu niyet nedir ki hep niyetinizi düzeltin kalbinizi ıslah edin diyorsunuz?
Şöyle cevap verdi:
"Ebedi ve sonsuz cenneti şu birkaç günlük amelinizle mi kazanacağınızı sanıyorsunuz?
Belki o sonsuz cenneti amelinize eklediğiniz iyi niyet ve ihlasınızla kazanabilirsiniz.
Niyetinizi düzeltmedikten sonra amelinizi makbul kılamazsınız.
Siz niyetinize nefsani maksatları katmayın yalnız Hz. ALLAH’ın rızasını gaye edinin."

buyurmuş.
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi halis niyetle kendisinin beğeneceği ameller yapmayı cümlemize
nasip etsin inşaALLAH.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.353 Nefsini Öldürüp Diriltenler.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nefsini Öldürüp Diriltenler.

Nefsini Öldürüp Diriltenler?

 
Hazreti ALLAH’a sonsuz şükürler olsun bize umre ibadetini yapmayı nasip etti.
Sağlıkla gittik sağlıkla döndük elhamdülillah.
Şu var ki inşaALLAH vazifemizi layıkı vechile yapmışızdır.
Çünkü turistik seyahat gibi yaşayanları gördük
Şartlar belli orada nefsani işlerden uzak durma şartı var.
İnsanlara eziyet etmemek var.
Fakat gerek mekkei mükerremede gerek Ravzaımutahharada insanların
acımasızca birbirlerini çiğnediklerini gördük.
bu nasıl ibadet o mübarek yerlerde böyle zulüm yapılır mı ?.
Gidenler bilirler adam Hacer il Esvet’i öptüğünü övünerek anlatıyor.
Ona diyoruz ki öperken insanları çiğnediysen sevap işleyeyim derken günaha girmişsindir.
Yeşil halılıların üzerinde namaz kılmak çok faziletlidir kılmak istedim fakat canımı zor kurtardım.
Ezilmekten hazreti ALLAH kurtardı.
Ertesi gece manada azgın hacı kardeşlerimizi seyrediyorum nefslerini öldürüyorlar çukura atıyorlar.
Sonra çukura attıkları nefslerini dirilterek kucaklıyorlar.
Yani doldur boşalt yapıyorlar.

Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi şeytanın ve ona uyan nefsin şerrinden muhafaza etsin inşaALLAH.

Kalpteniman
 
 

[TOP]

20.354 Nefsi Ölü Dervişler

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nefsi Ölü Dervişler




Nefsi Ölü Dervişler

 
Hz. ALLAH(c.c) Ayeti kerimesinde: “ Sen bir kere azmet biz yolları açarız.” buyuruyor.
 
Bir kişi nefsini düşman edinmedikçe onu emri altına almadıkça Hz. ALLAH’a ulaşamaz. Çünkü önünde Hz. ALLAH’ı inkâr eden kâfir var ve her an onu günaha sokmakta Hz. ALLAH'tan uzaklaştırmaktadır. Nefs öyle sinsi bir düşmandır ki kişinin yaptığı ibadetlere riya karıştırır, kendini üstün gösterir. Yapılan ibadetleri boşa çıkartır yapanı şirke düşürür.
 
İbadet yapan da ALLAH’a ibadet yaptığın zanneder nefsine ibadet yaptığının farkına varmaz. Bu tehlikeye düşmek istemeyen her yaptığı hayırlı işleri akıl süzgecinden geçirecek. Ben ALLAH için mi yapıyorum yoksa nefsim için mi? Nefs için ALLAH (c.c) için mi nasıl anlaşılır? Eğer insanlara güzel görünmek için yapıyorsa nefsani oluyor şirke düşüyor. Eğer Hz. ALLAH’ın rızası için ise Ruhani yapmış oluyor.
 
Bir kişi kendisinin nefsin idaresi altında olduğunu nasıl anlar? İbadetleri zorlukla yaptığı müddetçe, öfke ve kibir hali yaşadığı müddetçe nefsin idaresi altındadır.
 
Ey dervişlik yolunu hakir görüp aşağılayanlar, kibirli alim görünen cahiller. Güm güm atıp ahkâm kesiyorsunuz. Aracılık yapan mürşidi kâmilleri put onlara uyanları müşriklikle suçluyorsunuz. Hz. ALLAH’a ulaşmak o Yüceler Yücesi olan kâinatın sultanını kalbinde hissetmek için kalp odasını temizlemekle mücadele eden, nefsini düşman bilen her yaptığı ameli ruhu ile yapan, Hz. ALLAH’ın her emrine boynu bükük olan bu ruhları diri kişilerle uğraşmayın. Bir an evvel nefsinizi aklınız ile inceleyin onun emrinde mi hareket ediyorsunuz yoksa Hz. ALLAH’ın emrinde mi hareket ediyorsunuz?
 
Eğer nefsinizin idaresi altında olduğunuzu hissederseniz derhal tevbe istiğfara başlayıp Hz. ALLAH’a sığınınız. Azim ve gayret göstererek nefsinize düşman olunuz. Onun her isteğine muhalefet ediniz.
          
Nefsi ölü olalım Ruhu diri olalım ancak o zaman Hz. ALLAH bize şah damarından daha yakındır.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.355 Nefsine Bağlı, Allahtan uzak,

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nefsine Bağlı, Allahtan uzak,


Nefsine Bağlı, Dünyaya Bağlı

 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede:
"O kimseler ki, onlar gaybe inanırlar ve beş vakit namazı
gereği üzere kılarlar.Onlara verdiğimiz rızıktan harcarlar yedirirler."(Bakara -2)

Diliyle ve kalbiyle iman ederek ibadet yapanlara ne  mutlu.
Çok kişiler ben inanıyorum der fakat biraz deştiğin zaman sözde iman ettiği özde iman etmediği meydana çıkar.
Bu kişiler hem etrafını hem kendini kandırır.Bunların peşinden gidenler de inandıklarını zannederler.
Ve dünyada yaşayanların  çoğu böyle yaşıyor.Çünkü görünmeyene inanmak kalpten iman etmek herkesin
başarabileceği bir şey değildir.
Ne mutlu kalpten iman edene.
Ne yazık ki imanı dilde  kalana.
 
Akıllı insan ne yapıp yapmalı kalpten iman etmenin yolunu bulmalıdır.
Çok iman ettiğini söyleyen ahkam kesen imamlar gelmiş geçmiş
ciltler dolusu eserler yazmışlar fakat ölen kişinin ki,
bu peygamber dahi olsa onun hiç bir hükmü kalmadığını ruhu bedenden
ayrıldıktan sonra hükümsüz olduğunu söylüyorlar.
Kafirler de böyle inanıyorlar onlara sözümüz yok.
Fakat müslüman görünen insanın böyle söylemesi böyle inanması kafaları karıştırıyor.
 
O zaman şöyle diyebiliriz bunlar gayba tam iman etmemişlerdir
Adam kalkıp şehitler peygamberler evliyalar öldükten sonra
artık hiç bir şeye faydaları olamaz diyorsa bu kişi görünmeyenin
gücünü inkar ediyor demektir.
Kökü Hz. ALLAH’a dayandığı için haberi olmadan dinden çıkar.
 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"Sakın ALLAH’u Teâlanın yolunda mücadele edenleri ölüler saymayınız.
Doğrusu onlar Rableri katında diridirler."( Ali-İmran 169)

 
Buyurduğu için inkar eden dinden çıkar.
Neden,? Haşa Hz. ALLAH’ı yalancı çıkardığı için.
Bunlar nefslerinin esiri insanlardır gördüklerine inanırlar.
İnanan suretinde görünen münafık Müslümanlardır.
İnsan fıtratı itibari ile nefsi var gözle gördüğüne inanır kulakla
duyduğuna inanır  gözünün görmediğine kesinlikle inanmaz.
 
İman ise gayba görünmeyene inanmaktır.
Hz. ALLAH (c.c) gayba inananları iman etmiş sayıyor inkar edeni
imansız kabul ediyor.
 
Nasıl olsa da nefs iman etse, kalpten iman husule gelse.
Bu gerçeğin husule gelmesi için nefsin teslim bayrağını çekmesi lazımdır.
Nefsin teslim bayrağını çekmesi ise onu ibadetle ve zikrullah ile baskı altına
almakla aç bırakmakla mümkündür başka çaresi yoktur.
 
Bir alim ki nefsine bağlı ise o ne anlatırsa anlatsın dilden anlatır.
Ancak nefs tezkiyesi yapan evliyaların anlattıkları doğrudur.
 
Çünkü onlar Peygamber Efendimizin nefsini müslüman ettiği
gibi nefslerini müslüman yapmışlardır.
Geçmiş evliyaullahın hayatlarını incelediğimizde, nefslerinin iman etmesi
için az yemişler az uyumuşlar ve yalnızlığa çekilmişler.
Çünkü Hz. ALLAH (c.c) hadisi kudside: "Açlığa devam et beni bulursun
İnsanlardan uzaklaş bana kavuşursun."
buyuruyor.
 
Yani nefsine bağlı insan dünyaya bağlı.Nefsini esir alan ALLAH’a bağlı.
Başka yol vermemiş Hz. ALLAH.
 
İmanın şartı görünmeyene inanmaktır nefs ise hep dünyayı görüyor
nasıl görünmeyene inansın.
Nefsin hükmü altında kalan akıl da görünmeyene inanmaz.
İmanın özü ise gayba inanmaktır.
Kim ki görünmeyene inanmıyorsa o iman etmemiştir.
İşte o tip insanlar dil ile inandık derler kendi kendilerini kandırırlar.
Hz. ALLAH (c.c) cümle ümmeti muhammede kalpten iman etmeyi
nasip etsin inşaALLAH.  Amin... 
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.356 Nakşibent Efendimizin nasihatleri

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nakşibent Efendimizin nasihatleri

 

Şahı Nakşibend Efendimizin Ve Diğer Evliya Efendilerimizin Nasihatları.

 
Şahı Nakşibendi efendimiz buyuruyor ki:
"Peygamberlerin en faziletlisi , Hz. Muhammed Aleyhisselamdır.
Velilerin faziletlisi , Hz. Ebubekir radyALLAH’ü anhümdür.
Öğrettiği gizli ilimlerin en üstünü en değerlisi olan huzur ve irfan ilmini cahil halktan gizlemiş hatta halifelerden bile saklamıştır. Herkesten sakladığı bu ilmin üç esası ve şartı var. Birincisi , az yemek. ikincisi , az uyumak. Üçüncüsü,
Az konuşmak. Faydaları ise. Az yemek , az uyumaya.
Az uyumak, az konuşmaya . az konuşmak ise , Hz. ALLAH’I her an kalpten zikretmeye ve ona tam bir iman ile yönelmeye yardımcı ve kuvvet vericidir.
Ey insan, eğer Hz. ALLAH’I arzu eder ona bağlı kalmak arzu edersen, nefsinin arzularını terk et ve Hz. ALLAH’ın arzularına uy…"
(Marifetname sahife 23. bölüm 22..)
şekik belhi Hz. buyurdu ki:
"Ey cemaat ölü iseniz kabre deli iseniz tımarhaneye çocuk iseniz mektebe diri ve akıllı iseniz muhakkak kendisine gideceğiniz rabbinize kulluk edin…" (tezkeretül evliya….)
Yahya bin muaz Hz. buyuruyor ki:
"Hz. ALLAH’I dost tutan nefsine düşman olur. cahil o kişidir ki, Hz. ALLAH’ın yasak ettiği işler ile hayat sürer ve cennet bekler. Şaşarım o kişiye ki, hasta olunca sıhhatte kavuşmak için perhiz yapar da , cehennemde yanmamak için günahlara karşı perhiz yapmaz."
 
Hz. sırrı sakati kudduse buyuruyor:
"Bir gün Bağdat’ta yangın çıktı bütün dükkanlar yandı benim dükkanım yanmadığını duyunca nefsim o kadar sevindi ki ,Onun bu sevincinden ruhum rahatsız oldu.
Ruhumun rahat etmesi için dükkanı satıp fakirlere dağıttım."

 
Ehlullah demişlerdir ki:
"Bütün ruhlar yüksek alemden bu alemde kendilerine hazır
Edilen bedenlere girmişlerdir. İnsanlar üç sınıftır.
1. Bu aleme ne için geldiğini bilmez, Üç puta tapar , yemek ,
uyumak, ve cinsi münasebet. Bu sınıf aslına yüksek aleme dönemez aldanmıştır ömrünü hayvan gibi bitirmiştir.
2. Bu sınıfta olanlar ise geçici aleme iniş gayesinin ALLAH’ı bilmek olduğunu bilir fakat dört puta tapar.
A, nefsine, b, malına, c, çocuklarına, d, makam ve mevkiye.
Bu sınıf aslına dönecektir fakat aldanmıştır çünkü dört puta çok bağlıdır. Bu sebepten olgunluk ve kemal kazanamaz
Makamından üstün bir makama çıkamaz .
3. bu sınıfta olanlar , dünyaya geliş nedenini bilir dört putu kırarak , kemal kazanır ve asıl makamından daha yükseklere çıkar.
İnsanın iki alemi vardır.
a. beden ve hayvani ruh itibarı ile aşağılık sufli alem , bu alemdeki insanlar, çok yemek çok içmekle yalnız nefislerini doyurmakla ömürlerini bitiriyorlar.
b. Akıl ve insanı ruh itibarı ile, yüksek alem , melekût.
Bu sınıftaki insanlar ahirete inanırlar ömürlerini ibadet ile geçirerek ruhlarını kuvvetlendirirler Hz. ALLAH’ın gönlünü kazanarak ömürlerini bitirirler.
Hz. ALLAH (c.c) melekleri sırf akıl nurundan.
İnsanları , akıl ve şehvetten .
Hayvanları ise sırf şehvetten yaratmıştır.
Nefsine hakim olup şehvetini yenen insan aklını nurlandırmış ve yedi putu kırmış ALLAH’a tapıyor ise meleklerden üstün
Olmuş oluyor . çünkü meleklerin makamı bellidir ebedi olarak o makamda kalıyorlar . ruhunu kuvvetlendiren kamil insan ise daha yüksek makamlara çıkar .
Nefsine hakim olamıyan insanın şehveti aklı yenerse yedi puta tapıcı olur kalbi katılaşır görünüşte insan içten ise hayvandan daha aşağı olur. "
(Marifetname sahife 87)
 
Muhammed Bahaddin Nakşibend efendimiz buyuruyor:
"İtikadın düzeltilmesi ve dini emirlerin yerine getirilmesinden yasak edilen ve mekruh olan şeylerden sakınıldıktan sonra bu yola girenlerin kazancı cenabı hakkın huzurunda daima bulunmak her an onu bilip onunla olmak ondan bir an bile gaflette bulunmamaktır.
Bu devlete kavuşmanın üç yolu vardır birinci yol kalbin zikir yapmasıdır ki, zikir eden kalp huzuru içinde ,
LA İLAHE İLLALLAH yüce kelimesini tekrar eder .
LA İLAHE ye kadar söylerken kendisi de dahil göz ile gördüğü yaratılmış varlıkların yok olmaya mahkum olduklarını hükümsüz olduklarını düşünecek.
İLLALLAH sözünü söylerken ise cenabı ALLAH’IN ezeli ve ebedi olduğunu kalbi ile tasdik edecek .
Vakitlerini adı geçen zikir ile geçirip çalıştığı her işte onu anmaktan bir an olsun geri kalmaz hatta oturup kalkarken dinler ve konuşurken , yemek yer ve uyurken bile o yüce ismi söylemeye devam etmeli eğer işleri ile uğraşırken bir gevşeme gelirse o zaman gaflete düşmemek için içinden zikre devam etmek icap eder . eğer seher vaktinde de devam ederse tesiri o günün akşamına kadar devam eder,
Eğer uyumadan o yüce kelimeyi kuvvetle ve çokça tekrar ederse gecenin bitimine kadar devam eder hatta uyurken bile kalbi zikretmeye devam eder."
(Marifet name sahife 25)
 
Muhyiddin ibni Arabi Hz.'lerinin fütuhatı mekkiye adlı eserinde besmele hakkında ilginç beyanları var:
"Bu besmelenin başlangıcı , yaratılma anında kul için, KÜN,
Yani ol demek kuvvetindedir. Çünkü Hak Teâla KÜN sözü ile istediğini yaratır. Hallacı Mansur bir sözünde kulun, Bismillah demesi Hak Teâlanın KÜN , demesine benzer demiştir.
Hz. ALLAH’ın bazı kulları vardır ki, Bismillah demeden KÜN ,kullanırlar ki, bunlar da ümmetin büyükleridir."
(Fütuhatı mekkiye sahife 324.)
Aynı eserin 336'ıncı sahifesinde anahtar açma duası var.
"Bismillahirrahmanirrahim inna rabbeke hüvel fettahül alim."
SadakALLAH’ül azim.
 
Ehlullah demişlerdir ki:
"Zikir bitince kalp huzuru içinde susmalı zikrin heyecanı ve zevk hali zikir yapanın dünyaya bağlılığı çoksa LÂÎLAHE
İLLALLAH sözünü söyledikçe kalpten LA MABUDA İLLALLAH demeli ki, nefsi zayıflasın şehveti sönsün manevi zevki artsın .
LA İLAHE İLLALLAH sözünü diliyle söyledikçe ,
LA MEVCUDA İLLALLAH sözünü kalbi ile tekrarlamalı ve özellikle İLLALLAH sözünü kalbe yerleştirecek şekilde olsun kalp gözü açılsın ona nice sırlar görünsün ve kalp marifetullah ile dolsun. LA İLAHE İLLALLAH sözü öyle bir mübarek ağaçtır ki, meyvesi ALLAH’I bilmektir ."
(Marifetname sahife 118)
 

Şeyh, Ömer Öngüt Efendi buyuruyor ki:
"Hz. ALLAH (c.c) denizleri kaldırmış havada tutuyor o bulutları rüzgar vasıtası ile her tarafa yayıyor dağıtıyor her yağmur tanesi emirle iniyor o tanelerinin içinde neler halk ettiğini yalnız o biliyor ey gök suyunun çocukları o yağmurun içinde insan iniyor yere düşüyor yerde bitki oluyor o bitkide onun ruhu mevcut her zerrede her bitkide bir ruh var insan da o şekilde yaratılıyor yani damla suyun toprakla karışması ile orada dilediği nebatat sureti ile o insanı yaşatıyor yaratıyor nasibi olan insanın nefsi bu bitkiyi yiyince erkekse vücudunda meni oluyor, dişi ise ana rahminde yumurta oluyor
takdir edilen zaman gelince erkek ile dişi birleşince cenin meydana geliyor zamanı gelince ruh üfürülüyor ve bebek oluyor hepsi de Hz. ALLAH (c.c) nün kün emri şerifleri ile oluyor
, "VE TEBAREKELLAHÜ AHSENÜL HALIKİN."
 
Ehlullah demişlerdir ki:
"Ey insan senin ruhun eğer veliler zümresinden ise saadet senindir Ve her dilediğine erersin .
Eğer severek onlara hizmet ediyorsan sana müjde olsun sende onlardansın çünkü herkes sevdikleri ile birleşir .
Fakat dünya lezzetlerine dalmış öfke ve şehvetin esiri olmuş insanlar hayvanlar gibi yer içer ve cinsi münasebet ile vakit geçirirler nefislerini bilmeye başlangıç ve sonlarını öğrenmeye çalışmamışlar onlara verilen ömür sermayesinin değerini bilememişlerdir."
( Marifetname sahife 41.)
 
Ahmet kuseyri hazretlerinin hatırası.
Ahmet kuseyri Hz. gönlü Hz. ALLAH’A bağlı tevekkül sahibi veli kullardan mübarek bir zat idi . ihtiyacını kimselere
Söylemez hiç bir halinden şikayetçi olmazdı . bir gün nur yüzlü bir zat Ahmet kuseyri hazretlerinin evinin kapısını vurur hanımı kimsin ne istiyorsun diye sorar oda Ahmet kuseyriyi görmek istediğini söyler evde olmadığı bildirilince size bir emanetim var diyerek bir dağarcık , bir torba, bir küçük çıkın, bırakıp gider giderken de sonra uğrarım der .
Ahmet kuseyri Hz. geç vakit eve gelir hanımı da eve gelen ziyaretçiden bahsetmeyi unutur . gece yarısı mutfaktan sesler gelmeye başlayınca telaşla mutfağa koşarlar bakarlar ki küçük torbanın içindeki kaptan kazanları dolduracak kadar bal akıyor dağarcığın içindeki bir avuç un çuvalları dolduracak kadar taşıyor küçük çıkından ise altınlar taşıp yerlere yayılıyor Ahmet kuseyri Hz. hanımına bu nedir bu haller diye sorunca, hanımı şaşkın ve hayretler içersinde unuttum sana söylemeyi bu gün bir zat geldi sonra uğrarım dedi ve bunları bıraktı bereketlenip taşan bu şeyler ona aittir deyince ,
Ahmet kuseyri Hz. bir an düşünüp bu gelen Hızır (a.s) mı yoksa diye deyince kaplardaki artmalar ve taşmalar da aynı anda duruverdi onlar bu bereket karşısında Hızır (a.s) mı gönderen Hz. ALLAH’A şükrettiler.
Hazreti ALLAH (c.c)'nün kudretli selamı başta peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimizin ruhi Tayyibelerine ve onun mübarek nurlu yolunda gidenlerin üzerine olsun ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED ……..

EY İNSAN
Nedir sendeki bu gaflet, nefsini seni yaratanın hazırladığı gıdalar ile besliyorsun sana o nimetleri ikram edene ibadet yapmaya üşeniyorsun , vücudun kilo alınca zayıflamak için aç durabiliyorsun , ALLAH için oruç tutmaya gelince çeşitli bahaneler arıyorsun bilsen ki, tutacağın oruç ile hem vücut kilondan hem de günah kilondan kurtulacaksın kazancın iki kat oluyor . bir düşün ki, yediğin şüpheli gıdalar ile konuştuğun hatalı sözlerle harama baktığın gözlerle günah kiloların ne kadar artmıştır ondan haberin var mı ahirete gitmezden evvel de o kilolarından kurtulmak için rejim yap, helal rızık için çalışarak namaz kılarak oruç tutarak günah kilolarından kurtulmaya çalış ki gideceğin yerde rahat edersin .vücudunun kilosunu eritemesen de o kadar önemli değil çünkü öldüğün zaman mezardaki böceklere yem olacak fakat kirlettiğin ruhunu saran günah kilonu atamaz isen o yük ile rabbinin huzuruna gideceksin ve mahcup olacak utanacaksın ve zayıflama şansın da kalmayacak şimdi ise bu şansın elinde vücudunu saran yağlardan kurtulmaktan fazla ruhunu saran günah kilolarından kurtulmaya çalış senin için en karlı iş budur ona dönmezden evvel hazırlığını yapmış olursun. Ayeti kerimesinde buyuruyor ki:
"RESULÜM KULLARIM SANA BENİ SORUNCA HABER VER Kİ , BEN ONLARA YAKINIM."( Bakara 186)
 
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ MUHAMMED .
Velhamdü lillâhi rabbil alemin.

Kalpteniman


 
 

[TOP]

20.357 Nefsine Uyup Tasavvuf Ehlini Saptıranlar.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nefsine Uyup Tasavvuf Ehlini Saptıranlar.

Nefsine Uyup Tasavvuf Ehlini Saptıranlar

 
Sapık imamlar yüzünden hak ve hakikati bulmuş gece gündüz Hz. ALLAH’ı tesbih eden insanların kalplerine şirk korkusunu sokan evliya düşmanları.
 
Hz. ALLAH’ın birliğini gece gündüz tesbih ederek şeriatın her emrini seve seve kabullenen Peygamber (s.a.v). Efendimizin yaptığı nafile ibadetlerini yapan bu insanlara düşman olan şeytan bazı insanların içine girerek zikir ehlini rahatsız ederek bu rahmet ve huzur yolundan alıkoymak istiyor. Bu oyunlara gelmeyin Hz. ALLAH’ın veli kullarının yolundan ayrılmayın.
 
Tasavvuf düşmanına şunu soruyoruz: Müşriklikle suçladığın zikir ehlinin Hz. ALLAH’a yaptığı ibadetleri yapabiliyor musun?
Yoksa nefsine uyup yalnız farzlar ile mi yetiniyorsun. Sana kendi nefsini muhakemeye davet ediyorum. Hz. ALLAH’ı çok seven Ona kulluğunda cimri olmaz. Ona yalnız farzlar ile yetinmez. Şeytan sizden razı fakat zikir ehlinden razı olamaz. Çünkü Kamil mürşide teslim olanın şeytanla irtibatı kesilir. Şeytan onun kalbine girmek için adeta o kişiye yalvarır. Bu hali yaşayan var fakat sen nerden bileceksin ey evliya düşmanı?
 
Hep yazıyoruz senin kuş beynin bir türlü almıyor. Hadiseyi yaşayan bilir. Yaşamayan yaşayanı kıskanır ona düşman bile olur.
Sen şeytanın düşman olduğu ALLAH dostlarına şeytanla birlik olmuş şeytana hizmet ediyorsun. Mürşidimizin bize duyurduğu Hz. ALLAH’ın emirlerden biri de:
"Rabbinin adını zikret ve her şeyi bırakıp yalnız O'na yönel. "(Müzemmil


Bir olan ALLAH’a canı gönülden kulluk yapan bu güzel insanlara Müşrik diyenler bir gün gelecek bunun hesabını vereceklerdir.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.358 Nefs Nedir

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nefs Nedir

Nefs Nedir?


Nefsin tam ifade anlamı ile izahı , yabani hayvan demektir. En sevdiği şeyler ise, yeme içme ve cinsi münasebet ne din ne kitap, ne helal ne haram tanır fırsat bulsun en adi işleri yapar işte her insanın içinde bu hayvan var onunla gezip dolaşıyor.
 
Nasıl ki hayvanın ipi bağlı olmadığı zaman sahibini dinlemeyip başkasına ait ekili yerlere zarar verir , nefs hayvanı da, serbest bırakılırsa insanların namusuna parasına saldırır yasak olan her şeye sahip olmak ister .
 
Her hayvanın sürücüsü olduğu gibi nefsin sürücüsü de ruh olması gerekiyor bu görevi yapması gereken ruh sürücüsü , eğer zayıf ve kuvvetsiz ise azgın nefsi kontrolün alamaz ve şaşkın şekilde onun peşinde koşar durur.
Onun ALLAH ile rabıta kurup kuvvetlenmesi gerekiyor.
İbadet ve zikirler ile kuvvetlendirilmiş ruh ise nefsin günah işlemesine müsaade etmez onu günaha çekecek yerlere yaklaştırmaz kendisi ibadet ve zikri sevdiği için kendisi ile beraber nefsi de ibadetlere çeker .
 
Onun için insanın en önemli görevi ruhunu ibadet ve zikirler ile kuvvetlendirmesidir bunu başardığı takdirde manevi kuvvet sahibi olur ve günahlardan uzak durur.
 
Nefs hayvanının ipini kaçıran insan da onu dizginlemesi için ruhunu kuvvetlendirmesi lazım bunun çaresi ise , ruhu Hz. ALLAH tarafından kuvvetlenmiş mürşidi kamile müracaat etmesi ile mümkün olur .
 
Mürşidi ona tevbe etmesini ve yüce ALLAH’ı zikretmesini tavsiye eder kendisi de müridin ruhunu yükseltmesi için her şeyin kumandası elinde olan yüceler yücesi olan ALLAH’a sığınır.
 
Müride ise,  helal lokma yemesini şüpheli hiçbir lokma ağzına koymamasını gözlerini haram görüntülerden, dilini yalandan sakınmasını emir buyurur.
Bu onun hasta olan ruhu için perhiz reçetesidir.
 
Bu perhize uymadığı takdirde hasta olan ruhunun iyi olması mümkün değildir .
Nasıl ki vücudumuz hasta olduğu zaman doktora gittiğimizde bize ilaçlarımızı verirken onları nasıl kullanacağımızı tavsiye ederken midemize zarar verecek gıdaları almamamız için perhiz veriyor.
Perhizi bozar isek ilaçları sırası ile almazsak iyileşemeyeceğimizi hatırlattığı gibi, manevi hastalık olan azgın nefsin şerrinden de manevi doktor olan mürşidin tavsiyesine uymak ile mümkün olur.
 
Burada görülen odur ki, bizleri yoktan var eden Hz. ALLAH (c.c) Zahiri hastalıklara yakalananlara zahiri doktor , batini hastalıklara yakalananlara batini doktorlar hazırlamış ve bu güzel insanlar vazifelerini severek yapıyorlar.
Onlara müracaat edenleri ALLAH’ın izniyle manevi şifalara kavuşturuyorlar.
 
Ne gariptir ki, insanlar zahiri doktorları normal görüyor da, manevi doktorlara hak ettikleri ilgiyi göstermiyorlar ve bu ilahi şifalardan mahrum kalıyorlar.
 
Hatta bazı zahiri alimler tarikatları inkar ediyorlar ve daha ileri gidip tarikatlara girenlerin şirke düştüklerini söylüyorlar ve bu nurlu yolun önünü kesmeye çalışıyorlar.
 
Ne hazin bir durumdur ki , bu zahir ilim alimleri geçmiş yıllarda da yaptıkları engellemeyi bugün de yapıyorlar ve tarikata giren insanların intisap ettikleri mürşitlerine rabıta yaptıkları için şirke düştüklerini söylüyorlar.
 
Yalnız dikkati gerektiren mesele var şöyle ki , intisap edilen mürşid kamil biri değilse, fena felaha yükselmemiş ise o kişinin vücudunda nefsi hakim olduğundan ona yapılan rabıta nefse yapılmış olur o zaman da şirk tehlikesi meydana gelir.
 
Fakat nefsin idaresini vücudundan kaldıran bedenini ruhunun hakimiyetine veren fenafillaha yükselen bir mübarek zatın nefsi vücudunu terk ettiği, içi dışı nur olduğundan, ona yapılan rabıta ruhuna yapıldığı için, şirk tehlikesi olmaz tam aksine Hazreti ALLAH’tan akseden nura yapıldığı için rabıta yapan kişi , yıllarca ibadetler yaparak kazanacağı nura bir anda kavuşmuş olur.
 
Üzüm üzüme baka baka kararır misali insan da nura bakarak nurlanır bu yolda olanlar ALLAH sevgisinin özüne kavuşmuşlar dünya saadetine ahiret selametine ermişlerdir.
 
Şirke gelince , onun çok çeşitleri vardır eskiden taştan yapılmış heykellere tapıyorlardı İbrahim (a.s) kıssalarında geçer , Resulullah (s.a.v)  efendimiz zamanında ise o zamanın müşrikleri taştan yaptıkları putlara tapıyorlar o putların onları ALLAH’a yaklaştırdıklarını söylüyorlardı.
 
Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)  o devirde müşrikleri bu kötü huylarından vaz geçirmek için büyük gayret gösterdi işte o mücadele sırasında çeşitli ayeti kerimeler geldi onlardan bir tanesi de zümer suresi şerifinin üçüncü ayeti kerimesidir . bu ayeti kerimede Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor ki:
 
Bismillahirrahmanirrahim.
"İYİ BİLİN Kİ HALİS DİN ANCAK ALLAH’INDIR ONDAN BAŞKA KENDİLERİNE BİR TAKIM DOSTLAR MABUTLAR EDİNENLER ŞÖYLE DİYORLAR BİZ ONLARA PUTLARA İBADET ETMİYORUZ ANCAK ALLAH’A DAHA FAZLA YAKLAŞTIRSINLAR DİYE YAPIYORUZ MUHAKKAK ALLAH ONLARLA MÜMİNLER ARASINDA İHTİLAF EDİP DURDUKLARI DİN HUSUSUNDA HÜKMÜNÜ VERECEKTİR MUHAKKAK Kİ ALLAH YALANCI OLAN KAFİR OLAN KİMSEYİ DOĞRU YOLA ÇIKARMAZ." (Zümer 3)
 
İşte zahiri alimlerin bu ve buna benzer ayeti kerimeleri delil göstererek ALLAH’ın veli kullarını puta benzetiyorlar bu alim geçinenler ayeti kerimedeki manayı ya anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar oysa ki ayeti kerimede ağaç ve taştan yapılmış putlar kastediliyor o zamanın müşrikleri geçmişte yaşayan sevdikleri alimlerinin putlarını yapmışlar onları kendilerine dost edinmişlerdi bazıları daha cahilce davranır hurmadan heykel yapar ona tapar acıkınca da onu yerlerdi. İşte Resulullah (s.a.v)  Efendimiz bu cahil kavme Peygamber geldi onlara bir olan ALLAH’a inanmalarını Emir buyurdu.
Böyle cahil bir kavim idiler işte ayeti kerimelerde, ağaçtan taştan yapılmış putları mabut ilah ve dost kabul eden onlara tapan müşrikler kastediliyordu.
 
Ve ne hazindir ki, bu zahiri alimler ayeti kerimede geçen hissis ruhsuz ağaç ve taştan yapılmış putları, özü sözü ALLAH olan gece ve gündüzünü bir olan ALLAH’a ibadet ile geçiren kendisine intisap eden müridine nefsin hilelerini öğreten ve bir olan ALLAH’ı sevdiren imana kavuşmasını sağlayan ALLAH dostu bir görürken içlerinde rahatsızlık hissetmiyorlar mı.
 
ALLAH’ın yüce ismini duyunca kalbi ürperen gözleri yaşaran bir veli ile ağaç ve taştan yapılmış put bir tutulur mu?
Bu ne büyük vicdansızlık, bu mübarek insanları küçük düşürmek için mücadele verenler kendilerine çok kötü bir akıbet hazır ettiklerini bilmelidirler  ve bu hususta Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor ki,
 
"SADIKLARLA BERABER OLUNUZ." (Tevbe-119)
"İYİ BİLİN Kİ, ALLAH’IN VELİ KULLARI İÇİN HİÇ BİR KORKU YOKTUR ONLAR MAHZUN DA OLMAYACAKLARDIR." (Yunus 62)
"ONLAR İMAN EDİP TAKVAYA ERMİŞ OLANLARDIR" (Yunus 63)
"DÜNYA HAYATINDA DA AHİRETTE DE ONLAR İÇİN MÜJDELER VARDIR.
(Yunus 64)
ALLAH’IN VERDİĞİ SÖZLERDE ASLA DEĞİŞME YOKTUR BU EN BÜYÜK SAADETİN TA KENDİSİDİR. (Yunus 64)
 
Yukarıda geçen ayeti kerimeleri dikkat ile incelersek Hz. ALLAH veli kullarına sahip çıkıyor onlar ile beraber olun onlara hiç bir korku yoktur onlar mahzun olmayacaklar onlar kalpten iman etmiş ermiş olanlardır dünya hayatında ahiret hayatında da onlara müjdeler vardır ve onlara verdiğim sözde hiçbir değişme olmıyacaktır bu en büyük saadetin ta kendisidir buyuruyor.
 
Hz. ALLAH (c.c) Sevdiği veli kullarının hatırına bizleri bağışlasın af etsin kalp gözümüzü açsın hakikatleri göstersin kalp kulağımızı açsın hakikatleri duyursun bizi acısın da nefsimizi şeytana kaptırmaktan muhafaza etsin.
 
Nefsimiz zaten ibadetleri sevmez bu yoldan kurtulmak ve hürriyete kavuşmak istiyor böyle haberler onun işine gelir ve benimsediği, şeytanın da yapacağı vesvese ile ruhu tesiri altına aldığı zaman velilerin bu mübarek yolundan çıkar en büyük zarara uğrar her şeyi normal görmeye başlar ibadetlere verdiği önem azalır Hz. ALLAH’ın koyduğu yasaklarını da hafife almaya eski alışmış olduğu huylarına döner günah işlemeye başlar.
 
Diğer bir ayeti kerimede ise:
 
"DE Kİ, DOĞRUSU ALLAH’I BIRAKIP TAPTIĞINIZ ŞEYLER SİZİN GİBİ KULLARDIR EĞER DOĞRU SÖZLÜ İSENİZ ONLARI ÇAĞIRIN DA SİZE CEVAP VERSİNLER ONLARIN YÜRÜYECEĞİ AYAKLARI MI VAR TUTACAK ELLERİ Mİ VAR GÖRECEKLERİ GÖZLERİ Mİ VAR İŞİTECEKLERİ KULAKLARI MI VAR.
DE Kİ,
ORTAK KOŞTUKLARINIZI ÇAĞIRIN SONRA BANA İSTEDİĞiNİZ TUZAĞI KURUN VE BANA GÖZ AÇTIRMAYIN ŞÜPHESİZ Kİ, BENİM DOSTUM KİTABI İNDİREN ALLAHTIR SALİHLERİN İŞİNİ O GÖRÜR SİZİN ONU BIRAKIP DA TAPTIKLARINIZ İSE SİZE YARDIM EDEMEDİKLERİ GİBİ KENDİLERİNE DE YARDIM EDEMEZLER."
(Araf 194-195-196-197) buyuruyor.
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi Onun dosdoğru sıratı müstakim yolunda yaşatsın ve o şekilde yanına alsın İnşaALLAH.
 
VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN …….
 
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ MUHAMMED……
 
Kalpteniman

 
 
 
 

[TOP]

20.359 Ne Yerde, Ne De Gökte Hiç Bir Şey ALLAH’a Gizli Kalmaz.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ne Yerde, Ne De Gökte Hiç Bir Şey ALLAH’a Gizli Kalmaz.

Ne Yerde, Ne De Gökte Hiç Bir Şey ALLAH’a Gizli Kalmaz.

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"Ne yerde, ne de gökte hiçbir şey ALLAH’a gizli kalmaz." ( Ali imran 5 ) buyuruyor.
 
Bizleri her an gören ve takip eden isterse öldüren isterse dirilten
Hazreti ALLAH’a inanan O'na güvenen kullara ne mutlu.
Çünkü o halde olan insan Rabbim beni görüyor diye düşünür ve günah
işlemekten sakınır bu vesileyle dünyada rezil olmaktan, Ahirette ise azap
görmekten kurtulur.
Dünyada rezil olmaktan kurtulur dedik çünkü hırsızlık yapmaz, başkasının
namusuna bakmaz yalnız olduğunda dahi Rabbim beni görüyor der ve günah işlemez.
Fakat imansız olan sınır tanımaz ipini koparmış hayvan gibi her türlü iğrenç günahları
işler  Hazreti ALLAH bu gibilerin şerrinden cümlemizi korusun inşaALLAH.
Geçen gün haber programında gösterdi telefon dolandırıcıları yaşlı bir hanıma postacı
kılığında gelerek kargo alındı belgesi kağıdı imzalatıyorlar o imza ile kadının evine icra
geliyor kadın ağlıyor anlatıyor.  Bu  hadisenin daha beterini yaşayanlar var bu telefon
dolandırıcılarına devletin sıkı tedbir alması lâzım hem de en yakın zamanda.
Bu işi yapanlar bunun cezasını hem bu dünyada hem ahirette çekeceklerdir.
Hazreti ALLAH’ı bırakıp şeytana tapan bu imansızlara lânet olsun.
İşte Hazreti ALLAH’a iman etmenin faydası, inanan o işleri yapar mı:?
 
Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.360 Nice Yüzler Vardır Ki O Gün Işıl Işıl Parlar Rabblerine Bakarlar.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nice Yüzler Vardır Ki O Gün Işıl Işıl Parlar Rabblerine Bakarlar.

Nice Yüzler Vardır Ki O Gün Işıl Işıl Parlar Rablerine Bakarlar.

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"Nice yüzler vardır ki o gün ışıl ışıl parlar Rablerine bakarlar."( Kıyamet-22,23) buyuruyor.
 
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz ise hadisi şeriflerinde;
"Siz şu ayı gördüğünüz gibi, Rabbinizi de böyle perdesiz
göreceksiniz ve O'nu görme hususunda üst üste sıkışıp
birbirinizin üzerine yığılmayacaksınız."
(Müslim-633)
 
Diğer bir hadisi şerifte ise Resulullah (s.a.v)  Efendimiz;
"Cennetlikler cennete girdiği zaman Hazreti ALLAH (c.c)
cennetliklere hitaben şöyle buyuracak.
 
"Bir şey istiyorsanız söyleyin, onu da vereyim buyurur.
Onlar da Ey ALLAH’ımız sen bizim yüzlerimizi ak etmedin mi?
Sen bizi cennete koymadın mı?
Sen bizi cehennemden kurtarmadın mı? derler.
Bunun üzerine Hazreti ALLAH (c.c) hicabı kaldırır, artık onlara
Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey verilmiş olmayacaktır."
(Müslim)
 
Hazreti ALLAH (c.c)  diğer bir Ayetirimesinde;
"Güzel amelde bulunanlara daha güzel mükâfat, bir de ziyade vardır."
(Yunus-26)
 
Ayeti kerimede geçen ziyade Cemalullahtır.
Hazreti ALLAH’ın cemalini seyretme lütfudur.
Hazreti ALLAH (c.c) O'na inanan cümle müminlerecümlemize  bu şerefe mazhar olmamızı nasip etsin inşaALLAH.
Amin Vel hamdülillahi Rabbil Alemin.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.361 Neden Doğruyu Duymak İstemiyorsun.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Neden Doğruyu Duymak İstemiyorsun.

Neden Doğruyu Duymak, Doğru Olmak Zor Oluyor.
 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol."( Hud-112 )
buyuruyor.

Resulullah (s.a.v)  Efendimiz;
"Doğruluk iyiliğe götürür, iyilik de cennete götürür buyuruyor."( Buhari  )
 
Hazreti ALLAH’a inanmayan kuldan utanmayan kişilerin durumu yaptıkları
icraatları ile aşikârdır görülüyor biliniyor.
Fakat Hazreti ALLAH’a inandığını söyleyen ve etrafına o hali sergileyen insanları
islâm kisvesi altında aldatan öyle kişiler var ki maalesef etrafı onlar doldurmuşlardır.
Sakal bırakır namaz kılar umreye gider dış görünüşü budur.
İç alemi ise başkadır kendine çevre edinmek dünya menfaati temin etmek
Bu şeytani düşünceli insanlar her zaman vardır.
En tehlikelileri devlet içine sızanlar devlet malı deniz yemeyen domuz diyenlerdir.
Fakat hazreti ALLAH öyle bir ALLAH'tır ki gün gelir onların masum görünen  maskelerini
düşürür gerçek şeytani yüzlerini meydana çıkarır onları rezil rüsva eder.
 
Etrafta ise bu tipler kol geziyor bulunduğumuz muhitte ahlakı bozuk biri vardı.
Bu kişi bir anda sakal bıraktı namaza başladı aramıza katıldı fakat her nedense bu
kişiye içimiz ısınmıyordu fakat tevbe etmiş ALLAH yoluna girmiş diye düşünmeye gayret
ediyorken kısa zaman sonra onun birini öldürdüğünü cesedi sakladığını polisin cesedi
bulduğunu onu tutukladığını duyunca şok olmuş çok üzülmüştük.
 
Bunu ne için yazıyoruz, Hazreti ALLAH dosdoğru ol buyuruyor o ise doğru olmuyor başına
belâları sarıyor.
Kendisine emanet edilen vücudunu haram lokmalarla dolduran kişilerden imanları da
alındığı için dünya ve ahirette felâkete çarptırılırlar.
Hele devlet kadrolarında çalışanlar kendilerine emanet edilen insan haklarına ihanet ettikleri
zaman vay onların vahim hallerine.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi doğruluktan ayırmasın inşaALLAH.
 
Kalpteniman


 
 

[TOP]

20.362 Nurlu Sözler.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nurlu Sözler.



Nurlu Sözler.


 
Mademki O var senin orada ne işin var.
 
Mademki O'na güvendin çık aradan kalsın yaradan.
 
Fırtına koptuğu zaman O'na tutunan O'nda kalır diğerleri fırtına ile gider.
 
Filan zat çok büyük diyorlar o büyüklük o zata ait değil, Zatı kibriyaya aittir.
 
Hz. ALLAH (c.c) bir kulda ne kadar tecelli ederse o zat o nispette büyüktür.
 
Sermaye veren O yürüyen sensin, herkes yürüyeni görüyor da yürüteni görmüyor.
 
Benim hayatta durumum şudur, bir evden bir eve taşınmışız eşyanın hepsi gitmiş.
 
Bir tek ceketim kalmış gel dedikleri zaman ceketi alır giderim.
 
Ceketim de kefenimdir....
 
Ömer Öngüt Efendi Hz

 

 
 

[TOP]

20.363 Nerdeyim?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nerdeyim?



Nerdeyim ?

 
Caferi Sadık radyALLAH’u anh Hazretlerine bazı sorular sordular ve
Zatı alileri de suallere şöyle cevap verdiler.
 
Bir insan nasıl veli olur?
Doğarken veli olarak doğar.
 
Peki veli olarak doğmadı?
İlim irfan sahibi ola.
 
İlim irfan da yok?
Duyan Kulak ola.
 
O da yok?
Gören göz ola.
 
O da yok?
Ölmesi gerek o Zaman buyurdular.
 
İnsanın şöyle bir düşünmesi lâzım,
Neredeyim diye ...
O yok, bu yok fakat ölüm var ölüme mahkûm
olduğunu bilirse yine de bilgisi var demektir.
 
İtimat edin hep ağlanacak durumdayız,
Çünkü sonumuzu bilmiyoruz.
Hep ağlanacak durumdayız.
 
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz:
"Eğer siz benim bildiklerimi bilmiş olsaydınız,az güler çok ağlardınız. buyuruyorlar." ( Buhari )
 
Bilmediğimiz için ağlamıyoruz bilsek çok ağlarız.
ALLAH’ım bizi çok şükreden, çok zikreden, çok fikreden
kullarından etsin de nankörlerden etmesin.
Çok zikretmekten muradımız irtibatımız Onunla olsun.
Olur ki beğenecek bir halimizi görür de bizi veliler sınıfına alır.
Onunla olalım Onunla ölelim inşaALLAH.
 
Ömer Öngüt Efendi Hz.
 

 
 

[TOP]

20.364 Nimetlerin Hesabı

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nimetlerin Hesabı


Nimetlerin Hesabı

 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"Nihayet o gün dünyada kazanıp harcadığınız
nimetlerden hesaba çekileceksiniz."
(Tekâsür 8 )
 
Büyük nimetlerden sual olunacağı gibi, en küçük
nimetlerden dahi sual olunacaktır.
 
Emniyet ve asayişten,
 
Sıhhat ve afiyetten,
 
Mevki ve servetten,
 

İkbal ve itibardan,
 
Yenilen içilen giyilen şeylerden,
 
Koyu gölgeden soğuk Sudan muhasebeye
tutulacaklardır.
 
O nimetleri nereden aldıkları nereye harcadıkları,
Helâlinden kazanıp helâlinden mi harcadıkları,
Şükrünü yapıp yapmadıkları bir bir sorulacaktır.
 
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz  iki arkadaşı ile
Ebu Eyyüp El Ensari (radyALLAH’ü anh'ın) evine gitmişlerdi.
 
Onlara hem tazesinden hem kurusundan hurma ikram etti.
Ayrıca bir oğlak keserek pişirdi ve önlerine koydu.
Resulullah (s.a.v)  Efendimiz bu ikramı görünce,
Ekmek et kuru ve taze hurma, diyerek mübarek gözleri yaşardı.
Daha sonra şöyle buyurdu;
 
"Nefsin Kudret elinde bulunan ALLAH’a yemin ederim ki,
İşte bunlar kendilerinden hesaba çekileceğiniz olan nimetlerdir."
(İbn-i hibban)
Diğer bir hadisi şeriflerinde ise:
"Sizden her kim kendi evinde ve yurdunda emniyette,
vücudu afiyette olarak sabaha çıkarsa ve yanında günlük
yiyeceği bulunursa, sanki dünya ona bütünüyle ayrılıp verilmiş
gibi olur."
( Tirmizi )  
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi hesabı zor olanlardan eylemesin.
 
Ömer Öngüt Efendi Hz.

 
 

[TOP]

20.365 Nasıl Yaratıldığını Bilmeyen,Dünyaya Gözü Kapalı Gelen İnsan,Hz ALLAHın Yarattıklarından İbret Almaz İnkârcı Olur.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Nasıl Yaratıldığını Bilmeyen,Dünyaya Gözü Kapalı Gelen İnsan,Hz ALLAHın Yarattıklarından İbret Almaz İnkârcı Olur.


Nasıl Yaratıldığını Bilmeyen, Dünyaya Gözü Kapalı Gelen İnsan Hz ALLAH’ın Yarattıklarından İbret Almaz İnkârcı Olur.

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"Sizin yaratılmanız da yeniden diriltilmeniz de ancak
bir tek kişinin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir.
Şüphesiz ki ALLAH işitendir bilendir
." (Lokman-26)
 
Bizi bu şekilde yaratan Hazreti ALLAH Celle Celâlehü beyan buyurması ve
duyurmasına rağmen, nasıl yaratıldığını bilmeyen dünyaya gözü kapalı gelen
insan, Hazreti ALLAH’ın yarattıklarından ibret almaz inkârcılardan olur kendini
ateşe atar..
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde: "ALLAH yerlerin ve göklerin nurudur."(Nur-35) buyuruyor.
 
Demek oluyor ki her yaratılmış eserde Hazreti ALLAH’ın nuru  var insanlarda ve
Bitkilerde öyle, onlarda Hazreti ALLAH’ın nuruyla var olmuşlardır bu nurun bir adı da kün ‘dur
 Kün emriyle herşeyi programa ihtiyaç görmeden yaratan Hazreti ALLAH, her yarattığı bitkinin içine koyduğu vitamin ve şifa nurlarını  kudret tepsisi içinde  bizlere sunmuştur.
bu ilâhi nurları görenler görmüş görmeyenler tabiat karanlığında kalmış kör olarak yaşamaktadırlar.
 
Onun için bitkilerden veya başka şeylerden şifa bulan kimse Hazreti ALLAH’ımızın koyduğu şifa nuru ile
şifa bulmuştur doktor da ilaçlar da hepsi sonsuz kudret sahibi Hazreti ALLAH’ın Kün emridir.
Şifaya kavuşan insan bu nimeti doktordan veya ilaçtan bilirse bilmeden şirke düşer çok dikkatli olmak
gerekiyor çünkü şirke düşenin imanı gidiyor tevbe etmezse ahirette ebedi cehennemlik oluyor.
 
Fakat şifa bulduğu nimetlerin Hazreti ALLAH tarafından hazırlandığını bilip şükrünü yaparsa Hazreti ALLAH ondan razı olur ve şifasını arttırır. Nuru şöyle düşünelim Hazreti ALLAH’ın kudretinden akseden bizlere başta peygamber efendilerimiz ve gönderdiği kutsal kitapları hepsi manevi nurlardır. Yediğimiz içtiğimiz ve şifa ve kuvvet bulduğumuz bütün gıdalar Hazreti ALLAH’ın zahiri nurlarıdır . 
Özetlemek gerekiyorsa hayra vesile olan her şey Hazreti ALLAH’ın nurudur şükrünü yapmak farzdır.
Hazreti ALLAH (c.c) ikram ettiği nurlarının kıymetini bilmemizi şükrünü yapmamızı nasip etsin inşaALLAH.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.366 NAVİGASYON YOLGÖSTEREN !!

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
NAVİGASYON YOLGÖSTEREN !!
NAVİGASYON YOLGÖSTEREN !!  
     
   
   
   
 
   


Hazreti ALLAH Celle ve Celalühü Ayeti kerimesinde :
Ey iman edenler, ALLAH’tan korkun ve O'na yaklaşmaya vesile arayın.

ALLAH yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.
( Maide:35)

Hazreti ALLAH (c.c) biz kullarına kendisine yaklaşmamız  için vesile arayın
Buyuruyor. Vesile demek aradığımızı kolay yoldan bulmamızı sağlayacak
bir vasıta bir aracı bir sebep demektir.
Gideceğimiz adresi bulabilmek için bineceğimiz vasıtaya navigasyon takıyoruz ve
adresimize kolayca ulaşıyoruz.
Bu harika alet insan aklı ile icad edilmiş günümüzde insanlığa hizmet ediyor bizlere rehberlik yapıyor.
Ahiret rehberi ise mukaddes kitabımız kuranı kerim ve onu getiren peygamberimiz
Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem efendimizdir.
Aklımızdan şu geçiyor, insanlar navigasyondan akseden sese itibar ettiği itimat ettikleri
kadar Ayet ve hadisi şeriflere itimat ve itibar ediyorlar mı navigasyonu kullananlardan
bahsediyoruz.
Navigasyon dünya adreslerine, Kuranı kerim ve Hadisi şerifler ise ahiret adreslerine götürüyor.
Başka bir deyimle, binek otomobilimizi navigasyonun emrine teslim ettiğimiz kadar, beden otomobilimizin beyni olan akıl ve irademizi Kuran ve sünnete teslim edebiliyor ve itimat edebiliyor muyuz?
Bir tarafta yaratan tarif ediyor, diğer tarafta ise yaratılan tarif ediyor varın siz kıyas edin. Yaratan mı  daha iyi bilir yoksa yaratılan insan mı?
Çok önemli bir konu işliyoruz teslimiyetten bahsediyoruz. Navigasyona teslim olduğumuz kadar kurana ve hadisi şeriflere teslim olabiliyor muyuz?
Biz de diyoruz ki,
"Ey yüce ALLAH’ımız ne olur bizi zatına ve peygamberine kalpten iman ile teslim olan kullarından olmamızı, zatına iman ile göçmemizi nasip eyle inşaALLAH.Amin."
Navigasyona gelince onu da yabana atmıyalım. O da Hazreti ALLAH’ın verdiği akıl ile yapıldı o da bir nimettir...

Kalpteniman
.
.
 

[TOP]

20.367 New Topic

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
New Topic
 

[TOP]

20.368 O'ki Yemez Yedirir.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
O'ki Yemez Yedirir.

O Ki Yemez Yedirir.  


"De ki gökleri ve yeri yoktan yaratan ALLAH’tan başkasını mı dost edineyim.
O ki yedirir kendisi yemez."
(Enam 14.)
 Aklı başında olan insana üstteki mesaj yeter. Bu ayeti kerimede geçen  uyarıyı anlama kabiliyeti olan her kez bu ilahi emre uyduğu takdirde dünyasını da ahiretini de kazanır.
 Neden diye sorulursa, Gökleri yerleri ve içindekileri yaratan her şeyde tek merci söz sahibi olan
ALLAH’ı azimişşanı dost edinen insan kendisini O'nun koruma garantisi altına girmiştir.
 Ne mutlu ALLAH’a dost olana.
 Bu ise sanıldığı kadar zor değil Hz. ALLAH (c.c) bu kapıyı her yarattığı kuluna ardına kadar açık tutuyor.
Fakat nefsine uyan insanlar şeytanın kapısına koşuyorlar.
 Hz. ALLAH (c.c) ise kullarını nefsleri ile imtihan ettiği için kullarına müdahale etmiyor.
Ancak nefsine uymayan kullarını hususi himayesine alır.
 Öyle bir tek kudreti ilahi ki yemez yedirir giymez giydirir.
Ey sonsuz kudreti ilahi olan ALLAH’ımız ne olur bizleri zatının sevdiğin dostlarının arasına kat.
Amin velhamdulillahi Rabbil Alemin. O ki yemez yedirir.  
  "De ki gökleri ve yeri yoktan yaratan ALLAH’tan başkasını mı dost edineyim.
O ki yedirir kendisi yemez."
(Enam 14.)
 Aklı başında olan insana üstteki mesaj yeter. Bu ayeti kerimede geçen uyarıyı anlama kabiliyeti olan
her kez bu ilahi emre uyduğu takdirde dünyasını da ahiretini de kazanır.
 Neden diye sorulursa, Gökleri yerleri ve içindekileri yaratan her şeyde tek merci söz sahibi olan
ALLAH’ı azimişşanı dost edinen insan kendisini O'nun koruma garantisi altına girmiştir.
 Ne mutlu ALLAH’a dost olana.
Bu ise sanıldığı kadar zor değil Hz. ALLAH (c.c) bu kapıyı her yarattığı kuluna ardına kadar açık tutuyor.
Fakat nefsine uyan insanlar şeytanın kapısına koşuyorlar.
 Hz. ALLAH (c.c) ise kullarını nefsleri ile imtihan ettiği için kullarına müdahale etmiyor.
Ancak nefsine uymayan kullarını hususi himayesine alır.
 Öyle bir tek kudreti ilahi ki yemez yedirir giymez giydirir.
Ey sonsuz kudreti ilahi olan ALLAH’ımız ne olur bizleri zatının sevdiğin dostlarının arasına kat.
Amin velhamdulillahi Rabbil Alemin.

Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.369 Ölülere Kuran Gider Mi?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ölülere Kuran Gider Mi?


Ölülere Kuran Gider Mi?

 
Ölülere kuran gitmez diyen cahillere cevaptır.
Ölülere kuran nasıl gider?
Nur olarak gider.
Kuranı kerim Hz. ALLAH’ın nurlu sözleridir.
Akıllı insan bu nur deryasından istifade etmesini bilmeli.
Biz Müslümanlar Zemzem suyunun rahmet deryasında yüzdüğümüz gibi,
Hz. ALLAH’ımızın sözleri ile nurlanan kutsal kitabımızın nur kaynağının içinde yüzmekteyiz.
Ne mutlu kalpten iman edene istifade edene.
 
Kuranı kerimin zahirine takılanlar, Onun sosyal yaşam içeren emirlerine takılıp kalanlar
Batini faydasının olmadığını iddia etmişler ve etmektedirler.
 
Dillerine doladıkları kuran ölülere okunmak için gelmedi dirilere doğru yolu göstermek için geldi
Sözleri bu gün dahi medyada hemde bayağı akıllı bilinen hoca sıfatlı kişiler tarafından konuşulmaktadır.
Hele islâmi kanalda tesettürsüz yönetici bir kadının kontrolünde onun nabzına göre konuşan zamane hocalarını
Hz. ALLAH’a havale ediyoruz.
 
Tabii ki, kuranı çıkar aracı haline sokakları üfürükçülük yapanları da tasvip etmiyoruz.
Hz. ALLAH(c.c) onlara da hidayet versin.
Anlatmak istediğim kuranı kerimin zahiri batini şifa kaynağından istifade etmemizin gerekliğidir.
Kuranın ölülere okunmasının faydası olmadığını savunanlar kendileri ahirete göçünce bu nurdan
istifade edemiyeceklerdir.
Bir hatıramı sizinle daha evvel paylaşmıştım yine paylaşıyorum.
Şöyle ki,
Nenemin akranı olan Ayşe nene diye bir arkadaşı vardı vakti geldi vefat etti nenem çok üzüldü
Ve bana evladım ölülerimize kuran okurken Ayşe neneni de dua içine kat dedi bende her cuma akşamı
yasin okuyup bağışladığımda, ALLAH’ım Ayşe nenenin de ruhuna hediye ettim kabul eyle diye bağışlamaya
Başladım.
Bu kendi nenemin vefatına kadar devam etti, nenem vefat edince ben dualarımla nenemin üzerine odaklandım
Ayşe neneyi unuttum onun adını saymamaya başladım.
İşte tam bu zamanda Ayşe nene rüyamda bana göründü ve bana, ah be evladım neden beni sevmiyorsun hep neneni
seviyorsun beni ise unuttun beni de sev be evladım deyince anladım ki benden dua istiyor.
Bu rüyayı gördüğüm zaman yirmi yaş civarındaydım şimdi ise yetmişi geçtim Ayşe neneyi ihmal etmiyor okumaya
devam ediyorum Hz. ALLAH kabul etsin İnşaALLAH.
 
Bırak kardeşim bırak okusun sen zahirinden istifade etmek için okuyorsun,
Diğeri ise bâtıninden istifade etmek için okuyor.
Bir diğer ifade ile biri dünyada bırakıyor, diğeri ise ahirete gönderiyor.
 
Ahirete göçünce göreceğiz kimin kârlı çıktığını.
 
Kalpteniman

 
 

[TOP]

20.370 Ölüm Korkusuna Kapılan Genç Yavrumuz !!

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ölüm Korkusuna Kapılan Genç Yavrumuz !!


Ölüm Korkusuna Kapılan Genç Yavrumuz !

 
Ölüm korkusunu atmanın çaresi;
Bizi bir damla meniden yaratan, kemiklerimizi damarlarımızı etlerle dolduran, deriyle saran, iki gözle dünyayı seyrettiren, iki kulağımızla duymayı,
dilimizle konuşmayı ihsan eden, bizi hayvan değil de insan yaratan, öldüren, dirilten
sahibimizi tanıyıp iman ettikten sonra ölüm korkusundan kurtuluruz.
 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
"Ey İman etmiş olan selim akıl sahipleri ALLAH’tan korkun."(Talâk 10)
"Ey akıl ve basiret sahipleri ibret alın."(Haşr 2)
"Ancak selim akıl sahipleridir ki, iyice düşünürler."(Rad 19)
 
Ben bu ilahi mesajları senin yaşında duymuş ibret almış kâinatı yaratan Hz.
ALLAH’a teslim olmuştum.
Kalpten inanmıştım ki yaratılmış bütün varlıklar kendilerini yoktan var edene  mahkûmdurlar.
 
Çünkü 18 yaşımda babamı kaybetmiş altı kardeşimle yetim kalmıştık.
Çocuk yaşıma rağmen annemi, baba annemi, kardeşlerimi teselli etmiş,
onlara, kendinizi toparlayın çare yok, ALLAH verdi ALLAH aldı demiştim.
Ve kendi kendime ne yapmalıyım da hem dünya hayatımı rahat yaşayayım, hemde ahiret hayatımı kazanayım.
 
Yukarıda geçen Hz. ALLAH’ın mesajları aklıma yerleşmişti imanım tamdı.
Evvelâ her hüküm kendine ait olan ALLAH’u zül celâl hazretlerinden çok korkmalıyım.
Çünkü istediği her şeyi gerçekleştirmeye kadir sonsuz kudret Odur. Onun her emrini yerine getirmeliyim Onun yüceler yücesi gönlünü kazanmalıyım.
Onun sevdiklerini sevmeli sevmediklerini sevmemeliyim.
O biz kullarına aklımızı kullanmamızı emrediyordu ben aklımı kullanmalı onun sonsuz hazinesine yakın olmalıyım.
Onun haznedarı Muhammed Mustafa (s.a.v)  Efendimizi çok sevmeliyim.
Ona aşık olan bütün hakk dostlarını sevmeliyim.
 
Ve öyle yaptım Onun sevdiklerini O seviyor diye sevdim Onun hatırı için sevdim.
Bu halim bu yaşantım sayesinde o Yüceler yücesi olan Rabbimin sevgisi gönlümü  doldurdu.
Ona her darda kaldığımda sığındığım zamanda sıkıntımı kaldırdı.
Trafik kazalarında, son 99 Sakarya depreminde, burnumuzu kanatmadı evimizi yıktırmadı.
Hasta olduğumda sığındığım zaman hemen şifa verdi. yanımda olduğunu her zaman hissettirdi.
Ona sonsuz şükürler olsun 72 yaşıma geldim bana hastahaneden yatacak hastalık vermedi.
Nezle girip hastalığından başka hastalık bilmiyorum Rabbime sonsuz şükürler olsun.
Bana imanın lezzetini tattırdı zatı Alisine itimadımı arttırdı Ona ibadet etmekten gurur duyuyorum.
Canı gönülden iman ettim ki, Ona iman eden, Ona sığınan kulunu hiç bir şeyden mahrum etmez  yalnız bırakmaz.
O Rahmet toplarını Ona açılmış kalplere devamlı göndermektedir. Sende kalbini Ona aç ta kalbine
nur dolsun.
Yaratılmış şeylerden ibret almayan ahmaktır, görmüyor musun kullarının gözleri önünde öldürüyor
diriltiyor kimse de karşı gelemiyor her yaratılmış bütün varlıklar Onun sonsuz gücü karşısında
çaresiz kalıyor O halde teslim olmaktan başka çare var mı?
O buyuruyor Benden korkun, korkacağız.
O buyuruyor sizi ilk defa ben yarattım ölümünüzden sonra size söz veriyorum ikinci defa yine yaratacağım.
Biz kullar inanacağız.
Ve diyeceğiz ki bizi hiç yok iken var eden, sonsuz gücünü ispat eden, hiç şüphesiz bizi yok eder yeni bedenle yine yaratır.
Çünkü numuneler meydanda, bize aklımızı kullanmamız ibret almamız yeterlidir.
 
Univar rumuzlu evladımız;
Sana tavsiyem, sapık fikirlerden kurtul, son din olan İslam dinine sahip çık, Hz. ALLAH’a kul
Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.v). Efendimize ümmet ol, gerçek huzura kavuş.
Fakat evvelâ kalpten imana kavuşmanın yollarını ara, zira Hz. ALLAH kalpten imanı şart
koşuyor. Onun çaresi de aklını şeytana değil kurana ve sünnete uydurmanla kazanırsın.
Hz. ALLAH (c.c) yar ve yardımcın olsun inşaALLAH.
Selâmı Aleyküm
 
Kalpteniman

Üzgün dede,





Ölüm Korkusuna Kapılan Genç Yavrumuz
 
Ölüm korkusunu atmanın çaresi;
Bizi bir damla meniden yaratan, kemiklerimizi damarlarımızı
Etlerle dolduran, deriyle saran, iki gözle dünyayı seyrettiren, iki kulağımızla duymayı,
dilimizle konuşmayı ihsan eden, bizi hayvan değil de insan yaratan, öldüren, dirilten
sahibimizi tanıyıp iman ettikten sonra ölüm korkusundan kurtuluruz.
 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
Ey İman etmiş olan selim akıl sahipleri ALLAH’tan korkun.(Talâk 10)
Ey akıl ve basiret sahipleri ibret alın.(Haşr 2)
Ancak selim akıl sahipleridir ki, iyice düşünürler.(Rad 19)
 
Ben bu ilahi mesajları senin yaşında duymuş ibret almış kâinatı yaratan Hz.
ALLAH’a teslim olmuştum.
Kalpten inanmıştım ki yaratılmış bütün varlıklar kendilerini yoktan var edene
mahkûmdurlar.
 
Çünkü 18 yaşımda babamı kaybetmiş altı kardeşimle yetim kalmıştık.
Çocuk yaşıma rağmen annemi, baba annemi, kardeşlerimi teselli etmiş,
onlara, kendinizi toparlayın çare yok, ALLAH verdi ALLAH aldı demiştim.
Ve kendi kendime ne yapmalıyım da hem dünya hayatımı rahat yaşayayım,
hemde ahiret hayatımı kazanayım.
 
Yukarıda geçen Hz. ALLAH’ın mesajları aklıma yerleşmişti imanım tamdı.
Evvelâ her hüküm kendine ait olan ALLAH’u zül celâl hazretlerinden çok korkmalıyım.
Çünkü istediği her şeyi gerçekleştirmeye kadir sonsuz kudret.
Onun her emrini yerine getirmeliyim Onun yüceler yücesi gönlünü kazanmalıyım.
Onun sevdiklerini sevmeli sevmediklerini sevmemeliyim.
O biz kullarına aklımızı kullanmamızı emrediyordu ben aklımı kullanmalı onun
sonsuz hazinesine yakın olmalıyım.
Onun haznedarı Muhammed Mustafa (s.a.v)  Efendimizi çok sevmeliyim.
Ona aşık olan bütün hakk dostlarını sevmeliyim.
 
Ve öyle yaptım Onun sevdiklerini O seviyor diye sevdim Onun hatırı için sevdim.
Bu halim bu yaşantım sayesinde o Yüceler yücesi olan Rabbimin sevgisi gönlümü
doldurdu.
Ona her darda kaldığımda sığındığım zamanda sıkıntımı kaldırdı.
Trafik kazalarında, son 99 Sakarya depreminde, burnumuzu kanatmadı evimizi yıktırmadı.
Hasta olduğumda sığındığım zaman hemen şifa verdi. yanımda olduğunu her zaman hissettirdi.
Ona sonsuz şükürler olsun 72 yaşıma geldim bana hastahaneden yatacak hastalık vermedi.
Nezle girip hastalığından başka hastalık bilmiyorum Rabbime sonsuz şükürler olsun.
Bana imanın lezzetini tattırdı zatı Alisine itimadımı arttırdı Ona ibadet etmekten gurur
duyuyorum.
Canı gönülden iman ettim ki, Ona iman eden, Ona sığınan kulunu hiç bir şeyden mahrum etmez
yalnız bırakmaz.
O Rahmet toplarını Ona açılmış kalplere devamlı göndermektedir. Sende kalbini Ona aç ta kalbine
nur dolsun.
Yaratılmış şeylerden ibret almayan ahmaktır, görmüyor musun kullarının gözleri önünde öldürüyor
diriltiyor kimse de karşı gelemiyor her yaratılmış bütün varlıklar Onun sonsuz gücü karşısında
çaresiz kalıyor O halde teslim olmaktan başka çare var mı?
O buyuruyor Benden korkun, korkacağız.
O buyuruyor sizi ilk defa ben yarattım ölümünüzden sonra size söz veriyorum ikinci defa yine
yaratacağım.
Biz kullar inanacağız.
Ve diyeceğiz ki bizi hiç yok iken var eden, sonsuz gücünü ispat eden,
hiç şüphesiz bizi yok eder yeni bedenle yine yaratır.
Çünkü numuneler meydanda, bize aklımızı kullanmamız ibret almamız yeterlidir.
 
Univar rumuzlu evladımız;
Sana tavsiyem, sapık fikirlerden kurtul, son din olan İslam dinine sahip çık, Hz. ALLAH’a kul
Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.v). Efendimize ümmet ol, gerçek huzura kavuş.
Fakat evvelâ kalpten imana kavuşmanın yollarını ara, zira Hz. ALLAH kalpten imanı şart
koşuyor. Onun çaresi de aklını şeytana değil kurana ve sünnete uydurmanla kazanırsın.
Hz. ALLAH (c.c) yar ve yardımcın olsun inşaALLAH.
Selâmı Aleyküm
 
Kalpteniman
 
 
 

[TOP]

20.371 Ölülere Kuran Okunur Mu?

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ölülere Kuran Okunur Mu?



Ölülere Kuran Okunur Mu?


 
Ey vahhabiler!
Siz öyle bir imamın peşine takılmışsınız ki,
Sizi ALLAH dostlarına düşman yapmış.
Bir de, Hz. ALLAH’ın müşriklere gönderdiği ayeti kerimeleri
alet ederek sizleri saptırmış.
Hz. ALLAH’ı inkar eden, Resulullah (s.a.v) Efendimize
hakaret eden müsriklerin putlarini
ALLAH’a gece gündüz ibadet ve taatla kulluk yapanlarla
bir görecek kadar gözlerinizi kör etmiş.
Hz. ALLAH’ı zikrine bid’at demiş.
Hz ALLAH’ın peygamberine saygı sevgi gösterenleri
müşrik kabul etmiş.
Peygamber Efendimizin yaptığı nafile ibadetleri yapanlara
bid’at işliyorlar deyip sizi o ibadetten mahrum eden nasıl bir imamdır.
Ölülerin arkasından kuran okumak bid’at diyen ahirette yardıma muhtaç
kulları Hz. ALLAH’ın rahmetinden mahrum eden nasıl bir imamdır.
ömrüm oldukça bu sapık yolun yanlış olduğunu
daima yazacağım.
Size tek bir ölçü yazıyorum.
Hz. ALLAH’ı zikretmeye, Hz. ALLAH’a fazla ibadet yapmaya,
Hz. ALLAH’ın Resulüm deyip değer verdiği peygamberinesaygı ve sevgi gösterenlere, Şeytandan başka kim karşı çıkabilir.Siz kuran ve sünnet ışığında deyip duruyorsunuz hayır siz İbni tevmiyyenin sizin gözlerinize taktığı gözlükle bakıyorsunuz.Çıkarın gözlüklerinizi de Hz. ALLAH’ın nuru ile bakın gerçekleri görün..

 

Çünkü ahirette beş vakit namaz bu zamanda işlenen günahlara yetmez.
İbni tevmiyyenin müritlerinin bir çoğu sünnet namazlarını da hafife alıyorlar ya.
Gelin Hz. ALLAH’ı zikirle tövbe istiğfar ile, nafile ibadetlerle ibadetlerinizi çoğaltın.
Ölümsüz hayat o kadar ucuz değil.
Ölüm gelip çatmadan ahiret sermayesini toplayalım.
Kuran sünnet bu yolda,
Çünkü tasavvuf kuranı sünneti yaşatır.
Sizin gibi lafta bırakmaz. uygulayacaksın kardeşim uygulayacaksın.
Yaz dur sen kuran sünnet diye, icraat olmadıktan yaşamadıktan sonra hiç kıymeti yok.
Fakat siz de ne yapsanız ki, çare yok.
Bağlı bulunduğunuz imamınız öyle emrediyor sizi zikirden fazla ibadetten mahrum ediyor bu nasıl bir imam.
Hz. ALLAH’a sonsuz şükürler olsun öyle bir imama tabi olmamışız.
 
Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA
MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI YERDİR.

(Nazirat Süresi 40-41)
 
Kalpteniman



 
 
 

[TOP]

20.372 Öyle İse Siz Ondan Üstünsünüz

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Öyle İse Siz Ondan Üstünsünüz

Öyle İse Siz Ondan Üstünsünüz

 
Hadisi şeriflerinde:
 
"Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, Ahireti için de dünyasını terk etmeyip her ikisi için çalışan ve halkın başına yük olmayandır. "
Buyurmuştur.
Bu düstur İslamiyete aittir.
 
Hususiyetle bu devirde hakiki Müslümanla sahtesini ayıran önemli bir mihenk noktasıdır.
Zira bugün hiçbir çalışması ve işi olmadığı halde, rahat ve sefahat içinde yaşayan birçok kimseler türemiştir.
 
Dinimizin en ön saflarında görünen dini hizmetlerini para karşılığı yapan kimselere gafletten kurtulmaları için bu Ayeti kerimelere iman etmeleri yeter.
 
"Sizden hiçbir ücret istemiyenlere uyun onlar doğru yoldadırlar."(Yasin 21)
Diğer bir ayeti kerimede ise:
"O Peygamberler ALLAH’ın hidayet ettiği kimselerdir.
O halde sende onların gittiği doğru yolu tutup onlara uy.
O yoldan yürü, De ki, Ben buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum.
Bu Âlemler için ancak bir öğüttür."
(Enam 90)
 
Hz. ALLAH’ın emirlerine bakın dini hizmetlerini pazarlık ederek yapanlara bakın.
Asrı saadette ashabı kiramdan bir zat, Ya Resulullah.
Sülahadan bir zat var gecesini ibadetle gündüzünü oruçla geçiriyor diye haber verince,
Onun geçimini kim temin ediyor diye sordu o da biz hepimiz deyince öyleyse siz ondan üstünsünüz buyurdu.
 
Hele yasini şerif, tebareke, amme, ve diğer ayeti kerimeleri okuyup balonlara üfleyip satan menfaat temin edenlerin halini varın siz düşünün.
 
Hz. ALLAH bu gibi kimseleri daldıkları gafletten uyandırsın İnşaALLAH.
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.373 Ölümden Korkmayalım.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ölümden Korkmayalım.

Ölümden Korkmayalım

 
Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde;
 
"De ki, Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm muhakkak sizi bulacaktır."(Cuma süresi)
Kardeşler, ölümden korkuyoruz fakat, korkunun ecele faydası yoktur.
Her saat, her dakika, her saniye, bizi ölüme yaklaştırmaktadır.
Ölümden değil imansız gitmekten korkalım.
Gün gelecek ölümle karşı karşıya geleceğiz.
Ayeti kerimede;
"Sonra görünmiyeni ve görüneni bilen ALLAH’a döndürüleceksiniz. "(Cuma
Kardeşler .
Ölüm her ne kadar soğuk ve korkunç görünüyorsa da zannedildiği kadar korkunç değildir.
Mühim olan hazırlıklı olmak ve en önemlisi, bizi kesinlikle alacak olan sahibimizi sevmemiz lazım.
 
Onu gerçekten seversek zaten ölüm korkusu diye bir şey kalmaz.
İmanı zayıf günahkar ve inkarcı ancak ölümden korkar.
Çünkü imansız giden bir kişi dünyası bitince iflas etmiş bir kişidir Ahiret fakiridir. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi böyle kötü akıbetten muhafaza etsin İnşaALLAH.
Fakat dünya için çalışmamızın dörtte biri kadar Ahiret için çalışsak Hz. ALLAH’ın engin merhameti dolaysı ile Ahiret zengini oluruz.
Ayrıca ölüm bir yok oluş değildir. Hz. ALLAH (c.c) kulları Ahirete alırken vücud elbisesini soyarak alıyor belirli bir zaman sonra Ahiret elbisesi giydiriyor.
Kardeşler.
Aklımızı kullanalım. ömür boyu bırakacağımız dünyanın peşinde koşarken bizi bekleyen ölümsüz hayat için de çalışalım.
Bilelim ki en karlı yatırımı yapmış oluruz.
Onu sevdiğimizi söylüyoruz fakat bizi ona kavuşturacak vasıta olan ölümü sevmiyoruz.
Öyleyse ölümden korkmayalım ölümü kendimize yakın bir arkadaş olarak görelim.
Bilelim ki, ölüm bizi bizden çok seven bize bitmeyen huzur ve saadet hazırlayan Rabbimize kavuşturacaktır Onun icin sehitlere acimiyalim onlar Rablerine kavustular cennette kösklerinde  sefa sürüyorlar onlar rablerini sevdi rableri de onlari sevdi sehidlik mertebesine yükseltti ne mutlu onlara ve onlari dünyaya getirenlere ve onlara selam olsun...

Herkesin gönlü bir yerlerde gezdi.
Bizim gölümüz ise Hz. ALLAH’ı sevdi.
Biz onu seviyoruz o bizi sevmese de.
Ona dilenci olduk o bize vermese de.

Onun her şeyi hikmetli üzüntüsü kederi.
Bize ne yazmışsa göreceğiz kaderi.
Ona haktır yalvarmak ona haktır tapmak.
O yüceler yücesine zevktir ibadet yapmak.

Zerreden kürreye her şeyi seyrediyor.
Mümin ve kafirin yaptığını görüyor,
Kim gerçek mümin kim sahte biliyor.
Nefsine tapanların cezasını veriyor.

Gelin ey kardeşler sevelim Rabbimizi.
İnanın kalpten ki o seyrediyor bizi.
Gece gündüz terbiye edelim nefsimizi,
Hangimiz istemeyiz cennette görmek kendimizi.

O bizi bir severse her an güzel geçecek.
Ahirete varınca cennetlik kulları seçecek.
Eğer gaflete düştükse cehenneme verecek.
Fakat kulluk yaptıksa bize selamı gelecek.
 
Hz. ALLAH (c.c) cümlemize cennette selamını duyanlardan eylesin Amin
 
Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.374 O, Yaratıyor O, Gösteriyor.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
O, Yaratıyor O, Gösteriyor.

O, Yaratıyor O, Gösteriyor

 
"Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor. Hiç bir göz O'na erişemez ihata ve idrak edemez. Fakat O bütün gözleri ihata eder." ( Enam 103)
 
İnsan insanı görüyor, yeri göğü görüyor, dağları denizleri görüyor!
Hâlbuki aslında göz görmüyor. O varlıklar göze aksediyor. İşte bu gerçek bilinmiyor. Görünenler görünmüyor. O görünenleri Hz. ALLAH’ın gösterdiğini bilmek lazımdır. O yaratıyor ve gösteriyor. Zira O her şeye her şeyden daha yakındır.
 
Ayeti kerimesinde: "Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz." (Vakıa 85 )
 
O var olduğu için Onunla görüyorsun Onunla işitiyorsun, Onunla konuşuyorsun. Hülasa kelam hep onunlasın.
Eğer bu ilmi kavrarsanız Yaratıcıyı öğrenmiş olacaksınız. Yaratıcıyı bilme noktalarından birisi de budur. O yaratıyor bir şekil veriyor ve gösteriyor. Aslında her şeyden her şeye yakın olduğunu haber veriyor. Böyle olduğu halde neden göremiyoruz ve bilemiyoruz.
 
Neden bilemediğimizi kendimizde aramamız lazım. Bu hakikatleri görmeye kendi varlığımız manidir. Vücud elbisemizi çıkarabilirsek Var olanı görürüz. Zira senin gibi her şeye bir vücud vermiştir.
 
Kâinatın elbisesini de çıkarabilirseniz o zaman yalnız O'nun var olduğunu O'ndan başka vücud da olmadığını görürsünüz.
Aslı şudur ki O'ndan başka bir vücud da yok mevcud da yok.
 
Hz. ALLAH(c.c) cümlemize hakikatleri görenlerden olmamızı nasip etsin.
 
Kalpteniman


 
 

[TOP]

20.375 Ömrün Uzaması Ve Kısalması.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ömrün Uzaması Ve Kısalması.


Ömrün Uzaması Veya Kısalması

 
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:
"Ömrü uzayanın ömrünün uzaması, ömrü kısalanın ömrünün kısalması kitapta yazılmıştır. Şüphesiz ki bu da ALLAH’a göre çok kolaydır." (Fatır 11)
Hazreti ALLAH'a göre hiç bir şeyin zorluğu yoktur ona her şey kolaydır her işi kolaylaştıracak ve zorlaştıracak güç ve kuvvetin kendisine ait olduğuna göre onun karşısına zorluk diye bir şeyin çıkması mümkün olur mu?  Kalem onun emrinde,  silgi onun emrinde,  istediğinin ömrünü uzatır,   istediğinin ömrünü kısaltır.
Muhakkak ki bunun sebepleri vardır.
Mesela,  levhi mahfuzda şöyle bir ibare yazılı olduğunu müfessirler haber veriyor.
 
Filan kimse şu hayırlı işi yaparsa ömrü uzun olur.
Hayırlı işten maksat kendisine verilen emanet vücudunu zararlı besinlerden korursa hayırlı iş yapmış olur.
İnsanın yapacağı en hayırlı iş vücuduna zararlı maddeler doldurmamasıdır.
 
Sigara,  esrar,  Eroin,  Alkol gibi zehirleri tertemiz vücuduna doldurursa ömrü kısa olur.
Bu zehirleri terk ederse ömrü uzar.
 Aşırı sıcaktan ve aşırı soğuktan
korursa çok yağlı çok tuzlu gıdaları vücuduna doldurmaktan sakınırsa, hayırlı işler yapmış oluyor.
Tehlikelerden Hazreti ALLAH’a sığınması ve ona güvenmesi öfkelendiği zaman nefsine hakim olması hep hayırlı işlerden sayılıyor.
Ayrıca anne baba duası alması, ahiretteki yakınlarına dua göndermesi hayırlı işlerden olduğundan ömrünün uzamasına vesile olur.
Yüce yaratıcımızın emanet olarak verdiği vücudumuzu zararlı maddelerden korumamızı cümlemize nasip etsin.
Fakat dikkat edilirse en tehlikeli olanlar; sigara, alkol,  esrar,  eroin ve benzerleridir.
Neden denilirse kişi çok iştahlıdır boğazına hakim olamaz yağlı, tatlı, tuzlu besinleri devamlı midesine doldurur ise,  yaşı ilerlediği zaman, ya kalp hastası, ya şeker hastası olur.
Bu o kişinin kendine zararı, fakat sigara alkol ve diğer maddeler kullananın hem kendine hem etrafına zararlı oluyor.
Sigaranın zararını düşünsek, kişi evinde içiyorsa, en çok sevdiği eşini ve yavrularını kendisiyle birlikte zehirlenmesine sebep oluyor.
Hem kendisini hem yavrularını akciğer kanser hastası namzedi yapıyor
Alkol ve diğer sarhoş edici maddeleri düşünürsek onların da kullananın hem kendisine hem etrafına zararı var.
Biraz keyifleneyim diye, Hz. ALLAH'ın yasak ettiği maddeyi vücuduna doldurur aklının dengesini bozar, hem kendinin hem eşinin ve çocuklarının şerefini iki paralık eder.
Bu cahillik değildir de nedir.
Hz. ALLAH.(c.c) ise emri şerifinde şöyle buyuruyor:
 
"EY İMAN EDENLER,  İÇKİ KUMAR PUTLAR VE FALCILIK ŞEYTAN İŞİ PİSLİKLERDİR. BUNLARDAN KAÇIN Kİ SAADETE ERESİNİZ."  (Maide 90)
 
RESULULLAH (s.a.v) Efendimiz ise hadisi şeriflerinde:
 
"İÇKİ YAPANA YAPTIRANA İÇENE TAŞIYANA KENDİSİNE TAŞINANI DAĞITANA SATIP PARASINI YİYENE,  lanet olsun."
( Tirmizi) buyurmuştur.
 
Daha küçük yaşımda bu ayeti kerime ve hadisi şerifi okuduğum zaman içki ve benzerlerine karşı sahibimin yardımı ile. İçimde tiksinti uyandı.
Çünkü Hz. ALLAH.(c.c) "bunlar şeytan işi pisliklerdir bunlardan kaçın ki saadete eresiniz. "Buyuruyor kâinatın efendisi  (s.a.v) ise yapana yaptırana içene bu işlerden ticaret sağlayana lanet ediyor.
Sonuçta. Bu yasaklardan uzak duranlar saadete kavuşuyor. Yapanlar ise lanete uğruyor. Bu imanımın kuvvetlenmesine vesile olan hadiseyi lüzumuna binaen anlatayım. İlkokul ve kuran kursunu bitirdiğim 1953 yılından sonra adapazarına taşındık.
 
Rahmetli babam beni bir terzi dükkânına çırak olarak verdi.
Ustam ve çevrem ihlaslı kişilerdi vakit namazlarını genellikle cemaat ile kılıyorduk yaşımın 16 devrele-rinde taşındığımız köyümüzden bir yakınımız tarafından ailecek düğüne davet edildik ve gittik düğün gecesi yemekler yendi herkes dağıldı o arada ben babamı aradım bulamadım meğer içkici takımı babamı kandırmış götürmüş. Kimin evinde misafir kalacağımızı sormam için onu bulmam lazımdı ve bulundukları evi öğrendim kapıyı açtım babama seslenir seslenmez sarhoş arkadaşları beni yakaladı-lar içki masasına oturttular hadi bakalım koca delikanlı oldun deyip içki bardağını önüme koydular. İçeceksin dediler onlar üsteledikçe ben kesinlikle içmeyeceğimi söyleyince onlarda baskı yapmaktan vazgeçtiler.
Bende babamdan misafir kalacağımız evi öğrendikten sonra oradan ayrıldım. Ertesi günü ada pazarına döndüğümüz zaman kardeşim rüyasını anlattı fakat o kadar heyecanlı idi ki. abi dün gece bizim eve öyle bir kişi geldi ki padişah kıyafetinde.
İçeriye girer girmez ben kimim biliyor musun kızım hani siz
"LÂÎLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH" diyorsunuz ya işte o Muhammed benim dedi ve ağabeyine çok selam söyle dedi ayrıca siz erkek kardeş bekliyorsunuz.
Fakat ALLAH size kız kardeş verecek deyince selamın coşkusu ile mest oldum kâinatın efendisinden selam gelmişti bu hadise imanıma iman kattı.
 
Her şeyden haberdar olan ve her olayı bilen sahibimin beni takip ettiğine kalpten iman ettim çünkü içki bardağını geri vermekle onun ve resulünün emrini yerine getirmek için yaptığımı biliyordu.
Kısa zaman sonra biz erkek kardeş beklememize rağmen annem bize kız kardeş doğurdu o kardeşimin kız olacağını da peygamber (s.a.v)’in haber vermesi ise hadisenin ciddiyetini gösteriyordu çünkü o tarihte ilim bu zamanki gibi gelişmiş değildi ALLAH’A sonsuz hamdü senalar.
Habibi resulüne da sonsuz salat-ı selamlar olsun.
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİHİ SALATEN ENTE LEHA EHLÜN VEHÜVE LEHA EHLÜN

Kalpteniman


 
 
 

[TOP]

20.376 Oldu Bitti Derken

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Oldu Bitti Derken


Oldu Bitti Derken Öldü Bitti Olur.

 
Yaz kış derken ömür bitti erken.
 
Kabir amel sandığıdır, Orada ne var?
 
Ne götürürsen o var.
 
Dünyada Onunla, kabirde Onunla, mahşerde Onunla,
cennette de onunla olursan hoşsun başka şeylerle olursan boşsun.
 
ALLAH’u Teâla bir kulunu severse, kendisinin sevdiğini ona sevdirir,
Fakat sevmezse onu kendi nefsine bırakır.
Sen de nefsine uyarsın ondan sonra gideceğin yere gittiğin zaman ayılırsın.
Ama iş işten geçer..
 
Sen sen ol Hakk ile ol Halka muhtaç olma.
Haram lokma ile beslenen bir vücuda benim bir sözüm yok.
 
Gönül nimetleri değil de nimetleri ikram edeni istiyor.
 
Bereket helalin içindedir haramın içinde değil.
 
Ruhumuz Rabbimizin emrindedir verirse hayattayız alırsa vefattayız.
 
Mademki hayattayız hazırlığımızı ihmal etmeden yapmalıyız....
 
Ömer Öngüt Efendi Hz.
 


 
 

[TOP]

20.377 Ölüm İyi Bir Şeydir.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ölüm İyi Bir Şeydir.

Ölüm iyi bir şeydir.

 
Gönül Sohbetleri.
ALLAH’ımız hamdımızı teksir, kalbimizi taltif etsin.
Akıbetimizi hayırlı etsin. Gerçekten bu dua ağız duası gibi geliyor.
Fakat içten yapılırsa, Ey Alemlerin Rabbi, bütün iyilikler sendendir.
Bütün kötülükler bizdendir. Bu iyilikler yüzünden sana sonsuz şükürler olsun.
Ey alemlerin Rabbi !
Bizim kalbimizi temizle. Rızana mucip iş ve harekette bulundur.
Dolaysı ile bu yüzden de ölümü bize kolaylaştır.
Nasıl kolaylaşır? Zatına yakın yaparsa, ölümü de sevdirirse hazırlığını yaparsın.
Ölümle beraber zatına kavuşmaya vesile olur.
Çünkü fakir çok evvel şöyle demişti. Ölüm ne güzeldir,
Mahlukunu halıkına kavuşturan en hızlı vasıtadır.
Onun için ölüm iyi bir şeydir. ALLAH’ım çektiği kullardan etsin.
Çeşitli hastalıklar bizleri bekliyor.
Kabir bizi bekliyor. Kurtlar bizi bekliyor.
Münker nekir bizleri bekliyor.
Bizleri neler neler bekliyor. Biz ise neler neler yapıyoruz.
Cenab-ı Fahr-i Kâinat (s.a.v)  Efendimiz;
"Kabir ahiretin konak yerlerinden ilk konak yeridir.
Eğer ondan kurtulunulursa, gerisi daha kolaydır.
Şayet kurtulunmazsa gerisi daha ağırdır.
" (Tirmizi 2410)
ALLAH’ımız bizi bize bırakmasın...
 
Ömer Öngüt Efendi. (sözler ve notlardan)


 
 

[TOP]

20.378 O'na Sığınmak En Güzeldir.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
O'na Sığınmak En Güzeldir.




O'na Sığınmak En Güzeldir.

 
Müminlerin anası Ümmü Seleme RadyALLAH’ü anha anlatıyor.
 
Resulullah (s.a.v) Efendimiz en sık olarak:
"Ey kalpleri değiştiren ALLAH’ım!Benim kalbimi dinin üzerine Sabit kıl." diye dua ederdi.
 
Kalpleri çeviren hiç şüphesiz sadece ALLAH’u Tealâdır.
Resulullah (s.a.v)  in  kalbinin islâm dışı bir şeye dönüştürülmesi
söz konusu değildir.
 
Zira Cenab-ı Hakk buyuruyor ki;
"Muhakkak ki sen gönderilmiş peygamberlerdensin.Doğru bir yol üzerindesin."( Yasin 3-4 )
 
Öte yandan bütün peygamberlerin imanı masum " korunmuştur.
Onlar imansızlık tehlikesinden uzaktır.
 
O halde Resulullah (s.a.v)  Efendimizin en sık yaptığı bu dua
biz ümmetinin dikkatini çekmek içindir.
Tıpkı hazreti Yusufun.
"Müslüman olarak canımı al ve beni salihler zümresine kat."( Yusuf 101 )
diye dua etmesi gibi.
 
Nazargâhı İlâhi olan kalbe hakimiyet sadece ALLAH’a aittir.
Hidayet veren O'dur.
Hidayeti tattıktan sonra delalete düşme bedbahtlığından korunmak
için O'ndan yardım dilemek, O'na sığınmak en güzeldir.
 
Hz.  ALLAH(c.c) cümlemizi O'na kalpten iman Edip
sığınanlardan eylesin inşaALLAH.
 
Ömer Öngüt Hz.
Sözler ve notlardan 

 
 

[TOP]

20.379 Ömer Öngüt Efendi Hazretleri

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ömer Öngüt Efendi Hazretleri

 

ÖMER ÖNGÜT
VE ESERLERİ

 

Muhterem müellif 1927 senesinde Yugoslavya'nın Yenipazar şehrinde dünyaya gelmişlerdir.

Babaları Muharrem Efendi, anneleri Çelebiye Hanım'dır. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin neslinden olan Medine-i Münevvere'li Şeyh Ahmed -kuddise sırruh- Hazretlerinin torunudurlar.

Şeyh Ahmed Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri bir sebeple geçici olarak Yugoslavya'nın Yenipazar şehrine geldiğinde vefat etmiş, çocukları ise orada kalmışlar, daha sonra torunları Medine-i münevvere'ye değil de 1936 yılında Türkiye'ye gelerek Düzce'ye yerleşmişlerdir.

Müellifimiz, Şeyh Muhammed Es'ad Erbilî -kuddise sırruh- Hazretlerinin hulefasından Şeyh Halil Fevzi -kuddise sirruh- Hazretlerinin hizmetlerinde olmakla kemal bulmuşlar, 1950 senesinde ahirete intikallerinden sonra ise irşada başlamışlardır.

Okur-yazar olmaktan başka herhangi bir zahirî tahsilleri bulunmamaktadır. Mânen yetişmeleri hususunda şöyle buyurmaktadırlar:

"Tarikat-ı aliyye'ye alındığımızda Şeyh Muhammed Es'ad Efendi -kuddise sırruh- Hazretlerimize karşı sonsuz bir muhabbet uyandı. Alındığımızın haftasında tecelli ettiler ve bir daha da bırakmadılar. Geceleri hep onlar meşgul olurlardı. Gündüzleri ise zaten Efendi Hazretlerinin huzur-u saadetlerinde idik. Bu suretle her iki pîrin himmet ve tasarruflarında bulunduk. Bugün dahi her ikisinin himmetleriyle yürüyoruz. Ve gelenleri de onlara havale ediyoruz."

Sohbetleri esnasında bir sual veya rüyâdan mevzu açılmakta; bazen de vakte, zamana, hâle ve istidada göre kendileri mevzu açmaktadırlar

Son derece fasih, az ve öz, içten ve derinden, açık ve külfetsiz söz söylerler; herkesin seviyesine inerek, herkesin rahat anlayabileceği sadelikte konuşurlar. Kendilerine has apayrı bir sohbet üslupları vardır.

Gelenlerle engin bir hoşgörü içerisinde ayrı ayrı ilgilenir, dertlerini dinler, sıkıntılarını giderir, dünyevî ve uhrevî meselelerde yol gösterirler.

Gaye ve hedefleri; Allah ve Resul'ünu sevdirmeye, Allah ve Resul'ünde birleştirmeye, Nûr-i Muhammedî'nin yayılmasına, kalpleri Hakk'tan gayrı her şeyden kurtarmaya ve arındırmaya çalışmaktır.

En büyük iltifatları mahviyet ve istikamettir. Sohbetlerin büyük bir bölümü mahviyetten geçmektedir. Müşâhede mahviyeti içinde nice esrar ve hikmetlerin kapısını açmışlardır.

Sohbetlerinde rüyâlar da ayrıca bir hususiyet arzetmektedir. Anlatılan rüyâlardaki rumuzlara verdikleri cevaplar, her türlü takdirin üstündedir. Soran da dinleyen de alacağını alır, yoluna koyulur.

Kuran-ı Kerim'in ifâdesiyle "Edğâsu ahlâm = karmakarışık rüyalar"a bile kalpleri mutmain eden cevaplar ve öğütler vermektedirler. Bu vesile ile nice ulvî işaretler, kudsi hakikatler, Rabbânî sırlar ortaya çıkmaktadır.

.

Muhterem müellifin, insana yaratılış gayesini öğreten, Yaratan'ını tanıtan, ebedî saâdet ve selâmete yönelten, düşündüren, gönül üzerine, mâneviyat üzerine, iman, İslâm, ilim-irfan, ahlâk-fazilet, aşk-şevk üzerine söylenen sözlerle dolu, bilhassa erbâb-ı sülûkün çok istifade edeceği eserlerinde İslâm hakikatleri, iman letâfetleri, tasavvuf sırları Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'lerin ışığında selis bir üslupla anlatılmaktadır.

Daha geniş kitlelerin istifade edebilmesi için bu eserlerin neşri yanında, bölümleri de kitapçıklar halinde yayınlanmaktadır.

.

Tasavvuf; esrar odasının ilâhi sırlarına insanı mazhar eden bir yoldur, ilim-irfan mektebidir.

Her zamanda olduğu gibi bugün de tasavvuf aynen mevcuttur. Asliyetinden hiç bir şey kaybetmemiştir. Ve bu yol kıyamete kadar bâkidir. Bilhassa Tarikat-ı Nakşibendiyye'de kıyamete kadar pir eksik olmayacaktır. O has oda; odadan odaya, halkadan halkaya geçmiş ve hiç bozulmamıştır. Hazret-i Allah dilediğinin devrini kapatır, dilediğinin devrini açar.

 

"Aşk ehli gitti, muhabbet şehri boş kaldı deme,
Cihan Şems-i Tebrizî güneşi ile dolu isteklisi nerede!..."

Hazret-i Allah zâhirî ilimlerin öğrenilmesi için yeryüzünden âlimleri eksik etmediği gibi, bâtınî ilimleri öğretmek için de tasavvuf ehlini eksik etmemiştir.

Cenâb-ı Hakk'ın lütuf ve ihsanı, sadece ilk devirlerde bulunan müslümanlara mahsus değildir. Her devirde ilâhî ahkâma tâbi olan bütün müslümanların bu gibi ilâhî inâyetlerden istifade edecekleri açık bir gerçektir.

Hiç şüphe yok ki bu efdâl ümmet içinde, yağmurun toprağa düşmesi ile ölü toprağın nebat fışkırttığı gibi; Hakk'ın izni ile ölmüş kalpleri diriltenler de mevcuttur. Bütün engel ve güçlüklere rağmen, yalnız Allah için mücâhede ve mücâdele etmektedirler.

Dini, bütün tazeliği ile ayakta tutan onlardır. Her devirde etraf ve muhitlerine nur saçmışlar, insan yetiştirmişler, yol gösterici eserler vermişlerdir. Emin adımlarla gayelerine doğru ağır ağır ilerlemektedirler. Hazret-i Allah'ı tercih edenler bunlardır. Hazret-i Allah'ın da tercih ettiği bunlardır.

Onlar ki; kendi mutluluklarını, mutsuz ve umutsuz insanlara umut, huzur ve teselli aşılamakta aramış ve bulmuşlar, mum gibi kendilerini eriterek etraflarını aydınlatmışlardır.

"Ümmetim yağmur gibidir. Evvelkiler mi daha hayırlıdır, yoksa sonrakiler mi daha hayırlıdır bilinmez." (Tirmizi)

Evvelkilerden murad Asr-ı saadet'tir. Bir defa geldi, bir daha da gelmeyecek. Sonra gelenler, Saadet asrındaki müslümanlara çok benzedikleri için Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz onlara teşbih buyurmuştur. Dilerse, dilediği zamanlarda Asr-ı saadet gibi devir yaşatıyor Hazret-i Allah.

Dilerse bütün Kâinatın aradığını bir noktada toplar.

Bir Hadis-i şerif'te de şöyle buyuruluyor:

"Ümmetimden bir taife kıyamet kopuncaya kadar Hakk yolunda muzaffer olmakta devam edecek, muhalefette bulunanlar onlara zarar veremeyecektir." (Buharî)

Bilindiği gibi hakikat, güneş gibi daima zâhir ise de; dünya muhabbeti ve aşırı meşguliyetler sebebi ile, kalp üzerine baskı yapan perdeler insanı hakikatten uzaklaştırıyor, müşâhededen ayırıyor.

Hâtem-ül Enbiyâ -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'den sonra vahiy kesilmiş, ilham kapısı ise açık kalmıştır. Din kıyamete kadar bâkidir. Bu devrin karanlık günlerinde bile İslâm'ın nuru gönüllerde parıldamaktadır. İnsanların yeni bir dine ihtiyaçları yoktur. Fakat zamanla vesveselere dalıp, arzu ve heveslerine kapıldıkları için; hakikatı hatırlatmaya, ruhları kuvvetlendirmeye ihtiyaçları vardır.

.

Ashab-ı Kiram -radiyallahu anhüm- Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in sohbetlerinde yetiştiler. Sohbetten aldıkları feyiz ve bereket sebebiyle onlara Sahabî denilmiştir. Onları Medine'de yetiştiren medrese Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin mescidi idi.

Bir taraftan İslâmiyeti yaymaya ve güçlendirmeye çalışırken, diğer taraftan da müslümanlara dinlerini en ince noktasına varıncaya kadar öğretiyor, maddî-manevi her türlü müşküllerini hallediyordu.

Ashab-ı Kiram -radiyallahu anhüm- ondaki fesahat ve belâgatın hayranı idiler. Sanki başlarında kuşlar varmışçasına, huzur ve huşu içinde dinlerlerdi.

Sohbetin verdiği kemâlât ile, peygamberler hariç bütün insanlardan üstün oldular.

Tasavvuf yolunda da sâlike merhaleler aştıran, onu terakki ettiren en mühim âmil mürşidin sohbetidir.

Onların sohbeti yakınlık makamından doğar ve âlî makamlardan süzülerek gelir. Kalplerinin üzerinde perde yoktur. Allah yolunda köprü mesabesindedirler. Sohbet ve nazarları feyz kaynağıdır, kalp hastalıklarına şifadır. Söylediklerini görerek, bilerek ve yaşayarak söylemişlerdir.

Tereddütlü kalplerin itminan bulması, gizli şeylerin öğrenilmesi ancak muhabbet ve sohbet ile mümkündür. Mutmain olmayan bir kalp yürü demekle yürümez.

Muhabbet ve sohbet ile kazanılan feyiz ve bereketin, vecd ve istiğrakın bir çok şeyle elde edilemeyeceği, ilâhî tecellilerin doğmasına sebep olduğu erbabınca malumdur.

Rabbimiz bu taifenin neşesine ve neşvesine ererek yaşamaya muvaffak buyursun.

.

Muhterem ÖMER ÖNGÜT'ün eserleri:

Muhterem ÖMER ÖNGÜT'ün Eserleri


| Muhterem ÖMER ÖNGÜT'ün Eserleri | Ana Sayfa

|

 

 
 

[TOP]

20.380 Muhterem Ömer Öngüt Efendinin Kendisine Yapılan İftiranın Saman Yolu TV’de Yayını.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Muhterem Ömer Öngüt Efendinin Kendisine Yapılan İftiranın Saman Yolu TV’de Yayını.
.tr.gg/Muhterem--Oe-mer--Oe-ng.ue.t-Efendinin-Samanyolu-Tv-De-Yay%26%23305%3Bnlanan-Tekzip-Karar%26%23305%3B.htm

 


Bu akşam samanyolu haber bülteninde Ömer öngüt Efendinin.
Düzeltme ve cevap haberi yayınlandı.


DÜZELTME VE CEVAP.

Samanyolu Tv (stv) Logosuyla yayın yapan televizyon kuruluşunun 01-02-2010 günü saat, 18,20 de gerçekleştirdiği Ana haber bülteni içersinde şahsımla ilgili olarak Silahlı kuvvetlerin içinde bulunduğu iddia edilen gayrimeşru oluşumun hazırda beklettiği irticai faaliyetler için zamanı gelince kullanacağı eleman olduğum ithamında bulunulmaktadır.

İlk defa Taraf gazetesinin 12- haziran 2009 tarihinde benzer bir yayın sebebiyle, Hakikat dergisinin Temmuz 2009 tarihli sayısında gerekli cevapları tavsilatı ile vermiş bulunmaktayım.
O yazımda da beyan ettiğim gibi ne askeriyenin ne de bir başka bir birimin yönlendirmesi ile hareket ederim.

Bağlılığım yalnız ve yalnız Hazreti Allahadır.
85 yaşımda ömrümün son günlerine gelmiş bir mümin olarak hesabın
Allah-u Tealaya verileceği bilinci içersindeyim.
Bu bilinçle askeriye içersinde bulunduğu iddia edilen gayrımeşru bir oluşumun emir ve direktfleriyle hareket edeceğimi düşünmek ve
bunu Tv ekranlarından habercilik kisvesi altında insanlara duyurmak
beni ziyadesiyle mütessir etmiştir.

İftira sahiplerini Yaradana havale ediyorum.

Ömer Öngüt Efendi Hz.

 
 

[TOP]

20.381 O,Neilden Alıntı Ve Cevap.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
O,Neilden Alıntı Ve Cevap.




O,Neilden Alıntı Ve Cevap.

 
ALINTI(O'Neill @ Apr 15 2012, 03:15 PM) 
 
Sayın üzgün dede bey, bu sitede veya herhangi bir platformda ,Ateizmi tebliğ gibi bir misyonum yok. Aksine, var olan inançların veya inançsızlığın, toplum psikolojisi üzerindeki artı ve eksi etkilerinin farkında olarak, "bunlar kriterler toplum bilincinin gelişmesi adına faydalı ve gerekli" diyebiliyorum. Karşı çıktığımız en önemli detay/kritik, inancın veya inançsızlığın hedef/temel alınarak, bireyleri bu kavramlar üzerinden militanlaştırma, bu usul ve yöntem ile toplumsal barışın ortadan kaldırılarak, toplumlar arası mesafenin uç noktalara taşınmasıdır. İnanca düşman değilim inançsızlığı bir hayat felsefesi olarak algılayan ve bu uğurda çabalayan militanda değilim. Sadece insanım, kavramların ,farklılıkların, toplumları bölmek adına kullanılmaması gerekliliğinin farkında olan, toplumları ,farklılıkları bir silah gibi kullanarak, ayrıştırıp bölmek suretiyle yönetmeye çalışan militan ruhlu kişi ve kurumların karşısındayım.
 

O,neill:
Öyle zannediyorum ki, siz İslamın tebliğ edilmesinde hele bu zamanda yaşanan
müslümanların birbirlerini kırmasından İslamın alet edilip koltuk sevdasına çevrilmesinden
bunalarak veya sizin bildiğiniz bizim bilmediğimiz sebeplerinizden dolayı arayış içine girdiniz.
 
Bu arada da şeytan size musallat oldu imansızlık fikrini size akıttı.
Bak o,neill öyle zannediyorum ki sen müslüman bir aileden meydana gelmiş bir insansın.
Sana tavsiyem derhal tevbe et okuduğun şeytani kitapları okuma vakit geçirmeden yak onları
ve islamı tebliğ eden mümin alimlerin eserlerini oku.
Ayrıca bizim. www Kalpteniman
. tr .gg sitemizde yaşadığımız manevi halleri duyuran yazılarımız var
onları oku seninle yazıştığımız bu yazıları da oraya kopyalayacağım okursun.
Hz. ALLAH (c.c) yar ve yardımcın olsun inşaALLAH...

Kalpteniman
--------------------
Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA
MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI YERDİR.
(Nazirat Süresi 40-41)
 



 
 

[TOP]

20.382 ONeille. Mesajdır.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
ONeille. Mesajdır.


O neille. Mesajdır.


 
O Neill,
Size Ayeti kerime ve hadisi şerif yazmıyorum çünkü inanmıyorsunuz.
Siz dünya yaşamının belirli bir süreden ibaret olduğuna, öldükten sonra hiç bir
şeyin kalmadığına inananlardansınız.
Bu itikatlınızın doğru olduğunu savunuyor
herkesi böyle inanmaya saadetin bu yolda olduğuna inandırmaya gayret ediyorsunuz.
Bu çalışmayı yaparken de sizi insan olarak yaratana düşmanlık yaparak şeytani
ordunuzu kuvvetlendiriyorsunuz.
Siz ancak şeytanın hizmetini yapıyor insanları huzurun iflas ettiği bırakın ahireti, insanları
dünya azabına çağırıyorsunuz.
 
Bir yol ki orada Hz. ALLAH’ı inkar var orada huzurun zerresi olmaz.
Bir yol ki orada ölümden sonra diriliş yok orada huzurun zerresi olmaz.
O neill:
insan fıtratı itibari ile hep kazanmak ister sizler ise insanın kazanma
yollarını kapatıyor onları yok oluşa iflasa davet ediyorsunuz.
Neden:?
Çünkü onlara ölümün bitiş olduğunu ahirette cennet diye bir şey olmadığını
ne varsa bu dünyada diyerek kişileri umutsuzluğa sevk ediyorsunuz böyle huzur olur mu.?
Bıraksanız da inansa o kişi huzursuz mu olur.?
 
Hz. ALLAH’a inanan ise ölümün bitiş yok oluş olmadığına inanır üstelik Hz. ALLAH’ın vadettiği
cennet ümidiyle ölüm bile kâbus olmaktan çıkar yaşlılığı ve ölümü rahat olur.
Yaşlı bir ateisti düşün gençliğinden yaşlılık devresine kadar yok oluş ve iflas hayatı
yaşamıştır ölürken de yanındakilerden koparken artık hiç görüşmeyeceğiz duygu düşüncesiyle
ayrılıyor ne korkunç bir ayrılış bu mu huzurlu hayatınız ve huzurlu sonunuz.
 
Fakat inanan öyle mi, eğer kalpten iman etmişse kalpten imana kavuşabildiyse Hz. ALLAH’ın onu
her an takip ettiğini yakinen hisseder yardım ettiğini gözü ile görür.
Şeytaniyi rahmaniyi ayırır çünkü Hz. ALLAH onu hususi himayesine alır tecellileri devamlı
seyredince de imanı kemale erer.
Dünya hayatı huzurlu geçtiği gibi ahiret umudu da olduğundan ölümü de rahat olur
ahirete umutla göçer orada daha evvel ölmüş olan yakınları ile kavuşacağını umduğu için
gurbetten memleketine dönen gurbetçi gibi gider.
Sizin gibi şeytana inananlar da dünyaları da ölümleri de umutsuzluk içinde geçer.
Siz de biliyorsunuz umutsuzluk perişanlıktır kırmayın insanların umutlarını bırakın onları
yaratana inansınlar bırakın ahirette tekrar dirileceklerine inansınlar bunlar kişiye huzur verir.
 
Bak oneill seni Hz. ALLAH seviyor şeytanın bağladığı ipi koparman için ta nerelerden
bizi buldurdu bizimle tanıştırdı seni bizimle uyarıyor sitedeki kardeşlerimizle uyarıyor.
Hz. ALLAH (c.c) kendine inanan kulları ile kullarını irşad ediyor sana bu siteyi buldurdu.
Şeytan da kendine inanan tayfası ile kendine çağırıyor sen onun yok oluş çağrısına uyacağına
Hz. ALLAH’ın yeniden var oluş çağrısına uy şeytanın tayfasından çık Hz. ALLAH’a inananların
arasına gir de huzura kavuş.
Bir gönülde Hz. ALLAH’a iman var o kişide huzur var.
Bir gönülde Hz. ALLAH’a iman yok o kişide huzurun eseri olmaz.
 
Oneill. kendini yakıyorsun etrafını yakma.
Kendini uçurumdan atıyorsun çoluk çocuğunu atma.
Bizi senin karşına Hz. ALLAH çıkardı bunlar kesinlikle tesadüf değil bize senin
kimliğini manada gösteren Hz. ALLAHtır biz sizi cismani olarak görmedik manada gördük.
Ve şeytana tabi olduğunuzu Hz. ALLAH bize gösterdi.
Öyle zannediyorum ki sizin imana kavuşmanız için dua edenler vardır.
Onların hatırına Hz. ALLAH sizinle ilgileniyor sizi bir haberleşme köprüsü olan internetle
bizimle buluşturuyor. kıymetini bil ve uykudan uyan inşaALLAH.
Sana tavsiye ettiğim tevbe namazını kıl seni af etmek için bahane arayan
Rabbine dön İnşaALLAH.

Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.383 Öyle Bir İmtihan Ki,Canla Veriliyor.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Öyle Bir İmtihan Ki,Canla Veriliyor.

Öyle Bir İmtihan Ki, Canla Veriliyor.

 
İlk imtihanı Adem (a.s) ile Havva annemiz verdiler.
Cennetten atıldılar, oğullarından biri diğerini öldürdü sabrettiler.
Hazreti Eyyüp (a.s) Hazreti İbrahim (a.s) Hazreti Nuh (a.s)
Muhammed Mustafa (s.a.v)  Efendimiz ve  diğer peygamberler
ve veliler imtihana tabi tutularak ahirete göçmüşlerdir.
Dikkat edersek bu imtihanlar canla malla evlatla olmuştur kazanan kazandı
kaybeden kaybetti bunun iç yüzü ahirette belli olacaktır her geç ise ahirete
göçeceğimiz için her an dikkatli olmalıyız imtihanları kazanmalıyız.
 
Dünya imtihansız geçmeyecektir zaten imtihan olmak için geldik başka yol vermemiş
hazreti ALLAH’ımız.
Kimi kime şikayet edeceksin sınava çeken Hazreti ALLAH sınav veren ise bizler.
Yaşayan birçok insanların aklı bu işe ermiyor ciddiye almıyor günaha girmekle sevap işlemekle
serbest olduğunu bilemiyor.
Hazreti ALLAH’ı bırakıp nefsine uyarak şeytan pazarlarında gezerek alışveriş yaparak çeşitli
belâları satın alıyor sonra da kalkıp bu belâ geldi de beni buldu diye üzülüyor suçu da başka
yerde arıyor ALLAH başıma bu belâları neden verdi diyor.
 
Kardeşim Hazreti ALLAH’ın emirlerine iman etmiyorsun nefsine şeytana uyuyorsun,
attığın adıma söylediğin söze dikkat etmiyorsun hem kendine hem etrafa zarar veriyorsun.
Şu kesinlikle bilinmelidir ki, dünyaya gelen her insan Hazreti ALLAH’a inanmak veya inanmamakla
sınava çekilir nefsine şeytana uymazsa dilden de olsa Hazreti ALLAH’a inanır.
Bundan sonra diğer imtihanlar başlar can acısı ile evlâd acısı ile fakirlikle zenginlikle sınava tabi
tutulur.
Geçmiş zamanlardan günümüze kadar başta Peygamber Efendilerimiz, Padişahlar, devlet başkanları
Veli kullar insanlar hepsi sınavlarını vererek ahirete göçmüşlerdir.
Şimdi ise biz yaşayanlar sınava çekilmekteyiz inşaALLAH kazananlardan oluruz.
 
Bu hususta bizi bizden daha iyi bilen Hazreti ALLAH (c.c) nefsine uyup şeytanın emri altına girerek günah
işleyen kullarını zatına çağırıyor hatalarından dönmelerini af ve merhametine sığınmalarını emrediyor.
Ayeti kerimede;
"KİM BİR KÖTÜLÜK YAPAR VEYA NEFSİNE ZULMEDER DE,
SONRA ALLAH’TAN MAĞFİRET DİLERSE, ALLAH’I ÇOK BAĞIŞLAYICI
VE MERHAMET SAHİBİ OLARAK BULUR."
(Nisa-110)
 
Hazreti ALLAH (c.c) böyle sonsuz merhamet sahibi olmasaydı isyan eden akla hayale gelmeyen günahlar işleyen günahkâr kullarını son nefeslerine kadar sınava tabi tutar mıydı onlara yaşam hakkı tanımaz
helâk ederdi.                            
Hazreti ALLAH’ın sünnetini adetini iyi anlamıyanlar her hangi bir sıkıntıda isyana kapılarak ALLAH olsaydı bu hadise gelip beni bulmazdı O beni korurdu gibi sözlerle haşa O'nu inkârı dahi akıllarından geçiriyor küfre kucak açıyorlar Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi bu tehlikelerden korusun.
 
Fakat Hazreti ALLAH’a kalpten iman eden her hadisede bir hikmet görür paniğe kapılmaz bu bir imtihandır der ve geçer ne üzülür ne sevinir Hazreti ALLAH’a teslim olur imtihanın başarılı geçmesi içi hazreti ALLAH’a sığınır.
 
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi kolay imtihana tabi tuttuğu, geç kulum dediği kullarından olmamızı  
nasip etsin inşaALLAH
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.384 O Şehirde Dokuz Kişi Vardı Ki,Yer Yüzünde Bozgunculuk Yapıyorlar İslâh Tarafına Hiç Yanaşmıyorlardı.(Neml-48)

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
O Şehirde Dokuz Kişi Vardı Ki,Yer Yüzünde Bozgunculuk Yapıyorlar İslâh Tarafına Hiç Yanaşmıyorlardı.(Neml-48)


"O Şehirde Dokuz Kişi Vardı Ki, Yer Yüzünde Bozgunculuk Yapıyorlar Islah Tarafına Hiç Yanaşmıyorlardı."(Neml-48)

 
"O şehirde dokuz kişi vardı ki, yer yüzünde bozgunculuk yapıyorlar
islâm tarafına hiç yanaşmıyorlardı.
ALLAH’a and içerek birbirlerine şöyle dediler, gece ona ve ailesine baskın
yapalım (hepsini öldürelim) sonrada (velisine geride kalan akrabalarına)
o ailenin öldürülüşü sırasında orada bulunmadığımızı bizim doğru yolda
olduğumuzu söyleyelim.
Onlar böyle tuzak kurdular, bizde kendileri hiç farkında olmadan onların
plânlarını altüst ettik.
Tuzaklarının nasıl olduğuna bir bak!
Biz onları da kavimlerini de hepsini de helâk ettik."
(Neml-48-49-50-51)
 
Kuranı kerimde Salih Aleyhisselâm kıssasında geçen hadise bu yıl on beş temmuz
gecesi ülkemizde de o hadiseye benzer şekilde yaşandı.
Kıssada geçen 9 kişi yani dokuz hain günümüzde kimlerdi.
Tabii ki o zamanki hainleri bu zamanki hainlerle kıyaslamak zor ancak şimdi
dokuz düşmandan daha fazla düşmanlarımız var.
 
Adede vurulamayacak kadar düşmanlarımız var.
Ancak semud kavmine saldıranlara verilen cezanın daha beterini devletimize saldıranlara
da veriyor.
Hazreti ALLAH (c.c)  Ayeti kerimesinde:
"Tuzaklarının sonunun nice olduğuna bir bak! Biz onları da kavimlerini de helâk ettik."(Neml-51)
 
Gelen şehit haberleri ile, Aileleri ve halkımız çok üzüntülüyüz, fakat hiç birimiz umutsuzluğa kapılmayalım
Hazreti ALLAH’ımız devletimizin kararlı tutumuyla azim ve gayreti vesilesiyle iç ve dış bütün
kavimleri helâk edecektir çünkü Hazreti ALLAH (c.c) devletimizi desteklemektedir zaferler yakındır inşaALLAH.
 
Kalpteniman

 

 
 

[TOP]

20.385 O Halde Siz Akşama Ulaştığınızda Ve Sabaha Ulaştığınızda ALLAH’ı Tesbih Edin.(Rum-17)

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
O Halde Siz Akşama Ulaştığınızda Ve Sabaha Ulaştığınızda ALLAH’ı Tesbih Edin.(Rum-17)


"O Halde Siz Akşama Ulaştığınızda Ve Sabaha Ulaştığınızda ALLAH’ı Tesbih Edin."(Rum-17)

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"O halde siz akşama ulaştığınızda ve sabaha ulaştığınızda ALLAH’ı tesbih edin." (Rum-17)
buyuruyor.
İlâhi buyruğa uymamız farzdır, O'nun bizlere enerji güç  kuvvet veren, melun şeytana kalkan olan mübarek ismi celilini sabah kalkınca akşam yatarken anmamız kendimizi güvence altına almamız lâzım.
 
Sabah uyanınca kahvaltıya oturmadan O'nu anan (sabah namazını kılan) gündüzünü de ibadetle geçiren, gece olunca yatsı namazını kılan yatağa öylece yatan kişi Hazreti ALLAH’ın rızasına kavuşmuş O'nun koruma sahasına girmiştir Hazreti ALLAH’a tam teslim olan biriyse kesinlikle her belâdan uzak olur o halde ölse bile cennettedir.
 
Sabah namazımı kılmış işe yetişmek için Euzü besmele ile bizi şantiyeye götürecek olan servis aracına binmiştim, servis aracı tam doluydu ayakta dahi arkadaşlarımız vardı biraz yol aldık ki güm dedi arabanın ön lastiği patladı araba sağa kayayarak takla atmaya başladı ben her başım aşağıya geldiğinde LâilaheillALLAH diye bağırıyordum araba dördüncü taklada dört tekerinin üstüne düştü ve ben havada kuş gibi uçtuğumu kaza mahallinden on metreye yakın uzakta yere iki ayağımın ve iki elimin üzerine düştüğümü dün gibi hatırlıyorum ne ayaklarım ne kollarım kırılmadı adam paraşütle atlıyor eğer sert iniş yaparsa ayakları kırılır biz ise tamamen bağımsız olarak uçtuk ve konduk kılımıza zarar gelmedi.
 
Bizim neyi anlatmak istediğimizi anlayan anlamıştır daha fazla açıklamaya gerek yoktur.
Yeter ki sen Kâinatın sahibine ve meleklerine iman et itimat et gör ki neler görürsün nasıl korunursun.
Fakat kalpten iman ve ardından itimat gelecek, bu duygular olmazsa bu hikmetler olmaz.
İşte Hazreti ALLAH’ı zikir bu kadar tesirlidir Hazreti ALLAH’ın Melekleri seferber olur.
Biz araç  takla atarken LâilaheillALLAH  diye O'nun adını anmakla Hazreti ALLAH’a sığınmakla büyük acılardan kurtulduk çünkü arabadaki çoğu iş arkadaşlarımız bizi namaz kılarken gördüklerinde! kıl bize de dua et diyerek çaktırmadan alay ediyorlardı kaza sonucu ise hepsi hastahanelik oldular.
 
Hazreti ALLAH (c.c)  Zatını zikreden, zatına şükredenlerden olmamızı cümlemize nasip etsin inşaALLAH Selâmı aleyküm.
 
Kalpteniman


 
 

[TOP]

20.386 Ölü Yeryüzünü Ölümünden Sonra O Canlandırır Ey İnsanlar İşte Siz De Kabirlerinizden Böylece Çıkarılacaksınız.(Rum-19)

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ölü Yeryüzünü Ölümünden Sonra O Canlandırır Ey İnsanlar İşte Siz De Kabirlerinizden Böylece Çıkarılacaksınız.(Rum-19)


"Ölü Yeryüzünü Ölümünden Sonra O Canlandırır Ey İnsanlar İşte Siz De Kabirlerinizden Böylece Çıkarılacaksınız." (Rum 19)

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
 
"O ölüden diri çıkarır diriden de ölü çıkarır.
Yeryüzünü ölümünden sonra O canlandırır.
Ey insanlar! işte siz de kabirlerinizden böylece çıkarılacaksınız."
(Rum-19)
 
Kurumuş kara toprağa can veren ALLAH!
Kerih su olan meniden muhteşem bir insan yaratan ALLAH!
Gündüzü geceyle karartan, geceyi gündüzle canlandıran ALLAH!
Zatını dileyenlerin ölü kalplerini nuruyla canlandıran ALLAH.
 
İnsan oğlu bu mucizeleri görerek yaşıyor fakat sıradan bir hadiseymiş
gibi kabul ediyor gerçek imana kavuşamıyor.
Halbuki her yaratılmış esere ibret ve kalp gözüyle baksa bir çok ilâhi sırlara
mazhar olacak Hazreti ALLAH’a aşık olacaktır.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi O'nun yarattığı eserlerine ibret gözü ve kalp gözüyle
bakan, O'na aşık olanlardan eylesin. Amin
 
Kalpteniman

 
 

[TOP]

20.387 O Gün Dostun Dosta Hiç Bir Faydası Olmaz Kendilerine Yardım Da Edilmez,

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
O Gün Dostun Dosta Hiç Bir Faydası Olmaz Kendilerine Yardım Da Edilmez,


O Gün Dostun Dosta Hiç Bir Faydası Olmaz Kendilerine Yardım Da Edilmez,

 
Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"O gün dostun dosta hiç bir faydası olmaz kendilerine yardım da edilmez."(Duhan 41)
 
Hazreti ALLAH’ın o gün dediği hesap günü bize göre çok zaman sonra gibi deliyor inanmayana göre
ise hikaye geliyor ,
Halbuki geçmiş yıllarımızı düşünsek sessizce o güne doğru gitmekte olduğumuzu fark ederiz,
Saatlerin her gece sıfırdan yeni güne geçmesi, takvim yapraklarının her günün sonunda ömrümüzden
bir günün eksildiğini göstermesi yüzümüzün kırışması saçımızın ağarması bize hakikati gösteriyor fakat biz dünya telaşından  bunun farkına  varamıyor hesap gününe hazırlık yapamıyoruz,
 
Bu dünyanın geçici lezzetine kapılanlar Hazreti ALLAH’ı inkar edenler konumuzun dışında biz ahirete
ikinci ölümsüz hayata inananlara yazıyoruz inanmayanlarla işimiz yok ne halleri varsa onları görsünler,
Hazreti ALLAH (c.c), o gün dostun dosta faydası olmaz yardım da edilmez buyuruyor, ne korkunç değil mi?
Biz dönüşü olmayan o ahiret yurduna gitmeden tedbirimizi almalıyız inanmayan inkarcıların sözlerine
aldırmadan Hazreti ALLAH’ın gönlünü kazanmak için O'nun emrettiği şekilde yaşamalıyız hem bu geçici
dünyada huzurla yaşamalı hem de ölümsüz dünya hayatını kazanmalıyız,
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi O'nun emirlerine uyan ve rızasını kazananlardan olmamızı cümlemize nasip etsin inşaALLAH,
 
Kalpteniman

 
 
 

[TOP]

20.388 Ölü Kalplerin Dirilmesi

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Ölü Kalplerin Dirilmesi

 



Ölü Kalplerin Dirilmesi

Nefsinin esaretinden kurtulamıyan bir insan ölü mesabesindedir.
Yaşayan canlı cenazedir.
Dünyaya niçin geldiğini nereye gideceğini bilemez.
İki günlük hayatında Hakk ve hakikati bulamadan sermaye toplayamadan
nazargahı ilahi olan kalbini günahlarla doldurmuş olarak ahirete gider.
Şu kesin bir husustur ki, nefs hayat buldukça ruha ölüm düşüyor.
Resulullah s.a.v. Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Din nasihattir ."(Buhari)
Ağacın suya ihtiyacı olduğu gibi insanın da nasihate ihtiyacı vardır.
Bir insan sele kapılmış gidiyor onu kurtarmaya çalışmaz mısınız?
Delalet girdabına kapılmış nefsinin kölesi olmuş günah denizinde boğulmak üzere olan
bir insanı kurtarmak ona benzemez.
Onu kurtarmak onun ebedi hayatını kurtarmak demektir bir tarafta can kurtuluyor bir tarafta
iman kurtuluyor varın siz kıyas edin suda boğulmak üzere olanı kurtaramasak belki şehit olacaktı
fakat günah denizinde boğulan ise imansız olarak ahirete gidecek.
Resulullah s.a.v. Efendimiz buyuruyor ki:
"Senin vasıtanla Allahü Tealanın bir kişiyi hidayete erdirmesi senin için dünyadan ve içindekilere sahip olmaktan daha hayırlıdır."(Buhari)
Hakiki diriltme işte budur.
Onun için küfre kayanları nefsine tapanları kurtarmaya gayret edelim inşaAllah. 

Hatemi veli Hazretleri

 




 
 

[TOP]

20.389 Onlar o kimselerdir ki,halk kendilerine düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar onlardan korkun dediklerinde,bu söz onların imanlarını arttıtırır ve üstelik Allah bize yeter O ne güzel vekildir dediler..(Ali,İmran-173)

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
Onlar o kimselerdir ki,halk kendilerine düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar onlardan korkun dediklerinde,bu söz onların imanlarını arttıtırır ve üstelik Allah bize yeter O ne güzel vekildir dediler..(Ali,İmran-173)





Onlar o kimselerdir ki,halk kendilerine düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar onlardan korkun dediklerinde,bu söz onların imanlarını arttıtırır ve üstelik Allah bize yeter O ne güzel vekildir dediler..(Ali,İmran-173)Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde buyuruyor:
"Onlar o kimselerdir ki, halk kendilerine düşmanlarınız olan insanlar
size karşı ordu toplamışlar onlardan korkun dediklerinde. bu söz onların
imanlarını arttırdı ve üstelik ALLAH bize yeter O ne güzel vekildir dediler."

(Ali İmran-173)

Hazreti ALLAH (c.c) islâmın yayıldığında küffarın birleşip karşı koydukları
zamanda nur peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimizi ve
müminleri yalnız bırakmadığı gibi. bu zamanda da yalnız bırakmaz.
Yeter ki biz birlik olalım
"HasbünALLAH ve niğmel vekil" diyelim O'nu vekil
edelim O bize yeter inşaALLAH.

Hazreti ALLAH'ın yardımına her zaman çok ihtiyacımız var fakat bu günlerde
daha çok ihtiyacımız var.
Baksanıza Amerika başkanı Devletimize karşı YPG ordusu kurmuş içimizdeki
düşmanlar dışındaki düşmanlar birleşiyor birliğimizi bozmak için olanca güçleriyle uğraşıyorlar.

Devletimizi kalkınmasını isteyen bizler de ALLAH sevgisiyle Vatan sevgisiyle
birleşeceğiz şeytan ve nefslerine uymuş vatanımızın bölünmesine çalışan
düşmanlara karşı dik duracağız silah kullanmadan, kalemlerimizi kullanacağız.
Silah kullanmak ordumuza aittir zamanı geldiğinde kullanıyor da zaten.
Bu arada 24 haziran secimleri geliyor yine birlik ve beraberlige ihtiyacimiz var bizi idare eden idarecileimizi
yanliz birakmiyalim mazisi kara siyahsetcilerin önünü 
keselim. 

Ey sonsuz kudret sahibi tek bir olan ALLAH'ımız.
İslâm düşmanlarına karşı müminleri koruduğun gibi bu gün de devletimizi bölmek
isteyenlere karşı devletimizi koru.
Onların birliklerini boz kurdukları tuzaklarını kendi başlarına döndür.
Başta Amerika’nın, İsrail’in ve onlara uyan sahte vatan sevenlerin tuzaklarını boz onları darmadağın et...

HasbünALLAH ve niğmel vekil.
Hasbün ALLAH ve niğmel vekil.
Hasbün ALLAH ve niğmel vekil.
Niğmel Mevlâ ve niğmennasir.
Gufraneke Rabbena veileykelmasir.
Amin....

Kalpteniman

[TOP]

20.390 ÖLECEĞİNİ KESİN OLARAK BİLDİĞİ HALDE BANA DÖNMEYEN KULUMA ŞAŞARIM.

Previous topicNext topic
Help > KALPTENİMAN >
ÖLECEĞİNİ KESİN OLARAK BİLDİĞİ HALDE BANA DÖNMEYEN KULUMA ŞAŞARIM.


ÖLECEĞİNİ KESİN OLARAK BİLDİĞİ HALDE BANA DÖNMEYEN KULUMA ŞAŞARIM.
Her bir hastalığın musibet ve belânın kol gezdiği bitmeğe mahkûm bu dünyada
Hazreti ALLAH'ı aramamak Ona kulluk yapmamak ne büyük bedbahtlıktır.
Ne mutlu yaratanını bulana ona boyun büküp kulluk yapana.
Hazreti ALLAH (c.c)  bu hususta hadisi kudsisinde biz kullarına sitem ediyor ve
duyuruyor:
"Kesinlikle öleceğini hesap vereceğini bilen birinin Beni bırakıpta nasıl insanlarla yakın
dostluk kurduğuna şaşarım. Hiç şüphesiz Benden başka ilâh yoktur.
Muhammed Benim kulum ve Resulümdür."
(İmamı Gazali Hadisi Kudsi 1)

Evet, kendi kendimizi hesaba çekelim biz kimlerle dostluk kuruyoruz.
Dostluk nasıl olmalı?
Sen Onun gönderdiği kitaplarına kitapları getiren peygamberlerine inanmış
Ondan yana olmuşsan Onun dostları arasındasındır demektir
Onu bırakıp nefsimize ve nefsine esir olmuş insanları dost edinirsek onların gideceği yere
gitmekten kurtulamayız.
Fakat Hazreti ALLAH'ı sevenleri dost edinirsek onlarla birlikte Hazreti ALLAH'a dost oluruz.
Meşhur bir atasözü vardır hepimiz biliriz. “SÖYLE DOSTUNU DİYEYİM KİM OLDUĞUNU.”
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi zatına dost eylesin Amin.

Kalpteniman

.